INANNA ÇİFTÇİYİ YEĞLER
Kahramanlar:
Yunan Afrodit, Roma Venüs
Utu Güneş Tanrısı ve aslanlar
Dumuzid 𒌉𒍣𒉺𒇻,
du5-mu-zid,
Dumuzi, Temmuz, تمّوز, תַּמּוּז, Akadca: Duʾzu, Dūzu;
http://oracc.museum.upenn.edu/cmawro/cbd/qpn-x-months/x00000040.html
Öykü:
“ “İnanna Çiftçiyi Yeğler” diye
adlandırdığım bu tarımsal mit Habil-Kabil
motifinin bir başka örneğidir. Şiirimizde dört karakter var: her yerde hazır ve
nazır görünen İnanna; kardeşi güneş tanrısı Utu; çoban tanrısı Dumuzi;
çiftçi-tanrı Enkimdu. Öykü şöyledir; lnanna bir eş seçmek üzeredir. Kardeşi
Utu, çoban-tanrı Dumuzi ile evlenmesi
için ısrar eder, am a o çiftçi tanrı Enkimdu’yu yeğler. Bunun üzerine Dumuzi
ortaya çıkar ve Inanna’nın neden çiftçiyi yeğlediğini öğrenmek ister; Dumuzi,
çiftçinin sahip olduğundan fazlasına sahiptir. İnanna ona yanıt vermez, ama
sakin, sakıngan bir tip gibi görünen çiftçi Enkimdu, kavgacı Dumuzi’yi
yatıştırmaya çalışır. Dumuzi, çiftçi ona her türden armağanlar -burada metnin
anlamının tam olarak çözülemediği belirtilmelidir- hatta Inanna’yı bile
vereceğine söz verene değin bir türlü sakinleşmez.
Ey bakire
İnanna, niye kabul etmiyorsun?
Yağı iyidir, hurma-şarabı iyidir,
Çobanın elinin dokunduğu her şey
parlar,
Ey İnanna, her şeyi olan Dumuzi...,
Mücevherler ve değerli taşlarla
dolu, niye kabul etmiyorsun?
İyi yağını seninle yiyecek,
Kralın koruyucusu, niye kabul etmiyorsun?”
Ancak İnanna reddeder:
Her şeyi olan çobanla
evlenmeyeceğim,
Yeni ... de yürümeyeceğim,
Yeni ... de dua okumayacağım,
Ben, bakire,
çiftçiyle evleneceğim,
Bitkileri bol yetiştiren çiftçi,
Tahılı bol yetiştiren çiftçiyle.”-
Bunu izleyen, Inanna’nm seçim
nedenlerini sıraladığı yirmi kadar dize kırıktır. Sonra Çoban-tanrı Dumuzi
gelip onun seçimine karşı çıkar karmaşık biçim de etkin cümle örüntüsü ile
özellikle dikkat çekici bir pasajdır bu:
“Çiftçinin benden fazla,
çiftçinin benden fazla,
Çiftçinin benden fazla nesi var?
O bana kara giysisini verirse, Ben
de ona, çiftçiye, kara koyunumu veririm,
O bana ak giysisini verirse, ben de
ona, çiftçiye, ak koyunumu veririm,
O bana ilk hurma-şarabını ikram
ederse, ben de ona, çiftçiye, sarı sütümü ikram ederim, »
O bana iyi hurma-şarabını ikram
ederse, ben de ona, çiftçiye, kisim-sütümü ikram ederim,
O bana ‘yürek-buran’
hurma-şarabından ikram ederse, ben de ona, çiftçiye, köpüklü sütümden ikram
ederim,
O bana sulıı hurma-şarabmdan ikram
ederse, ben de ona, çiftçiye, bitkii-sütümden ikram ederim,
O bana iyi yemeklerini verirse, ben
de ona, çiftçiye, nitirda-sütümü veririm,
O bana iyi ekmeğini verirse, ben de
ona, çiftçiye, bal-peynirimi veririm,
O bana küçük fasulyelerini verirse,
ben de ona küçük peynirlerimi veririm;
Yiyebildiğinden çok, içebildiğinden
çok,
Daha çok yağ ikram ederim ona, daha
çok süt ikram ederim ona;
Benden fazla, çiftçinin benden fazla
nesi var?"
Bundan sonraki dört dizenin anlamı
açık değil; sonra Enkimdu’nun yatıştırma çabası gelir:
“Sen, ey çoban, niye kavga çıkarırsın?
Ey çoban, Dumuzi, niye kavga çıkarırsın?
Benimle kendini, ey çoban, benimle kendini niye karşılaştırırsın?
Koyunların toprağın otunu yesin,
Çayırlarında koyunların otlasın,
Zabalam’ın tarlalarında tahılları yesinler,
Bütün sürülerin Unun ırmağımın suyunu içsin.”
Ama çoban istifini bozmaz:
“Benim, çobanın düğününe, ey çiftçi, dostum olarak gelme,
Ey çiftçi, Enkimdu, dost olarak, ey çiftçi gelme.”
Bunun üzerine çiftçi ona her türden armağanlar teklif eder:
“Buğday getireceğim sana, fasulye getireceğim,
... fasulyesi getireceğim sana,
Bakire İnanna’yı (ve) hoşuna giden her şeyi,
Bakire Inanna’yı ... getireceğim sana.”
Şiir böylece, görünüşte çoban-tanrı Dumuzi’nin
çiftçi-tanrı Enkimdu’yu alt etmesiyle sona erer.”
(Sümer Mitolojisi, Samuel Noah Kramer,
Çeviren: Hamide Koyukan, Kabalcı, Birinci Basım 1999, s.178-181).