30 Haziran 2021 Çarşamba

TEMİRKAPIG (17)


 



The Ariaspians: Hayır Severler (εὐεργέτης/Benefactors)

قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا (94) قَالَ مَا مَكَّنِّي فِيهِ رَبِّي خَيْرٌ فَأَعِينُونِي بِقُوَّةٍ أَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْمًا (95)

Kim olabilir bu halk?

CHAPTER XXVII.

Treatment of Amyntas.—The Ariaspians.

“He now arrived in the land of the people formerly called Ariaspians, but afterwards named Euergetae, because they assisted Cyrus, son of Cambyses, in his invasion of Scythia.492 Alexander treated these people, whose ancestors had been serviceable to Cyrus, with honour; and when he ascertained that the men not only enjoyed a form of government unlike that of the other barbarians in that part of the world, but laid claim to justice equally with the best of the Greeks, he set them free, and gave them besides as much of the adjacent country as they asked for themselves; but they did not ask for much.”

https://www.gutenberg.org/files/46976/46976-h/46976-h.htm#FNanchor_492

“ Şimdi, önceleri Ariaspians olarak adlandırılan, ancak daha sonra Euergetae (Hayırsever) olarak adlandırılan halkın ülkesine geldi, çünkü Cambyses oğlu Cyrus'un İskit istilasına yardım ettiler.”

81 1 After his hands were free of this affair and he had settled things in Dranginê, Alexander marched with his army against a people who used to be called Arimaspians but are now known as Benefactors for the following reason. That Cyrus who had transferred the rule from the Medes to the Persians was once engaged in a campaign in the desert and running out of provisions was brought into extreme danger, so that  for lack of food the soldiers were constrained to eat each other, when the Arimaspians appeared bringing thirty thousand wagons laden with provisions. Saved from utter despair, then, Cyrus gave them exemption from taxation and other marks of honour, and abolishing their former appellation, named them Benefactors”

https://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/Diodorus_Siculus/17D*.html

Diodorus'un anlattığına göre, Pers İmparatorluğu'nun kurucusu, erzakları bittiğinde 'çölde' sefer yapıyordu. Yemek için çaresiz kalan askerleri birbirlerini yemeye başladılar. Diodorus'un açıklayamadığı nedenlerden dolayı Arimaspyalılar, yiyecekle dolu en az otuz bin araba ile Cyrus'un yardımına geldiler. Şükran olarak, Cyrus kabileyi vergi ödemekten muaf tutmanın yanı sıra ona 'başka onur işaretleri' de verdi. Ayrıca isimlerini kaldırarak yerine 'Hayırseverler' koydu.

İsa onlara, Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen kesilirler. İleri gelenleri de kendilerine iyiliksever (ευεργεται) unvanını yakıştırırlar" dedi.” (İncîl, Luka’ya Göre: 22:25).

فَقَالَ لَهُمْ: «مُلُوكُ الأُمَمِ يَسُودُونَهُمْ وَالْمُتَسَلِّطُونَ عَلَيْهِمْ يُدْعَوْنَ مُحْسِنِينَ. ” (ASVD).

29 Haziran 2021 Salı

TEMİRKAPIG (16).

 

"Yê'cüc Mê'cüc"




ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا (92) حَتَّى إِذَا بَلَغَ بَيْنَ السَّدَّيْنِ وَجَدَ مِنْ دُونِهِمَا قَوْمًا لَا يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ قَوْلًا (93) قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا (94)

السَّدَّيْنِ Eril-ikil “şu-İkised” anlamındadır.

Diğer kullanımları şunlardır;

قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا(18:94).

وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ (36:9).

سد” Sözlükte “kapatmak, engellemek” anlamındadır.

سد مأرب” ise Me’rib barajı anlamındadır.

“Sonunda şu-İkiSeddin arasına ulaştığında”

بَيْنَ” kelimesi “arasında” anlamında “ظرف مكان”dır, semitik kullanımı seslendirmede ortaktır;

Ugarit: “𐎁𐎐 (bn)”

Aramca: 𐡁𐡉𐡍  (byn)”

İbranca: “ בֵּין  (byn )”

Sebetik: 𐩨𐩺𐩬 , 𐩨𐩬 (byn, bn)”

Habeş: “በይነ  (beyne)”

مِنْ دُونِهِمَا” ise “o ikisinin yanı sıra” anlamındadır.

“Sonunda şu-iki Engelin arasına ulaştığında o iki (engelin) yanı sıra bir halk buldu”

28 Haziran 2021 Pazartesi

TEMİRKAPIG (15).

 


حَمِئَةٍ

Kelimesi için; “الحرارة” yani kızmak, kızışmak, sıcaklık anlamı verildiği gibi, “حَمَا ” korudu, korumak, barındırmak yani Himaye (حِماية), Hami (حامٍ) anlamına da verilmiştir.

حَامِی الْحُمَیَّا”, “وحميت أنفي مَحْمِيَة”, “وحميت المريض حَمْياً،”, حميت المكان حمى  (Ragıb).

عَيْنٍ” kelimesinin “Çeşme” anlamında kullanılmış olabileceğini söylememizin nedeni, hem sözlüklerde bulunması hem de coğrafi bir yer olarak var olması idi. “حَمِئَةٍ” kelimesine “Himaye” anlamını tercih sebebimiz hem sözlük anlamı ve hem akış (siyaq-sibaq) ilgidir. Yani;

لَمْ نَجْعَلْ لَهُمْ مِنْ دُونِهَا سِتْرًا” (18:90)

سِتْرًا”; “örtmek, gizlemek” mânasındaki setr kökünden türeyen ve “örtü, perde, arkasına gizlenilen ağaç vb. şey” anlamına gelir. Bu ayet 18:86 bahsedilen yerin zıddı gibidir, Güneş’e karşı korunaksız, su kıtlığı çekilen, bir yer. Bu bozkır yaşamını betimliyor olabilir. Bozkır veya stepfiziki coğrafyada kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız ekolojik bölge anlamındadır.


 

حَتّٰى اِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلٰى قَوْمٍ” (18:90).



Bu ayet, Zu’l-qarneyn’nin Doğu Seferi, daha doğru deyişle Asya Seferi şeklinde anlaşılmalıdır.



“Herodotos’a göre, Büyük Kyros Lydia Krallığı’nı ele geçirdikten sonra sıradaki düşmanlarının Babilliler, Bactrialılar, Sakalar ve Mısırlılar olduğunu görür ve Anadolu’daki yerli halkların egemenlik altına alınması için komutanlarını görevlendirerek Ekbatana’ya döner. Görevlendirdiği komutanlar Anadolu’da faaliyetlerde bulunurken Büyük Kyros, Herodotos’un Yukarı Asya dediği Orta Asya’da yerli kavimler üzerinde hâkimiyet kurmakla meşgul olmuştur. Herodotos, bu kavimlerin çoğundan bahsetmeyeceğini, sadece Büyük Kyros’a en çok direnenlerden söz edeceğini söylemiştir. Yine Herodotos’un verdiği bilgilere göre, Büyük Kyros Orta Asya’daki yerli halkları boyunduruk altına aldıktan sonra Yeni Babil Krallığı üzerine yürüyerek bu krallığa da son verir ve Massagetleri de imparatorluğuna dâhil etmek amacıyla Orta Asya’ya ikinci bir sefer düzenlemiştir (Herodotos, I. 153, 177, 178, 201). Berossus ise Büyük Kyros’un Asya’nın geri kalanını aldıktan sonra Babil üzerine yürüdüğünü belirtmektedir (FGrHist vol. III C 1 364-97. Berossus= 680)” (Pers Kralı Büyük Kyros’un (MÖ 559-530) Orta Asya Seferleri ve Ölümü, Eray KARAKETİR, )

27 Haziran 2021 Pazar

TEMİRKAPIG (14).

 


TEMİRKAPIG 14.

“Korunaklı/barınaklı/Liman Çeşme”

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ” (86)

Kûrûş üzerinden yaptığımız yorumlarda ve yolculukta, Ege Denizi, Sardis, İzmir’e kadar gelmiştik.

عَيْنٍ حَمِئَةٍ” ifadesi, üzerinde kelime tahlillerine girişilmesine rağmen ikna edici bir sonuca ulaşılamamıştır. Bu ifade üzerinde birçok tartışma günümüze kadar gelmiştir.

