22 Şubat 2022 Salı

Μαχοράβα (tapınak) Mekke’dir [11] Mihrâb ve Qıble Yönü (a).

 

Mihrâb

Sebetik Güney Arabça'da “𐩣𐩢𐩧𐩨” MHRB, sarayın, tapınağın bir bölümü anlamındadır.

Habeşçe “ምኵራብ (məkʷrab), synagogue (בית כנסת), ibadet hane, şapel (Yahudi) anlamında.

Yine (𐩣𐩫𐩧𐩨/MKRBGüney Arabça “ mabed, tapınak ”  anlamındadır.

Mihrâb'a İlk örnek Dura-Europos sinagogundadır, 1932'de Suriye'nin Dura-Europos kentinde ortaya çıkarılan eski bir sinagogdur. Sinagog, insanları ve hayvanları tasvir eden boyalı duvarları olan bir ön avlu ve toplanma yeri içeriyor. MS 244 yılına tarihlendirilmiştir, bu tarih nedeniyle dünyanın en eski sinagoglarından biri olarak bilinir.

 


 


 


Bu sinagogda bir mihrâb bulunmaktadır.

 


Dura-Europos sinagogu ( veya "Dura Europas", "Dura Europos")

 




Mihrâb sinagogon batı duvarında yer almaktadır. Bu duvar kudüs’e bakan duvardır.


Mihrâb'a İlk İslami Örnekler:


 

Qubbetu’s-sahra (قبّة الصخرة), Kudüs haremindeki kutsal kaya üzerinde yer alan, Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân (عبد الملك بن مروان)’ın yaptırdığı (691) ortası kubbeli sekizgen yapıdır.  Mervân  685-705 tarihleri arasında Emevî halifesidir.

 

 


Mervâ’a ait dinar

Qubbetu's-Sahra'nın duvarına yazılmış ayetler


İçten görünüş

                                                                    Plan
 


Üst kat üçlü mihrâb (üç mescidin simgesi)

Kuzey girişine yakın bir yerde, haftanın yedi gününü temsil eden yedi mihrap

 

Qubbet-us Sahra Mescidi altındaki mihrâb 9.yüzyıldan sonra olmalıdır.

 


Alt kat Mihrâb

 

Daha geniş bilgi için baknz “The Mihrab in the Cave of the Dome of the Rock”

Link:

https://www.jstor.org/stable/1523081

 



 Qubbet-us Sahra’nın yapımına bir tanık;

Arculf yaklaşık 680'de Levant'ı gezen bir Frank Piskoposudur. Arculf, Kutsal Topraklara yaptığı bir hac ziyaretinden dönerken İskoçya'nın Iona sahilinde bir gemi kazası geçirmiştir. 679'dan 704'e kadar ada manastırının başrahibi olan Adomnán tarafından misafirperver bir şekilde karşılanır ve kendisine seyahatlerini ayrıntılı bir şekilde anlatır. Adomnán, bazı başka kaynaklardan da yardım alarak De Locis Sanctis'i (Kutsal yerler hakkında) üretmeyi başarır. Kudüs , Beytüllahim ve Filistin'deki diğer yerler ve kısaca İskenderiye ve Konstantinopolis ile ilgili bilgileri üç kitapta toplar.

 








“Ceterum in illo famoso loco ubi quondam templum magnifice constructum fuerat in vicinia muri ab oriente locatum nunc Saracini quadrangulam orationis domum, quam subrectis tabulis et magnis trabibus super quasdam ruinarum reliquias construentes vili fabricati sunt opere, ipsi frequentant; quae utique domus tria hominum milia, utfertur, capere potest. (DLS 1.1.14)

“However, in the celebrated place where once the temple (situated towards the east near the wall) arose in its magnificence, the Saracens now have a quadrangular prayer house. They built it roughly by erecting upright boards and great beams on some ruined remains. The building, it is said, can accommodate three thousand people at once”

 

