“أَصْحَابِ مَدْيَنَ”
(9:70)
Tevrât ve
İncîl’de Medyen
Midyan (מדין, مِدْيَانَ, ܡܕܝܢ, Midian, Μαδιάμ,
Madian)
“İbrahim
bir kadınla daha evlendi. Kadının adı Ketura'ydı
(1). Ondan Zimran, Yokşan, Medan, Midyan (מדין),
Yişbak, Şuah adlı çocukları oldu (2). ” (Tevrât,
Yaradılış: 25:1,2, Bak 25:4).
“Midyanlı
tüccarlar oradan geçerken, kardeşleri Yusuf'u
kuyudan çekip çıkardılar, yirmi gümüşe İsmaililer'e
sattılar. İsmaililer Yusuf'u Mısır'a
götürdüler. ” (Tevrât, Yaradılış: 37:28).
“Ertesi gün Musa,
kavga eden iki İbrani'yle karşılaşınca onları barıştırmak istedi. 'Efendiler'
dedi, 'Siz kardeşsiniz. Niye birbirinize haksızlık ediyorsunuz?' (26). "Ne
var ki, soydaşına haksızlık eden kişi Musa'yı yana iterek, 'Kim seni başımıza
yönetici ve yargıç atadı?' dedi (27). 'Yoksa dün Mısırlı'yı öldürdüğün gibi
beni de mi öldürmek istiyorsun?' (28). Bu söz üzerine Musa Midyan ülkesine kaçtı. Orada gurbette yaşadı ve iki
oğul babası oldu (29).” (İncîl, İşler: 7:26-29).
“Firavun
olayı duyunca Musa'yı öldürtmek istedi.
Ancak Musa ondan kaçıp Midyan yöresine gitti.
Bir kuyunun başında otururken (15). Midyanlı bir kâhinin yedi kızı su çekmeye
geldi. Babalarının sürüsünü suvarmak için yalakları dolduruyorlardı (16)” (Tevrât, Çıkış:
2:15).
“Musa
kayınbabası Midyanlı Kâhin Yitro'nun sürüsünü güdüyordu. Sürüyü çölün
batısına sürdü ve Tanrı Dağı'na, Horev'e vardı. ”
(Tevrât, Çıkış: 3:1).
“Moav ve Midyan ileri gelenleri falcılık ücretini alıp
gittiler. Balam'a varınca Balak'ın bildirisini ona ilettiler. ” (Tevrât,
Çölde Sayım: 22:7).
“Ekin ektikleri vakit, Midyanlılar, Amalekliler (עֲמָלֵק,عماليق) ve öbür doğulu halklar topraklarına
girip ” (Tevrât, Hakimler: 6:3).
“Deve
sürüleri, Midyan'ın ve Efa'nın deve yavruları
Senin topraklarını dolduracak. Bütün Saba halkı geliyor, Altın ve günnük
getiriyor, RAB'bin erdemlerini ilan ediyorlar. ” (Tevrât, Yeşaya: 60:6).
Tevrât ve İncîl’de Medyen ve Mûsâ arasında
ilişki vurgulanır.
Kur’an’da ise hem Mûsâ ve hem Şu’ayb ile
ilgilidir Medyen;
Şu’ayb:
“وَاِلٰى مَدْيَنَ اَخَاهُمْ شُعَيْبًا”
(7:85, 11:84, 29:36).
Mûsâ:
“وَاَصْحَابُ مَدْيَنَ وَكُذِّبَ مُوسٰى
فَاَمْلَيْتُ لِلْكَافِرٖينَ ثُمَّ اَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكٖيرِ” (22:44).
“وَلَمَّا
تَوَجَّهَ تِلْقَاءَ مَدْيَنَ قَالَ عَسٰى رَبّٖى
اَنْ يَهْدِيَنٖى سَوَاءَ السَّبٖيلِ”
(28:22).
“اِذْ
تَمْشٖى اُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ
اِلٰى اُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا
فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنٖينَ فٖى اَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلٰى قَدَرٍ يَا مُوسٰى”
(20:40).
“وَلَمَّا
وَرَدَ مَاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ اُمَّةً
مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِنْ دُونِهِمُ امْرَاَتَيْنِ تَذُودَانِ قَالَ
مَا خَطْبُكُمَا قَالَتَا لَا نَسْقٖى حَتّٰى يُصْدِرَ الرِّعَاءُ وَاَبُونَا
شَيْخٌ كَبٖيرٌ”
(28:23).
“وَلٰكِنَّا اَنْشَاْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ وَمَا كُنْتَ ثَاوِیًا فٖى اَهْلِ
مَدْيَنَ تَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِنَا وَلٰكِنَّا كُنَّا مُرْسِلٖينَ” (28:45).
Ptolemy’de “Modiana” ve
“Madiana” (VI. 7, 27) şeklinde geçen iki yer vardır, “Modiana”nın
“Meyden” olma ihtimali daha yüksektir.
Josephus’ta Medyen’den
bahseder;
“And when he came to the city of Midian, which lay upon the Red
Sea” (Antik. II. xi. 1).
http://penelope.uchicago.edu/josephus/ant-2.html
https://www.gutenberg.org/files/2848/2848-h/2848-h.htm#link22HCH0011
Josephus'un
bahsettiği Medyen, Kızıldeniz kıyısındadır, Ptolemy’de geçen yere konum olarak uymaktadır.
Ptolemy ve Josephus’un bahsettiği yer bugün
aşağıdaki gibi gösterilebilir;
el-Bed’a (البدع), Mango ve diğer meyve ağaçlarıyla
çevrili, sığ kuyulardan kolayca su elde edilen bir bölgede yer alan oldukça
büyük bir vahadır.
el-Bed’a , Suudi Arabistan'ın Tebük
Bölgesi'nde bulunan bir şehirdir. Batıda Tebuk’le Kızıl Deniz arasında bir
yerdir.
Antik Medyen kalıntılarının bulunduğu yer Tayyîb el-ism (
وادي طيب إسم) vadisidir.
Bol su kuyularının bulunduğu bir yerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder