Tevrât ve Kur’an’da Nûh ve Büyük Su Baskını
Benzeşenler ve Ayrışanlar
Tevrât ve Kur’an’da: Nûh, Büyük Su
Baskını, Gemi benzeşir (muteşâbih).
Gemi’nin yapımı Tevrât’ta detaylıdır. Kur’an’da
ise “Levhalar ve Tıkaçlar”dan bahsedilir (54:13).
Tevrât’ta yine Nûh ile ilgili soy ağacı,
ömürler ve tarihler verilmekte, Kur’an’da ise bunlar yer almamaktadır.
Kurtulanlar Tevrât ve İncîl’e göre “sekiz
kişi”dir.
“Bir zamanlar, Nuh'un günlerinde gemi
yapılırken, Tanrı'nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi.
O gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla
kurtuldu.” (İncîl, 1.
Petrus, 3:20).
“Tanrı eski dünyayı da esirgemedi. Ama tanrısızların dünyasına tufanı
gönderdiğinde, doğruluk yolunu bildiren Nuh'u ve yedi
kişiyi daha korudu” (İncîl, 1. Petrus, 3:5).
Tevrât’ı-Şerif’te Nûh’un üç oğlundan
bahseder;
“Nuh'un öyküsü
şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı
yolunda yürüdü (9). Üç
oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet (10).”
(Tevrât, Yaradılış: 6:9,10).
“Nuh, oğulları,
karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte
gemiye bindiler.” (Tevrât,
Yaradılış: 7:7).
Kur’an’ı Kerîm’de bu “üç oğul”dan hiç
bahsedilmez, özellikle “bir oğul”, “Gemi” ye binmeyi reddetmiştir. (Hûd: 42-49)
Kur’an’da Nûh’un karısından bir defa
bahsedilmekte ve olumlu değildir.
“ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا لِلَّذٖينَ كَفَرُوا امْرَاَتَ نُوحٍ وَامْرَاَتَ لُوطٍ كَانَتَا تَحْتَ
عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ
يُغْنِیَا عَنْهُمَا مِنَ اللّٰهِ شَيْپًا وَقٖيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ
الدَّاخِلٖينَ” (66:10).
Jubileler Kitabına göre Nûh’un Karısının adı Emzara’dır (Jübileler:
4:33).
Kur’an’da “az” kişiye işaret eder:
“وَمَنْ اٰمَنَ وَمَا اٰمَنَ
مَعَهُ اِلَّا قَلٖيلٌ” (11:40).
Nûh’un Oğlu ve Karısı bu sayının içinde olmamalıdır.
Tevrât’ta göre büyük su baskınından gemidekiler hariç kimse
kurtulmamıştır;
“Yeryüzüne
tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.” (Tevrât, Yaradılış: 6:17).
“Yeryüzünde
yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.” (Tevrât, Yaradılış: 7:21).
İncîl’de de Büyük Su Baskını İnsanlarının yok olduğunu söylemektedir;
“Nuh'un
gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti. ” (Luka’ya Göre İncîl, 17:27).
Kur’an’da ise Büyük Su Baskının yerel olabileceğine işaretler
vardır;
“وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا نُوحًا اِلٰى
قَوْمِهٖ” (29:14).
Kur’an’da gemi “Cûdî” üzerine oturmuştur. Bu yer “Kardu”larla
ilişkilendirilmiştir.
“... מתרגם
אונקלוס: על טורי קרדו.על הרי אררט ”
https://www.sefaria.org/Birkat_Asher_on_Torah%2C_Genesis.8.4.1?lang=bi&with=all&lang2=en
Kur’an’da Nûh ve Büyük Su Baskını dağınık halde anlatılmıştır. En
geniş anlatım Hûd, Â’raf, Nûh ve Mu’minûn Surelerindedir. Bu Sureler Hicretten
Öncedir. Anlatı Muhatablarına Nûh Kıssa’sı üzerinde mesaj vermektedir. Kıssa
iletmek istediği mesaja uygun motifler seçmiştir. Büyük Su Baskını anlatısı Mekke
ve Medine ortamına adapte edilmiştir.
“قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ يَا نُوحُ
لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمَرْجُومٖينَ” (26:116).
Mekke’de Muşriklerle artık birlikte yaşamak gittikçe zorlaşmakta, inananlar
emniyet içinde değillerdir, tehditler, horlanmalar, alaylar, işkenceler söz konusudur,
mücadele için birlikte bir emniyetli sığınak, barınak bulma arayışı başlamış
gözükmektedir. Bu birlikte, bir arada gerçekleştirilebilecek bir iştir. Ve
sabır gerektirir.
Enc. Judaica: According to the story in Genesis 8:4 Noah’s *ark came to rest on the mountains of Ararat. Accordingly, the present
YanıtlaSilform of the story cannot be earlier than the early first millennium b.c.e. when the form “Urarṭu” replaced the previous
designations Uruaṭri and Nairi of the Assyrian sources.
Although one frequently hears the designation “Mount Ararat,”
the Bible does not mention any specific mountain. Luther
understood Ararat to be the name of the mountain range.
Nonetheless, one tradition identifies the particular mountain
as Mount Massis, at nearly 17,000 ft. (550 m) the highest peak
of Armenia, which is therefore often called Mount Ararat. The
Aramaic and Syriac translations of Genesis 8:4 mention Ture
Kardu, “the mountains of Kurdistan [Jebel Judi]” southeast
of Lake Van, whereas the Book of Jubilees (5:28; 7:1) speaks
of Mount Lubar (unidentified). In the Babylonian tradition
of the flood, the mountain on which the *ark came to rest is
Mount Nimush (sometimes read Niṣir), east of Assyria, now
identified as Pir Omar Gudrun.
Wikipedia:
Mount Nisir (also spelled Mount Niṣir, and also called Mount Nimush), mentioned in the ancient Mesopotamian Epic of Gilgamesh, is supposedly the mountain known today as Pir Omar Gudrun (elevation 9000 ft. (approx. 2743 m)), near the city Sulaymaniyah in Iraqi Kurdistan. The name may mean "Mount of Salvation".[1]
According to the Epic of Gilgamesh, Mt. Nisir is the resting place of the ship built by Utnapishtim. Despite the precise descriptions in the Epic of Gilgamesh, those curious have never attempted to search for the remains of the giant ship on Mt. Nisir.[2]
An alternative translation of "Mount Nisir" in the Epic of Gilgamesh XI,141a is based on the ambiguous words: "KUR-ú KUR ni-sir held tight the boat."[3] The Sumerian word KUR can mean land or country or hill, but not mountain. In Akkadian, KUR with the phonetic complement -ú is read as shadû which can mean hill or mountain. The second KUR is a determinative indicating that nisir is the name of a hill or land or country (or in Akkadian a mountain). But Thompson [4] read this determinative as matu, an Akkadian word for country. The country Nisir may have got its name from nisirtu which means a locality that is hidden, inaccessible, or secluded. Hence the boat may have grounded on an inaccessible hill.[5]
Yusuf hocam daha önceki paylaşımda Ararat ve Urartu ile bağlantıya değindim. Katkı için teşekkür
YanıtlaSil