23 Ağustos 2021 Pazartesi

İKİ ADEM OĞLU (5d) Gerçek şu; Allah Duyarlılardan kabul eder ”

 

Kur’an’da Hâbîl ve Qâbîl isim olarak geçmez,

Anlatı şöyle bir akışın içinde yer alır;

 يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا” (5:1).

 يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا” (5:2). 

الْبَيْتَ الْحَرَامَ” (5:2).

الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ” (5:2).

 

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا” (5:6). 

 

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا” (5:8). 

 

وَلَقَدْ أَخَذَ اللَّهُ مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ” (5:12).

 

وَمِنَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّا نَصَارَى أَخَذْنَا مِيثَاقَهُمْ” (5:14).

 

يَاأَهْلَ الْكِتَابِ” (5:15).

 

لَقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ  (5:17).

 

وَقَالَتِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى نَحْنُ أَبْنَاءُ اللَّهِ وَأَحِبَّاؤُهُ” (5:18).

 

يَاأَهْلَ الْكِتَابِ” (19).

 

وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ” 5:20).

 

وَاتْلُ عَلَيْهِمْ” (5:27).

 

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا (5:35). 

 

Bu kıssa akışta işaret edilen, benî İsrailin, Yahudi ve Hristiyanların bildiği bir kıssa olmalıdır yani ehl-i Kitâb’ın.

 Gelenekte Hâbîl ismi ödünçlensede kain’in neden qâbîl olduğu yeterli izah edilmemiştir.

 Tilâvet edilecekler bağlamda ehl-i Kitâb ve İnanmışlar olmalıdır,  بِالْحَقِّ” ifadesi kıssanın başka türlü anlatıldığına işaret olabilir.

 وَاتْلُ عَلَيْهِمْ” ile kıssaya başlangıç yapılmaktadır.

 Tefsircilerin çoğu bu iki Âdem oğlu, Âdem'in oğulları olan Kâbil ile Hâbil olduğunu söylemişler, Hasen ve Dahhâk ise kıssanın sonundaki "bundan dolayıdır ki" âyetinin karinesiyle bunların İsrailoğulları'ndan iki şahıs olduğunu söylemişlerdir.

 Bir kısım yorumlar şöyledir;

 (فقال الحسن البصري: ليسا لصلبه، كانا رجلين من بني إسرائيل) Hasan-i Basrî, iki oğlunun onun sulbünden çocukları olmadığını, İsrail oğulların­dan iki kişi olduğunu ve Allah'ın bunları yahudilerin kıskançlığını açıklamak üzere misal verdiğini belirtmiştir (Kurtubi).

 (وهو قول الحسن والضحاك : أن ابنى آدم اللذين قربا قرباناً ما كان ابني آدم لصلبه ، وإنما كانا رجلين من بني اسرائيل)  Hasan el-Basrî ile Dahhâk'ın görüşüdür. Buna göre, Hz. Âdem (a.s)'in, birer kurban sunan iki oğlu, onun sulbünden olan iki oğlu olmayıp, İsrâiloğullarından iki âdemoğludur. Bunun delîli, Allah'ın bu kıssanın sonunda, "Bundan dolayıdır ki İsrâiloğuları için şuna hükmettik: Kim bir canı, bir can mukabilinde veya yeryüzünde bir fesat çıkardığı için olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur" (Mâide. 32) buyurmuş olmasıdır. Çünkü bu günahın, Âdem'in oğullarından birinden sudur etmesinin, İsrâiloğulları için kısasın farz oluşunun sebebi olmaya elverişli olmayacağı açık bir durumdur. Ama Benî İsrail'den birisinin, böyle bir günahı işlemesinin, onları aynı günahı işlemekten alıkoymak için, onlar hakkında kısas hükmünün konulmasına yol açması mümkündür (Razî).

 Sahih olan bu iki oğlun, Âdem'in sulbünden çocukları olduğudur. (هذا قول الجمهور من المفسرين وقاله ابن عباس وابن عمر وغيرهما، وهما قابيل وهابيل) Müfessirlerden bü­yük çoğunluğun görüşü bu olduğu gibi, îbn Abbas, İbn Ömer ve başkaları da bunu ifade etmiştir. Bu iki kişi, Kabil ve Habil idi (Kurtubi).

 Yani, Tekvîn iv, 1-16'da zikredilen Kâbil ve Hâbil kıssasını. “Onlara anlat” ifadesindeki zamir, Kitâb-ı Mukaddes'in izleyicilerine râcidir ve anlamı yukarıda 28. notta açıklanan bu surenin 15. ayeti ile açıkça bağlantılıdır: “şimdi size, [kendinizden] gizlediğiniz Kitab'ın bir çoğunu açıklamak... için Elçimiz geldi.” Bu Kitâb-ı Mukaddes kıssasının ahlakî yönü -Kitâb-ı Mukaddes izleyicilerinin “kendi kendilerinden gizledikleri” bir ahlakîlik- 32. ayette özetlenmiştir (Esed).

“qurbân” kelimesine gelince;

“KuRBân”, örfümüzde Allah'a yaklaşmak için kesilen kurbanlığa denirse, de asıl mânâsı Allah'a yaklaşmak için sunulan herhangi bir şey demektir ki, gerek kurbanlık ve gerek diğer sadakalardan daha geneldir (Elmalılı).

   Kelimenin semitlerde kullanımı hemen hemen aynıdır;

     Akadca:  𒆪𒉡 :  qarābum, qerēbum , “ yakın olmak; yaklaşmak ”

    Fenik: 𐤒𐤓𐤁 QRB 

   Ugarit:  𐎖𐎗𐎁 (qrb, “ yaklaşmak; yakın olmak ” )

    Sebe: 𐩤𐩧𐩨 (qrb), yakın, yaklaşmak

   Habeş: ቀረበ ḳärräbä

    Aramca: קורבנא 𐡒𐡓𐡁 ( QRB )

    İbranca; (קרבו) KoRBaN, çoğul (קרבנוֹת) KoRBaNot:

   Suryanca: ܩܪܶܒ 

Yakınlaşmak, yakınlık anlamındadır

إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا” “ikisi bir yakınlık yaklaştırdıklarında”, “قُرْبَانًا” isimdir. “bir yakınlık” anlamında

 فَتُقُبِّلَ مِنْ أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْآخَرِ” (5:27).

Bu yakınlık’ın kabul ve reddi söz konusudur.

Yani “bir sunu”nun kabul ve reddi söz konusudur.

فَلَوْلَا نَصَرَهُمُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ قُرْبَانًا آلِهَةً بَلْ ضَلُّوا عَنْهُمْ وَذَلِكَ إِفْكُهُمْ وَمَا كَانُوا يَفْتَرُونَ” (46:28).

وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى” (39:3).

Ayetlerden anladığımız “qurbân” yakınlık sağlayıcı, yaklaştırıcı bir şeydir. Bağlamda bunun ne olduğu söylenmemektedir. Bu şey ne olursa olsun “إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللَّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ” denerek kabul şartının “الْمُتَّقِينَ” olmaya bağlanmıştır.

Bu İncîl’deki şu pasaja uygundur;

Habil'in Tanrı'ya Kayin'den daha iyi bir kurban sunması iman sayesinde oldu. İmanı sayesinde doğru biri olarak Tanrı'nın beğenisini kazandı. Çünkü Tanrı onun sunduğu adakları kabul etti…(İncîl, İbranilere Mektub: 11:4).

Tevrât’ta ise;

“Kayin, bir miktar toprak meyvesini Tanrı’ya sunu olarak getirdi (3). Ve Evel -o da davarının ilkdoğanlarından, [bunların] şişman olanlarından [bazılarını] getirdi. Tanrı Evel’e ve sunusuna önem verdi (4). Ancak kayin’e ve sunusuna, önem vermedi. Kayin çok kızgın ve üzgündü. (5).” (Tevrât, Yaradılış: 3-5).

Habîl, Qabîl’e göre sunuda “الْمُتَّقِينَ” davranmıştır, yani “Duyarlı”.

19 Ağustos 2021 Perşembe

İKİ ADEM OĞLU (5c) Kim Bulsa Öldürecek Beni!

 

Kim bulsa öldürecek beni!

 



“Kayin “Günahım taşıyabileceğimden daha büyük!” dedi (13). İşte bugün beni toprağın üzerinden sürdün ve ben Yüzün’den gizlenmek durumundayım. Dünyada göçebe ve yalnız olacağım ve beni kim bulsa öldürecek.” (14). Tanrı ona “Bu yüzden Kayin’i her kim öldürürse...! [Kayin] Yedinci nesilde cezalandırılacaktır” dedi. Tanrı, her bulan onu öldürmesin diye Kayin’e bir işaret koydu (15).” (Tora, Türkçe Çeviri ve Açklamalarıyla Tora ve Aftara, 1. Kitap Bereşit, Çeviri ve Düzenleme Moşe Farsi, Gözlem, Beresit 29, 4:7-16).

