25 Haziran 2021 Cuma

TEMİRKAPIG (13).

 TEMİRKAPIG 13.

ADİL Ve MERHAMETLİ KRAL 

وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا قُلْنَا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا (86) قَالَ أَمَّا مَنْ ظَلَمَ فَسَوْفَ نُعَذِّبُهُ ثُمَّ يُرَدُّ إِلَى رَبِّهِ فَيُعَذِّبُهُ عَذَابًا نُكْرًا (87) وَأَمَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُ جَزَاءً الْحُسْنَى وَسَنَقُولُ لَهُ مِنْ أَمْرِنَا يُسْرًا (88)

Kûrûş’un Lidya Seferi nedeniyle Sardis’e kadar geldiğini daha önce belirtmiştik.

Perslerin Kroisos'u yenilgiye uğratması Lydia'nın bağımsızlığının ve hanedanlığının sonu demekti, fakat Sardes kuzeybatıdaki en önemli Akhamenid eyaletinin başkenti oldu, Lydia kültürüyle dilinin gelişimi de sürdü. Sardes, ilerleyen yüzyıllarda da antik dünyanın en büyük kentlerinden biri olarak kaldı (Amelie Kuhrt, Eskiçağ’da Yakındoğu Yaklaşık M.Ö. 3000-330 C.II, (Çeviren: Dilek Şendil). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009/256).

Gerek Heredot, gerek Diodorus ve gerekse xenophon Kûrûş’un Lidya Halkına kötü davranmadığını belirtirler. Anlatılanlar doğru ise Kûrûş, Lidya Kralı Kroisos’un hayatını bağışladığı gibi onu yanına danışman olarak alır.

“Kroisos'un yazgısıyla ilgili kanılar çelişkilidir; Herodotos'a göre Pers kralının sarayında değer verilip saygı gören bir danışman olmuştu.” (Amelie Kuhrt, Eskiçağ’da Yakındoğu Yaklaşık M.Ö. 3000-330 C.II, (Çeviren: Dilek Şendil). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009/369).

“Herodotos’un anlatısına göre, Kyros’un Lidya’nın isyanına karşılık bir baba gibi çocuklarının kusurlarını affedip onları eğitmesi daha evvel Lidya’nın babası gibi olan Kroisos’un öğüdü ile mümkün olur…”

“Kyros da zaten “baba”dır. Böylece Lidyalılar için Kroisos’un öğüdünü dinleyerek onlara bir baba gibi davranıp onları yola getirir”

“Bu yüzden Kyros bu adamların erdemli olmaları için önce kendisi erdemli olur sonra da bunlara örnek olur. Kyros’un adamları Kyros’u örnek alarak iyi adamlar olurlar.” (AISKHYLOS, HERODOTOS VE KSENOPHON’DA PERSLER, Doktora Tezi
Esra YALAZI, Ankara-2019
)

“Kroisos uzun zaman Büyük Kyros’un yanında saygın bir şekilde yaşamıştır. Öyle ki, Büyük Kyros Massagetlere karşı seferden dönene kadar imparatorluğun idaresini oğluna bırakmış ve oğlunu Kroisos’a iyi davranması konusunda öğütlemiştir. Ekbatana’ya doğru içi rahat şekilde yoluna devam eden Büyük Kyros, Ionialılarla mücadele etmeleri için birkaç generalini Lydia’da bırakmayı uygun görmüştür” (Persler Anadolu’da: Büyük Kyros’un Lydia Seferi ve Sonuçları, Eray Karaketir, Uluslararası Tarih Araştırmaları dergisi, Haziran, 2018/2/1).

“Perslere esir düşen Lidya kralı Kroisos, Kaldelileri durdurması yönünde II. Kyros’a
tavsiyeler vermiştir “Cyrus, Kroisos'un önerdiği gibi yapmayı kabul etti.” (7.5.14)

https://www.iranchamber.com/history/xenophon/cyropaedia_xenophon_book7.php

Tarihsel anlatılar Kûrûş’un Lidya Seferindeki tavrı, Kehf Sûresi 85-88 arasında Zu’l-Qarneyn’nin tavrına oldukça benzemektedir.

“Gerek çivi yazılı belgelerden gerekse Antikçağ yazarlarının eserlerinden
edindiğimiz bilgilere göre II. Kyros, Yeni Babil Krallığı’nı ele geçirirken büyük bir
direnişle karşılaşmamıştır. Bunun en önde gelen sebebi Babil halkının Nabonidus’un
idari ve dini uygulamalarından memnun olmamaları neticesinde II. Kyros’u bir
kurtarıcı olarak görmeleridir. Perslerin daha önce ele geçirdikleri yerlerde
uyguladıkları hoşgörülü ve adil yönetim, Babil halkının Perslerin egemenliği altında
yaşama konusundaki düşüncelerini olumlu yönde etkilemiş olabilir.” ((Pers Kralı ıı. Kyros Hayatı, Şahsiyeti ve Siyasi Faaliyetleri, Eray Karaketir, Yüksek Lisans Tezi,Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler enstitüsü Tarih Anabilimdalı, Konya/2015/71).)

TEMİRKAPIG (12)

 

TEMİRKAPIG 12.

DİL ve GERÇEKLİK

“GÜNLÜK DİL”



Güneşin Batısı ve Doğusu ve Sınırlar:

Bugün olduğu gibi eski insanlar sınırlar konusunda takıntılı değillerdi. Çoğu kez Nehirler, dağlar, denizler, büyük su kütleleri yani doğal sınırlardı.

Sınır olarak “günlük yürüyüş” mesafesini de kullanmışlardır.

Kallias Barışı’na göre Persler, İyonya kentlerinin özerkliklerini kabul edecek ancak toprağın yönetimi Persler tarafından sağlanacaktı. Pers kara ordusu Batı Anadolu’nun deniz kıyılarına üç günlük mesafeye kadar yaklaşamayacak böylelikle bölge askerlerden arındırılmış olacaktı.

***

 

A-na-kû (KI) Kap-ta-ra (KI) mâtâti ebirti[tâ]mti elîti

Tilmun (KI) Mǎ-gan-na (KI) mâtâti ebirti tâmti šaplîti

ǔ mâtâti ištu it šamši adî erêb šamši

ša Šarru-gi-na šar kiššati adî III-šu qât-su ik-šu (!)-du

 

The Land of Lead, Kaptara, lands beyond the -Upper Sea.

Tilmun, Maganna, lands beyond the Lower Sea.

And the lands from sunrise to sunset,

Which Sargon, king of the world, conquered up to his third (year?).

“Ve gün doğumundan gün batımına kadar olan topraklar”

https://www.jstor.org/stable/593503

***

γῆν τὴν Περσίδα ἀποδέξομεν τῷ Διὸς αἰθέρι ὁμουρέουσαν. οὐ γὰρ δὴ χώρην γε οὐδεμίαν κατόψεται ἥλιος ὅμουρον ἐοῦσαν τῇ ἡμετέρῃ (HERODOTUS, The Persian Wars, LCL 119: 310-311).

https://www.loebclassics.com/view/herodotus-persian_wars/1920/pb_LCL119.311.xml

 

“we shall make the borders of Persian territory and of the firmament of heaven to be the same; for no land that the sun beholds will lie on our borders, but I will make all to be one country, when I have passed over the whole of Europe. ”

“Pers topraklarını Tanrı'nın göğünün eriştiği yere kadar genişleteceğiz. O zaman güneş sınırlarımızın ötesinde hiçbir yerde parlamayacak.

***

Güçlü olan Tanrı, RAB konuşuyor; Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar Yeryüzünün tümüne sesleniyor.” (Tevrât, Mezmurlar: 50:1).

***

TDK Sözlük;

“Güneşin battığı yöndeki ülkeler bölgesi, Garp, Doğu karşıtı.”

“Yeryüzündeki başlıca dört yönden güneşin battığı yön, gün batısı, günindi, garp, mağrip, doğu karşıtı:”

“Güneşin 22 Mart'ta ve 23 Eylül'de battığı nokta”

“Siyasal anlamda Avrupa ve Kuzey Amerika”

***

Nasa:



“On May 19, 2005, NASA's Mars Exploration Rover Spirit captured this stunning view as the Sun sank below the rim of Gusev crater on Mars. This Panoramic Camera mosaic was taken around 6:07 in the evening of the rover's 489th Martian day, or sol.”

https://www.nasa.gov/multimedia/imagegallery/image_feature_347.html

 

***

Bogaziçi Kandilli Rasathanesi:

"Batı Uzanımda, İç gezegen Güneş'in batısında olur, Güneş doğmadan önce doğar ve sabaha karşı gözlenir." Doğu Uzanımda, Güneş'in doğusunda olur, akşamları Güneş battıktan sonra batı ufkunda görülür"



https://astronomi.boun.edu.tr/gezegenler-2021-0

 



 

23 Haziran 2021 Çarşamba

TEMİRKAPIG (11).

          TEMİRKAPIG 11.


Dil ve Gerçeklik

Zu’l-Qarneyn’nin peşine düştüğü “neden” çok gerçekçiydi:

“Yakındoğu'daki kararsız güç dengesi Lydia kralı Kroisos'un tepkisinden de anladığımız üzere Pers zaferiyle zarar görmüştü. Artık Medlerle Lydia arasındaki anlaşma geçerli olmadığına göre Lydia kralının Lydia'nın yayılmacı emellerini gerçekleştirmek için durumu fırsat bildiği görülür. Kappadokia sınırını geçerek Pteria'da (Boğazköy?) Pers ordusuyla karşı karşıya gelir.” (Amelie Kuhrt, Eskiçağ’da Yakındoğu Yaklaşık M.Ö. 3000-330 C.II, (Çeviren: Dilek Şendil). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009/369).

Kûrûş Lidya Krallığını ele geçirdiğinde Anadolu’ya da egemen olmuştu, bu Doğu-Batı arasında Kara ve Deniz ticaret yollarına da egemen olmak demekti. Doğudaki Sınırları Ege Denizine ulaşmıştı.

“Çift Boynuz Sahibi” unvanı da bu nedenle verilmiş olsa gerek. Doğu ve Batıya hükmeden kral.

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا” (18:86).

Gün batımı yeri

Gün batımı zamanı

Gün batımı noktası

“Güneşin Batısı”

Bu betimleme Zu’l-Qarneyn’in ilk defa güneşin Denizde batışına tanıklık ettiğini veya Güneşin bir doğa olayı olarak Denizde nasıl battığını fiziksel gerçeklikle açıklıyor değildir. Tamamen “Günlük Dil”le geldiği “sınır noktasını” betimliyor olmalıdır.

Türkçedeki “Batı” kelimesi ise “batmak” eyleminin kökünden türetilmiştir.



Kültigin Anıtında Bilge Kağan Devlet Sınırlarını “Güneşe” göre konumlandırır.

G2:

𐱃𐰸𐰆𐰕: 𐰆𐰍𐰕: 𐰋𐰏𐰠𐰼𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰃: 𐰉𐰆: 𐰽𐰉𐰢𐰤: 𐰓𐰏𐰇𐱅𐰃: 𐰾𐰃𐰓: 𐰴𐱃𐰍𐰑𐰃: 𐱅𐰃𐰭𐰞𐰀: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰚𐰇𐰤: 𐱃𐰆𐰍𐰽𐰴𐰀: 𐰋𐰃𐰼𐰏𐰼𐰇: 𐰚𐰇𐰤: 𐰆𐰺𐱃𐰆𐰾𐰃𐰭𐰺𐰆: 𐰸𐰆𐰺𐰃𐰍𐰺𐰃: 𐰚𐰇𐰤: 𐰉𐱃𐰾𐰶𐰃𐰭𐰀: 𐰘𐰃𐰺𐰍𐰺𐰃: 𐱅𐰇𐰤: 𐰆𐰺𐱃𐰆𐰾𐰃𐰭𐰺𐰆: 𐰦𐰀: 𐰃𐰲𐰼𐰚𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰴𐰆𐰯: 𐰢𐰭𐰀: 𐰚𐰇𐰼𐰼:𐰉𐰆𐰨𐰀: 𐰉𐰆𐰑𐰣

tokuz: oguz: begleri̇: boduni: bu: sabımın: edgüti̇: işi̇d: katıgdi: tiŋla: i̇lgerü: kün: togsıka: bi̇rigerü: kün: ortusiŋaru: kurigari: kün: batsikiŋa: yirıgari: tün: ortusiŋaru: anda: i̇çreki̇: bodun: kop: maŋa: körür: bunça: bodun:

Dokuz Oğuz beğleri, bodunu, bu savımı iyice işit, katıca dinle. İleri gün doğusuna, beride gün ortasına, geride gün batısına, yırıda tün ortasına, anda içindeki boylar hep bana görür. Bunca bodunu

Yani “İleride gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, geride gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bu (sınırlar) içindeki (bütün) halklar hep bana tabidir.

“Otuz Tatar halkı ... ... ... Dokuz Oğuz Beyleri ve halkı, bu sözümü iyice işitin, sıkıca dinleyin! Doğuda güneşin doğduğu yere, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı yere, kuzeyde karanlığın ortasına kadar, bu sınırların içerisindeki halkın tamamı bana bağlıdır. Bu kadar halkın”

Kültigin yazıtlarını okuyan biri devlet sınırlarının “Günlük Dil”le betimlendiğini görecektir.



Bir metafor:
Güneş Batmayan ülke
“Güneşi Batmayan İmparatorluk, İngiltere başta olmak üzere tarihteki bazı deniz aşırı imparatorluklar için kullanılan terimdir. Herodot'a göre terimin bir benzeri ilk kez Pers imparatoru I. Serhas tarafından kullanılmıştır.
Tarihteki ilk okyanus ötesi imparatorluğu İspanyollar kurdu. Şarlken (hükümdarlığı: 1516-1556) Yeni Dünya'daki kolonileri kast ederek “imparatorluğumda güneş hiç batmaz” dediği zaman terim tarihe geçmiş oldu.”

22 Haziran 2021 Salı

TEMİRKAPIG (10).

 

TEMİRKAPIG 10.

إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْأَرْضِ وَآتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًا” (18:84).

قَالَ مَا مَكَّنّٖى فٖيهِ رَبّٖى خَيْرٌ فَاَعٖينُونٖى بِقُوَّةٍ اَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْمًا” (18:95).

“Biz ona şu-Ülke’de olanak tanıdık ve ona her bir şeyden bir neden verdik”

Yûsuf@ içinde bu usluba benzer ifadeler kullanılmıştır;

وَكَذَلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْأَرْضِ” (12:21).

وَكَذَلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْأَرْضِ” (12:56).

Bu Ülke bilindiği gibi Mısır’dır, tüm yer yüzü kastedilmemiştir. Yûsuf@ “الْعَزٖيزُ” (12:78,88). Olarak nitelendirilmiştir.

Yûsuf@ ve Zu’l-Qarneyn’nin verilen olanakları kullanacak tek yetkili bir konumda olduğunu, buna rağmen keyfi davranmadıklarını, kurallara ve nedensellik bağlamında hareket ettiklerini vurgulamak için olsa gerektir.

فَأَتْبَعَ سَبَبًا” (18:85). “O da bir nedene uydu”

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا قُلْنَا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا” (18:86).

 

 

Kûrûş’un “nedeni” neydi?

Kûrûş’un BATI, Anadolu Lidya Seferi




“Lidya kıralı, pek çok güvendiği süvarileri ve toplıyacağı ücretli piyadelere katılacak olan müttefik kuvvetlerle Pers kıralım habersizce bastırmağı düşünüyordu. Fakat, Yunanlılardan ücretli asker toplamağa memur ettiği adamın, yanındaki külliyetli paralarla İran'a kaçarak, Krezus'un harp hazırlığını ve ittifak teşebbüslerini Kuraş II'ye haber vermesi, bütün planlarını bozdu. Olayları önlemekte maharetli olan Kuraş II, bu malumatı alır almaz müttefiklerinin yardımları gelmeden evvel harekete geçti, Zagrosları aştı. Ninova yakınlarında Dicle'yi geçerek Mezopotamya kuzeyindeki dağların eteklerini takiben Kapadokya'ya doğru yürüdü. Onun bu hareketini haber alan Krezus de mecburen yalnız kendi kuvvetleriyle Kuraş II'yi Kızılırmak doğusunda karşıladı. Neticesiz kalan ilk çarpışmadan sonra üç aylık bir mütareke yapıldı.

Bu müddet bitince Pterium (Boğazköy) de başlıyan ikinci çarpışma İranlıların kesin zaferleriyle neticelendi. Mağlupların arkasını bırakmak, onlara toplanmak fırsatını vermek olacağını takdir eden Kuraş II, Babil kıralı Nabunaid ile bir saldırmazlık andlaşması yaparak Krezus'u payitahtına kadar takip etti. On dört günlük muhasaradan sonra, Küçük Asya'nın
bu en zengin ve mamur şehrini de aldı ve Lidya devletine son verdi (M. ö. 546 )” (Yakın Şark IV, I. Bölüm, Perslerden Romalılara Kadar, Ord. Prof. M.Şemseddin Günaltay, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2. Baskı, 1987/7,8).

Lidya:

“Altın madeni Lydia Krallığı’nda bol miktarda mevcuttu ve M.Ö. 7. yüzyılın başlarından itibaren değerli bir maden olarak kullanılmaya başlanmıştı. Sikke basımında kullanılan altın, Tmolos Dağı’ndan (Bozdağ) doğup başkent Sardes’ten geçerek Hermos’a (Gediz Nehri) karışan Paktolos’un (Sart Çayı) çamurunda doğal olarak bulunan altından elde
ediliyordu.” (Persler Anadolu’da: Büyük Kyros’un Lydia Seferi ve Sonuçları, Eray Karaketir, Uluslararası Tarih Araştırmaları dergisi, Haziran, 2018/2/1).

“M.Ö. 7. yüzyılın başlarından itibaren değerli bir maden olarak kullanılmaya başlanmıştı. Sikke basımında kullanılan altın, Tmolos Dağı’ndan (Bozdağ) doğup başkent Sardeis’ten geçerek Hermos’a (Gediz Nehri) karışan Paktolos’un (Sart Çayı) çamurunda doğal olarak bulunan altından elde ediliyordu” (Pers Kralı ıı. Kyros Hayatı, Şahsiyeti ve Siyasi Faaliyetleri, Eray Karaketir, Yüksek Lisans Tezi,Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler enstitüsü Tarih Anabilimdalı, Konya/2015/35).

 

Lydia ve Lydia'lılar Hakkında Bilgiler. Lydia toprağı öbürlerinde olduğu gibi, öyle pek adı anılacak olağanüstü şeylere sahip değildir, yalnız Tmolos'tan akıp gelen altın kumu vardır.” (Herodot Tarihi, çev. Müntekim Ökmen, İstanbul: Remzi Kitabevi 1983 1/93).

“Sınırları doğuda Frigya, batıda Aiolis ve İyonya, kuzeyde Mysia ve güneyde
Karya ile sınırlanan Lidya Krallığı, M.Ö. 1. binde, günümüzde Küçük Menderes ve
Gediz vadilerini içine alan coğrafyada ortaya çıkmıştır (Harita 8). Krallık, tarım ve
hayvancılık açısından önemli bir konumda yer almaktadır. Tarım ve hayvancılık ile
birlikte başkent Sardeis’ten akan Paktolos Nehri alüvyonlarında bulunan altın tozu da
krallığın ekonomisini geliştirmede büyük rol oynamıştır.” (Akhaimenid Dönemi Siyasi Tarihinin Kallias Barışı’na Kadar Değerlendirilmesi: M.Ö. 550-449, Duygu Narçin, İ.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul/2019/30).

“Lidya, dağlık masifler, aluviyonlu çö­küntü ovaları, zengin sahiller olmak üzere üç kısma ayrılabilir” (Yakın Şark II, Anadolu, Ord. Prof. M.Şemseddin Günaltay, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2. Baskı, 1987/12).

Gediz Havzası, Marmara Gölü:




Batı Anadolu’nun büyük tektonik çukurluklarından biri olan Gediz grabeninde bir alüvyon seti ile ortaya çıkan Marmara gölünün çevresi tarih öncesi çağlardan günümüze önemli yerleşimlere (Kaymakçı, Sardeis, Saittai, Lulia Gordos gibi) ev sahipliği yapmıştır. Gölün oluşması, şekillenmesi, göl seviyesinde ve alanında meydana gelen değişmeler tarih öncesinden günümüze çevresinde var olmuş bu gibi yerleşimler ve kültürler üzerinde etkili olmuştur (Marmara Gölü’nün Paleocoğrafyası ve Tunç Çağı’ndan Günümüze Jeoarkeolojik Değerlendirmeler, Manisa, Coğrafi Bilimler Dergisi, 2018/16/2/217/237).

21 Haziran 2021 Pazartesi

TEMİRKAPIG (9)


TEMİRKAPIG 9.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالصَّابِئِينَ وَالنَّصَارَى وَالْمَجُوسَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا إِنَّ اللَّهَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ” (22:17).

Kehf Suresinde yer alan Zu’l-qarneyn kıssası bir soruya cevab olarak indiği açıktır

وَيَسْأَلُونَكَ عَنْ ذِي الْقَرْنَيْنِ” “Sana şu-İki boynuz sahibinden soruyorlar”

يَسْأَلُونَكَ” “Eril Çoğul” bir kelimedir, soru soranların üçten fazla olduğu anlamındadır. Çoğunluk bu Sûreyi “Hicretten Önce” kabul etmiştir. Bu yer ve zaman olarak “Mekke Dönemi”ne işaret eder.

Cevâb ise şöyledir “قُلْ سَأَتْلُو عَلَيْكُمْ مِنْهُ ذِكْرًا” “De: Sizlere o(Zu’l-Qarneyn)den ardı sıra bir anı okuyacağım”

Kimlerdir soruyu soranlar?

الَّذِينَ آمَنُوا” Hicretten Önce ve Sonra

الْمُشْرِكٖينَ” Hicretten Önce ve Hicretten Sonra

 هَادُوا” Hicretten Önce ve Hicretten Sonra

اليَهُود” Hicretten Sonra,

النَّصَارَى” Hicretten Sonra,

الصَّابِئِينَ” Hicretten Sonra,

الْمَجُوسَ” Hicretten Sonra.

Hicretten Önce, Yer Mekke; akla gelenler “الَّذِينَ آمَنُوا”, “هَادُوا” veya “الْمُشْرِكٖينَ” olmalıdır, bildikleri birini soruyorlar veya Zu’l-Qarneyn’i bir şekilde öğrenmiş olmalılar.

“Tanah” ve “Pers” geleneğinin ortak noktalarından biri Kûrûş’tur, bu önceki yazılarımızdan artık anlaşılmış olmalıdır. Tarihsel bilgiler Muşriklerin Zu’l-Qarneyn’i Yahudilerden öğrendikleri yönündedir. Soru, Muhammed@’ı denemek için sorulmuş veya bilgi edinme amaçlı sorulmuşta olabilir, bunu ayet-i kerimeden çıkaramıyoruz.

Strabo (The Geography of Strabo, Book XV.3.7). Kûrûş’u “μάγους” “Magi”, “Magians”la ilişkilendirir.

Xenophon (Cyropaedia 4.5.14)’da Kûrûş’u “Magians”ın talimatlarını izlediğini belirtir.

Kur’an’ı Kerîm, Sâsâni inançları için “المَجُوسَ” (22:17) ifadesini kullanır.

(وَالْمَجُوسَ): “𐎶𐎦𐏁 ” (maguš), Aramca “ 𐡌𐡂𐡔” (mgš), “𐡌𐡂𐡅𐡔 ” (mgwš) Zerdüşt Rahip, “מָגוֹשׁ” (MaGUŞ) Greekçe “Μάγος” anlamı Zerdüşt öğretim ve bu öğretiyi kabul eden topluluk anlamındadır.

 Suryanca İncîl’de (ܡܓܘܫܐ) (Bak. İncil, Matta’ya Göre; 2:1,16) Türkçe’ye “yıldızbilimciler” olarak çevrilmiştir, bizce bu anlam tartışmalıdır.

  Maguşlar, Ahameniş İmparatorluğu'nun M.Ö. 550'de kurulmasına kadar olan dönemde yaşamış dini bir Pers kastıydı. Perslilerin dini ve cenaze evi işlerine bakıyorlardı. Sonradan Zerdüşt dinini kabul ettiler ve Zurvanizm mezhebini oluşturdular. 10. yüzyıldan sonra Zurvanizm'le ilgili bir kayıda rastlanmaz.

Bir Tanık:

سلمان الفارسي” Bir iddiaya göre “سلمان الفارسي” Babil Yahudi Exilarch (רֵישׁ גַלוּתָא) (رأس الجالوت) Nehemiah ben Hushiel, kardeşi (Salman Farsça) Shallum ben Hushiel’dir.

Tarihi bilgiler onun Mecûsî dinine mensup olan babası köyünün reisi (dihkan) idi. “دهقان”nın Aslı Farsça dih (köy) ile -gân nisbet ekinden meydana gelen dihgân olup dihkan şeklinde Arapça’ya geçmiştir. Arapça “Dihgân” çiftçi, köy ağası, eşraf anlamlarına geldiği gibi; geçmişteki vakaları bilen ve anlatan bir nevi vakanüvis anlamındadır.

TEMİRKAPIG (8).

 TEMİRKAPIG 8.

Yunan kaynaklarında (Heredot, Xenophon, Antisthenes) Kûrûş’tan çoğu kez olumlu bahsedilmiştir, cesur, adil bir kraldır.
Onun Yazıtı en eski ‘insan hakları sözleşmesi’ olarak kabul edilir.
Tanah’a Göre Kûrûş ideal bir kraldır;
“Pers Kralı Koreş şöyle diyor: 'Göklerin Tanrısı RAB yeryüzünün bütün krallıklarını bana verdi. Beni Yahuda'daki Yeruşalim Kenti'nde kendisi için bir tapınak yapmakla görevlendirdi. Aranızda O'nun halkından kim varsa oraya gitsin. Tanrısı RAB onunla olsun!” (Tevrât, 2. Tarihler: 36:23).
Kûrûş’un, bir pers kralı olmasına rağmen Tanah ve diğer kaynaklarda çok özel bir yeri vardır. O Babil’i ele geçirince Sürgüne son vermiştir.
“עבדי” “عَبْدِي” “Kulum” (Tevrât, Yeşaya: 42:1).
“לכורשׁ רעי” “كُورَشَ: رَاعِيَّ ” “Koreş Çobanım” (Tevrât, Yeşaya: 44:28).
“יהוה למשׁיחו לכורשׁ” “الرَّبُّ لِمَسِيحِهِ لِكُورَشَ” “Yehova’nın mesh ettiği Koreş” (Tevrât, Yeşaya, 45:1).
Pers dönemine tarihlenen Bel ve Ejderha (Bel and the Dragon) Kûrûş “Tek Tanrıcı” betimler, Babil Sürgün Yıllarıdır.
“Kral Astiyake'nin ölümünden sonra, Pers Kralı Koreş krallığın başına geçti (1). Daniel, Kral Koreş'in en yakın dostlarından biriydi. Kral danışmanları arasında en çok Daniel'e güveniyordu (2).” (Bel ve Ejderha: 1:1,2).
“Kral, “Ey Rab, Daniel'in Tanrısı, sen ne denli ulusun. Senden başka Tanrı yoktur" diye bağırdı.” ((Bel ve Ejderha: 1:41).

Kur’an’ı Kerîm’de Babil Sürgününe işaretler:

“وَقَضَيْنَا إِلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبِيرًا (4) فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ أُولَاهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَادًا لَنَا أُولِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْدًا مَفْعُولًا (5) ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَأَمْدَدْنَاكُمْ بِأَمْوَالٍ وَبَنِينَ وَجَعَلْنَاكُمْ أَكْثَرَ نَفِيرًا (6)” (Kur’an, 17:4-6).

“وَاتَّبَعُوا مَا تَتْلُو الشَّيَاطِينُ عَلَى مُلْكِ سُلَيْمَانَ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمَانُ وَلَكِنَّ الشَّيَاطِينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَ وَمَا أُنْزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ وَمَارُوتَ” (2:102).

“أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ خَرَجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَهُمْ أُلُوفٌ حَذَرَ الْمَوْتِ فَقَالَ لَهُمُ اللَّهُ مُوتُوا ثُمَّ أَحْيَاهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى النَّاسِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَشْكُرُونَ” (2:243).

“أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا” (2:259).

Bunlardan şu sonucu ulaşabiliriz, Babil Sürgününün ve Kûrûş’un bilinmiyor olma ihtimali yoktur, O iyi, adil, cesur, tek tanrıcı Kral olarak bilinmektedir.
Resim Boynuzlu Aslanlar.



Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...