Antik
Mısır’da Ya’qûb adı ve Amen (Hâmân)
Antik Mısır’da Asyalı, semitik isimlere rastlanır, aralarında krallarda vardır. Çok iyi bilinen bir isme sahibtir. Ya’qûb, Yakub-her, Yak-Baal olarak bilinir. M.Ö. 17. Veya 16. Yüzyıllar boyunca Mısır’da Kral, Mısır’da İkinci Orta Dönem’de hükümsürdüğü tahmin edilmektedir.
Yakuq-har’ın scarab’ı, 27 tane bulunmuştur.
W.F. Albright’ta
Budge’de
“Her” ise semitik dillerde “el”in karşılığıdır;
Albriht’in Ya’qub-il okuması ile İâqeb-her aynı
manaya gelir.
İbranca “יעקב”, Arabça “يعقوب”,
Suryanca “ܝܥܩܘܒ” semitik
yazılışıdır. Yaqub-her, asyalı bir isimdir, “hiksos”lar ile bağlantılıdır.
Karmaşık bir dönem olduğu için tarihlendirme konusu tartışılmıştır.
Buna benzer yine semitik bir ad Anat-her’dir.
scarabı.
Turin papirüsü’nde listelenmiyor. Dönemi ve
kişiliği tartışmalıdır. Prens olabileceğini söyleyenler vardır.
Yine Ya'ammu Nubwoserre
Petrie Müzesi
Yine abdi-el anlamına geldiği söylenen 18.
Hanedanlığın son dönemlerinde bir vezirden bahsedilmektedir. Ad, Budge’de şöyle
yer alır.
Bununla ilgili “Pharaoh’s Man, ‘Abdiel: The
Vizier with a Semitic Name” adlı makalelere bakılabilir.
Yine Aper-Baal, Aper-Anati, Apopi, Meribre Sheshi
gibi adlarında semitik olduğu ileri sürülmüştür. Vezir Yuya’nında semitik
olduğu bilinmektedir.
Amen Hâmân
olabilir mi?
-Amen-
Ör:
Haman, Firavun gibi bir unvan mı? Tıpkı
birden fazla Firavun olduğu gibi, birden fazla Haman var mı?
Peki, Haman ismi de birçok kişi tarafından
kullanılan bir unvan mı, yoksa yalnızca Musa'nın zamanında yaşayan Haman'a mı
özeldir? Eski Mısır'da (Yeni Krallık döneminde) firavundan sonra gelen herkesin
"Haman" adıyla anılması mümkün müydü?
Eğer bu olasılık doğruysa, o zaman Yeni Krallık
döneminde birden fazla Haman vardı, tıpkı birden fazla Firavun'un olması gibi.
Daha iyi açıklamak gerekirse, Firavun III. Tutmosis’in yanında bir Haman vardı,
Firavun Tutankhamun döneminde başka bir Haman, ve Firavun II. Ramses’in yanında
da bir Haman daha bulunuyordu. Yani "Haman" kelimesi,
"Firavun" kelimesi gibi bir unvan, görev ve pozisyon anlamına
geliyordu. Örneğin, 18. Mısır Hanedanı'nda sekiz Firavun ve on bir Haman
bulunuyordu; 19. Hanedan'da ise beş Firavun ve altı Haman vardı. Yani her
Firavun'un bir Haman'ı vardı ve eğer bir Haman ölür veya firavun tarafından
görevden alınırsa, onun yerine başka bir Haman geçiyordu.
Ağız "Ra/ را" olarak, göz
" يري" olarak, taht
"Set/ ست" olarak, ev "Bar/ بر"
olarak ya da yılan " فاي" olarak telaffuz edilir ve buradan
ilk harf (F) alınır. Ayrıca, baykuş (م)
ve kırlangıç (أ) olarak kullanılır.
Eski Mısırlılar, daha sonra Arap yazısına giren (هـ),
(و) ve (ش) gibi semboller de
kullanmışlardır. Ayrıca, birbirini takip eden iki harfi ifade etmek için iki
harfli isimler de kullanmışlardır: örneğin, ev (Bar/ بر), taht (Set/ ست) ve
tavşan (ون). Bazı kelimelerde ise üç harf
kullanmışlardır; örneğin: "Ankh" (hayat anlamına gelir),
"Htep" (rahat veya kurban anlamına gelir) ve "Nefer" (güzel
anlamına gelir).
Firavun" (Eski Mısırca: برعا)
kelimesi, "büyük ev" veya "büyük saray" anlamına gelir. Bu
terim, Mısır'daki krallara atıfta bulunmak için kullanılan bir unvandır. "Firavun"
unvanı, "Bar-‘a" veya "Bar-‘ou" kelimelerinden
türetilmiştir. Burada "Bar", "ev" sembolünü, "‘a"
ise "sütun" sembolünü temsil eder; yani "büyük ev" veya
"yüksek ev" anlamına gelir, bu da yöneticinin sarayını işaret eder.
Zamanla bu unvan, bir tür saygı ifadesi haline gelmiş ve "Yüksek
Dereceli" veya "Majesteleri" gibi anlamlar kazanmıştır. 18.
Hanedan'ın ortalarından itibaren ise bu unvan, Mısır kralının ismiyle birlikte
anılmaya başlanmıştır.
Narmer
"Haman" ismi (yani Amun'un büyük rahibi unvanı), Yeni Krallık döneminde (18. Hanedan'dan itibaren) ortaya çıkmaya başlamıştır; bu da "Firavun" isminin ilk kez aynı dönemde ortaya çıkmasıyla paralellik göstermektedir. Dolayısıyla, "Haman" ismi veya unvanı, "Firavun" unvanındaki gibi genel bir unvan olabilir.
Ayrıca, "Haman" ismi, o dönemde Mısır'ın en büyük tanrısını (Mısır tanrılarının kralı) temsil eden "Amun" ismiyle veya "Amun-Ra" olarak bilinen birleşik tanrıyla da ilişkilendirilebilir.
Mısır kralı, Musa'nın döneminden önce "Firavun" ismiyle anılmaya başlamıştır. "Firavun" veya "Bar'a" kelimesi, başlangıçta kraliyet sarayını ifade etmekteydi. Ancak zamanla sarayı yöneten veya orada yaşayan kişi de "Bar'a" olarak adlandırılmaya başlamıştır. Aynı şekilde, saray görevlileri ve kralın takipçileri de "Firavun" ismiyle anılmaktaydı; sanki saraya ait olan herkes, sarayın adıyla anılmaya başlamış gibiydi. Büyük Amun rahibi için de benzer bir durum yaşanmış olabilir. Zamanla "Amun'un evi" anlamına gelen "Bar Amun" ismi, Amun'un tapınaklarında yaşayan veya onları yöneten kişiler için de geçerli hale gelmiştir.
Eğer bu varsayım doğruysa, "Haman" adı (Amun), Ramses'ten sonraki ikinci adam için özel, benzersiz bir isim değildi. Aksine, Haman resmi bir unvandı ve "Mısırlıların o dönemde tapındığı en büyük tanrının en büyük rahibi" anlamına geliyordu. Mısır'daki birinci kişi saray mensubu veya sarayın büyüğüydü (firavun), kendisini Amun'un oğlu olarak görüyordu; ikinci kişi ise tapınak mensubu veya tapınağın büyüğüydü (Haman). Bu durum, firavun ve Haman'ın, antik Mısır'daki en büyük iki yapıyı (saray ve tapınak) temsil ettiğini gösterir. Bu iki yönetim merkezi, firavun ve Haman ile temsil edilmektedir. Amun (ya da Haman) gerçek Mısır hükümdarıdır; firavunda somutlaşırken (aynı zamanda Mısır'daki her tanrının bir numaralı rahibidir) ve ona ilham veren, birinci rahibi olan Haman'da da somutlaşmaktadır. Firavun sarayı (Bar'a) temsil eder ve bu nedenle onun adıyla anılır; Haman ise tapınağı (Amun'un evi) temsil eder ve bu nedenle onun adı (Amun veya Haman olarak kısaltılarak) ile anılır. Bir hanedan olarak görülmeseler de, Teb'deki Amun Baş Rahipleri, MÖ 1080'den yaklaşık 943'e kadar Mısır'ın etkili yöneticileri olacak kadar güç ve etkiye sahiptiler . Herihor , MÖ 1080'de -XI. Ramses'in 19. Yılında- Amun'un ilk hükümdar Baş Rahibi olarak ilan edildiğinde, Amun rahipliği Mısır ekonomisi üzerinde etkili bir kontrole sahipti. Amun rahipleri, Mısır'daki tüm tapınak arazilerinin üçte ikisine ve gemilerinin ve diğer birçok kaynağın yüzde 90'ına sahipti.
آمون: أَمِن
Adının tam olarak nasıl telaffuz edildiğini bilmek zordur çünkü eski Mısır hiyeroglif yazısı sessiz harfleri (ünsüzleri) kullanıyordu. İsmi « أَمِن» olarak yazılmış ve muhtemelen "Amin" şeklinde, kapalı e'nin a'ya eğilerek telaffuz edildiği düşünülmektedir. Antik Mısır'da isim yaygın olarak kulanılmıştır;
Ỉmn-ḥtp-ỉy , Amen-hetep, Ἀμένωφις
ỉmn.t-t , Amentet (Ament, Amentit, Imentet, Imentit)
Amen-Ra
Amen, Amun, Ammon/imn/ (M) 'Gizli olan' (Tanrı)
Amenemhat, Amunemhat, Amenemhet, Amenemhet /imn-m-HAt/ (lakap) Ameni, Ammenemes (Yunanca) 'Amun'un en önde geleni' (M) (Prens, Kral, Yukarı Mısır'ın 15. Nome valisi, Vezir, kraliyet duaghter)
Amenemheb, Amenemhab /imn-m-Hb/ (M) 'Festivalin Amun'u' (Hizmetli)
Amenemone /imn-m(A)ini/ (Aniy'in tam adı)
Amenemnisu/img-m-nisw / (M) 'Amun kraldır' (Kral)
Amenherkhepshef, Amun-her-khepeshef /imn-Hr-xpS.f/ (M) 'Gücü üzerine Amun' (prens)
Amenhotep, jmn-htp/imn-Htp/'Amun memnun' (M) A-ma-an-ha-at-bi (Akadca),
Amenophis/Αμένωφις (Yunanca) (Kral, mimar, kâtip, Amun rahibi)
Ámeni/imny/ (M) (lakabı) Amenemhat (Yukarı Mısır'ın 15. Nome valisi)
Amenia /imn-iA/ (F) 'Ey Amun' (Eş...
Amenemipet (E) (Vezir)
Amenmesse, Amenmesses, Amenmose /imn-ms.s, Jmn-msj-sw/ (M) 'Amun tarafından biçimlendirilmiş' (Kral, Vezir, Prens)
Amennakhte, Amennakht /imn-n-Axt/? (M) (ressam, kâtip)
Amennety/imnnti/ (M) 'Amun bana ait' Amenkhau, Amonkhau (M)
Amentet imntt 'Batının ya da yeraltı dünyasının tanrıçası' (F)
Amentetwosret, Amentet-wosret /imntt-wsrt/ (F) 'o batının gücü'
Amenu/imnw/(M) (Kâtip)
Ameny, Ameni, imni/4 (E) (Bölge Komutanı)
Ameny/imny, iminy/ (E, K) (Vezir, Yüksek kâhya, general)
Ameny Antef, Ameni Antef /imn.i in-it.f/ (M) 'Ameny onun babası'
Ameny Qemau /imny (sA) qmAw/ 'Ameny'nin (oğlu) Qemau'
Amennetet, Amunnetet /imn-nt-t/ (F) 'Amun'a ait olan'
Amunenshi /amw-nnSi/ (E) (Yukarı Retjenu Hükümdarı)
Amunet /imnt/ (F) 'O gizli olan' (Amun'un eşi olan tanrıça, baş rahibe olarak hüküm sürer)
“Menkheperre, tıpkı büyük dedesi Herihor'un yaptığı gibi, taht adı olarak "Amen'nin ilk peygamberi" unvanını aldı,”
Amenhotep I - 18. Hanedan'ın ilk hükümdarı.
Amenhotep II - 18. Hanedan'ın ikinci hükümdarı.
Amenhotep III - 18. Hanedan'ın üçüncü hükümdarı ve Mısır'ın en güçlü krallarından biri.
Amenhotep IV (Akhenaton) - 18. Hanedan'da, tek tanrı inancını benimseyen firavun.
Amenemhat I - 12. Hanedan'ın kurucusu.
Amenmesse - 19. Hanedan'da yer alan bir figür; firavun unvanı taşıdığı iddia edilmiştir.
Vezirler ve Diğer Önemli Şahsiyetler
Amenemhat - 12. Hanedan'da önemli bir vezir ve yönetici.
Amenemhet (Vezir) - 12. Hanedan'da ve sonrasında çeşitli görevlerde bulunmuş bir başka vezir.
Amenhotep, Büyük Vezir - 18. Hanedan'da görev yapan önemli bir figür.
Ameneminet - Ramses döneminde önemli görevlerde bulunmuş bir kişi.
Belki de "Haman" kelimesinde de benzer bir durum yaşanmıştır.
חוה, حوّاء
זכריה (Zekharyah), Zacchariam, ζαχαριαν, زَكَرِيَّا,
هَارُونُ, אהרן (Ahărōn), Aaron, ααρων
מלאכי, مَلاَخِي
לאה, ليئة
מְנַשֶּׁה, مَنَسَّى
Gibi.
Örnek Ameneminet
Ameneminet büyük olasılıkla Seti I döneminde
doğmuştur. Babası Amun’un başrahibi Wenennefer, annesi ise Amun’un şarkıcısı
İsis’tir. Ameneminet, Seti I döneminde askeri bir kariyere başlamış gibi
görünmektedir. Bu dönemde arabacı ve ahır sorumlusu olarak görev yapmıştır.
Daha sonra ordu komutanı olmuş ve yurt dışında elçilik görevlerinde
bulunmuştur. II. Ramses döneminde ise sınır polisinin başı olarak terfi
ettirilmiştir. Bu görevdeyken hükümdarın ölü tapınağı olan Ramessum’un
inşasında da yer almıştır.
Ameneminet'in eşi Nefertari adında olup, Sokar
Tapınağı’ndaki Sem-rahibi Minmose'un kızıydı.
Harflerin Okunması
Hâmân ve Sarh
“وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَاهَامَانُ ابْنِ لِي صَرْحًا لَعَلِّي أَبْلُغُ الْأَسْبَابَ” (40:36).
“وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا اَيُّهَا الْمَلَاُ مَا عَلِمْتُ
لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرٖى فَاَوْقِدْ لٖى يَا هَامَانُ
عَلَى الطّٖينِ فَاجْعَلْ لٖى صَرْحًا لَعَلّٖى
اَطَّلِعُ اِلٰى اِلٰهِ مُوسٰى وَاِنّٖى لَاَظُنُّهُ مِنَ الْكَاذِبٖينَ”
(28:38).
Bu
iki ayette geçen “صَرْحًا” ı nasıl anlamalıyız;
Kelime
Eski Güney Arabistan (sebe)
𐩮𐩧𐩢 (ṣrḥ, "kült binası"), yine Eski Güney Arabistan 𐩮𐩧𐩢𐩩 (ṣrḥt, "üst
kat; kapalı avlu") ve Ge'ez ጽርሕ (ṣərḥ, "oda, özel oda; kale; saray;
tapınak").
Kelimenin sebetik dille kullanımı “kült binası”, “tapınak” anlamı da söz konusu. Bizim yorumumuza göre Fir‘avn’nın istediği bir “kült merkezi” veya “tapınak” benzeri bir yapıdır.
Yakarıda yazdıklarımızı birleştirdiğimizde Hâmân Fir’avn gibi bir unvan adı olduğunu kesin olmamakla söyleyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder