7 Temmuz 2021 Çarşamba

TEMİRKAPIG (19).

 

Ye’cûc ve Me’cûc-ler

“RAB uzaktan, dünyanın öbür ucundan bir ulusu -dilini bilmediğiniz bir ulusu, yaşlılara saygı, küçüklere sevgi beslemeyen acımasız bir ulusu- birden çullanan bir kartal gibi başınıza getirecek.” (Tevrât, Yasanın Tekrarı: 28:49).

“Siz yok oluncaya dek hayvanlarınızın yavrularını, toprağınızın ürününü yiyip bitirecekler. Size ne tahıl, ne şarap, ne zeytinyağı, ne sığırlarınızın buzağılarını, ne de sürülerinizin kuzularını bırakacaklar; ta ki, siz ortadan kalkıncaya dek." (Tevrât, Yasanın Tekrarı: 28:51).

Ey İsrail halkı, Uzaktan gelecek bir ulusu Üzerinize saldırtacağım" diyor RAB, Köklü, eski bir ulus; Sen onların dilini bilmez, Ne dediklerini anlamazsın (15). Oklarının kılıfı açık bir mezar gibidir, Hepsi birer yiğittir (16). Ürününü, yiyeceklerini tüketecek, Oğullarını, kızlarını öldürecekler; Davarlarını, sığırlarını, Asmalarının, incir ağaçlarının meyvesini yiyecek, Güvendiğin surlu kentlerini Kılıçla yerle bir edecekler (17).” (Tevrât, Yeramya: 5:15-17).

 


         “RAB elini kuzeye doğru uzatıp Asur'u yok edecek. Ninova'yı viraneye, Çöl gibi kurak bir alana çevirecek (Tevrât, Sefenya: 2:13). 

Çünkü kuzey krallıklarının bütün halklarını çağırıyorum" diyor RAB. "Kralları gelip Yeruşalim surlarında, Bütün Yahuda kentlerinin karşısında, Yeruşalim'in kapı girişlerinde Tahtlarını kuracaklar.” (Tevrât, Yeramya: 1:15).

Dinle! Haber geliyor! Kuzey ülkesinden büyük patırtı geliyor! Yahuda kentlerini viraneye çevirecek, Çakallara barınak edecek. (Tevrât, Yeramya: 10:22).

Bunun yerine, 'İsrail halkını kuzey ülkesinden ve sürdüğü bütün öbür ülkelerden geri getiren RAB'bin varlığı hakkı için diyecekler. Çünkü atalarına vermiş olduğum topraklara onları geri getireceğim.” (Tevrât, Yeramya: 16:15).

Bunun yerine, 'İsrail soyunu kuzey ülkesinden ve sürdüğü bütün öbür ülkelerden geri getiren RAB'bin varlığı hakkı için diyecekler. Böylece kendi topraklarında yaşayacaklar.” (Tevrât, Yeramya: 23:8).

 

İşte, onları kuzey ülkesinden Geri getirmek üzereyim; Onları dünyanın dört bucağından toplayacağım. Aralarında kör, topal, Gebe kadın da, doğuran kadın da olacak. Büyük bir topluluk olarak buraya dönecekler.” (Tevrât, Yeramya: 31:8).

Magog – Büyük olasılıkla, Kutsal Topraklar’ın kuzeyinde yaşayan Cermen kökenli bir ulus (krş. Yehezkel 38:2). Bazı kaynaklar Magog’u Almanya olarak tanımlarlar (Targum Yonatan; Divre Ayamim I 1:5, Targum o.a.; Pesikta Zutrata). Başka bir görüşe göre, bunlar Gotlar’dır (Talmud Yeruşalmi – Megila 1:9).

Bu, günümüzdeki Rusya’nın güneyindeki İskit’e göç etmiş Cermen kökenli bir millettir.
Dolayısıyla bazı kaynakların Magog’u İskitler olarak tanımlaması bir çelişki değidir (Josephus Flavius; Talmud – Yoma 10a, Rabenu Hananel o.a.; Aruh Aşalem’de Germamya k.b.).

 Antik tarih bilgileri İskitler’in, Asya’dan, Massagetae (krş. aşağıda Meşeh k.b.) tarafından sürülmüş olduklarını ve Kimmerya’ya yakın bir yere yerleştiklerini belirtirler (Herodotus 4:11; bkz. ö.a.).

Dil bilimi açısından İskitler İranlılar’la ve dolayısıyla Persler ve Medler’le bağlantılıdırlar. Bu açıdan, Germanialılar olarak bilinen eski bir Pers kabilesinin varlığı önem kazanmaktadır (Herodotus 1:125).

Başka kaynaklar Magog’un Moğollar’ı ifade ettiğini ve bu ismin Magog’un bozulmasından oluşmuş olabileceğini öne sürerler. Arap yazarların Çin Seddi’ni tanımlarken “Al Magog Duvarı” ifadesini kullanmaları ilgi çekicidir (Rabi Aaron Marcus, Keset Asofer, s. 112a). Diğer antik kaynaklar Magog’un Karadeniz’in kuzeyinde yaşadığı fikrine katılmaktadırlar  (Sefer Ayovelot 9:8).” (Türkçe Çeviri ve Açıklamalarıyla Tora ve Aftara, 1. Kitap, Bereşit, Noah 59-60, Gözlem, Eylül 2002).

“Zor dönemler her zaman düşmanını ortaya çıkarmıştır. Roma İmparatorluğu’nun son yıllarında İstanbul Patriği Proclus (434–47) da istilacı olarak nitelediği Hunlar’ı Yecüc-Mecüc halkı olarak görmüştür. Ortaçağ boyunca Gotların ve Vizigotların Yecüc ve Mecüc olduğu Hıristiyanlar tarafından sıkça ifade edilmiştir. Bunun ardından da Osmanlı İmparatorluğu Yecüc ve Mecüc olarak tanımlanmıştır. Puritan Cotton Mather (1663–1728), Amerikan Kızılderilileri’ni Yecüc ve Mecüc olarak görmüştür. Hıristiyanlar özellikle sıkıntılı dönemlerinde karşılarında rakip ya da düşman olarak gördükleri kimseleri bu terimle nitelemişlerdir. Bu düşmanlık politik arenada olabileceği gibi, dinsel anlamda da olmuştur. Örneğin 960’lı yıllarda Avrupa’nın çoğu yerinde, Hıristiyan inancına sahip Macar halkı kaypak ve Tanrı’dan uzak bir millet olarak görülmüş ve onların apokaliptik Yecüc-Mecüc halkı oldukları düşünülmüştür. Macar halkına bu bakışı yaklaşık bir asır sürmüştür.

Aslında uzun zamandır ifade edilen Rusya halkının Yecüc-Mecüc olduğu yönündeki söylem, geçen asır boyunca çok daha güçlü bir şekilde dile getirilmiştir. Fakat SSCB halkını Yecüc-Mecüc olarak ileri sürenler, 1990’ların başında bu devletin dağılmasıyla birlikte görüşlerini gözden geçirmek durumunda kalmışlardır. SSCB’nin Yecüc-Mecüc halkı olarak görülmesi 1920 sonrası yoğun biçimde ifade edilse de, gerçekte daha ilk asırda Yahudi tarihçisi Josephus da bu halkın ataları olan göçebe İskitleri Mecücler olarak tanımlamıştı (Hıristiyan Teolojisinde Deccal ve Yecüc - Mecüc Kavramları Üzerine Bir Değerlendirme, Mustafa BIYIK, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2007/1, c. 6, sayı: 11, ss. 53-79.

1 yorum:

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...