26 Eylül 2021 Pazar

şu-Dinlenceyi (İş durdurmayı) kimler deldi? (1).

 

şu-Dinlenceyi (İş durdurmayı) kimler deldi?

                                                       (Fish Gate (Jerusalem))

اَصْحَابَ السَّبْتِ” (4:47).

السَّبْتِ” Belirli bir kelimedir. şu/bu/o-Dinlenme olarak çevrilebilir. “السبت” Cumartesi günü için kullanılır.

Akadça: 𒊭𒉺𒌅 šapattu , se-bu-tu /sebûtu “ Ayın orta günü ”, “Ayın Yedinci Günü”

                𒌓𒌋𒐊𒄰 (UD.15.KAM /šapattu, šabattu “Durdurma günü”

İbranca: שבת ŞBT “יום שבת” Cumartesi Günü

Yunanca: Σάββατο (Sábbato)

Suryanca: ܫܒܬܐ (šabbəṯā)

(שַׁבָּת), (שבת): “שביתה” sh'vitá, grev, Ateşkes gibi herhangi bir durma veya durdurma, Spesifik olarak, bir işçi grevi, bir protesto biçimi olarak iş bırakma.

שַׁבָּת: šabbòṯ 'Şabat, Cumartesi' (Eski İbranice šabbat)

שָׁבַת   šòḇaṯ 'dinlenmek, durmak'

שָׁבוּעַ šòḇūaʽ 'hafta, yedi kişilik grup'

שֶׁבַע šέḇaʽ 'yedi'

σάββατον, σάββατα 'Şabat, Cumartesi', aynı zamanda 'hafta'

'Hafta' için daha yaygın kelime ἑβδομάς f'dir.

δὶς τοῦ σαββάτου 'haftada iki kez' (Luka: 18:12)

“Şabat Günü'nü izleyen haftanın ilk günü, tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı görmeye gittiler. ” (İncîl, Matta’ya Göre: 28: 1)

Eski Babilliler'in Şapatu adını verdikleri dinlenme günleri vardı; ancak bu sadece ayda bir kere dolunay olduğunda gerçekleşirdi ve Babilliler bunu şansızlık olarak nitelendirirlerdi.

http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1356:sabat-in-tarihi-gelisimi&catid=69:sabat-nedir&Itemid=241

Tevrât dışı uygulama olarak Şabat’a en eski atıf “Yavne-Yam (יבנה ים) ostracon” veya “Mesad Hashavyahu ostracon” olarak bilinen bir kanıttır (MÖ. 700 tahminen). Yavne-Yam , Amarna mektuplarında bahsedilen kıyı kenti Muḫḫazu (mHz) olabilir. Bir liman kentidir. Yunanca: ὄστρακον OSTRAKON , çoğul ὄστρακα ostraka, çömlek anlamına gelen bir kelimedir.

 





Yazıtın türü tartışma konusudur ve farklı bilim adamları tarafından bir mektup, yasal belge, bir krala veya onun astına yönelik yargısız bir dilekçe ve hatta bir şiir olarak tanımlanmıştır.

http://www.kchanson.com/ANCDOCS/westsem/yavneh.html







 

Şabat veya Sebt, Yahudilerin dinlenme günü olan “Cumartesi gününü” ifade eder. Yahudiler için Yehova ile aralarındaki özel bir bağı temsil eder. İbranice "lişbot" (iş bırakma) kelimesinden gelir.

http://www.turkyahudileri.com/index.php/tr/yahudilik/108-sabat

Tevrât’ta Şabat (יום השׁבת/the sabbath day):

“Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı (1). Yedinci güne (ביום השׁביעי) gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten yedinci gün (ביום השׁביעי) yaptığı işi bıraktı (וישׁבת) (2).” (Tevrât, Yaradılış: 2:1,2).

“Musa, "Artakalanı bugün yiyin" dedi, "Çünkü bugün RAB için Şabat Günü'dür. Bugün dışarda ekmek bulamayacaksınız (25). Altı gün ekmek toplayacaksınız, ama yedinci gün olan Şabat Günü ekmek bulunmayacak." (26). Yedinci gün bazıları ekmek toplamak için dışarı çıktı, ama hiçbir şey bulamadılar (27). RAB Musa'ya, "Ne zamana dek buyruklarıma ve yasalarıma uymayı reddedeceksiniz?" dedi, (28). "Size Şabat Günü'nü verdim. Bunun için altıncı gün size iki günlük ekmek veriyorum. Yedinci gün herkes neredeyse orada kalsın, dışarı çıkmasın." (29). Böylece halk yedinci gün dinlendi (30).” (Tevrât, Çıkış: 16:25-30).

“Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa (8). Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın (9). Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız (10). Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim (11).” (Tevrât, Çıkış: 20:8-11).

 “RAB Musa'ya şöyle buyurdu: (12). “İsrailliler'e de ki, 'Şabat günlerimi kesinlikle tutmalısınız. Çünkü o sizinle benim aramda kuşaklar boyu sürecek bir belirtidir. Böylece anlayacaksınız ki, sizi kutsal kılan RAB benim (13). Şabat Günü'nü tutmalısınız, çünkü sizin için kutsaldır. Kim onun kutsallığını bozarsa, kesinlikle öldürülmeli. O gün çalışan herkes halkının arasından atılmalı (14). Altı gün çalışılacak; ama yedinci gün RAB'be adanmış Şabat'tır, dinlenme günüdür. Şabat Günü çalışan herkes kesinlikle öldürülmelidir (15). İsrailliler, sonsuza dek sürecek bir antlaşma gereği olarak, Şabat Günü'nü kuşaklar boyu kutlamaya özen gösterecekler (16). ” (Tevrât, Çıkış: 31:12-16).

“Musa bütün İsrail topluluğunu çağırarak, “RAB'bin yapmanızı buyurduğu işler şunlardır” dedi, (1). “Altı gün çalışacaksınız. Ama yedinci gün sizin için kutsal Şabat, RAB'be adanmış dinlenme günü olacaktır. O gün çalışan herkes öldürülecektir (2). ” (Tevrât, Çıkış: 35:1,2).

 “O gün Şabat'tır, sizin için dinlenme günüdür. İsteklerinizi denetleyeceksiniz. Bu sürekli bir yasadır.” (Tevrât, Levililer: 16:31).

 Yahudi hukuku (halakha), acil bir şey, tıbbi ihtiyaç, hayati tehlike oluşturmadıkça, Şabat'ta her türlü melahah (מְלָאכָה, çoğul melakhoth ) yapılmasını yasaklamaktadır. Melakhah yaygın içinde "iş" olarak çevrilmiştir. "etkinlik", “beceri” veya “işçilik" olarakta çevrilebilir. 39 melakhah kategorisi vardır.  39 melakhota ek olarak, çeşitli nedenlerle hahamlar tarafından ek faaliyetler yasaklandı.

İncîller (ܫܰܒ݁ܬ݂ܳ/σαββατον/Sabbatum/ السَّبْتِ);

“the sabbath day” (KJV)

“İsa onlara şu karşılığı verdi: “Hanginizin bir koyunu olur da Şabat (ܒ݁ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ ) çukura düşerse onu tutup çıkarmaz? İnsan koyundan çok daha değerlidir! Demek ki, Şabat Günü iyilik yapmak Yasa'ya uygundur.” (İncil: Matta’ya Göre: 12:11,12).

    “Sonra havradakilere, “Kutsal Yasa'ya göre Şabat (ܒ݁ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ ) iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, can almak mı?” diye sordu. Onlardan ses çıkmadı” (İncil: Markos’a Göre: 3:4).

    “İsa onlara, “Size sorayım” dedi, “Kutsal Yasa'ya göre Şabat (ܒ݁ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ) iyilik yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, öldürmek mi?” (İncil: Luka’ya Göre: 6:9).

    “Rab ona şu karşılığı verdi: “Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Şabat (ܒ݁ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ ) kendi öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez mi?” (İncil: Luka’ya Göre: 13:15).

 

“O sıralarda, bir Şabat Günü İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri acıkınca başakları koparıp yemeye başladılar (1). Bunu gören Ferisiler İsa'ya, "Bak, öğrencilerin Şabat’ta yasak olanı yapıyor" dediler (2). İsa onlara, "Davut'la yanındakiler acıkınca Davut'un ne yaptığını okumadınız mı?" diye sordu (3). “Tanrı'nın evine girdi, kendisinin ve yanındakilerin yemesi yasak olan, ancak kâhinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini yedi (4). Ayrıca kâhinlerin her hafta tapınakta Şabat'la ilgili buyruğu çiğnedikleri halde suçlu sayılmadıklarını Kutsal Yasa'da okumadınız mı? (5)” (İncîl, Matta’ya Göre: 12:1-5), Bak. Markos’a Göre İncîl: 2:23-28, Luka’ya Göre İncîl: 6:1-5).

“Sonra onlara, "İnsan Şabat için değil, Şabat insan için yaratıldı" dedi (27). “Bu nedenle İnsanoğlu Şabat Günü'nün de Rabbi'dir.” (İncîl, Markos’a Göre: 2:27,28).

 “Orada otuz sekiz yıldır hasta olan bir adam vardı (5). İsa hasta yatan bu adamı görünce ve uzun zamandır bu durumda olduğunu anlayınca, "İyi olmak ister misin?" diye sordu (6). Hasta şöyle yanıt verdi: "Efendim, su çalkandığı zaman beni havuza indirecek kimsem yok, tam gireceğim an benden önce başkası giriyor." (7). İsa ona, "Kalk, şilteni topla ve yürü" dedi (8). Adam o anda iyileşti. Şiltesini toplayıp yürümeye başladı. O gün Şabat Günü (ܝܰܘܡܳܐ ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ /yawmā šabbəṯā)'ydü. (9). Bu yüzden Yahudi yetkililer iyileşen adama, "Bugün Şabat Günü" dediler, "Şilteni toplaman yasaktır."  (10). Ama adam onlara şöyle yanıt verdi: "Beni iyileştiren kişi bana, 'Şilteni topla ve yürü' dedi." (11). “Sana, 'Şilteni topla ve yürü' diyen adam kim?" diye sordular (12). İyileşen adam ise O'nun kim olduğunu bilmiyordu. Orası kalabalıktı, İsa da çekilip gitmişti (13). İsa daha sonra adamı tapınakta buldu. "Bak, iyi oldun. Artık günah işleme de başına daha kötü bir şey gelmesin" dedi (14). Adam gidip Yahudi yetkililere kendisini iyileştirenin İsa olduğunu bildirdi (15). Şabat Günü böyle şeyler yaptığı için İsa'ya zulmetmeye başladılar (16). Ama İsa onlara şu karşılığı verdi: "Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum. ” (17).” (İncîl, Yuhanna’ya Göre: 5:5-17).

25 Eylül 2021 Cumartesi

Semûd, Sâlih ve Hicr (5). Kamu'ya Ait Dişi Deve

 

إِيَّاكِ أعْنِي وَأسْمَعِي يَا جَارَة” (مثل قديم).

“Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” (Türk Atasözü).

***

 

وَكَانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ” (27:48).

Yorumlar;

تِسْعَةُ رَهْطٍ” REHT, ona kadar olan çeteye denir. TİS'ATÜ RAHT, zâhiren “dokuz çete” demek ise de müfessirîn çoğu bunu dokuz kişilik bir çete diye tefsir etmişlerdir (Elmalılı).

Yahut “dokuz kabile”; çünkü yukarıdaki anlam örgüsü içinde raht terimi her iki anlama da yorulabilir. Ayette sözü geçen “şehir”, öyle anlaşılıyor ki, kuzey Hicaz'daki el-Hicr olarak bilinen bölgedir (karş. 7. sure, 56 ve 59. notlar). Sebe Melike'sinin inanmaya eğilim gösterdiğini, inandığını dile getiren önceki kıssanın tersine, Semûd kavminin (54 ve 58. ayetler) ve Lût toplumunun kıssaları, doğru yola girmeleri için yapılan çağrının, güçlü ve mağrur, yahut tersine, zayıf ama anlamsız, amaçsız tutkulara tutsak olan insanlarda ya da toplumlarda uyandırdığı husumete, düşmanlığa dikkat çekmektedir (Esed).

ثُمَّ إِنَّهُ سُبْحَانَهُ قَالَ: وَكانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَالْأَقْرَبُ أَنْ يَكُونَ الْمُرَادُ تِسْعَةَ جَمْعٍ إِذِ الظَّاهِرُ مِنَ الرَّهْطِ الْجَمَاعَةُ لَا الْوَاحِدُ، ثُمَّ يُحْتَمَلُ أَنَّهُمْ كَانُوا قَبَائِلَ، ويحتمل أنهم دخلوا تحت  الْعَدَدِ لِاخْتِلَافِ صِفَتِهِمْ وَأَحْوَالِهِمْ لَا لِاخْتِلَافِ السَّبَبِ” Sonra gerçekten o Yüce olan o  “Şehirde dokuz çete vardı ki, bunlar şehirde fesat çıkarıyorlardı...” buyurmuştur. En yakın olan bu ifade dokuz grubun kastedilmiş olmasıdır. Çünkü “raht” kelimesinin zahiriyle tek kişi değil, bir cemaat kastedilir. Bunların, dokuz kabile olması muhtemel olduğu gibi, sebebin farklı olmasından değil de, sıfatlarının ve hallerinin farklılığından ötürü, onların bu belli sayıda olmuş olmaları da muhtemeldir (Razî).

     Yani, “kabilelerden seçilmiş ve arkalarında çeteleri bulunan dokuz ileri gelen kimse.” (Mevdudi).

     {وَكَانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ} الرهط: ما دون العشرة من الرجال” (Cüz 2, s.462, ابن السائب الكلبي, كتاب الأصنام)

     فلذلك قيل: {تِسْعَةُ رَهْطٍ} والمراد به تسعة رجل، وليس المراد به: رهط تسعة، على أن يجمع الرهط فيبلغوا خمسين أو قدره.

قال ابن عباس: كانوا تسعة من أشرافهم، وهم غواة قوم صالح” (Cüz 17, s.260, الواحدي, التَّفْسِيرُ البَسِيْط).

Dokuzlu tim/takım/çete;

وَأَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعَثَهُ مَعَ تِسْعَةِ رَهْطٍ” (Kurtubî, 2:217 tefsiri).

وذلك أن النبيّ صلّى الله عليه وسلم بعث عبد الله بن جحش مع تسعة رهط” (Cüz 1, s.142, السمرقَنْدي, بحر العلوم).

{وَإِذْ صَرَفْنَآ إِلَيْكَ نَفَراً} وجهنا إِلَيْك جمَاعَة {مِّنَ الْجِنّ} وهم تِسْعَة رَهْط” (Cüz 1, s.426, الفيروزآبادي, تنوير المقباس من تفسير ابن عباس).

Buradaki gönderme Muhammed(a)’ın düşmanlarınadır: dokuz baş düşman;

1. Ebu Leheb (ö. 2/ 624) ise, kendisi Mekke’deyken Bedir yenilgisini duyunca ölmüştü. Ötekilerin adları şöyleydi:

2. Ebû Cehil (ö. 2/ 624), 

3. Ukbe b. Ebû Muayt (ö. 2/624),

4. Nadr b. Hâris (ö. 2/624),

5. Utbe b. Rebîa (ö. 2/624),

6. Ûbey b. Halef (ö. 2/625)  Hicret öncesinde Dârünnedve’de alınan Muhammed’i öldürme kararının ardından geceleyin onun evini kuşatanlar arasında Übey de bulunuyordu,

7. Velid b. Mugîre (ö. 1/622) Hastalanıp ölüyor,

8. Âs b. Vêil (ö. 1/622),

9. Umeyye b. Halef (ö. 2/624).

Bu aynı Nûh’un ağzından iniş bağlamında Arapların Tanrılarını dile getirmek gibidir;

وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ اٰلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا” (71:23).

Bknz

https://ridvancelikoz.blogspot.com/2021/07/nuh-ve-buyuk-su-baskn-7c-nuh-halknn.html

https://ridvancelikoz.blogspot.com/2021/08/nuh-ve-buyuk-su-baskn-7d-nuh-halknn.html

https://ridvancelikoz.blogspot.com/2021/08/nuh-ve-buyuk-su-baskn-7e-nuh-halknn.html

https://ridvancelikoz.blogspot.com/2021/08/nuh-ve-buyuk-su-baskn-7f-nuh-halknn.html

Kıssa ilk muhatablarına, bulundukları durumla geçmişin birleşimini hissettirmek için anlatılmış olmalıdır. Mekke’deki “Dokuzlu Çete” Sâlih halkının “eşqiyalarıyla” özdeşleştirilmiştir.

Kamuya ait Dişi Deve

 





 

نَاقَةُ اللّٰهِ” (7:73, 11:64, 91:13) “Allah’ın Dişi Devesi”

اَرْضِ اللّٰهِ” (7:73, 11:64) “Allah’ın yeri”

مَسَاجِدَ اللّٰهِ” (9:18), “Allah’ın Mescidleri”,

Bir şeyin Allah’a ait olması, herhangi bir kişinin üzerinde mülkiyet iddia etmediği yere, şeye ait kullanımlardır.

قَالَ هٰذِه۪ نَاقَةٌ لَهَا شِرْبٌ وَلَكُمْ شِرْبُ يَوْمٍ مَعْلُومٍۚ” (26:155).

Kamu’ya ait Dişi Deve, Kamuya ait arazide otlayacaktır. “Dokuzlu Çete”nin denenmesi bu “ayet/simge/belirti” üzerinden olacaktır. Aynı Mekke’li dokuzlu çetenin kamuya ait olanları paylaştığı, “Beyt”te mülkiyet iddia ettiği gibi. Yine “Dokuzlu çete”, Mekke’de Muhammed Nebî’ye suikast girişimi gibi planlar yapıp, Dişi Deve’yi de “verimsiz, üretimsiz,” kılmak istemektedirler.

Dertleri “Dişi Deve”nin, Su içme hakkını engelleyip, Suyu kendi aralarında paylaşma isteğidir.

Bu anlatı “saçı bitmemiş yetim” hakkına el uzatanların, kamu malını kendi çıkarları için kullananların ve zimmetine geçirenlerin, kamuya ait servetin yağmalanması anlatısıdır.

Elbette belli bir grubun, “Dokuzlu Çete” örneğinde olduğu gibi kurumların içlerine yerleşmiş çıkar gruplarının.

Çöküş, kriz kaçınılmazdır.

24 Eylül 2021 Cuma

Semûd, Sâlih ve Hicr (4). Dedan ve Harrat Ûveyrid

 

Sâlih’in yaşadığı yer olarak belirlemeye çalıştığımız yer, Lihyanilerin (مملكة لحيان) MÖ.7. yüzyıl’dan Nebati devleti tarafından ilhak edildilinceye kadar (MÖ. 24) yaşadıkları bir bölgedir. (مملكة دادان) Dadān veya Dêdân olaraktan adlandırılır. Sebetik “𐩵𐩵𐩬”dır. İbranca “דְּדָן, (Dəḏān)”dır. Güney Arabistandan geldikleri düşünülmektedir. Dêdân, erken evrelerinde "kuzey Arabistan'daki en önemli kervan merkezlerinden biri" idi.

Tevrât’ta Dedan’a işaret edilir;

“Kûş'un oğulları: Seva, Havila, Savta, Raama, Savteka. Raama'nın oğulları: Şeva, Dedan” (Tevrât, Yaradılış: 10:7).




 

Lihyan'a yapılan en eski referans, Sebeli bir tüccarın yolculuğunu kaydeden M.Ö altıncı yüzyılın ilk yarısına tarihlenen erken Sebe yazıtından gelir. Ticaret için Kıbrıs'a gitmek niyetindeydi ve yolda “Dedan”, "Yahuda şehirleri" ve “Gazze”den geçti.

https://www.academia.edu/14360605/Rohmer_J_and_Charloux_G_2015_From_Li%E1%B8%A5y%C4%81n_to_the_Nabataeans_Dating_the_End_of_the_Iron_Age_in_Northwestern_Arabia_

Tevrât’ta Bu ticaret Kervan olayını doğrular gibidir;

“Arabistan'la ilgili bildiri: Arabistan çalılıklarında geceleyeceksiniz, Ey Dedan kervanları” (Tevrât, Yeşaya: 21:13).





Dâdân krallığının merkezinde معبد محلب الناقة” “dişi deve sütü sağım tapınağı” adıyla anılan bir yer vardır. Bu ad halk tarafından verilmiş olmalıdır. Yine yerleşimler kaya/kayaçlara oyulmuştur.




Dâdân (Lihyan)’dan önce “مملكة قيدار” bölgede “qidâr krallığı” vardır.


 حرة عويرض” veya “حرة بركانية”  “حرة” lav/sıcaklık anlamına gelen bir kelime, konumuzla ilgisi volkanik kraterlere sahip, lav akıntılarının açık görüldüğü bir bölge “Harrat Ûveyrid”. Medain Sâlihtedir.






‘Uwayrid Volcano Field Feather Like Humped Shaped Vent Line Close to Ma’dan Saleh and Al Ula



Al Bint Nabatean Tombs At Mai’dan Saleh Next to Harrat Al Uwayrid

https://insidesaudi.com/the-tourists-guide-to-the-10-amazing-volcanoes-in-saudi-arabia/

Uwayrid'deki bilinen son patlama muhtemelen MS 640'taydı.




فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ” (7:78).

الرَّجْفَةُtirteme, sarsıntı anlamına gelen bir kelime, bilinen bir sarsıntı, titreme.

الجَاثِمُyere yapışma anlamına gelen bir kelime

الصَّاعِقَةُ” yıldırım anlamına geldiği gibi “bayılma” anlamına da gelen kelime, sarsıntıdan baygınlıktaki gibi yere yığılma, çökme anlamında olabilir. Metinden bunu zorlanmadan çıkarabiliriz.

Bütün bunları, sarsıntılı volkanik bir lav püskürtmesinin canlandırılmasının anlatılması olarak anlamak mümkündür.

22 Eylül 2021 Çarşamba

Semûd, Sâlih ve Hicr (3).

 

Kaya/kayaç’a yontulmuş evler

Semûd’un konumunu tespit edip, tarihsel verilerle destekledikten sonra, Semûd’un Hicr’le aynı yer olduğunu Kur’an’daki bağlamlardan da tespit edebiliriz;

 اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ صَالِحٌ اَلَا تَتَّقُونَ” (26:142).

وَتَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا فَارِهٖينَ” (26:149).

وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا اٰمِنٖينَ” (15:82).

وَاذْكُرُوا اِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّاَكُمْ فِى الْاَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتًا فَاذْكُرُوا اٰلَاءَ اللّٰهِ وَلَا تَعْثَوْا فِى الْاَرْضِ مُفْسِدٖينَ”(7:74).

 “وَثَمُودَ الَّذٖينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ” (89:9). 

وَلَقَدْ كَذَّبَ اَصْحَابُ الْحِجْرِ الْمُرْسَلٖينَ” (15:80).

جَابَ-يَجُوبُ-جَوْبًا” delmek, kesmek, oymak anlamında,

صخر” Kaya/kayaç anlamına gelen bir kelime çoğulu “صخرات”, “الصَّخْرَ” belirli bir kaya/kayaç anlamında, “Kaya/kayaç oluşumları” desek daha doğru olsa gerek.

الحجر” ise korunaklı, önlemli yer olmalı. Tüm bunların ilk muhatablar tarafından biliniyor olduğu, kelimelerin “belirli” olmasından çıkarabiliriz. Yani belli bir vadide belli kaya/kayaçlara oyulmuş evler, köşkler anlamı çıkarabiliriz. Konu edinilen yerlerin durumu gerçekten de öyledir.

Vâdi’de Kaya/kayaç oluşumuna oyulmuş evler;


















قُصُورًا” (7:74).



الثَّمْدُ  veya الثَّمَدُ “az miktarda su” anlamına gelen bir kelime, yerleştikleri yere nispetle böyle adlandırılmış olabilir. Bu nedenle bölgede fazla miktarda “su kuyusu” kalıntılarına rastlanılmıştır (130 adet). Su biriktirmek için yapılmış yerler, su kanallar vb.



Su toplama alanları



 

Su sarnıçları



 

 

 

 

21 Eylül 2021 Salı

Semûd, Sâlih ve Hicr (2).

6.     The Ruwāfa Inscriptions (Ruvâfa Yazıtı).


Marcus Aurelius (MS. 161-180)’a ait bir yazıtta Semûd’dan bahsedilir, Ruvâfa yazıtı olarak bilinir, Cebel İslib’te veya Pliny’nin el-Hicr (Strabo Εϒρα (Egra), Pliny Hegra) dediği, bugün Medain Sâlih olarak geçen yerde;

https://www.academia.edu/4421918/On_Saracens_the_Raww%C4%81fah_Inscription_and_the_Roman_Army







(Jabal Ithlib sign at Mada'in Saleh (Al-Hijr & Hegra) archaeological site near Al Ula, Saudi Arabia)















 

 “مدائن صالح

وَعَادًا وَثَمُودَ وَقَد تَّبَيَّنَ لَكُم مِّن مَّسَاكِنِهِمْ

الحجر:

وَلَقَدْ كَذَّبَ أَصْحَابُ الْحِجْرِ الْمُرْسَلِينَ” (15:80).

Hegra/Egra/Madain Salih

İslâmî kaynaklarda Medine-Tebük yolu üzerinde Teymâ’nın yaklaşık 110 km. güneybatısında.






Strabon MÖ 64 - MS 24


 







 

 



 

  

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...