Konuyla ilgili bir makale;

https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/17561310.2018.1424310?journalCode=rfat20


"Raphael Marriage of the Virgin (Tarih 1500)" arka planda qubbet'us-Sahra

17 Şubat 2022 Perşembe

Μαχοράβα (tapınak) Mekke’dir [10] Harâm Aylar ve Mescid'ul-Harâm

 

 

Kinde ve Maʿadd Festival (Hacc)

Harâm aylar ve Mescid’ul-Harâm

Justinianus tarafından gönderilen bir Bizans diplomatı olan Nonnossos (Νοννόσου) Yahudi bir ailenin üyesi olan ve bu nedenle muhtemelen Doğu dillerini bileni (6. yüzyılın ilk yarısı), babası Abram (524 ve sonrası) ve ondan önceki büyükbabası Euphrasius (502) gibi bir Roma elçisiydi ve 533 yılında Araplara ve Etiyopya'ya bir misyon başlattı. Onun kayıtları 9. yüzyılda Patrik Photios (Bibliotheca kod.3) tarafından biliniyordu, ancak daha sonra kayboldu; sadece birkaç parçası geri kalmıştır.

Nonnossos, Maadinitis olarak adlandırdığı bir bölgeden bahseder ve ayrıca şunları belirtir:

"Sarakenlerin reisi Qays"

Σαρακηνῶν, Sarakenler

Κάϊσος, Kaïsos / Qays (Nonnosos)

Ἄμβρῳ, Ambros (ʿAmr),

Ἰεζίδῳ, Iezidos (Yezîd),

Μαυΐας, Mauïas (Muʿāwiya)

“o zaman "Sarazkenler arasında en önde gelen iki kabilenin başındaydı,

Χινδηνῶν καὶ Μααδηνῶν

“Chindènes ve Maadènes” (Nonnosos).

“Kindiniens, Kendites”

Yani Kinde ve Maad;

Nonnosos’un metininin İngilizce çevirisi;

“§ 3.1  Read the History of Nonnosus, containing a description of his embassy to the Aethiopians, Amerites, and Saracens, then a most powerful nation, as well as to other Eastern peoples. At this time Justinian was emperor of the Romans, and Caisus chief of the Saracens. This Caisus was the grandson of Arethas, himself a chief, to whom Nonnosus's grandfather was sent as ambassador, during the reign of Anastasius, to conclude a treaty of peace. Nonnosus's father Abrames had in like manner been sent on an embassy to Alamundarus, chief of the Saracens, during the reign of Justin, and was successful in procuring the release of Timostratus and John, two Roman generals who were prisoners of war. Caisus, to whom Nonnosus was sent, was chief of two of the most illustrious Saracen tribes, the Chindeni and Maadeni. Before Nonnosus was appointed ambassador, his father had been sent to this same Caisus by Justinian, and had concluded a treaty of peace, on condition that Caisus's son Mavias should be taken as a hostage to Byzantium. After this, Nonnosus was entrusted with a threefold mission: to Caisus, to induce him, if possible, to visit the emperor, to Elesbaas, king of the Axumites, and to the Amerites. Axumis is a very large city, and may be considered the capital of Aethiopia; it lies more south and east than the Roman empire. Nonnosus, in spite of the treacherous attacks of tribesmen, perils from wild beasts, and many difficulties and dangers on the journey, successfully accomplished his mission, and returned in safety to his native land.”


“have a sacred meeting-place consecrated to one of the gods, where they assemble twice a year. One of these meetings lasts a whole month….[T]he other lasts two months.””