عَيْن

Kelimesi; Göze, pınar, kaynak, akarsu, çeşme şeklinde Türkçeye çevrilebilir.

Kelimenin Yunanca, Pers Dilinde karşılığı aşağıdaki gibidir;

 Eski Yunanlılar için Kísos (Κύσος) ve Kríni (Κρήνη) Pınar başı, Tsesmé (Τσεσμέ)

 Proto-Iranian *čášma, Proto-Indo-Iranian *čáćšma,  Sanskrit चाक्ष्म cākṣmá

Eski persçe “𐎨𐏁𐎠𐎶𐎴 (c-š-a-m-n /cašman-/)”

Avesta (cašman)”

چشمهKaynak čšmk' /čašmag, چشم (češm, “göz”) + ـه (-e)

Kûrûş’un İzmir’e kadar geldiğini belirtmiştik. İzmir’de “Çeşme” adıyla anılan bir ilçe vardır.

Antik çağda Cyssus adıyla anılan Çeşme’nin bugünkü adını denizcilerin su temin ettikleri “çeşme”’lerden aldığı sanılmaktadır. Çünkü Çeşme’nin en önemli özellikleri içme suyu ve limanıdır. Son derece korunaklı bir limana sahip Erythrai’nin Mısır, Kıbrıs ve batı ülkeleri ile ilişki kurduğu ve ticaretini geliştirdiği bilinmektedir. Ülkemizin başlıca turizm merkezlerinden biri olan, uluslararası bir üne sahip Çeşme ve töresinde halk, antik çağda İon birliğinden olan Erythrai’nin (Ildırı) kalıntıları ile iç içe yaşamaktadır.

Denizin içinden kaynayan sıcak termal suları, Ilıca Plajı’nı ve yöredeki diğer plajları büyük birer termal havuz haline getirir. Ilıca’daki büyük, küçük konaklama tesisleri, yoğun bir turist kapasitesinin ihtiyacını karşılayabilecek durumdadır. Ilıca’nın önemini arttıran en önemli özellik, termal olanaklarıdır. Birçok küçük, otel ve pansiyonlarda bile kaplıca suyu vardır.

 https://www.izmirdergisi.com/tr/turizm/deniz-kum-gunes/132-ilica-plaji

عَيْنٍ حَمِئَةٍ” ile ilgili yorum yukarıda yazdıklarımızdan anlaşılacağı üzere İzmir “Çeşme” ile bağlantıdır.

Kûrûş’ın Batı Devlet Sınırlarının İzmir’e uzanması, kelimenin aynı şeyi işaret etmesi, Fenikelilerden bugüne “Çeşme”nin bir liman kenti olması büyük ihtimal bu ifadenin İzmir’in “Çeşme” ilçesine işaret ettiği yönündedir.



25 Haziran 2021 Cuma

TEMİRKAPIG (13).

 TEMİRKAPIG 13.

ADİL Ve MERHAMETLİ KRAL 

وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا قُلْنَا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا (86) قَالَ أَمَّا مَنْ ظَلَمَ فَسَوْفَ نُعَذِّبُهُ ثُمَّ يُرَدُّ إِلَى رَبِّهِ فَيُعَذِّبُهُ عَذَابًا نُكْرًا (87) وَأَمَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُ جَزَاءً الْحُسْنَى وَسَنَقُولُ لَهُ مِنْ أَمْرِنَا يُسْرًا (88)

Kûrûş’un Lidya Seferi nedeniyle Sardis’e kadar geldiğini daha önce belirtmiştik.

Perslerin Kroisos'u yenilgiye uğratması Lydia'nın bağımsızlığının ve hanedanlığının sonu demekti, fakat Sardes kuzeybatıdaki en önemli Akhamenid eyaletinin başkenti oldu, Lydia kültürüyle dilinin gelişimi de sürdü. Sardes, ilerleyen yüzyıllarda da antik dünyanın en büyük kentlerinden biri olarak kaldı (Amelie Kuhrt, Eskiçağ’da Yakındoğu Yaklaşık M.Ö. 3000-330 C.II, (Çeviren: Dilek Şendil). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009/256).

Gerek Heredot, gerek Diodorus ve gerekse xenophon Kûrûş’un Lidya Halkına kötü davranmadığını belirtirler. Anlatılanlar doğru ise Kûrûş, Lidya Kralı Kroisos’un hayatını bağışladığı gibi onu yanına danışman olarak alır.

