13 Aralık 2021 Pazartesi

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) (2).

 


 



Qur’an’ı Kerîm’deki Yûnus Qıssası Tevrât-ı Şerîf’tekiyle benzeşir (muteşâbih).

Tevrât ve Qur’an’da Yûnus’un öyküsü kısaca şöyledir;

Yûnus Ninova halkını uyarmak için görevlendirilir, Yûnus bu görevden kaçar, bulunduğu “Gat-Hefer”den, Yâfâ limanında bir gemiye binerek Tarşiş’e gitmek için yola çıkar. Yolda büyük bir fırtına çıkar, fırtınayı dindirmek için Yûnus denize atılır, büyük bir balık Yûnus’u yutar, Yûnus balığın karnında pişman olur, sonunda balık Yûnus’u kusar, Yûnus görevini yerine getirir.

 

Qur’an’da “قَوْمَ يُونُسَ” (10:98) denmektedir, Yûnus’un halkı İsrail Krallığına mensuptur, Ninova Halkı Asurludur. Qawm kelimesi bir ırk, bir soy anlamını sonradan kazanmış olmalıdır. Yûnus’un görevlendirildiği toplumu betimlemek, o topluma sahib çıktığını vurgulamak için “Yûnus’un toplumu” denmiş olmalıdır. Kişinin içinde yaşadığı toplum, onun qawmi olmalıdır.

الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ”deki “الْمَشْحُونِ” “ism-i mef’ul”dür (26:119, 36:41, 37:140).

Gemi yük ve insanlar ile ağzına kadar dolduğunda, "o gemi, "meşhûn"dur; yani yükle ve İnsanla dop doludur" denilir (Razî).

أَبَقَ” (37:140) ise, bir kölenin, efendisinden kaçmasıdır.

وَذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا” (21:87)’de Yûnus’un kızgın bir şekilde gittiğine vurgu vardır. Yani Yûnus, kızgın şekilde efendisinden kaçan bir köle gibidir.

Tevrât’ta Ne var ki, Yunus RAB'bin huzurundan Tarşiş'e kaçmaya kalkıştı.” (Tevrât, Yûnus: 1:3) denmiştir, ifadeler benzeşmektedir.

 

“Yolda RAB şiddetli bir rüzgar gönderdi denize. Öyle bir fırtına koptu ki, gemi neredeyse parçalanacaktı. ” (Tevrât, Yûnus: 1:4).

 

سَاهَمَ” (37:141)’nin kura çekmek anlamı olduğu gibi, korku anlamı da vardır.

 

“Sonra denizciler birbirlerine, "Gelin, kura çekelim" dediler, "Bakalım, bu bela kimin yüzünden başımıza geldi." Kura çektiler, kura Yunus'a düştü. ” (Tevrât, Yûnus: 1:7).

 

İbranca metinde “הגורל” çakıl taşı ile yapılan kura anlamındadır.

 

“Bunun üzerine Yunus'a, "Söyle bize!" dediler, "Bu bela kimin yüzünden başımıza geldi? Ne iş yapıyorsun sen, nereden geliyorsun, nerelisin, hangi halka mensupsun?" (8). Yunus, "İbrani'yim" diye karşılık verdi, "Denizi ve karayı yaratan Göklerin Tanrısı RAB'be taparım." (9). Denizciler bu yanıt karşısında dehşete düştüler. "Neden yaptın bunu?" diye sordular. Yunus'un RAB'den uzaklaşmak için kaçtığını biliyorlardı. Daha önce onlara anlatmıştı (10). Deniz gittikçe kuduruyordu. Yunus'a, "Denizin dinmesi için sana ne yapalım?" diye sordular (11). Yunus, "Beni kaldırıp denize atın" diye yanıtladı, "O zaman sular durulur. Çünkü biliyorum, bu şiddetli fırtınaya benim yüzümden yakalandınız (12).” (Tevrât, Yûnus: 1:8-12).

 

“Sonra Yunus'u kaldırıp denize attılar, kuduran deniz sakinleşti.” (Tevrât, Yûnus: 1:15).

 

“Bu arada RAB Yunus'u yutacak büyük bir balık sağladı. Yunus üç gün üç gece bu balığın karnında kaldı. ”  (Tevrât, Yûnus: 1:17).

 

Qur’an’da “الْحُوتُ” Tevrât’ta “דג גדול” (dag gadol) yani “Büyük Balık” Yûnus’u yutmuştur.

 

Tevrât’ın Arabça çevirisinde bu “حُوتاً عَظِيماً”dir.

 

وَأَمَّا الرَّبُّ فَأَعَدَّ حُوتاً عَظِيماً لِيَبْتَلِعَ يُونَانَ. فَكَانَ يُونَانُ فِي جَوْفِ الْحُوتِ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ وَثَلاَثَ لَيَالٍ.” (ASVD).

 

İncîl’in Suryanca Çevirisi Peşitta’da “Nûn”un karnındadır Yûnus;




“Yunus (ܝܘܢܢ/Yawnân), nasıl üç gün üç gece o koca balığın (ܕܢܘܢܐ /denûnê) karnında kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında kalacaktır. ” (İncîl Matta’ya Göre: 12:40).

 



 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...