3 Ekim 2024 Perşembe

19 İddiasını Test (13) İddialar orijinal mi?

 

      İddialar orijinal mi?

Bahailik ve 19

1819'da Şiraz'da bir Şiî Müslüman olarak doğan, Kayyûmü'l-esmâ'sında (ve yaygın olarak Bâbîlik olarak adlandırılan) ed-Dînü's-Sâfî (bozulmamış din) olarak adlandırılan yeni, neo-Şiî bir dinin genç, devrimci yaratıcısı, Bâb Seyyid Ali Muhammed Şirazî (1819-1892) olarak adlandırıldı. Arapça ve Farsça çok sayıda eser kaleme almış ve besmeleyi bolca kullanmış, ayrıca besmeleyi çeşitli şekillerde yeniden yaratmış veya yeniden formüle etmiştir.

Bahai metinleri;

Fransızca;

“Bu ifade Béyán'ı okumayı zorlaştırmaktadır. Varlıkların ve şeylerin evrenselliğinin dolaysız anlamını anlamak kolay olsa da diğer üçünü anlamak daha zordur. Her üçü de Küllü şey (her şey) kelimesini oluşturan harflerin ebced hesabından türetilmiştir ve Hemze da hesaba katıldığında 361 eder. Babiler için bu son sayı yaratılışın en yüce sayısıdır. Bu nedenle Birliğin çiçek açmasıdır ve Béyán bu çiçek açan Birliğin temsilidir, çünkü on kere on dokuz kapıda yansıyan on dokuz birimden, yani 361'den oluşur.” (Giriş, Sayfa 7).

 



 

1. İlk her şey Birlik karakterlerini, ikincisi bu ilk 19 karakterin her birinin 19 aynasını, sonra da aynaların her birinin 19 şahidini, yani İnsanlığı gösterir.

2. Her şey Beyan'da.

3. Beyan'ın hediyesiyle. Beyan'ın armağanıyla.

 4. Sonsuz olarak çoğaltılmış 19 grubu, İnsanlık.

5. Beyân.

6. Mümkün olan bütün mertebelerde.

7. Mükemmelliğine ulaşmış bir şey her şey haline gelmiştir (Giriş, Sayfa 13).

 

Her halükarda, tezahür etmiş olsun ya da olmasın, bu 18 figür Yaşayanların Harflerini oluşturur. Sayıları on dokuz olması gereken (Vahid = 19) Birlik Harfleri, bu on sekiz karakterle, artı hepsinin en yükseği, liderleri veya daha doğrusu güneşleri tarafından temsil edilir, çünkü onsuz var olamazlardı ve önceleri İsa, sonra Muhammed ve son olarak Seyyid Ali Muhammed olarak adlandırılırdı (s.25).

Tezahürün başlangıcından 19 sayısına kadar, her yıl, inancın yaşam harfine verildiğini, böylece bundan sonra bir sonraki tezahür dışında önceki tezahürün meyveleri üzerinde hiçbir hak iddia edilemeyeceğini unutmayın.” (c.3,)




 



 

İngilizce;




“Bu nedenle kişi önceki tezahürler için [Tanrı'ya] şükretmelidir. Bunu yapmamak hakikatte olmamak anlamına gelir. Gerçekte, insan on dokuz yaşından itibaren tohum olduğu gün için şükretmelidir, çünkü bu tohum olmasaydı, olduğu şey olmazdı.” (İngilizce, bab beyan, s.12).

“Her biri kendisine yetecek kadarını almalı ve fazlası fakirlere verilmelidir. Geriye kalanı da on dokuz saygıdeğer yere harcamalıdır. Ancak, annelerinin karnında altı ay daha geçirecek olan doğmamış çocuklar da dahil olmak üzere, toplamı insanlar arasında dağıtırsa, bu, saygıdeğer yerlerde harcamaktan daha değerlidir. Bu bir armağandır, Tanrı'nın bir lütfudur. Gerçekte, veren Tanrı'dır, Çok Yüce Olan'dır.” (İngilizce, bab beyan, s.16).

“Herkes için Beyan ayetlerini okumak farzdır ve on dokuz ayetten az okumamalıdır: bunu yapamayan, okuyamayan, bu ayeti on dokuz kez söylemelidir: "Rabbim olan Allah'tır, ben Allah'ıma kimseyi ortak koşmam."” (İngilizce, bab beyan, s.21).

“Birliğin sayısından daha az okumaya izin verilmez ve bu emrin sırrı, on dokuz zuhuru aşmanızın gerekmemesidir. Böylece, bu okumaya eklenmiş olan hayır duası aracılığıyla, yargı gününde onların yardımından faydalanabilirsiniz.” (İngilizce, bab beyan, s.22).

“[^1]: Note: This formula replaces the Muslim; it also contains nineteen letters: Bismi’llah alAmna al-Aqdas.” (İngilizce, bab beyan, s.24).


  

Doğum ve ölüm dualarında, dua eden kişi doğum duasında beş kez "Tekbir" getirmelidir. İlk "Allah'u Ekber "den sonra dokuz kez "Allah'u Ekber" demelidir: "Doğrusu biz, hepimiz, Allah'a ve O'nun ayetlerine inanıyoruz", on dokuz kez söylemelidir: "Doğrusu biz, hepimiz, Allah'a iman ettik." Üçüncüsünden sonra, on dokuz kez: "Gerçekte, biz, hepimiz, Tanrı sayesinde yaşıyoruz ve O'nun sayesinde başkalarını da yaşatıyoruz". Dördüncüden sonra, on dokuz kez: "Gerçekte, biz, hepimiz, Tanrı yüzünden, başkalarının ölmesine neden oluyoruz ve ölüyoruz." Beşinciden sonra, on dokuz kez: "Gerçekte, biz, hepimiz, Tanrı'dan memnunuz." (İngilizce, bab beyan, s.29).

Ölülerin duasında altı "Tekbir" söylemeliyiz. İlkinden sonra, on dokuz kez söylemelidir: "Gerçekte, biz, hepimiz, Tanrı'ya tapıyoruz." İkinciden sonra, on dokuz kez: "Gerçekte, biz, hepimiz, Tanrı'nın önünde secde ediyoruz." Üçüncüsünden sonra, on dokuz kez: "Gerçekte, biz, hepimiz, Tanrı'nın hizmetinde kararlıyız." Dördüncüden sonra, on dokuz kez: "Gerçekte biz, hepimiz, Tanrı'yı ananlarız." Beşinciden sonra, on dokuz kez: "Gerçekte biz, hepimiz, Tanrı'ya şükredenleriz." Altıncıdan sonra, on dokuz kez: "Gerçekte, biz, hepimiz, Tanrı'nın işini bekliyoruz." (İngilizce, bab beyan, s.29).



“Bunda, Hakikat Güneşi parladığı sürece, benzeri olmayan her şey Tanrı içindir. Dolayısıyla bu şeyler O'na verilmelidir. Bu Güneş battığında, Güneş Doğu'dan yeniden doğuncaya kadar, Tanrı herkesin bu şey üzerinde sahiplik eyleminde bulunmasına izin vermiştir. Bu Güneş yeniden doğduğunda, bu nesnenin mülkiyeti artık kimseye izin verilmez. (O zamanki mal sahibi) onu on dokuz sayısına kadar Hakikat Güneşi'ne vermelidir (on dokuzdan fazlasına sahipse, fazlası kendisinde kalabilir) ve benzeri olmayan bu şeylere sahipse daha fazlasına değil; aksi takdirde Tanrı ona [yüksek] bir şeyi iade etme yükümlülüğü vermez. (İngilizce, bab beyan, s.39).




“Her ayın her gününde 95 kez Allah'ı anmak farzdır: ilk gün Allah'u Abha, ikinci gün Allah'u A'zam ve bunu takip eden on dokuzuncu günde Allah'u Akdam'a varıncaya kadar.” (İngilizce, bab beyan, s.43).

 Bu sözler Tanrı'nın nitelendirilemeyecek kadar yüce olduğunu gösterdiği gibi, bu varoluşlar da Tanrı'nın Kendisine bir nitelik uygulanamayacak kadar yüce olduğunu gösterir. Yaşayanların bu on dokuz Mektubu örnek olarak niteliklerinin sınırlarını aşmış değildir[^644], çünkü hiç kimse için ebedi öze doğru bir yol yoktu, yoktur. Bu olasılıklar dünyasında mümkün olan şey, O'nun yaratığıdır ve Birlik Mektupları bu yaratıkları isimlere doğru yönlendirenlerdir: ve onlarda (bu Birlik Mektuplarında) Tanrı'dan başka bir şey görülemez[^645]. (İngilizce, bab beyan, s.44).

“Her halükarda, tezahür etmiş olsun ya da olmasın, bu 18 kişi Yaşayanların Harflerini oluşturur, sayıları on dokuz (Vahid=19) olması gereken Birliğin Harfleri bu on sekiz kişi tarafından temsil edilir, artı hepsinin en yükseği, şefleri ya da daha doğrusu güneşleri, çünkü O olmadan var olamazlardı ve önce İsa, sonra Muhammed ve son olarak da Siyyid 'Ali Muhammed olarak adlandırıldılar.” (İngilizce, bab beyan, s.45).

 


 “Beyan'ın düzenlenmesinde on dokuz ciltten fazla olmamalıdır. İlk üçünde ayetler, sonraki dörtte işlemler, sonraki altıda tefsirler, son altıda bilimsel sorular yazılmalıdır.” (İngilizce, bab beyan, s.49).

 




Kur'an'ın tamamı yüz on dört sureden oluşur ve altı surelik her grup Bismillah er-Rahman er-Rahim (Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla) harflerinin her birinin yüceltilmesi için inmiştir.

İlk altı sure B noktasında, son altı sure ise M noktasındadır. Bütün illiyyin harfleri bu on dokuz zuhura, diğerleri ise ateşin on dokuz kapısına döner. Ateşin bütün kapıları ateşin ilk kapısına döner[^77] tıpkı cennetin bütün kapılarının cennetin ilk kapısına dönmesi gibi: bütün harfler formülde birleşmiş olarak bulunur: Eğer Tanrı değilse, Tanrı da yoktur.



Ateşin beş harfi, harfleri sayarsak, on dokuz olur, Tanrı'nın Kuran'da inmesine neden olduğu gibi[^93]: "Yukarıda on dokuz tane vardır." (s.67).

 

“Eğer birisi Hakikat Mektupları'na girmek isterse, yuvarlak bir kornişin üzerine (başka bir yerden) bilinen ve dokuz birlikten oluşan dairelerin şeklinin kazınmasını emreder. Birinci daireye "Ayet el-Kürsi "yi, ikincisine dairelerin adını, üçüncüsüne Bismillah'ın sözlerini, dördüncüsüne Tanrı'nın altı ismini, beşincisine bunun üzerinde oluşturulan tasarımla ilgili her şeyi kazısın, ancak burada kullanılan kelimelerin sayısı on dokuzu geçmesin. Eğer birinci ve ikinci daireye sadece on dokuz kelime yazılırsa, bu Tanrı'yı hoşnut eder. .” (İngilizce, bab beyan, s.90).



[^204]: Not: Bismillah formülüne atıf... Allah, İrade'nin bizzat tecellisi olan her Cennet için on dokuz kapı belirlemiştir; zira bu tecellide bu açıkça açıklanmıştır (s.111).

Ve yine de Kur'an'ın bu Noktası önünde secde eder, O'nun aracılığı ile Allah'a yaklaştığını iddia eder ve O'nun gözünde yaratıkların en yabancısı ve ateşin ilk harfidir! Beyan'ın tecellisinde de durum aynıdır ve Cennet, Birliğin sayısı (on dokuz) etrafında döner; ve ateş için de durum aynıdır (on dokuz etrafında eşit olarak döner). (s.127).



Bu ayetlerde Tanrı'yı gösteren on dokuz isim yer alır. Bütün isimler, bütün benzetmeler bu on dokuz ismin gölgesinde zikredilir (s.153).



Allah bütün yılları kendi emriyle yaratmıştır. Beyan'ın zuhurundan itibaren onu, her şeyin sayısına göre yıllara ayırdı[^607]. Onu on dokuz ayda ve her ayı on dokuz günde sabitledi. Böylece hepsi Koç burcuna girişinden, Birliğin on dokuz Harfinin[^609] on dokuz aynasında Balık burcunda sona eren güneşin[^608] yolculuğunun sonuna kadar sayılmalıdır (s.256).

Herkes için Beyan ayetlerini okumak farzdır ve on dokuz ayetten az okumamalıdır: bunu yapamayan, okuyamayan, bu ayeti on dokuz kez söylemelidir: "Rabbim olan Allah'tır, ben Allah'ıma kimseyi ortak koşmam” (s.269).




(s.388).



Allah'ın hiçbir ismi, isimler sıralamasında Mustağath'ın sayısından daha fazla değildir. Allah'u Teala'nın isminin her bir birliğini on dokuzun birliğiyle (106x19) çarparsanız, Ahad kelimesinin sayısı Mustağath ismiyle elde edilen sayıdan azalacaktır (105x19=2014) veya Mustağath=2001 ve Ahad=131. Eğer Mustaghath ismi yerine Al- Mustaghath ismini sayarsanız, yaşayan kişinin isminin sayısı Mustaghath'a eklenir (Al- Mustaghath=2032) (s.385).



Ve bu isimlerin her birini Kâf[^865] diye tekrarlamalıdır. Kim bu şekilde hareket ederse, eğer bu Allah için ve Allah'ta ise, elbette amacına ulaşması için ona araçlar verilecektir!

Muhammed Fuâd b. Abdilbâkī b. Sâlih el-Mısrî (1882-1968)

 

el-Muʿcemü’l-müfehres li-elfâẓi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (Kahire-Beyrut 1364/1945, 1378; İstanbul 1982). Alman şarkiyatçısı Gustav Leberecht Flügel’in Concordanticae Corani arabicae adlı eseri esas alınıp büyük ölçüde tashih edilerek meydana getirilmiştir. Kitabı Mahmut Çanga Kur’an Kelimelerinin Anahtarı (İstanbul 1986), Bekir Karlığa Mevzûlarına Göre Âyet-i Kerîmeler ve Mealleri (İstanbul 1980, 1988) adıyla Türkçe’ye çevirmiştir.Kelimelerin türevleri ve kaç defa geçtiği ile ilgili bir kitaptır. Başlıkta ve kenarlarda kelime sayımları verilmiştir. Fuâd b. Abdilbâkī’nin amacı 19 ile ilgili değildir. Bilgisayar sayımları yerine çoğunlukla bu metin kullanılmıştır. 


 


 







Ebdurrezzaq Nevfel (1917-1984)

 1959 yılında yayınlanan "el İslamü Dinün ve Dünya" kitabını hazırlarken, Kur'an’ı Kerim'de "dünya" ıstılahının "ahiret" ıstılahı kadar aynı sayıda tekrarlandığının farkına vardım. Ve yine (1968 yılında yayınlanan) "Alem’ül Cinne ve’l Melaike" kitabını hazırlarken de "şeytan" lafzının "melaike" lafzı kadar aynı sayıda tekrarlandığını gördüm. Bunların her birini bu iki 

Sayımlar

 

Nevfel'in çalışması 19 ile ilgili değildir. Fakat 19 ile ilgili yazılan, konuşulan her yerde, Nevfel'in ilk örnekliğini yaptığı sayımlardaki uyum dile getirilmektedir. Oysa iki çalışma tarzı aynı değildir. Sonuçları da aynı olmamıştır.  

1959 yılında yayınlanan "el İslamü Dinün ve Dünya" kitabını hazırlarken, Kur'an’ı Kerim'de "dünya" ıstılahının "ahiret" ıstılahı kadar aynı sayıda tekrarlandığının farkına vardım. Ve yine (1968 yılında yayınlanan) "Alem’ül Cinne ve’l Melaike" kitabını hazırlarken de "şeytan" lafzının "melaike" lafzı kadar aynı sayıda tekrarlandığını gördüm. Bunların her birini bu iki kitapta zikrettim.

 



 

Kur’an-ı Kerim’deki matematiksel verileri ilk olarak inceleyen Abdürrezzak Nevfel’dir. 1970’lerde yaptığı çalışmayla Kur’an’daki bu özelliğe dikkat çekilmiştir. Kur’an’ın kelimeleri edebi üslupta kullanma tarzı var. “Mustafa Hüseyni Tabatabai 1402 Zilhicce” farsça sunumuna not düşmüştür.

 

Kur’an’da, Anne ile Baba kelimesi 117’şer defa geçiyor.

Kur’an’da, Kardeş ile Yakın Akraba kelimesi 96’şar defa geçiyor.

Kur’an’da, Dünya ile Ahiret kelimesi 115’şer defa geçiyor.

Kur’an’da, Ceza kelimesi 117 defa geçerken, Affetmek kelimesi 234 defa geçmektedir.

Kur’an’da, Melekler ile Şeytan kelimesi 88’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Cennet kelimesi ile Cehennem kelimesi 77’şer defa geçiyor.

Kur’an’da, De kelimesi ile Dediler kelimesi 332’şer defa geçiyor.

Kur’an’da, Ağaç ile Bitki kelimesi 26’şar defa geçiyor.

Kur’an’da, İsa kelimesi ile Adem kelimesi 25’er defa geçiyor. (Kur’an’da Hz.İsa’nın durumu, Hz. Adem’in durumuna benzetilir.)

Kur’an’da, İman kelimesi ile Küfür kelimesi 25’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Zekat kelimesi ile Bereket kelimesi 32’şer defa geçiyor.

Kur’an’da, Yarar kelimesi ile Bozma kelimesi 50’şer defa geçiyor.

Kur’an’da, Musibet kelimesi ile Şükür kelimesi 75’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Sıkıntı kelimesi ile Huzur kelimesi 13’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Kadın kelimesi ile Erkek kelimesi 23’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Sevgi kelimesi ile İtaat kelimesi 83’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Adalet kelimesi ile Zulüm kelimesi 15’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Güneş kelimesi ile Işık kelimesi 33’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Zarar ile Yarar kelimesi 9’ar defa geçiyor.

Kur’an’da, Korku ile Ümit kelimesi 8’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Sıcak kelimesi ile Soğuk kelimesi 4’er defa geçiyor.

Kur’an’da, Şarap kelimesi ile Sarhoşluk kelimesi 6’şar defa geçiyor.

Kur’an’da, Yedi Gök tabiri 7 defa geçiyor.

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...