“Kroisos'un yazgısıyla ilgili kanılar çelişkilidir; Herodotos'a göre Pers kralının sarayında değer verilip saygı gören bir danışman olmuştu.” (Amelie Kuhrt, Eskiçağ’da Yakındoğu Yaklaşık M.Ö. 3000-330 C.II, (Çeviren: Dilek Şendil). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009/369).

“Herodotos’un anlatısına göre, Kyros’un Lidya’nın isyanına karşılık bir baba gibi çocuklarının kusurlarını affedip onları eğitmesi daha evvel Lidya’nın babası gibi olan Kroisos’un öğüdü ile mümkün olur…”

“Kyros da zaten “baba”dır. Böylece Lidyalılar için Kroisos’un öğüdünü dinleyerek onlara bir baba gibi davranıp onları yola getirir”

“Bu yüzden Kyros bu adamların erdemli olmaları için önce kendisi erdemli olur sonra da bunlara örnek olur. Kyros’un adamları Kyros’u örnek alarak iyi adamlar olurlar.” (AISKHYLOS, HERODOTOS VE KSENOPHON’DA PERSLER, Doktora Tezi
Esra YALAZI, Ankara-2019
)

“Kroisos uzun zaman Büyük Kyros’un yanında saygın bir şekilde yaşamıştır. Öyle ki, Büyük Kyros Massagetlere karşı seferden dönene kadar imparatorluğun idaresini oğluna bırakmış ve oğlunu Kroisos’a iyi davranması konusunda öğütlemiştir. Ekbatana’ya doğru içi rahat şekilde yoluna devam eden Büyük Kyros, Ionialılarla mücadele etmeleri için birkaç generalini Lydia’da bırakmayı uygun görmüştür” (Persler Anadolu’da: Büyük Kyros’un Lydia Seferi ve Sonuçları, Eray Karaketir, Uluslararası Tarih Araştırmaları dergisi, Haziran, 2018/2/1).

“Perslere esir düşen Lidya kralı Kroisos, Kaldelileri durdurması yönünde II. Kyros’a
tavsiyeler vermiştir “Cyrus, Kroisos'un önerdiği gibi yapmayı kabul etti.” (7.5.14)

https://www.iranchamber.com/history/xenophon/cyropaedia_xenophon_book7.php

Tarihsel anlatılar Kûrûş’un Lidya Seferindeki tavrı, Kehf Sûresi 85-88 arasında Zu’l-Qarneyn’nin tavrına oldukça benzemektedir.

“Gerek çivi yazılı belgelerden gerekse Antikçağ yazarlarının eserlerinden
edindiğimiz bilgilere göre II. Kyros, Yeni Babil Krallığı’nı ele geçirirken büyük bir
direnişle karşılaşmamıştır. Bunun en önde gelen sebebi Babil halkının Nabonidus’un
idari ve dini uygulamalarından memnun olmamaları neticesinde II. Kyros’u bir
kurtarıcı olarak görmeleridir. Perslerin daha önce ele geçirdikleri yerlerde
uyguladıkları hoşgörülü ve adil yönetim, Babil halkının Perslerin egemenliği altında
yaşama konusundaki düşüncelerini olumlu yönde etkilemiş olabilir.” ((Pers Kralı ıı. Kyros Hayatı, Şahsiyeti ve Siyasi Faaliyetleri, Eray Karaketir, Yüksek Lisans Tezi,Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler enstitüsü Tarih Anabilimdalı, Konya/2015/71).)

TEMİRKAPIG (12)

 

TEMİRKAPIG 12.

DİL ve GERÇEKLİK

“GÜNLÜK DİL”



Güneşin Batısı ve Doğusu ve Sınırlar:

Bugün olduğu gibi eski insanlar sınırlar konusunda takıntılı değillerdi. Çoğu kez Nehirler, dağlar, denizler, büyük su kütleleri yani doğal sınırlardı.

Sınır olarak “günlük yürüyüş” mesafesini de kullanmışlardır.

Kallias Barışı’na göre Persler, İyonya kentlerinin özerkliklerini kabul edecek ancak toprağın yönetimi Persler tarafından sağlanacaktı. Pers kara ordusu Batı Anadolu’nun deniz kıyılarına üç günlük mesafeye kadar yaklaşamayacak böylelikle bölge askerlerden arındırılmış olacaktı.

***

 

A-na-kû (KI) Kap-ta-ra (KI) mâtâti ebirti[tâ]mti elîti

Tilmun (KI) Mǎ-gan-na (KI) mâtâti ebirti tâmti šaplîti

ǔ mâtâti ištu it šamši adî erêb šamši

ša Šarru-gi-na šar kiššati adî III-šu qât-su ik-šu (!)-du

 

The Land of Lead, Kaptara, lands beyond the -Upper Sea.

Tilmun, Maganna, lands beyond the Lower Sea.

And the lands from sunrise to sunset,

Which Sargon, king of the world, conquered up to his third (year?).

“Ve gün doğumundan gün batımına kadar olan topraklar”

https://www.jstor.org/stable/593503

***

γῆν τὴν Περσίδα ἀποδέξομεν τῷ Διὸς αἰθέρι ὁμουρέουσαν. οὐ γὰρ δὴ χώρην γε οὐδεμίαν κατόψεται ἥλιος ὅμουρον ἐοῦσαν τῇ ἡμετέρῃ (HERODOTUS, The Persian Wars, LCL 119: 310-311).

https://www.loebclassics.com/view/herodotus-persian_wars/1920/pb_LCL119.311.xml

 

“we shall make the borders of Persian territory and of the firmament of heaven to be the same; for no land that the sun beholds will lie on our borders, but I will make all to be one country, when I have passed over the whole of Europe. ”

“Pers topraklarını Tanrı'nın göğünün eriştiği yere kadar genişleteceğiz. O zaman güneş sınırlarımızın ötesinde hiçbir yerde parlamayacak.

***

Güçlü olan Tanrı, RAB konuşuyor; Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar Yeryüzünün tümüne sesleniyor.” (Tevrât, Mezmurlar: 50:1).

***

TDK Sözlük;

“Güneşin battığı yöndeki ülkeler bölgesi, Garp, Doğu karşıtı.”

“Yeryüzündeki başlıca dört yönden güneşin battığı yön, gün batısı, günindi, garp, mağrip, doğu karşıtı:”

“Güneşin 22 Mart'ta ve 23 Eylül'de battığı nokta”

“Siyasal anlamda Avrupa ve Kuzey Amerika”

***

Nasa:



“On May 19, 2005, NASA's Mars Exploration Rover Spirit captured this stunning view as the Sun sank below the rim of Gusev crater on Mars. This Panoramic Camera mosaic was taken around 6:07 in the evening of the rover's 489th Martian day, or sol.”

https://www.nasa.gov/multimedia/imagegallery/image_feature_347.html

 

***

Bogaziçi Kandilli Rasathanesi:

"Batı Uzanımda, İç gezegen Güneş'in batısında olur, Güneş doğmadan önce doğar ve sabaha karşı gözlenir." Doğu Uzanımda, Güneş'in doğusunda olur, akşamları Güneş battıktan sonra batı ufkunda görülür"



https://astronomi.boun.edu.tr/gezegenler-2021-0

 



 

23 Haziran 2021 Çarşamba

TEMİRKAPIG (11).

          TEMİRKAPIG 11.


Dil ve Gerçeklik

Zu’l-Qarneyn’nin peşine düştüğü “neden” çok gerçekçiydi:

“Yakındoğu'daki kararsız güç dengesi Lydia kralı Kroisos'un tepkisinden de anladığımız üzere Pers zaferiyle zarar görmüştü. Artık Medlerle Lydia arasındaki anlaşma geçerli olmadığına göre Lydia kralının Lydia'nın yayılmacı emellerini gerçekleştirmek için durumu fırsat bildiği görülür. Kappadokia sınırını geçerek Pteria'da (Boğazköy?) Pers ordusuyla karşı karşıya gelir.” (Amelie Kuhrt, Eskiçağ’da Yakındoğu Yaklaşık M.Ö. 3000-330 C.II, (Çeviren: Dilek Şendil). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009/369).

Kûrûş Lidya Krallığını ele geçirdiğinde Anadolu’ya da egemen olmuştu, bu Doğu-Batı arasında Kara ve Deniz ticaret yollarına da egemen olmak demekti. Doğudaki Sınırları Ege Denizine ulaşmıştı.

“Çift Boynuz Sahibi” unvanı da bu nedenle verilmiş olsa gerek. Doğu ve Batıya hükmeden kral.

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا” (18:86).

Gün batımı yeri

Gün batımı zamanı

Gün batımı noktası

“Güneşin Batısı”

Bu betimleme Zu’l-Qarneyn’in ilk defa güneşin Denizde batışına tanıklık ettiğini veya Güneşin bir doğa olayı olarak Denizde nasıl battığını fiziksel gerçeklikle açıklıyor değildir. Tamamen “Günlük Dil”le geldiği “sınır noktasını” betimliyor olmalıdır.

Türkçedeki “Batı” kelimesi ise “batmak” eyleminin kökünden türetilmiştir.



Kültigin Anıtında Bilge Kağan Devlet Sınırlarını “Güneşe” göre konumlandırır.

G2:

𐱃𐰸𐰆𐰕: 𐰆𐰍𐰕: 𐰋𐰏𐰠𐰼𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰃: 𐰉𐰆: 𐰽𐰉𐰢𐰤: 𐰓𐰏𐰇𐱅𐰃: 𐰾𐰃𐰓: 𐰴𐱃𐰍𐰑𐰃: 𐱅𐰃𐰭𐰞𐰀: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰚𐰇𐰤: 𐱃𐰆𐰍𐰽𐰴𐰀: 𐰋𐰃𐰼𐰏𐰼𐰇: 𐰚𐰇𐰤: 𐰆𐰺𐱃𐰆𐰾𐰃𐰭𐰺𐰆: 𐰸𐰆𐰺𐰃𐰍𐰺𐰃: 𐰚𐰇𐰤: 𐰉𐱃𐰾𐰶𐰃𐰭𐰀: 𐰘𐰃𐰺𐰍𐰺𐰃: 𐱅𐰇𐰤: 𐰆𐰺𐱃𐰆𐰾𐰃𐰭𐰺𐰆: 𐰦𐰀: 𐰃𐰲𐰼𐰚𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰴𐰆𐰯: 𐰢𐰭𐰀: 𐰚𐰇𐰼𐰼:𐰉𐰆𐰨𐰀: 𐰉𐰆𐰑𐰣

tokuz: oguz: begleri̇: boduni: bu: sabımın: edgüti̇: işi̇d: katıgdi: tiŋla: i̇lgerü: kün: togsıka: bi̇rigerü: kün: ortusiŋaru: kurigari: kün: batsikiŋa: yirıgari: tün: ortusiŋaru: anda: i̇çreki̇: bodun: kop: maŋa: körür: bunça: bodun:

Dokuz Oğuz beğleri, bodunu, bu savımı iyice işit, katıca dinle. İleri gün doğusuna, beride gün ortasına, geride gün batısına, yırıda tün ortasına, anda içindeki boylar hep bana görür. Bunca bodunu

Yani “İleride gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, geride gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bu (sınırlar) içindeki (bütün) halklar hep bana tabidir.

“Otuz Tatar halkı ... ... ... Dokuz Oğuz Beyleri ve halkı, bu sözümü iyice işitin, sıkıca dinleyin! Doğuda güneşin doğduğu yere, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı yere, kuzeyde karanlığın ortasına kadar, bu sınırların içerisindeki halkın tamamı bana bağlıdır. Bu kadar halkın”

Kültigin yazıtlarını okuyan biri devlet sınırlarının “Günlük Dil”le betimlendiğini görecektir.



Bir metafor:
Güneş Batmayan ülke
“Güneşi Batmayan İmparatorluk, İngiltere başta olmak üzere tarihteki bazı deniz aşırı imparatorluklar için kullanılan terimdir. Herodot'a göre terimin bir benzeri ilk kez Pers imparatoru I. Serhas tarafından kullanılmıştır.
Tarihteki ilk okyanus ötesi imparatorluğu İspanyollar kurdu. Şarlken (hükümdarlığı: 1516-1556) Yeni Dünya'daki kolonileri kast ederek “imparatorluğumda güneş hiç batmaz” dediği zaman terim tarihe geçmiş oldu.”

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...