TEMİRKAPIG 11.
Dil ve Gerçeklik
Zu’l-Qarneyn’nin peşine düştüğü “neden” çok gerçekçiydi:
“Yakındoğu'daki kararsız güç dengesi Lydia kralı Kroisos'un tepkisinden
de anladığımız üzere Pers zaferiyle zarar görmüştü. Artık Medlerle Lydia
arasındaki anlaşma geçerli olmadığına göre Lydia kralının Lydia'nın yayılmacı
emellerini gerçekleştirmek için durumu fırsat bildiği görülür. Kappadokia
sınırını geçerek Pteria'da (Boğazköy?) Pers ordusuyla karşı karşıya gelir.” (Amelie
Kuhrt, Eskiçağ’da Yakındoğu Yaklaşık M.Ö. 3000-330 C.II, (Çeviren: Dilek
Şendil). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009/369).
Kûrûş Lidya Krallığını ele geçirdiğinde Anadolu’ya da egemen
olmuştu, bu Doğu-Batı arasında Kara ve Deniz ticaret
yollarına da egemen olmak demekti. Doğudaki
Sınırları Ege Denizine ulaşmıştı.
“Çift Boynuz Sahibi” unvanı da bu nedenle verilmiş olsa gerek. Doğu
ve Batıya hükmeden kral.
“حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ
الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا”
(18:86).
Gün batımı yeri
Gün batımı zamanı
Gün batımı noktası
“Güneşin Batısı”
Bu betimleme Zu’l-Qarneyn’in ilk defa güneşin Denizde batışına
tanıklık ettiğini veya Güneşin bir doğa olayı olarak Denizde nasıl battığını
fiziksel gerçeklikle açıklıyor değildir. Tamamen “Günlük Dil”le geldiği “sınır
noktasını” betimliyor olmalıdır.
Türkçedeki “Batı” kelimesi ise “batmak” eyleminin kökünden türetilmiştir.
Kültigin Anıtında Bilge Kağan Devlet Sınırlarını “Güneşe” göre
konumlandırır.
G2:
“𐱃𐰸𐰆𐰕: 𐰆𐰍𐰕: 𐰋𐰏𐰠𐰼𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰃: 𐰉𐰆: 𐰽𐰉𐰢𐰤: 𐰓𐰏𐰇𐱅𐰃: 𐰾𐰃𐰓: 𐰴𐱃𐰍𐰑𐰃: 𐱅𐰃𐰭𐰞𐰀: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰚𐰇𐰤: 𐱃𐰆𐰍𐰽𐰴𐰀: 𐰋𐰃𐰼𐰏𐰼𐰇: 𐰚𐰇𐰤: 𐰆𐰺𐱃𐰆𐰾𐰃𐰭𐰺𐰆: 𐰸𐰆𐰺𐰃𐰍𐰺𐰃: 𐰚𐰇𐰤: 𐰉𐱃𐰾𐰶𐰃𐰭𐰀: 𐰘𐰃𐰺𐰍𐰺𐰃: 𐱅𐰇𐰤: 𐰆𐰺𐱃𐰆𐰾𐰃𐰭𐰺𐰆: 𐰦𐰀: 𐰃𐰲𐰼𐰚𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰴𐰆𐰯: 𐰢𐰭𐰀: 𐰚𐰇𐰼𐰼:𐰉𐰆𐰨𐰀: 𐰉𐰆𐰑𐰣”
tokuz: oguz: begleri̇: boduni: bu: sabımın: edgüti̇: işi̇d:
katıgdi: tiŋla: i̇lgerü: kün: togsıka: bi̇rigerü: kün: ortusiŋaru: kurigari:
kün: batsikiŋa: yirıgari: tün: ortusiŋaru: anda: i̇çreki̇: bodun: kop: maŋa:
körür: bunça: bodun:
Dokuz Oğuz beğleri, bodunu, bu savımı iyice işit, katıca dinle. İleri gün doğusuna, beride gün ortasına, geride gün batısına,
yırıda tün ortasına, anda içindeki boylar hep bana görür. Bunca bodunu
Yani “İleride gün doğusuna, güneyde gün
ortasına kadar, geride gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bu (sınırlar)
içindeki (bütün) halklar hep bana tabidir.”
“Otuz Tatar halkı ... ... ... Dokuz Oğuz Beyleri ve halkı, bu
sözümü iyice işitin, sıkıca dinleyin! Doğuda güneşin doğduğu yere, güneyde
aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı yere, kuzeyde karanlığın ortasına
kadar, bu sınırların içerisindeki halkın tamamı bana bağlıdır. Bu kadar halkın”
Kültigin yazıtlarını okuyan biri devlet sınırlarının “Günlük Dil”le
betimlendiğini görecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder