7 Temmuz 2021 Çarşamba

TEMİRKAPIG (18).

 

Ye’cûc ve Mê’cûc adının analinizi ve Tahmini Konum

Bağlamlar:

Kur’an’ı Kerîm:

حَتَّى إِذَا فُتِحَتْ يَأْجُوجُ وَمَأْجُوجُ وَهُمْ مِنْ كُلِّ حَدَبٍ يَنْسِلُونَ” (21:96).

قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا” (18:94).

Tevrât’ı-Şerîf:

Gog and magog (ጎግ እና ማጎግ)

גוג ארץ המגוג

“Ademoğlu, yüzünü Magog (המגוג) ülkesinden Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi Gog'a çevir, ona karşı peygamberlik et.(Tevrât, Hezekiel: 38:2).

يَا ابْنَ آدَمَ, اجْعَلْ وَجْهَكَ عَلَى جُوجٍ أَرْضِ مَاجُوجَ رَئِيسِ رُوشٍ مَاشِكَ وَتُوبَالَ وَتَنَبَّأْ عَلَيْهِ ” (ASVD).

ארץ המגוג” Magog Ülkesi anlamındadır. “גוג” Gog ise “נשׂיא” kral, yönetici anlamındadır. Buradan Gog’un Magog’un Kralı anlamını kolayca çıkarabiliriz.

Aşağıdaki alıntı tek başına “Magog” yine bir yer olarak betimler;

Magog'un  (במגוג) ve kıyıda güvenlik içinde yaşayanların üzerine ateş yağdıracağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar.” (Tevrât, Hezekiel: 39:6).

 وَأُرْسِلُ نَاراً عَلَى مَاجُوجَ وَعَلَى السَّاكِنِينَ فِي الْجَزَائِرِ آمِنِينَ, فَيَعْلَمُونَ أَنِّي أَنَا الرَّبُّ.  (ASVD).

İncîl’i Şerîf:

Bin yıl tamamlanınca Şeytan atıldığı zindandan serbest bırakılacak (7). Yeryüzünün dört bucağındaki ulusları -Gog'la Magog'u (ܓܘܓ ܘܡܓܘܓ/ τον γωγ και τον μαγωγ)- saptırmak, savaş için bir araya toplamak üzere zindandan çıkacak. Toplananların sayısı deniz kumu kadar çoktur. Yeryüzünün dört bucağındaki ulusları -Gog'la Magog'u- saptırmak, savaş için bir araya toplamak üzere zindandan çıkacak. Toplananların sayısı deniz kumu kadar çoktur (8).  Yeryüzünün dört bir yanından gelerek kutsalların ordugahını ve sevilen kenti kuşattılar. Ama gökten ateş yağdı, onları yakıp yok etti (9). Onları saptıran İblis ise canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek işkence çekeceklerdir. (İncîl, Vahiy: 20:7-10).


وَيَخْرُجُ لِيُضِلَّ الأُمَمَ الَّذِينَ فِي أَرْبَعِ زَوَايَا الأَرْضِ: جُوجَ وَمَاجُوجَ، لِيَجْمَعَهُمْ لِلْحَرْبِ، الَّذِينَ عَدَدُهُمْ مِثْلُ رَمْلِ الْبَحْرِ. 

 (ASVD).

 

Tevrât'tan alıntıya devam edelim;

"Yoel'in soyu: Şemaya Yoel'in, Gog Şemaya'nın, Şimi Gog'un, Mika Şimi'nin, Reaya Mika'nın, Baal Reaya'nın, Beera Baal'ın oğluydu. Asur Kralı Tiglat-Pileser'in sürgüne gönderdiği Beera Rubenliler'in önderiydi” (Tevrât, 1. Tarihler: 5:4).  

De ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Ey Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi Gog, sana karşıyım.” (Tevrât, Hezekiel: 38:3).

Bu yüzden, Adem insanoğlu, peygamberlik et ve Gog'a de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: O gün halkım İsrail güvenlik içinde yaşarken bunu farketmeyecek misin?” (Tevrât, Hezekiel: 38:14).

Ülkeyi kaplayan bir bulut gibi halkım İsrail'in üzerine yürüyeceksiniz. Son günlerde, ey Gog, seni ülkeme saldırtacağım. Öyle ki, ulusların gözü önünde kutsallığımı senin aracılığınla gösterdiğim zaman beni tanıyabilsinler.” (Tevrât, Hezekiel: 38:16).

