17 Aralık 2021 Cuma

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) (5). YOK ARTIK DAHA NELER!

 

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) (5).

Parçaların birleştirilmesi

“RAB Tanrı Yunus'un üzerine gölge salacak, sıkıntısını giderecek bir keneotu(يَقْطِينَةً/ קיקיון) sağladı. Yunus  buna çok sevindi (6). Ama ertesi gün şafak sökerken, Tanrı'nın sağladığı bir bitki kurdu keneotunu(الْيَقْطِينَةَ/הקיקיון) kemirip kuruttu (7). Güneş doğunca Tanrı yakıcı bir doğu rüzgarı estirdi. Yunus başına vuran güneşten bayılmak üzereydi. Ölümü dileyerek, “Benim için ölmek yaşamaktan iyidir” dedi (8). Ama Tanrı, “Keneotu(הקיקיון /الْيَقْطِينَةِ) yüzünden öfkelenmeye hakkın var mı?” dedi. Yunus, “Elbette hakkım var, ölesiye öfkeliyim” diye karşılık verdi (9).   RAB, “Keneotu (الْيَقْطِينَةِ/הקיקיון) bir gecede çıktı ve bir gecede yok oldu” dedi, “Sen emek vermediğin, büyütmediğin bir keneotuna acıyorsun da, (10). ben Ninova'ya, o koca kente acımayayım mı? O kentte sağını solundan ayırt edemeyen yüz yirmi bini aşkın insan, çok sayıda hayvan var.” (Tevrât: Yunus: 4:6-10).

Gökteki iz düşümde bir kaç ayrıntı daha var, Tevrât ve Qur’an’da Yûnus’a gölgelik olsun diye bir bitkiden bahsedilmesi, Phoenix (zümrüd-ü anqa)’in bir bitki gibi durması, Eridanus’un sahilinde veya ucunda olması ve yine hemen yanında Cetus(Balina)’un olması gerçekten ilginçtir.










Gemi sanki Orion(avcı) Takımyıldızına doğrudur Orion(avcı) Takımyıldızının en parlak yıldızlarından biri Rigel’dir, Rigel (ricel) ayak anlamındadır. Yine ilginç bir benzetmeyle karşı karşıyayız. Tarsûs’ta ayak veya ayak tabanı anlamındadır.

Ταρσός, طرسوس Şehrin adı Hitit tabletlerinde Tarşa, Asur kaynaklarında Tarzi, Grek kaynaklarında Tharsis, Tarz, Tarsi, Tarsos, Arap ve Osmanlı kaynaklarında Tersîs (ترسيس) ve Tarsûs (طرسوس) şeklinde kaydedilir. Kelimenin eski Yunanca’da “ayak tabanı” anlamı taşıdığı bilinmektedir.



 

Ninova’nında daha önce “Balık Yeri” ve balıkla ilişkili olduğunu söylemiştik. Cetus(Balina)’un arkasında Balık Takımyıldızının olması, “yok artık!’” demeyi hak ediyor.      

15 Aralık 2021 Çarşamba

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) (4). Gökteki izdüşüm

 




Gökteki izdüşüm

Güvercin (Columba), Gemi (Argo Navis), Balina (Cetus)

Tevrât, İncîl ve Qur’an Yûnus’un büyük bir balık tarafından yutulduğu konusunda birbirleriyle benzeşir. Öykü de Yûnus (Güvercin), Gemi, Büyük Balık motiflerdir.

Güvercin (Columba)







 

Gemi (Argo Navis):






Balina (Cetus):




 


Motiflerinin birlikte görünümü:




 


 

14 Aralık 2021 Salı

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) (3).

 Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) 




Mûsâ’ya görev verildiginde birtakım isteklerde bulunur mazeretler ileri sürer, sonunda görevi kabul eder.

Nebîlik görevi konusunda Yûnus en uç örnektir. Görevden kaçış söz konusudur.

“Ne var ki, Yunus RAB'bin huzurundan Tarşiş'e kaçmaya kalkıştı.” (Tevrât, Yûnus: 1:1).

“Yunus buna çok gücenip öfkelendi (1). RAB'be şöyle dua etti: "Ah, ya RAB, ben daha ülkemdeyken böyle olacağını söylemedim mi? Bu yüzden Tarşiş'e kaçmaya kalkıştım. Biliyordum, sen lütfeden, acıyan, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin, cezalandırmaktan vazgeçen bir Tanrı'sın (2).” (Tevrât, Yûnus: 4:1,2).



Yûnus’un kime veya kimlere “kızdığı” tartışma konusudur.

وَذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا” (21:87)

Qur’an Muhamed nebîye öğütle şöyle demektedir;

فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُنْ كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَى وَهُوَ مَكْظُومٌ” (68:48).

 Belki “فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ” ifadesi Yûnus’un Bey’inin “kararına” (hukm) “dirençli” olmadığı ve bu karardan kaçtığı şeklinde yorumlanabilir.

Tevrât’taki kronoloji görevlendirmeden sonra gemi ile kaçışa vurgu yapar.

“Denizciler bu yanıt karşısında dehşete düştüler. "Neden yaptın bunu?" diye sordular. Yunus'un RAB'den uzaklaşmak için kaçtığını biliyorlardı. Daha önce onlara anlatmıştı.” (Tevrât, Yûnus: 1:10).

Rab’den uzaklaşmak, onun kararından (hukm) kaçmak olarak anlamaya uygundur.

Ve Yûnus fırtınalı denize atılır;

فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ” sonra O-balık onu lokmaladı, ve o,“kendi kendini kınarken” (37:142).

Yûnus balığın karnında nedamet getirerek çok pişman olur, kendini kınar;

“Yunus balığın karnından Tanrısı RAB'be şöyle dua etti: (1). "Ya RAB, sıkıntı içinde sana yakardım, Yanıtladın beni. Yardım istedim ölüler diyarının bağrından, Kulak verdin sesime (2). Beni engine, denizin ta dibine fırlattın. Sular sardı çevremi. Azgın dalgalar geçti üzerimden (3).  'Huzurundan kovuldum' dedim, 'Yine de göreceğim kutsal tapınağını.' (4). Sular boğacak kadar kuşattı beni, Çevremi enginler sardı, Yosunlar dolaştı başıma (5). Dağların köklerine kadar battım, Dünya sonsuza dek sürgülendi arkamdan; Ama, ya RAB, Tanrım, Canımı sen kurtardın çukurdan (6). Soluğum tükenince seni andım, ya RAB, Duam sana, kutsal tapınağına erişti (7)Değersiz putlara tapanlar, Vefasızlık etmiş olurlar (8). Ama şükranla kurban sunacağım sana, Adağımı yerine getireceğim. Kurtuluş senden gelir, ya RAB! (9). RAB balığa buyruk verdi ve balık Yunus'u karaya kustu (10). (Tevrât, Yûnus: 2:1-10). 

 

 فَنَادٰى فِى الظُّلُمَاتِ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنّٖى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمٖينَ” (21:87).

الظُّلُمَاتِ” çoğuldur, genellikle manevi karanlıkları betimler.

 

 


لَوْلَا أَنْ تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِنْ رَبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُومٌ (49) فَاجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِحِينَ (50)” (68:49,50).

فَلَوْلَا أَنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّحِينَ (143) لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ (144) فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ (145) وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْطِينٍ (146) وَأَرْسَلْنَاهُ إِلَى مِائَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ (147) فَآمَنُوا فَمَتَّعْنَاهُمْ إِلَى حِينٍ (148)” (37:143-148).

Yûnus balığın kusması sonucu kurtulur, kustuğu sahil belirsizdir, olası yine Yâfâ yakınlarıdır.

Allah’ın acımasıyla Balık Yûnus’a mezar olmamıştır, mezar olsaydı b’as gününe kadar kalabilirdi, “bitkin” bir şekilde kıyıya atılır.

“RAB Yunus'a ikinci kez şöyle seslendi: (1). "Kalk, Ninova'ya, o büyük kente git ve sana söyleyeceklerimi halka bildir (2).” (Tevrât, Yûnus: 3:1,2).

Tevrât’a göre Yûnus Ninova’ya gider bu kez keneotu’yla denenir;

“RAB Tanrı Yunus'un üzerine gölge salacak, sıkıntısını giderecek bir keneotu sağladı. Yunus buna çok sevindi.” (Tevrât, Yûnus: 4:6).

وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْطِينٍ” (37:146).

Tevrât’ta “קיקיון” (qiyqayon/ الْيَقْطِينَةِ) yani kabak türü bir şeydir.

“Güneş doğunca Tanrı yakıcı bir doğu rüzgarı estirdi. Yunus başına vuran güneşten bayılmak üzereydi. Ölümü dileyerek, "Benim için ölmek yaşamaktan iyidir" dedi (8). Ama Tanrı, "Keneotu yüzünden öfkelenmeye hakkın var mı?" dedi. Yunus, "Elbette hakkım var, ölesiye öfkeliyim" diye karşılık verdi (9). RAB, "Keneotu bir gecede çıktı ve bir gecede yok oldu" dedi, "Sen emek vermediğin, büyütmediğin bir keneotuna acıyorsun da, (10). Ben Ninova'ya, o koca kente acımayayım mı? O kentte sağını solundan ayırt edemeyen yüz yirmi bini aşkın insan, çok sayıda hayvan var. (11).” (Tevrât, Yûnus: 4:8-11).


13 Aralık 2021 Pazartesi

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) (2).

 


 



Qur’an’ı Kerîm’deki Yûnus Qıssası Tevrât-ı Şerîf’tekiyle benzeşir (muteşâbih).

Tevrât ve Qur’an’da Yûnus’un öyküsü kısaca şöyledir;

Yûnus Ninova halkını uyarmak için görevlendirilir, Yûnus bu görevden kaçar, bulunduğu “Gat-Hefer”den, Yâfâ limanında bir gemiye binerek Tarşiş’e gitmek için yola çıkar. Yolda büyük bir fırtına çıkar, fırtınayı dindirmek için Yûnus denize atılır, büyük bir balık Yûnus’u yutar, Yûnus balığın karnında pişman olur, sonunda balık Yûnus’u kusar, Yûnus görevini yerine getirir.

 

Qur’an’da “قَوْمَ يُونُسَ” (10:98) denmektedir, Yûnus’un halkı İsrail Krallığına mensuptur, Ninova Halkı Asurludur. Qawm kelimesi bir ırk, bir soy anlamını sonradan kazanmış olmalıdır. Yûnus’un görevlendirildiği toplumu betimlemek, o topluma sahib çıktığını vurgulamak için “Yûnus’un toplumu” denmiş olmalıdır. Kişinin içinde yaşadığı toplum, onun qawmi olmalıdır.

الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ”deki “الْمَشْحُونِ” “ism-i mef’ul”dür (26:119, 36:41, 37:140).

Gemi yük ve insanlar ile ağzına kadar dolduğunda, "o gemi, "meşhûn"dur; yani yükle ve İnsanla dop doludur" denilir (Razî).

أَبَقَ” (37:140) ise, bir kölenin, efendisinden kaçmasıdır.

وَذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا” (21:87)’de Yûnus’un kızgın bir şekilde gittiğine vurgu vardır. Yani Yûnus, kızgın şekilde efendisinden kaçan bir köle gibidir.

Tevrât’ta Ne var ki, Yunus RAB'bin huzurundan Tarşiş'e kaçmaya kalkıştı.” (Tevrât, Yûnus: 1:3) denmiştir, ifadeler benzeşmektedir.

 

“Yolda RAB şiddetli bir rüzgar gönderdi denize. Öyle bir fırtına koptu ki, gemi neredeyse parçalanacaktı. ” (Tevrât, Yûnus: 1:4).

 

سَاهَمَ” (37:141)’nin kura çekmek anlamı olduğu gibi, korku anlamı da vardır.

 

“Sonra denizciler birbirlerine, "Gelin, kura çekelim" dediler, "Bakalım, bu bela kimin yüzünden başımıza geldi." Kura çektiler, kura Yunus'a düştü. ” (Tevrât, Yûnus: 1:7).

 

İbranca metinde “הגורל” çakıl taşı ile yapılan kura anlamındadır.

 

“Bunun üzerine Yunus'a, "Söyle bize!" dediler, "Bu bela kimin yüzünden başımıza geldi? Ne iş yapıyorsun sen, nereden geliyorsun, nerelisin, hangi halka mensupsun?" (8). Yunus, "İbrani'yim" diye karşılık verdi, "Denizi ve karayı yaratan Göklerin Tanrısı RAB'be taparım." (9). Denizciler bu yanıt karşısında dehşete düştüler. "Neden yaptın bunu?" diye sordular. Yunus'un RAB'den uzaklaşmak için kaçtığını biliyorlardı. Daha önce onlara anlatmıştı (10). Deniz gittikçe kuduruyordu. Yunus'a, "Denizin dinmesi için sana ne yapalım?" diye sordular (11). Yunus, "Beni kaldırıp denize atın" diye yanıtladı, "O zaman sular durulur. Çünkü biliyorum, bu şiddetli fırtınaya benim yüzümden yakalandınız (12).” (Tevrât, Yûnus: 1:8-12).

 

“Sonra Yunus'u kaldırıp denize attılar, kuduran deniz sakinleşti.” (Tevrât, Yûnus: 1:15).

 

“Bu arada RAB Yunus'u yutacak büyük bir balık sağladı. Yunus üç gün üç gece bu balığın karnında kaldı. ”  (Tevrât, Yûnus: 1:17).

 

Qur’an’da “الْحُوتُ” Tevrât’ta “דג גדול” (dag gadol) yani “Büyük Balık” Yûnus’u yutmuştur.

 

Tevrât’ın Arabça çevirisinde bu “حُوتاً عَظِيماً”dir.

 

وَأَمَّا الرَّبُّ فَأَعَدَّ حُوتاً عَظِيماً لِيَبْتَلِعَ يُونَانَ. فَكَانَ يُونَانُ فِي جَوْفِ الْحُوتِ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ وَثَلاَثَ لَيَالٍ.” (ASVD).

 

İncîl’in Suryanca Çevirisi Peşitta’da “Nûn”un karnındadır Yûnus;




“Yunus (ܝܘܢܢ/Yawnân), nasıl üç gün üç gece o koca balığın (ܕܢܘܢܐ /denûnê) karnında kaldıysa, İnsanoğlu da üç gün üç gece yerin bağrında kalacaktır. ” (İncîl Matta’ya Göre: 12:40).

 



 

 

 

12 Aralık 2021 Pazar

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) (1).

 

Yûnus (Güvercin) ve Balık (Nûn) 

Yûnus’un hikayesine üç kutsal kitâb vurgu yapar, Yûnus, “güvercin” anlamına gelen bir kelimedir.

يُونُسَ”, İbranca “יוֹנָה (Yona)”, Yunanca Ἰωνᾶς (Iōnâs), Latince Ionas şeklindedir. Arabça’ya Yunanca veya Latince’den geçmiş olmalıdır.

Tevrât’ta Güvercin anlamında kullanımı şöyledir;

“Güvercin (היונה) konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.” (Tevrât, Yaradılış: 8:9).

Kelime Aramca/Suryanca “ܝܘܢܐ” yonâ yani Güvercin anlamınadır.

İncîl’de Suryanca kullanımı şöyledir;

 İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhu'nun güvercin (ܝܰܘܢܳܐ) gibi inip üzerine konduğunu gördü. ” (İncîl, Matta’ya Göre: 3:16).

İncîl (ܝܘܢܢ/yawnān) : Matta’ya Göre: 12:39,40,41, 16:4,17, Luka’ya Göre: 11:29,30,32

http://cal.huc.edu/oneentry.php?lemma=ywn+N&cits=all

Tevrât Yûnus Kitabı şöyle başlar;

“RAB bir gün Amittay oğlu Yunus'a, "Kalk, Ninova'ya, o büyük kente git ve halkı uyar" diye seslendi, "Çünkü kötülükleri önüme kadar yükseldi (1). Ne var ki, Yunus RAB'bin huzurundan Tarşiş'e kaçmaya kalkıştı. Yafa'ya inip Tarşiş'e giden bir gemi buldu. Ücretini ödeyip gemiye bindi, RAB'den uzaklaşmak için Tarşiş'e doğru yola çıktı (2)” (Tevrât, Yûnus: 1:1,2).


Kur’an’da Yûnus’un bulunduğu mekânlarla ilgili bir bilgi bulunmaz, Tevrât ve İncîl onu Ninova gitme ile ilişkilendirir;

“RAB bir gün Amittay oğlu Yunus'a (יונה), “Kalk, Ninova'ya, o büyük kente git ve halkı uyar” diye seslendi, "Çünkü kötülükleri önüme kadar yükseldi.” (Tevrât: Yunus; 1:1).

Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler. Bakın, Yunus'tan daha üstün olan buradadır” (Matta’ya Göre İncîl: 12:41 bknz Luka’ya göre: 11:30,32).

 

Yûnus nereden Ninova’ya gidecektir, Yafa limanına nereden inmiştir?

“İsrail'in Tanrısı RAB'bin, kulu Gat-Heferli Amittay oğlu Yunus Peygamber aracılığıyla söylediği söz uyarınca, Yarovam Levo-Hamat'tan Arava Gölü'ne kadar İsrail topraklarını yeniden ele geçirdi. ” (Tevrât, 2.Krallar: 14:25).


Ninova, Yâfâ, Tarşiş

 

 




 

 

Ninova veya Nineveh

Akadça 𒌷𒉌𒉡𒀀 URUNI.NU.A “Ninua”, Suryanca “ܢܝܼܢܘܹܐ” ninwê, Arabça “نَيْنَوَىٰ” neynevê, Yunanca “Νινευή” Neneué, Latince Ninive,  Farsça Nainavā ( نینوا ) şeklinde okunur, bugünkü “Musul” olarak bilinir.

Adın anlamı konusunda Ninâ (𒀏) yani “balık” ile ilişkilendirilmiş, “Balık Yeri” önerilmiştir. Νίνου πόλις (Ninopolis) gibi. İbranca נִנְוֶה  (nin've), Yunanca (Níνβε), Eski Babil dilindeki 𒌷𒉌𒉡𒀀 (Ninuwā), İbranca  נון/נונא kelimesi yine “balıklar”la ilişkilendirilir.

http://oracc.museum.upenn.edu/epsd2/o0046668

Kur’an’da Yûnus için “صَاحِبِ الْحُوتِ” yani O-balıkla birlikte olan anlamında kullanım vardır (68:48). Yine “ذَا النُّونِ” denilerek “balığa” işaret ettiği şeklinde yorumlanmıştır (21:87). Hem Hût ve hem de Nûn'un belirli bir şeye işaret etmesi, ilk muhâtabların bunu bildiğine işarettir.

Semitik dillerde “nûn” balık anlamındadır. “Hût” ile “Nûn” birbirinin yerine kullanılmış olmalıdır.

Ninova’nın “balık”  ile ilişkisi gibi Zê'n-Nûn’un da balıkla ilişkisi düşündürücüdür.

Yâfâ

 




İbranca “יָפוֹ” Yafo, Arabça “يَافَا” Yafa, Bugünkü Tel Aviv’in güneyi eski bir liman şehri.

Şehir Mısır kaynaklarında ve Amarna mektuplarında Yapu (Ya-Pu) olarak geçmektedir. Helenist gelenek Iopeia veya Cassiopeia olarak adlandırmıştır. Cassiopeia Andromeda’nın annesidir. Cassiopeia ve kızı Andromeda takım yıldızlarıdır. Limana yakın bir kaya çıkıntısının, Andromeda'nın Perseus tarafından kurtarıldığı yer olduğu söylenir. Şehir, MÖ 800'e kadar Mısır yönetimi altındır.

 Tarşiş

Fenikelilerce” 𐤕𐤓𐤔𐤔” TRŠŠ olarak yazıya geçmiştir. İbranca “תַּרְשִׁישׁ (Taršīš), Yunanca “Θαρσεις” (Tharseis)tir.

Kesin yeri bilinememektedir.

Flavius ​​Josephus “Kilikya”dan söz eder. Tarsus olma ihtimali daha yüksektir.

Tarşiş Nora Taşında geçer, Fenikçe bir yazıtta, yazıtın başında yer alır, Yazıtın yazıldığı var sayılan zamanda Pygmalion ise Tire (Lübnan) Kralıdır.

 



https://en.wikipedia.org/wiki/Nora_Stone





Tevrât’a göre Yûnus’un olası güzergahı yukarıdaki gibidir.



 

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...