30 Ağustos 2021 Pazartesi

Derdine derman araması buyrulan Dirençli Eyyûb

 

Derdine derman araması buyrulan, Dirençli Eyyûb

 


Eyyûb (أيّوب), İbranca איוב (iyov)’dur. Habeşçe “አዩብ” (āyubi) Sebetik ” 𐩱𐩺𐩨

 Akadça “ayyābu” eril, “ayyabtu” dişil, saldırgan, düşman, rakib, hasım,

İbranca “אִיּוֹב (ʾiyyôb)” nefret, אָיַב, (ʾāyab) akadçaya benzer anlamda, düşman olmak, nefret etmek anlamındadır (Çıkış: 23:22).

http://oracc.ub.uni-muenchen.de/dcclt/cbd/akk-x-stdbab/x00006350.html

Tanah’ta 42 bölümden oluşan Eyyûb Kitabı vardır.

 Eyyûb’un öyküsüne benzer MÖ 1700 tarihlenen Akadça “Ludlul bēl nēmeqi” (Bilgeliğin Rabbini Öveceğim) şiiridir. Ludlul bēl nēmeqi, 120 satırlık eşit uzunlukta 4 tablet halinde düzenlenmiştir. Kahraman “Šubši-mašrâ-šakkan”dır. Eyyûb Kitabıyla çok benzerdir. Eyyûb gibi, çok dindar olmasına, tüm ayinlere ve dualara uymasına rağmen korkunç acılara katlanır. 

Öykü özetle şöyledir;

Yüksek rütbeli zengin bir adam olan Šubši-mašrâ-Šakkan'ın kaderinin bir gün nasıl döndüğünü anlatır. Uğursuz belirtilerle kuşatıldığında, kralın gazabına uğradı ve yedi saray ona karşı her türlü fitneyi tasarladı. Bu onun mülkünü kaybetmesine neden oldu, “bütün malımı yabancı ayak takımına böldüler”, “şehrim bana düşman gözüyle bakıyor; gerçekten de toprağım vahşi ve düşmandır,”, “etim sarkık ve kanım çekildi”. Parçanın sonunda Marduk'un kendisine gönderdiği bir büyücü (Rahip/sihirbaz) tarafından iyileştirilir. 

 


https://ccp.yale.edu/P394923

https://archive.org/details/babylonianwisdom0000lamb/page/20/mode/2up?view=theater

 

Eloquent Peasant’'ın Öyküsü:



                (https://www.britishmuseum.org/collection/object/Y_EA10274)

Mısır'daki Orta Krallık döneminde MÖ 1850 civarında yazılmış bir Eski Mısır hikayesidir . Mısır edebiyatının klasik dönemi olan Eloquent’ın Öyküsü (ekhti-nefer-medu , "bir köylü konuşması"), halk masalı ve şiirinin birleşiminden oluşan bir yapıttır.

 Metinin kısa özeti şöyledir;



Öykünün kahramanları, Köylü Khun-anup ve eşeği, yüksek vekilharç Rensi ve açgözlü bir vasal olan Nemtynakht'tır. Nemtynakht, köylü Khun-Anup'un erzak yüklü eşeklerini fark eder ve  Khun-Anup'un eşeklerini ve mallarına el koyması için bir sebep sağlayacak bir tuzak tasarlar. Nemtynakht, Khun-Anup'un mallarına ve eşeklerine el koyar. Öykü Nemtynakht'ın adaletsiz davrandığını öne sürerek Khun-Anup'u döver. Khun-Anup, Nemtynakht tarafından haksız yere hırsızlıkla suçlanır. Khun-Anup, vekilharç Rensi'ye dilekçe verir ki, Rensi şikayeti krala bildirir. Kral, köylünün haksızlığa uğradığını fark eder.

Tanah’ta Eyyûb Kitâbı;

Eyüp Kitabı büyük felakete uğrayan doğru bir adamın çektiği acılan anlatır. Eyüp bütün çocuklarını, malını mülkünü yitirir, korkunç bir hastalığa ya­kalanır. Kitap, Eyüp ve üç arkadaşının bu felaketlere karşı gösterdikleri tepkiyi karşılıklı üç konuşmayla açıklamaktadır. İnsanlara yaklaşımı tartışılan Tanrı'nın bizzat kendisi sonunda Eyüp'e görünüyor.

