“فِى السَّبْتِ” (2:65, 4:154, 7:163, 16:124).
Belirli olan bu “Dinlence” veya “iş Durdurma” “اَصْحَابَ السَّبْتِ” hariç “فِي” harf-i cerri ile birlikte gelmektedir. Bu
“اعْتَدَوْا”
işinin “السَّبْتِ”te
yapıldığını gösterir. Öncesi ve sonrasında değil.
Kudüs’e balıkların gelmesinin iki yolu var, Akdeniz
kıyısından ve Celile Gölünden
Akdeniz Kıyısı;
Nehemya’da
bu halk “Surlular” olarak anılmaktadır.
““Yeruşalim'de yaşayan Surlular balık (דאג/بِسَمَكٍ)
ve çeşitli mallar getirip Şabat Günü kentte Yahudalılar'a satıyorlardı (16). Yahudalı soyluları azarlayarak, “Yaptığınız kötülüğe
bakın!” dedim, “Şabat Günü'nü hiçe sayıyorsunuz (17).” (Nehemya: 13:16,17).
Sebt’ti delenler metinden anladığımız
kadarıyla iki grup, Yeruşalim’de yaşayan Surlular
ve Yahudalı Soylular.
İbranca “הצרים”
(HOT) İngilizce “men of Tyre” (KJV) Arapça “الصُّورِيُّونَ
السَّاكِنُونَ”
(ASVD), Latince “et Tyrii”, “Τύρος” Yunanca.
“צוֹר/صور” Sur
(Tiyre) Tire, Akdeniz kıyısında, Kudüs'ün hemen
kuzeyinde, Lübnan dağları ile Akdeniz arasında bir liman kenti.
İkinci Yol Celile Gölü;
“İsa, Celile Gölü'nün kıyısında yürürken Petrus diye de anılan Simun'la kardeşi Andreas'ı gördü. Balıkçı olan bu iki kardeş göle ağ atıyorlardı (18). Onlara, "Ardımdan gelin" dedi, "Sizleri insan tutan balıkçılar yapacağım." (19). Onlar da hemen ağlarını bırakıp O'nun ardından gittiler (20). İsa daha ileri gidince başka iki kardeşi, Zebedi'nin oğulları Yakup'la Yuhanna'yı gördü. Babaları Zebedi'yle birlikte teknede ağlarını onarıyorlardı. Onları da çağırdı (21). Hemen tekneyi ve babalarını bırakıp İsa'nın ardından gittiler (22).” (İncîl, Matta’ya Göre: 4:18-22).
“İsa, Celile Gölü'nün
kıyısından geçerken, göle ağ atmakta olan Simun ile kardeşi Andreas'ı gördü. Bu
adamlar balıkçıydı (16) İsa onlara, "Ardımdan gelin" dedi,
"Sizleri insan tutan balıkçılar yapacağım." (17). Onlar da hemen
ağlarını bırakıp O'nun ardından gittiler (18). İsa
biraz ileri gidince Zebedi'nin oğulları Yakup'la Yuhanna'yı gördü. Teknede ağlarını onarıyorlardı (19). Hemen onları
çağırdı. Onlar da babaları Zebedi'yi işçilerle birlikte teknede bırakıp İsa'nın ardından gittiler (20).” (İncîl, Markos’a
Göre: 1:16-20).
“İsa, gölün kıyısında iki tekne gördü. Balıkçılar teknelerinden inmiş ağlarını yıkıyorlardı
(2). İki tekneden Simun'a ait olanına binen İsa, ona kıyıdan biraz açılmasını
rica etti. Sonra oturdu, teknenin içinden halka öğretmeye devam etti (3). Konuşmasını
bitirince Simun'a, "Derin sulara açılın, balık tutmak için ağlarınızı
atın" dedi (4). Simun şu karşılığı verdi: "Efendimiz, bütün gece
çabaladık, hiçbir şey tutamadık. Yine de senin sözün üzerine ağları
atacağım." (5). Bunu yapınca öyle çok balık yakaladılar ki, ağları
yırtılmaya başladı (6).”
(İncîl, Luka’ya Göre: 5:2-6).
Sonuç
Kuzey duvarında, şehrin Celile
Gölü'ne en yakın tarafında olması, balık getirenler için uygundu ve ayrıca
Ürdün'den veya Akdeniz kıyılarının birçok yerinden gelenler için de uygundu.
Kur’an’da iki grup vardır;
“وَاِذْ
قَالَتْ اُمَّةٌ مِنْهُمْ
لِمَ تَعِظُونَ قَوْمًا اللّٰهُ مُهْلِكُهُمْ اَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا
شَدٖيدًا قَالُوا مَعْذِرَةً اِلٰى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ” (7:164).
“Öte yandan Birinci Tapınak Dönemi’nde Şabat’ın
uygulanmasıyla ilgili az bilgi bulunmaktadır…
Nehemya (Böl. 10), sürgünden dönenlerle
yaptığı Antlaşma’yı açıklarken Şabat günü alış-veriş yapılmaması gerektiğini de
vurgular. Ancak Nehemya Pers İmparatorluğu’ndan geri gelendiğinde Antlaşma’ya
uyulmadığını görür ve Şabat’ın uygulanması için gerekli değişikleri ekler” (Yahudilik Ansiklopedisi, Yusuf Besalel, Cilt 3, Gözlem,
Mayıs 2002/653).
Tevrât’a göre Yeruşalim’de yaşayan Surlular ve Yahudalı Soylular,
bu durumun karşısında olan Nehemya,
Kur’an’da ise Sebt’i delenler ve bu durumun
karşısında olanlar,
Balıkların ne şekilde geldiği Kur’an’da açık
değildir,
“اِذْ
تَاْتٖيهِمْ حٖيتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعًا وَيَوْمَ لَا يَسْبِتُونَ لَا
تَاْتٖيهِمْ”
(7:163).
Onların balıkları, onlara nasıl
geliyordu?
Tevrât’ta Sebt''i delenlere Surluların Balık ve diğer ticaret
malzemelerin getirildiği konu edinilir. Balık pazarına, balık kapısından.
Kur’an bu denenmenin nasıl gerçekleştiğini de
açıklamaz, Sebt’i delenler, Sebt gününde balık mı avlıyordu? açık değildir. Cuma’dan
önlem alındığı, ağların atlıldığı, Pazar toplandığı şeklinde boşluklar
doldurulmuştur.
Tevrât’ta Şabat’ı delenler Yahuda’lı Soylular,
Surluların getirdikleri balıkları ve çeşitli malları alıyorlardı.
Deniz/göl yerlisi Surlular, İsrail Oğullarının Soylularına Dinlencede (Şabat’ta)
iken dışarıdan balık ve çeşitli mallar getiriyorlardı, İsrail Oğulları
Soyluları Şabat’ta olmadıkları zaman bu deniz/göl yerlisi Surlular onlara
gelmiyordu. Yani bir düzen kurulmuş durumdaydı. Şabat’ı delenler deniz/göl
yerlisi Surlular ile anlaşmış olmalılar. Nehemya işte bu kurulan düzeneği
bozmuştur; kapıların kapatılmasını ve nöbetçi dikilmesini emretmiştir;
“Yeruşalim'de yaşayan Surlular balık (דאג/) ve çeşitli mallar getirip
Şabat Günü kentte Yahudalılar'a satıyorlardı (16). Yahudalı soyluları
azarlayarak, “Yaptığınız kötülüğe bakın!” dedim, “Şabat Günü'nü hiçe
sayıyorsunuz (17). Atalarınız da aynı şeyi yapmadı mı? Bu yüzden Tanrımız
başımıza ve bu kente bela yağdırmadı mı? Siz Şabat Günü'nü hiçe sayarak
Tanrı'nın öfkesini İsrail'e karşı alevlendiriyorsunuz.” (18). Şabat'tan önceki akşam Yeruşalim
kapılarına gölge düşünce, kapıların kapatılması ve Şabat sona erinceye kadar
açılmaması için buyruk verdim. Şabat Günü kente yük sokulmasın diye bazı adamlarımı kapılara
yerleştirdim (19). Tüccarlarla
çeşitli eşya satıcıları bir iki kez geceyi Yeruşalim'in dışında geçirdiler
(20). Onları uyardım: “Niçin surun dibinde geceliyorsunuz? Bir daha yaparsanız
size karşı zor kullanacağım. Bir daha Şabat Günü gelmediler (21).” (Tevrât,
Nehemya: 13:16-20).
Yine Kur'an'da anlatılan bölümün Sambatyon Nehri ile ilişkisi kurulmaya çalışılmıştır.
Sambatyon (סמבטיון) Nehri ve Shabbos'u Barındıran Balığa Dair
“Sambatyon
Kaybolduğuna inanılan 10
Yisrael kabilesi’nin sürgünde yaşadığı varsayılan bölgenin ötesinde
bulunan farazi bir nehrin ismi. Bu efsanevi nehrin mucizevi yönü Talmud’da
(Sanhedrin, 65b) ve Midraş’ta yer alır. “Bu nehir, ancak Şabat günü sükunete
kavuşur ve On Kabile onun ötesindedir…” (Yaratılış
Raba, 11.6, 73:5)
Orta çağ’daki birçok Yahudi’ye göre Sambatyon
bir efsane değil, coğrafi bir gerçekti (örneğin Raşi ve Nahmanides’in
yorumlarında). Eldad a-Dani adlı bir garip 9. Yüzyıl seyyahı, hafta içi
günlerinde havaya dev kayalar fırlatan Etyopya’daki bir nehrin, Şabat günleri
sükunete kavuşup bir sis perdesi ile sürgünleri koruduğunu belirtir. 17. Yüzyılda
Yahudi Mesianizm ile ilgili olarak bu konu Menaşa Ben İsrael (“Spes İsraelis”,
1650) ve Sabetaycılar tarafından da irdelenmiştir” (Yahudilik
Ansiklopedisi, Yusuf Besalel, Cilt 3, Gözlem, Mayıs 2002/559,560).
Rabbi Akiva Sambatyon Nehrinin Şabatta sükunette
olduğundan bahseder balıklardan bahsetmez;
“The Sabbatyon River can prove that today is
Shabbat, as it is calm only on Shabbat.”
https://www.sefaria.org/Sanhedrin.65b.12?lang=bi&with=all&lang2=en
Bereşit
Rabbah’ta sambatyon’a işaret vardır ama balıklardan bahsedilmez;
“אֲמַר לֵיהּ
הֲרֵי נְהַר סַמְבַּטְיוֹן
יוֹכִיחַ”
https://www.sefaria.org/Bereishit_Rabbah.11.5?lang=bi&with=all&lang2=en
Pliny
nehrin haftanın altı günü hızla aktığını ve Şabat Günü'nde kuruduğunu iddia eder,
balıklardan bahsetmez;
“in Iudaea rivus
sabbatis omnibus siccatur.” (Natural, History, xviii,24)
Pliny’e göre bu nehir Yahudiye’dedir.
http://penelope.uchicago.edu/Thayer/l/roman/texts/pliny_the_elder/31*.html
Sambatyon'un bu özelliği, haftanın altı günü
nehri geçemedikleri için on kabilenin sürgün yerlerinden ayrılmalarını engeller
ve yedinci gün dinlenmesine/kurumasına rağmen, Sebt günü seyahat kısıtlamaları
geçişi zorlaştırır ve imkansız kılar. Ayrıca on kabilenin korunmasını sağlar.
Josephus’a göre Arka
(kuzey Lübnan aralığında) ile Raphanea (Yukarı Suriye'de) arasında yer
aldığını iddia ettiği Şabatsal Nehir (Σαββατικον)
hakkında yazar ancak onun yazdığına göre altı gün
kurudur ve sadece Şabat'ta akar. Yine balıklardan bahsedilmez.
“Now Titus Cæsar tarried some time at Berytus,
as we told you before. He thence removed, and exhibited magnificent shews in
all those cities of Syria through which he went; and made use of the captive
Jews as publick instances of the destruction of that nation. He then saw a
river, as he went along, of such a nature as deserves to be recorded in
history. It runs in the middle between Arcea, belonging
to Agrippa’s Kingdom, and Raphanea. It hath somewhat very peculiar in it. For
when it runs, its current is strong, and has plenty of water. After which its
springs fail for six days together, and leave its chanel dry, as any one may see.
After which days it runs on the seventh day as it did before, and as though it
had undergone no change at all: it hath also been observed to keep this order
perpetually, and exactly. Whence it is that they call it the sabbatick river: that
name being taken from the sacred seventh day among the Jews.” (http://penelope.uchicago.edu/josephus/war-7.html
).
Sambatyon nehrinin 9. yüzyılda
büyük bir üne kavuşması, Danlı Eldad'ın anlatısına bağlıdır.
Sefer Birkat Avraham’da balıkların kıyıya yakın olduklarını, Şabat
günü yüzmedikleri anlatılır. Abraham Maimonides (1186)’e ait bir metindir.
Mucizevi Balıklara atıf yapan metinler Kur’an’dan sonraki dönemlerde yazılanlardır.