 

 “During these meetings complete peace prevails, not only amongst themselves, but also with all the natives; even the animals are at peace both with themselves and human beings.”’

https://topostext.org/work/237

veya;

http://remacle.org/bloodwolf/erudits/photius/nonnose.htm?fbclid=IwAR3kgAVy5ElONW3UO7qnda3kIdqByl3qhAw1Z5Lw94P970GSqo1vhD7UWgw#1

 https://www.tertullian.org/fathers/photius_03bibliotheca.htm

Sarakenler için;

https://topostext.org/people/11026


“Gerek Hurma Korusundaki gerekse ötesinde olanlar ve Tauren dağları denilen Sarakenlerin çoğu, ilâhlarından birine adanmış bir mekânı mukaddes adderler, ve burada yılda iki kere toplanırlar. Bu toplantıların biri bir ay müddetince devam eder ve güneşin Koç burcundan geçtiği ilkbaharın ortasında gerçekleşir. Diğer meclis iki ay sürer; Bunu yaz gündönümünden sonra kutluyorlar. Bu meclislerde, yalnızca birbirlerine değil, aynı zamanda ülkelerinde yaşayan bütün insanlara karşı tam bir barış izliyorlar. İddia ederler ki vahşi hayvanlar insanlar barış içindedir, yalnızca bu değil, birbirleriyle barış içinde olduklarını iddia ediyorlar.






Kitabın linki için bknz.

http://remacle.org/bloodwolf/erudits/photius/nonnose.htm?fbclid=IwAR0756jIyDg97jPuxjxzcK58ZrJ4JkK0OyMT-Vj_SMoEnqWAQuuMOsuPsHg

Procopius’ta benzer şeyler söylemektedir;

Prokopius, Belisarius'tan, el-Mundhir'in 'Sarakenleri'nin, 'Tanrılarına' ayinlerine katıldıkları süre boyunca aylarca ateşkese uydukları için savaşa girmeyeceklerini söylediğini aktarır.

Prokopius’un bahsettiği Munzir, “المنذر بن إمرئ القيس” dır, “اللخميون” kralıdır (505-554),  Flavius Belisarius (Φλάβιος Βελισάριος) ise Romalı komutandır. M.S. 530’da gerçekleşen “Dara Savaşı” konudur.

Prokopius’un söylediğine göre, Sarekenler, “aylarca” savaşa gitmediğini, bunun nedeninin tanrılarına ayinle bağlantı kurmaktadır. Bu “Haram Aylar”ı akla getirmektedir.

Prokopius, Filistin kökenli Bizanslı tarihçi. İmparator I. Justinianus döneminde yapılan savaşlarda General Belisarius'a eşlik etmiş ve 6. yüzyılın en önemli tarihçidir.

Prokopius’un bahsettiği Arethas (Ἀρέθας) “الحارث” tir. “الحارث بن جبلة” Gassani Kralıdır ( 528 – 569). Oğlu “المنذر بن الحارث”tir.

Roma-Sâsâni savaş dönemi, Lahmiler Sâsâni tarafında, Gassâniler Roma tarafındadır.  





         Kitâb için link:

http://remacle.org/bloodwolf/historiens/procope/perses21.htm?fbclid=IwAR3QIwPzC4lVOEpL_MSFjxuW0V7_gKEOC5Li2VjBTmkwe4oYGIQcVGXmcTc

 

Prokopius’un konu ettiği “aylarca süren ateşkesten”, “الْأَشْهُرُ الْحُرُمُHarâm Ayları, Nonnossosilâhlarından birine adanmış bir mekân”dan da “المسجد الحرامMescid’ul-Harâm’ı çıkarabiliriz.

Bu bilgilerden sonra “Nonnossos”un bahsettiği iki kabile Kinde ve Maad’ı arayacağız.





CHRISTIAN JULIEN ROBIN’e göre Maad ve Kinde

İlgili makale “Les rois de Kinda”

Link;

https://www.mfa.gr/missionsabroad/images/stories/missions/saudi-arabia/docs/Arabia_Greece_and_Byzantium_en.pdf

  

Mikhail Bukharin’e göre Kinde, 


        İlgili makale “Towards the earliest history of Kinda”, 

Link;

https://www.academia.edu/6492668/Towards_the_earliest_history_of_Kinda

Yine başka bir çalışma;




İlgili makale, Paul A. Yule,    “Archaeology of the Arabian Peninsula in the late pre-Islamic and early Islamic periods,       (1stmillennium CE): background sketch for early falconry

Link;

https://www.academia.edu/37378641/2018d_Archaeology_of_the_Arabian_Peninsula_in_the_late_Pre_Islamic_and_early_Islamic_periods_1st_millennium_CE_background_sketch_to_early_falconry

John Malalas’ta (Ἰωάννης Μαλάλας, Iōánnēs Malálas, 491 – 578) kinde hakkında yazmıştır.

Kinde ile ilgili yazıtlar;

http://dasi.cnr.it/index.php?id=79&prjId=1&corId=27&colId=0&navId=91443631&recId=2447

“The text, in the frame of a dedication to ʾlmqh, celebrated the victorious campaigns of the king S²ʿrm ʾwtr against different tribes in southern and central Arabia and the deportation to Ṣanʿāʾ of Rbʿt son of Mʿwyt, king of Kinda and Qaḥṭān.”

 






Yazıtla ilgili link

http://dasi.cnr.it/index.php?id=dasi_prj_epi&prjId=1&corId=0&colId=0&navId=364790459&recId=7924

 

 

Yine Başka bir Yazıt Ja 635




[1] أب كرب/أحرس/بن/ عبلم

[2] .......... /هقنى/إلمقه/ثـ

[3] هون/بعل/أوم/صلمن/ذ ذهبن/ذ

[4] تملي/بن/قريتم/وطنفم/طيب

[5] م/حمدم/بذت/خمر/وهوشعن/مر

[6] أهمو/شعرم/أوتر/ملك/سبأ

[7] ذ ريدن/بن/علهن/نهفن/ملك/سـ

[8] بأ/بتأولن/بوفيم/وبريتم

[9] وحمدم/بن/كل/سبأت/وضبيأ

[10] سبأو/وضبأ/ومطو/وهعنن/بعلي

[11] كل/أخمس/وشعب/تنشأو/ضرم/بعـ

[12] لي/مرأهمو/بن/ذ يمنت/وبن/ذ شأ

[13] مت/وبن/ذ بحرم/ويبسم/وبذت

[14] يزأن/إلمقه/ثبر/ووضع/وضرعـ

[15] ن/وهكمسن/كل/ضر/وشنأ/مرأهمـ

[16] و/وحمدم/بذت/خمر/وهوشعن/إلمـ

[17] قه/عبدهو/أب كرب/أحرس/بن/عبلـ

[18] م/بتأولن/بوفيم/وغنمم/وأحـ

[19] للم/وسبيم/بن/كل/أبرث/وضبـ

[20] يأ/وعنت/سبأو/وشوعن/مرأهمو/شعر

[21] م/أوتر/ملك/سبأ/وذ ريدن/عدي/سـ

[22] هرتم/بعلى/أشعرن/وبحرم/وذ كو

[23] ن/كونهمو/وعدي/خلف/هجر/نجرن

[24] بعلى/ضبأت/أحبشن/وذ كون/كو

[25] نهمو/وعدي/هجر/قريتم/ذت/كهلـ

[26] م/قيتم/ذت/كهلم/ثتي/ضبأتن/بعلى/ربعت/ذ آل

[27] ثورم/ملك/كدت/وقحطن/وبعلى

[28] أبعل/هجرن/قريتم/وحمدم/بـ

[29] ذت/خمر/إلمقه/عبدهو/إب كرب

[30] بتأولن/بأحللم/وسبيم/وملـ

[31] تم/وغنمم/وأفرسم/ذ هرجو/وذ أخذ

[32] و/حيم/بكن/يسرهو/مرأهو/لسبأ

[33] وقتدمن/ذ بن/خولن/خضلم/وذ بـ

[34] ن/نجران/وذ بن/أعربن/لحرب/عشـ

[35] رت/يحبر/أسد/كونو/كون/بني/ثو

[36] رم/وقريتم/ويحربهمو/بكنف/أرض

[37] الأسد/مجزت/مونهن/ذ ثمل/ويتـ

[38] أول/كل/جيشهمو/بوفيم/بن/هوت/بـ

[39] رثن/وحمدم/بذت/خمر/إلمقه

[40] عبدهو/حظي/ورضو/مرأهمو/شعرم/أو

[41] تر/ملك/سبأ/وذ ريدن/وبذت/يزأ

[42] ن/إلمقه/ثهون/خمر/عبدهو/عسم/أحـ

[43] للم/وأخذتم/أبرث/يزأن/شوعن

[44] مرأهو/ولخرينهو/إلمقه/بن

[45]نضع/وشصي/وتثعت/وعبطت/وكفـ

[46] ح/شنأم/بإلمقه/بعل/أوم


http://dasi.cnr.it/index.php?id=dasi_prj_epi&prjId=1&corId=0&colId=0&navId=824188291&recId=6032

Yine Kinde’nin geçtiği bir yazıt;



http://dasi.cnr.it/index.php?id=dasi_prj_epi&prjId=1&navId=837774970&recId=6298

Daha geniş bilgi için;



https://faculty.ksu.edu.sa/sites/default/files/lmwsm6_njrn.pdf?fbclid=IwAR1v7il5K1SjMaQeScg4M7pZS7ZYAWMUAKU_RpUHguUZM9ctXzGyND6SPao


Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Kinde ve Maad, Harâm Aylar diyebileceğimiz aylarda savaşmıyorlar ve Kutsal kabul ettikleri bir mekânda toplanmaktadırlar.

En akla yatkın yer Mescid’ul-Harâm, uygulamanında Harâm Aylar olduğudur. Ve Kinde ve Maad’ın daha Kuzey’de yani kayalık Arabistan(Arabia Petraea)’ da yer almadıklarıdır.


15 Şubat 2022 Salı

Yeni; Μαχοράβα (tapınak) Mekke’dir [9] HİCÂZ NERESİ?

  

“İngilizce 40 cilt olarak yayınlanan Taberi tarihinin 6.cildini okurken ilginç bir malumat ile karşılaştım. Hz. Peygamber'in dedesi Aldülmuttalib oğlu Abdullah'ı kurban etmek isteyince kabilesinden bu konuya çözüm bulması için HİCAZ'a gitmesini, orada aradığı kişiyi bulacağı söyleniyor. Abdülmuttalib önce Medine'ye gidiyor, aradığı kişiyi orada bulamayınca Hayber'e gidiyor ve buluyor.  Şimdi bu hikayede tuhaf bir durum var. Abdulmuttalib bilinen hikayede bugünkü Mekke'de yaşıyor olması gerekiyor. Ancak Mekke zaten Hicaz'ın bir parçası ve görebildiğim kadarıyla hep öyle olmuş. Mekke'de yerleşik birine çare bulması için Hicaz'a git denmez. Eğer deniyor ise yaşadığı yerin Hicaz dışında olması gerekir.

Yukarıda yer alan "Mekke Hicâz'ın bir parçası", "Mekke'de yerleşik birine çare bulması için Hicaz'a git denmez." yargılarının doğruluğunu sorgulayacağız bu yazıda.


Bu yargıya varılmasının nedeni olan Taberî'deki İngilizce metin şöyle;






Öykünün bir benzeri İbni ishaq’ta;

ثم أشارت قريش على عبد المطلب أن يذهب إلى الحجاز فإن بها عرافة لها تابع، فيسألها عن ذلك، ثم أنت على رأس أمرك إن أمرتك بذبحه فاذبحه، وإن أمرتك بأمر لك وله فيه مخرج قبلته، فانطلقوا حتى أتوا المدينة فوجدوا العرافة - وهي سجاح - فيما ذكره يونس بن بكير عن ابن إسحاق بخيبر، فركبوا حتى جاؤها فسألوها وقص عليها عبد المطلب خبره وخبر ابنه.

فقالت لهم: ارجعوا عني اليوم حتى يأتيني تابعي فأسأله، فرجعوا من عندها، فلما خرجوا قام عبد المطلب يدعو الله، ثم غدوا عليها.

فقالت لهم: قد جاءني الخبر، كم الدية فيكم؟ قالوا: عشر من الإبل، وكانت كذلك.”

İbn-i Hişâm'da benzer öyküyü anlatır;




Bu rivayetlerin eleştirisi için bknz. "TÂRÎHÎ BİR YANLIŞIN DÜZELTİLMESİ Doç. Dr. Mustafa AĞIRMAN"

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/30644


 Neden Abdulmuttalib'e "Hicâz'a git" dendiğinde "Medîne" ve "Hayber" e gidiyor? 

Gerçekten Mekke "Hicâz" şeklinde adlandırılan bölgede mi?

Değilse Hicâz Neresi?


         
Taberî Mekke (Tihâme) ve Medîne (Yesrib)’i ayırarak "Hicâz" bölgesinde konumlandırdı. Ama Taberî ikisine Hicâz dedi, bu Taberî’nin "Mekke'yi Hicaz'ın bir parçası" gördüğünü gösteriyor, yine Taberî’deki rivayette yer alan "Hicâz'a git" denmesi, yukarıdaki yargıyı akla getiriyor; “Mekke'de yerleşik birine çare bulması için Hicaz'a git denmez

Abdulmuttalib'in yolculuğunda gittiği yeri bildiğini varsayabiliriz. Tarihçilerden okuduğumuzda Hicâz'ın neresi olabileceğini bilmediğimizi düşünerek, arayalım. Nereye Hicâz deniyor?

Mekke’yi Hicaz’ın merkezi sayan coğrafyacıların yanında burayı Tihâme’ye, Medine’nin ise yarısını Hicaz’a, yarısını Şam’a dahil edenler de bulunmaktadır.” (TDVİA, Hicaz, 1988, 17/432-437).

el-bekri’ye ait "Câhiliyye Arapları" kitâbında yukarıdaki alıntılara benzer bir konu vardır. أبو عبيد البكري” Endülüslü meşhur coğrafyacı ve ediptir

https://islamansiklopedisi.org.tr/ebu-ubeyd-el-bekri

 















       El-Bekrî hemen hemen tüm bilgileri özetliyor, genel görüş Tihâme ile Hicâz’ın ayrı bölgeler olduğudur.


تهامة

TİHÂME:

“Kuzeyde Akabe körfezinden başlayarak güneyde Yemen’de Aden’e kadar hemen hemen kesintisiz biçimde devam eder. Doğu sınırı Kızıldeniz’e paralel Serât sıradağ silsilesinden oluşur; alçak kıyı şeridi kuzeyde dar şekilde başlayarak güneye doğru genişler ve bazı kesimlerde genişliği 80-100 kilometreye kadar ulaşır. Sözlükte “kötü koku, aşırı sıcaklık, durgun rüzgâr” anlamına gelen tihâme kelimesi bu kıyı şeridi için “yüksek bölge” mânasındaki Necid’in karşıtı olarak “alçak bölge” anlamında kullanılmıştır” https://islamansiklopedisi.org.tr/tihame   

Yukarıdaki tanımlardan aşağıdaki gibi haritalar oluşturulmuştur;


 


 


 

 

            Rivayette anlatılana göre Mekke (tihâme)’den Hicâz’a git deniyor, devamında Medîne bulamayınca, Hayber’e gidiyor Abdulmuttalib;



Daha kısaca Mekke’den Medîne’ye gidiyor Abdulmuttalib, rivayetlerin eleştirisi için yukarıda link vermiştik. Kafa karışıklığının nedeni bugünkü bilgilerimizin ezbere dayanması ve sorgulanmaması olsa gerektir.

 


Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...