 

Arkadaşları Eyüp'ün çektiği acıyı geleneksel dini kavramlarla açıklıyor. Tanrı'nın her zaman iyiliği ödüllendirip kötülüğü cezalandırdığını varsayıyor Eyüp'ün günah işlediği için bu acıları çektiğini düşünüyorlar. Ama bu düşünce Eyüp'ün durumunu açıklamak için çok yetersiz kalıyor. Eyüp bu acımasız cezayı hak etmemiştir. Çünkü alışılmışın ötesinde iyi ve doğru bir insandır. Kendisi gibi birisinin başına bu denli kötülük gelmesine Tanrı'nın nasıl izin verdiğini anlayamıyor, Tanrı'ya cesurca meydan okuyor. İmanını yitirmiyor, ama Tanrı'nın önünde aklanıp yeniden iyi insan olarak onuruna kavuşmak istiyor.

 

Tanrı Eyüp'ün sorularına yanıt vermez, ama ilahi güç ve bilgeliğinin şiirselliğiyle imanına karşılık verir. O zaman Eyüp Tanrı'nın yücelik ve bilgeliğini kabul eder, öfkeli ve kaba sözlerden ötürü tövbe eder.

 

Kitap, sonuç olarak Eyüp'ün eski gönencine nasıl kavuştuğunu, hatta daha da zengin olduğunu anlatır. Tanrı Eyüp'ün çektiği acıların nedenini anlama­yan arkadaşlarını azarlar. Yalnız Eyüp Tanrı'nın üstünlüğünü sezebilmiştir.

https://kutsal-kitap.net/bible/tr/index.php?mc=1&sc=457

 

Tanah'n Eyyûb Kitâbıında Eyyûb’un yaşadığı yere işaret vardır;

 Ûs ülkesinde Eyüp adında bir adam yaşardı. Kusursuz, doğru bir adamdı. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınırdı.” (Eyyûb: 1:1). 

İbranca “אֶרֶץ-עוּץ - 'erez-'Ūz”dur (أَرْضِ عُوصَ). ‘Uz Ülkesi, ‘Uz’un Aram olduğu söylenmiştir (Yaradılış: 22:21).

 Ağıtlar Kitabında Edom ile ilişkilendirilir;

“Ûs ülkesinde (עוץ בארץ) yaşayan Edom (אדום) kızı, sevin, coş, ancak kâse sana da gelecek, sarhoş olup soyunacaksın.” (Ağıtlar: 4:21).

Uz Ülkesi, tahmini olarak bugün Petra taraflarındadır.

 Kur’ân’da Eyyûb;

 Kur’ân’da Eyyûb için bir yere işaret edilmez, Tanah’taki Eyyûb Kitâbı gibi detaylı değildir.

 وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ” (21:83). Eyyûb kendine “الضُّرُّ/Zarar” değdiğinden bahseder, kelime belirlidir. “Bu Zarar” yine detaylandırılmaz. “Bu zarar”ın giderildiğine vurgu yapılır.

Başka bir bağlamda “الشَّيْطَانُ/Şeytan”ın değdiğinden bahsedilir. Şeytân, “Bitkinlik”le ve “Azab”la değmiştir Eyyûb’a.

Buradan Eyyûb’un bilinen bir Zarara uğradığı, Şeytân’ın da bu Zarar dolayısıyla Eyyûb’un Direncini Kırmak için “vesvese” verdiğini çıkarabiliriz. 

 اُرْكُضْ بِرِجْلِكَ هٰذَا مُغْتَسَلٌ بَارِدٌ وَشَرَابٌ (38:42)” Eyyûb’a bu ayette bir çözüm önerisi sunulmaktadır.

وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِبْ بِهٖ وَلَا تَحْنَثْ اِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا نِعْمَ الْعَبْدُ اِنَّهُ اَوَّابٌ” (38:44)."

 ارْكُضْ بِرِجْلِكَ”, “رَكَضَ” acele etmek, koşmak anlamında bir kelimedir.

Elmalılı bu kelimeyi şöyle tefsir eder; “ “رَكَضَ”, üzengi tepmek, kanad çırpmak kabîlinden olan harekettir.”

Eyyûb ayağıyla neyi tepecektir?

Yorumlar şöyledir;

قَوْلُهُ تَعَالَى:" ارْكُضْ بِرِجْلِكَ" الرَّكْضُ الدَّفْعُ بِالرِّجْلِ. يُقَالُ: رَكَضَ الدَّابَّةَ وَرَكَضَ ثَوْبَهُ بِرِجْلِهِ. وَقَالَ الْمُبَرِّدُ: الرَّكْضُ التَّحْرِيكُ، وَلِهَذَا قَالَ الْأَصْمَعِيُّ: يُقَالُ رَكَضْتُ الدَّابَّةَ وَلَا يُقَالُ رَكَضَتْ هِيَ، لِأَنَّ الرَّكْضَ إِنَّمَا هُوَ تَحْرِيكُ رَاكِبِهَا رِجْلَيْهِ وَلَا فِعْلَ لَهَا فِي ذَلِكَ. وَحَكَى سِيبَوَيْهِ: رَكَضْتُ الدَّابَّةَ فَرَكَضَتْ مِثْلَ جَبَرْتُ الْعَظْمَ فَجَبَرَ وَحَزَنْتَهُ فَحَزِنَ” “Ayağını yere vur!” (الرَّكْض الدَّفْع بِالرِّجْلِ) buyruğundaki fiilin mastarı (رَكَضَ الدَّابَّةَ وَرَكَضَ ثَوْبَهُ بِرِجْلِهِ):  “Ayakla itmek” demektir. Mesela: “Atı ayağıyla topukladı” ve “El¬bisesini ayağıyla itti” denilir. el-Muberred dedi ki: “Hareket ettirmek” demektir. (الْمُبَرِّد : الرَّكْض التَّحْرِيك)  Bundan dola-yı el-Esmaî: “Binek hareket ettirildi” denilir, “o hareket etti” denilmez, demiştir. Çünkü bu binicinin ayaklarını hareket ettir¬mesi anlamındadır. Bineğin bu fiilde bir katkısı yoktur. Sibeveyh de: “Ben ayağımla bineği topukladım, o da ayağını hareket ettirdi” kullanımını nakletmektedir (Kurtubi).

    رْكُضْ بِرِجْلِكَ وَالرَّكْضُ هُوَ الدَّفْعُ الْقَوِيُّ بِالرِّجْلِ، وَمِنْهُ رَكْضُكَ الْفَرَسَ، وَالتَّقْدِيرُ قُلْنَا لَهُ ارْكُضْ بِرِجْلِكَ” rekd ayakla, kuvvetli bir biçimde itmek, tepmek demektir. Nitekim “At, seni tepti”denilmesi de bu manadadır. Buna göre kelâmın takdiri, “Biz ona, “ayağınla tep” dedik” şeklinde olur (Râzî).

Yorumlarla birlikte ifadeye şöyle bir anlam verebiliriz;

“Dep ayağınla (bineğini)”,

“İşte Bu yıkanılacak serinlik bir yer ve bir içecek” veya “İşte Bu yıkanılacak su, serin ve bir içecek” yani hem yıkanılacak hem içilecek soğuk/serin bir su’dur. Çözüm olarak önerilen soğuk suyun, vücudun direncini, kan dolaşımı arttırdığı, cildi tazelediği bilinmektedir.

 وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثًا فَاضْرِبْ بِهٖ وَلَا تَحْنَثْ اِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا نِعْمَ الْعَبْدُ اِنَّهُ اَوَّابٌ” (38:44).

Eyyûb’a ayaktan sonra şimdi el ile yapılması istenen bir buyruk verilmiştir.

وَخُذْ بِيَدِكَ” “Tut elinle, bir tutam/deste, sonra vur tutam/deste” yani iki emri birleştirdiğimizde Eyyûb şunu yapacaktır, “ayağıyla tepecek, bir desteyle vuracaktır”

وَلَا تَحْنَثْ” ve  dönemeyecektir. Neden Dönmeyecektir Eyyûb?.

Bu çözüm olarak önerilen şeyler üzerine olmalıdır. Metinde Eyyûb’un hanımından hiç bahsedilmez iken, demetle ona vurdurulmuş, Eyyûb ayağıyla su çıkarmış olarak anlatılmıştır.

Oysa yorum şöyle olmalıydı;

Bedenen bitkinliğe ve azaba uğrayan Eyyûb’a, “Bineğini ayağınla dep, bir demetle ona vur (atla bineğine) işte (sana çözüm) bu yıkanılıp içilecek serin bir su” buna devam et, “Dirençli ol” . Devamında Eyyûb’un Dirençli olması övülür.

Eyyûb'la ilgili sanki şöyle bir şey buyrulmaktadır; 


   

 



 





Burada Eyyûb’a direncini arttırmak ve derdine bir derman sunulmaktadır. Ve bu öneride ısrarcı, dirençli olması.. 
Eyyûb kıssalarının yer aldığı bağlamlar, hicretten öncedir. Yani Mekke şartlarıdır. Dinleyenlere adeta dirençli olmayı ve Mekke ortamından kurtulacak bir çözüm peşinde olmaları öğütlenmektedir. 

Ne mutlu dertlerine direnenlere ve çözüm arayanlara...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...