Gog İsrail ülkesine saldırdığı gün öfkem alevlenecek. Egemen RAB böyle diyor.” (Tevrât, Hezekiel: 38:18).

Bütün dağlarımda Gog'a karşı kılıcı çağıracağım. Egemen RAB böyle diyor. Herkes birbirine kılıç çekecek.” (Tevrât, Hezekiel: 38:21).

“Ademoğlu, Gog (جُوجٍ/גוג)'a karşı peygamberlik et ve ona de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Ey Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi Gog (جُوجٍ/גוג), sana karşıyım.” (Tevrât, Hezekiel: 39:1).

O gün Lut Gölü'nün doğusunda, Gezginler Deresi'nde Gog (לגוג)'a İsrail'de bilinen bir mezar yeri vereceğim. Gog (גוג)'la bütün ordusu orada gömülecek. Oraya Hamon-Gog (המון גוג) Vadisi adı verilecek. Oradan geçecek gezginlerin önü kesilecek.” (Tevrât, Hezekiel: 39:11).

Bu adamlar ülkenin her yanını dolaşacak. Bir insan kemiği görünce, mezarcılar onu Hamon-Gog (המון גוג) Vadisi'ne gömünceye dek, yanına bir işaret koyacak.” (Tevrât, Hezekiel: 39:15).

Yafet'in oğulları: Gomer, Magog (ומגוג/وَمَاجُوجُ), Meday, Yâvan, Tuval, Meşek, Tiras.” (Tevrât, Yaradılış: 10:2).  

Yafet'in oğulları: Gomer, Magog (ומגוג/وَمَاجُوجُ), Meday, Yâvan, Tuval, Meşek, Tiras.” (Tevrât, 1. Tarihler: 1:5).

Tevrât’ta “Gog” ile “Magog” ayrı gibidir. İki ayrı şeyi gibi.

Uzak Kuzey:

Sen ve seninle birlikte birçok ulustan oluşan tümü ata binmiş büyük bir kalabalık, güçlü bir ordu uzak kuzeyden geleceksiniz (15). Ülkeyi kaplayan bir bulut gibi halkım İsrail'in üzerine yürüyeceksiniz. Son günlerde, ey Gog, seni ülkeme saldırtacağım. Öyle ki, ulusların gözü önünde kutsallığımı senin aracılığınla gösterdiğim zaman beni tanıyabilsinler (16).” (Tevrât, Hezekiel: 38:15,16).

Seni geri çevirip sürükleyeceğim. Seni uzak kuzeyden çıkarıp İsrail'in dağlarına getireceğim. ” (Tevrât, Hezekiel: 39:2).

 

 İsimlerin Olası Sami Kökü:

Aggu: Öfkeli

https://www.assyrianlanguages.org/akkadian/dosearch.php

Aggiš: Öfkeyle 

https://www.assyrianlanguages.org/akkadian/dosearch.php?searchkey=aggi%C5%A1&language=rawakkadian

Maggu: Sert, gergin, katı

https://www.assyrianlanguages.org/akkadian/dosearch.php?searchkey=maggu&language=rawakkadian

Magaga: İnsan, Sertleşmek, katılaşmak, gerginleşmek, şişmek, yayılmak,

https://www.assyrianlanguages.org/akkadian/dosearch.php?searchkey=2939&language=id


Tevrât Göre Eylemleri:

Sen de askerlerinle senden yana olan uluslar da İsrail dağlarına serileceksiniz. Sizi yem olarak her çeşit yırtıcı kuşa, yabanıl hayvana vereceğim (4). Açık kırlarda düşüp öleceksiniz. Çünkü bunu ben söyledim. Egemen RAB böyle diyor (5). Magog'un ve kıyıda güvenlik içinde yaşayanların üzerine ateş yağdıracağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar (6). “Halkım İsrail arasında kutsal adımı tanıtacağım. Bundan böyle kutsal adımın aşağılanmasına izin vermeyeceğim. Uluslar benim İsrail'de kutsal olan RAB olduğumu anlayacaklar (7). O gün yaklaştı! Söylediklerim olacak. Egemen RAB böyle diyor. Budur sözünü ettiğim gün! (8). “O zaman İsrail kentlerinde yaşayanlar dışarı çıkıp topladıkları silahları yakacaklar. Küçük büyük kalkanları, yayları, okları, sopaları, mızrakları ateşe atacaklar. Bunlarla yedi yıl ateş yakacaklar.” (9). Kırdan odun toplamayacak, ormandan odun kesmeyecekler. Yakmak için silahları kullanacaklar. Mallarını yağmalayanları yağmalayacak, kendilerini soyanları soyacaklar. Egemen RAB böyle diyor (10)”. (Tevrât, Hezekiel: 39:4-10).

 

 

Tarihten Tanıklar:

Flavius Josephus;

Magog founded those that from him were named Magogites; but who are by the Greeks called Scythians. Now as to Javan and Madai, the sons of Japhet;” (Chapter 6.1)

https://penelope.uchicago.edu/josephus/ant-1.html

Jordanes:

“He barely mentions Magog of that stock, and says they were Scythians by race and were called so by name” (The United Goths, IV, 28)

https://people.ucalgary.ca/~vandersp/Courses/texts/jordgeti.html

Scythians ise İskitler’dir, Magog’un Gotların atası olduğu da söylenmiştir. (History of the Britons).

Kafkasya, Tatarlar, Tartarus:

Eski mitolojilerde Kafkas dağları dünyanın sonunu temsil ediyordu. Yunanlılar için onlar dünyanın temel direkleriydi. Prometheus, insanlara ateş armağanını getirdikten sonra tanrılar tarafından cezalandırıldı: Kafkas dağlarına zincirlendi ve karaciğeri her gün bir kartal tarafından yenildi.

Τάρταρος; Tartaros, tartarus,

Bunun için Tanrı Zeus tarafından Kafkas Dağında zincire vurulmuş ve Prometheus Desmotes (zincire vurulmuş Prometheus) adıyla anılmıştır. AETOS KAUKASIOS (Kafkas Kartalı)

Ταρτάρειος

 

Oracula Sibyllina (The Sibylline Oracles)’e göre Gog ve Magog Habeşistan’la ilgilidir. (Sibylline Oracles 3.320,512)

 




 Dîwânu luġāti~t-turk Maḥmûd al-Kaşġarî MS 1073


        أبو عبد الله محمد الإدريسي

1100 – 1165

 


Diğerleri: 






 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

30 Haziran 2021 Çarşamba

TEMİRKAPIG (17)


 



The Ariaspians: Hayır Severler (εὐεργέτης/Benefactors)

قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا (94) قَالَ مَا مَكَّنِّي فِيهِ رَبِّي خَيْرٌ فَأَعِينُونِي بِقُوَّةٍ أَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْمًا (95)

Kim olabilir bu halk?

CHAPTER XXVII.

Treatment of Amyntas.—The Ariaspians.

“He now arrived in the land of the people formerly called Ariaspians, but afterwards named Euergetae, because they assisted Cyrus, son of Cambyses, in his invasion of Scythia.492 Alexander treated these people, whose ancestors had been serviceable to Cyrus, with honour; and when he ascertained that the men not only enjoyed a form of government unlike that of the other barbarians in that part of the world, but laid claim to justice equally with the best of the Greeks, he set them free, and gave them besides as much of the adjacent country as they asked for themselves; but they did not ask for much.”

https://www.gutenberg.org/files/46976/46976-h/46976-h.htm#FNanchor_492

“ Şimdi, önceleri Ariaspians olarak adlandırılan, ancak daha sonra Euergetae (Hayırsever) olarak adlandırılan halkın ülkesine geldi, çünkü Cambyses oğlu Cyrus'un İskit istilasına yardım ettiler.”

81 1 After his hands were free of this affair and he had settled things in Dranginê, Alexander marched with his army against a people who used to be called Arimaspians but are now known as Benefactors for the following reason. That Cyrus who had transferred the rule from the Medes to the Persians was once engaged in a campaign in the desert and running out of provisions was brought into extreme danger, so that  for lack of food the soldiers were constrained to eat each other, when the Arimaspians appeared bringing thirty thousand wagons laden with provisions. Saved from utter despair, then, Cyrus gave them exemption from taxation and other marks of honour, and abolishing their former appellation, named them Benefactors”

https://penelope.uchicago.edu/Thayer/E/Roman/Texts/Diodorus_Siculus/17D*.html

Diodorus'un anlattığına göre, Pers İmparatorluğu'nun kurucusu, erzakları bittiğinde 'çölde' sefer yapıyordu. Yemek için çaresiz kalan askerleri birbirlerini yemeye başladılar. Diodorus'un açıklayamadığı nedenlerden dolayı Arimaspyalılar, yiyecekle dolu en az otuz bin araba ile Cyrus'un yardımına geldiler. Şükran olarak, Cyrus kabileyi vergi ödemekten muaf tutmanın yanı sıra ona 'başka onur işaretleri' de verdi. Ayrıca isimlerini kaldırarak yerine 'Hayırseverler' koydu.

İsa onlara, Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen kesilirler. İleri gelenleri de kendilerine iyiliksever (ευεργεται) unvanını yakıştırırlar" dedi.” (İncîl, Luka’ya Göre: 22:25).

فَقَالَ لَهُمْ: «مُلُوكُ الأُمَمِ يَسُودُونَهُمْ وَالْمُتَسَلِّطُونَ عَلَيْهِمْ يُدْعَوْنَ مُحْسِنِينَ. ” (ASVD).

29 Haziran 2021 Salı

TEMİRKAPIG (16).

 

"Yê'cüc Mê'cüc"




ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا (92) حَتَّى إِذَا بَلَغَ بَيْنَ السَّدَّيْنِ وَجَدَ مِنْ دُونِهِمَا قَوْمًا لَا يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ قَوْلًا (93) قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا (94)

السَّدَّيْنِ Eril-ikil “şu-İkised” anlamındadır.

Diğer kullanımları şunlardır;

قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا(18:94).

وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ (36:9).

سد” Sözlükte “kapatmak, engellemek” anlamındadır.

سد مأرب” ise Me’rib barajı anlamındadır.

“Sonunda şu-İkiSeddin arasına ulaştığında”

بَيْنَ” kelimesi “arasında” anlamında “ظرف مكان”dır, semitik kullanımı seslendirmede ortaktır;

Ugarit: “𐎁𐎐 (bn)”

Aramca: 𐡁𐡉𐡍  (byn)”

İbranca: “ בֵּין  (byn )”

Sebetik: 𐩨𐩺𐩬 , 𐩨𐩬 (byn, bn)”

Habeş: “በይነ  (beyne)”

مِنْ دُونِهِمَا” ise “o ikisinin yanı sıra” anlamındadır.

“Sonunda şu-iki Engelin arasına ulaştığında o iki (engelin) yanı sıra bir halk buldu”

28 Haziran 2021 Pazartesi

TEMİRKAPIG (15).

 


حَمِئَةٍ

Kelimesi için; “الحرارة” yani kızmak, kızışmak, sıcaklık anlamı verildiği gibi, “حَمَا ” korudu, korumak, barındırmak yani Himaye (حِماية), Hami (حامٍ) anlamına da verilmiştir.

حَامِی الْحُمَیَّا”, “وحميت أنفي مَحْمِيَة”, “وحميت المريض حَمْياً،”, حميت المكان حمى  (Ragıb).

عَيْنٍ” kelimesinin “Çeşme” anlamında kullanılmış olabileceğini söylememizin nedeni, hem sözlüklerde bulunması hem de coğrafi bir yer olarak var olması idi. “حَمِئَةٍ” kelimesine “Himaye” anlamını tercih sebebimiz hem sözlük anlamı ve hem akış (siyaq-sibaq) ilgidir. Yani;

لَمْ نَجْعَلْ لَهُمْ مِنْ دُونِهَا سِتْرًا” (18:90)

سِتْرًا”; “örtmek, gizlemek” mânasındaki setr kökünden türeyen ve “örtü, perde, arkasına gizlenilen ağaç vb. şey” anlamına gelir. Bu ayet 18:86 bahsedilen yerin zıddı gibidir, Güneş’e karşı korunaksız, su kıtlığı çekilen, bir yer. Bu bozkır yaşamını betimliyor olabilir. Bozkır veya stepfiziki coğrafyada kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız ekolojik bölge anlamındadır.


 

حَتّٰى اِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلٰى قَوْمٍ” (18:90).



Bu ayet, Zu’l-qarneyn’nin Doğu Seferi, daha doğru deyişle Asya Seferi şeklinde anlaşılmalıdır.



“Herodotos’a göre, Büyük Kyros Lydia Krallığı’nı ele geçirdikten sonra sıradaki düşmanlarının Babilliler, Bactrialılar, Sakalar ve Mısırlılar olduğunu görür ve Anadolu’daki yerli halkların egemenlik altına alınması için komutanlarını görevlendirerek Ekbatana’ya döner. Görevlendirdiği komutanlar Anadolu’da faaliyetlerde bulunurken Büyük Kyros, Herodotos’un Yukarı Asya dediği Orta Asya’da yerli kavimler üzerinde hâkimiyet kurmakla meşgul olmuştur. Herodotos, bu kavimlerin çoğundan bahsetmeyeceğini, sadece Büyük Kyros’a en çok direnenlerden söz edeceğini söylemiştir. Yine Herodotos’un verdiği bilgilere göre, Büyük Kyros Orta Asya’daki yerli halkları boyunduruk altına aldıktan sonra Yeni Babil Krallığı üzerine yürüyerek bu krallığa da son verir ve Massagetleri de imparatorluğuna dâhil etmek amacıyla Orta Asya’ya ikinci bir sefer düzenlemiştir (Herodotos, I. 153, 177, 178, 201). Berossus ise Büyük Kyros’un Asya’nın geri kalanını aldıktan sonra Babil üzerine yürüdüğünü belirtmektedir (FGrHist vol. III C 1 364-97. Berossus= 680)” (Pers Kralı Büyük Kyros’un (MÖ 559-530) Orta Asya Seferleri ve Ölümü, Eray KARAKETİR, )

27 Haziran 2021 Pazar

TEMİRKAPIG (14).

 


TEMİRKAPIG 14.

“Korunaklı/barınaklı/Liman Çeşme”

حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ” (86)

Kûrûş üzerinden yaptığımız yorumlarda ve yolculukta, Ege Denizi, Sardis, İzmir’e kadar gelmiştik.

عَيْنٍ حَمِئَةٍ” ifadesi, üzerinde kelime tahlillerine girişilmesine rağmen ikna edici bir sonuca ulaşılamamıştır. Bu ifade üzerinde birçok tartışma günümüze kadar gelmiştir.

عَيْن

Kelimesi; Göze, pınar, kaynak, akarsu, çeşme şeklinde Türkçeye çevrilebilir.

Kelimenin Yunanca, Pers Dilinde karşılığı aşağıdaki gibidir;

 Eski Yunanlılar için Kísos (Κύσος) ve Kríni (Κρήνη) Pınar başı, Tsesmé (Τσεσμέ)

 Proto-Iranian *čášma, Proto-Indo-Iranian *čáćšma,  Sanskrit चाक्ष्म cākṣmá

Eski persçe “𐎨𐏁𐎠𐎶𐎴 (c-š-a-m-n /cašman-/)”

Avesta (cašman)”

چشمهKaynak čšmk' /čašmag, چشم (češm, “göz”) + ـه (-e)

Kûrûş’un İzmir’e kadar geldiğini belirtmiştik. İzmir’de “Çeşme” adıyla anılan bir ilçe vardır.

Antik çağda Cyssus adıyla anılan Çeşme’nin bugünkü adını denizcilerin su temin ettikleri “çeşme”’lerden aldığı sanılmaktadır. Çünkü Çeşme’nin en önemli özellikleri içme suyu ve limanıdır. Son derece korunaklı bir limana sahip Erythrai’nin Mısır, Kıbrıs ve batı ülkeleri ile ilişki kurduğu ve ticaretini geliştirdiği bilinmektedir. Ülkemizin başlıca turizm merkezlerinden biri olan, uluslararası bir üne sahip Çeşme ve töresinde halk, antik çağda İon birliğinden olan Erythrai’nin (Ildırı) kalıntıları ile iç içe yaşamaktadır.

Denizin içinden kaynayan sıcak termal suları, Ilıca Plajı’nı ve yöredeki diğer plajları büyük birer termal havuz haline getirir. Ilıca’daki büyük, küçük konaklama tesisleri, yoğun bir turist kapasitesinin ihtiyacını karşılayabilecek durumdadır. Ilıca’nın önemini arttıran en önemli özellik, termal olanaklarıdır. Birçok küçük, otel ve pansiyonlarda bile kaplıca suyu vardır.

 https://www.izmirdergisi.com/tr/turizm/deniz-kum-gunes/132-ilica-plaji

عَيْنٍ حَمِئَةٍ” ile ilgili yorum yukarıda yazdıklarımızdan anlaşılacağı üzere İzmir “Çeşme” ile bağlantıdır.

Kûrûş’ın Batı Devlet Sınırlarının İzmir’e uzanması, kelimenin aynı şeyi işaret etmesi, Fenikelilerden bugüne “Çeşme”nin bir liman kenti olması büyük ihtimal bu ifadenin İzmir’in “Çeşme” ilçesine işaret ettiği yönündedir.



Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...