 

Bu pasaja Hooke aşağıdaki değerlendirmeyi yapmaktadır;

 Yehovacı yazarın episodunu içine yerleştirdiği ortamda, öykünün gidişine göre, yeryüzünde yalnızca Adem ile Havva, Kain ile Habil yaşamaktadırlar. Ama mitosta Kain'in insanların kendisinden öç almaya kalkmalarından korktuğu varsayımından gidilir; Kain " kim beni bulursa öldürecek" der. Çağ, kurban törenlerinin yapıldığı düşü­nülen bir dönemdir ve uygarlığın, kentlerin kurulup, metal işleyiciliğinin ve müzik araçları yapıcılığı bilgisinin edinildiği bir aşamasına ulaşıldığı kabul edilir. Tüm bunlar, Cennet'ten kovulduktan hemen sonra, yeryüzünde yaşamın başlangıçlarında bulunabilecek koşullarla uzlaştırılabilecek şeyler değildir. Kain ile Habil mitosunun incelenmesi, mitosun üç farklı gelenek çizgisinin bir araya getirilmesiyle, ya Yehovacı yazar tarafından ya da onun kullandı­ğı kaynaklarca örüldüğünü gösterir:

(a) Bu çizgilerden birincisi, çöl ile ekilip biçilen toprak; toprağın, üzerine yerleşmiş işleyicisiyle, göçebe çoban arasındaki eski kavgayı yansıtır. Bu temanın, çoban-tanrı Dumuzi ile çiftçi-tanrı Enkimdu'nun, lştar'ın sevgisini kazanabilmek için sundukları armağanlarla girdikleri yarış­manın anlatıldığı Sümer "Dumuzi ile Enkimdu" mitosunun konusunu oluşturduğunu daha önce (s. 43'te) görmüştük. Ne var ki mitosun oradaki biçimi bir trajediyle sona ermiyordu.

(b) Kain ile Habil mitosunun örülmesinde kullanılan ikinci çizgide, üzerinde büyük değişiklikler yapılmış bir ritüelin taslağı bulunmaktadır. Bu çizginin Cennet mitosu
ile bir bağlantısı bulunmadığı gibi, toplumun,
dinsel kurumların bulunduğu gelişmiş bir aşamasına ulaşıldığını göstermektedir. Burada Kain ile Habil, her biri düzene bağ­lanmış kendi kurban törenlerini yerine getiren iki farklı topluluk türünü temsil etmektedir. Çiftçinin adaklarının kabul edilmemesi, ürünün iyi olmadığı bir yılı göstermektedir ve böyle bir durum, kefaret niteliğinde bir töreni gerektirmektedir….

Bunu, Kain'in lanetlenmesini, cinayet yerinden kaç­masını ve Yehova'dan koruyucu işareti almasını anlatan satırlar izler. Burada, açıkça görüleceği gibi, bazı güçlüklerle karşılaşırız. Yehova hem öldüreni lanetlemekte, hem de onu koruması altına almaktadır; öte yandan söz konusu
işaretin niteliği de birçok spekülasyona neden olmuştur. (Ortadoğu Mitolojisi,  Samuel Henry Hooke,  imge Kitabevi, Çeviren Alaeddin Şenel 4. Baskı,  168-169).

Nod ülkesiyle ilgili Tevrât yorumunda;

16. Nod ülkesi – İbranice’de “yalıtılma” ya da “göçebelik”; bkz. 4:12 açk. Kayin, sürgünlerin
dolaştıkları yere – “Eden’in doğusuna” – gitmiştir. Burası, babası Adam’ın da, Eden’den kovulduktan sonra gittiği yerdir (bkz. 3:24). Dikkati çeken bir nokta, doğu bölgelerinin, cinayet işlemiş kimselerin sığınmalarına uygun olmasıdır. İlginçtir; Moşe Rabenu’nun, daha sonraları hata sonucu ölüme sebebiyet veren kişilerin sığınmaları için belirlediği şehirler de Erets-Yisrael’in doğusunda ya da doğu kesimindedir (krş. Devarim 4:41). (Tora, Türkçe Çeviri ve Açklamalarıyla Tora ve Aftara, 1. Kitap Bereşit, Çeviri ve Düzenleme Moşe Farsi, Gözlem, Beresit 29, 4:7-16).

 

Bu yorum bir önceki paylaşımda (Göçebe) Çoban İbraniler ve (Yerleşik) Çiftçi Kenanlılar arasındaki çatışmanın ve kain/kenan varsayımını güçlendirmektedir. Kenan kelimesi Tevrât’ta  çok kullanılan bir kelimedir, hemen hemen tamamında geçmektedir. Bu durumda Nod Ülkesi yakın bir yerde olmalıdır. Metinlerden yola çıkarak kesin burasıdır diyebilecek durumda değiliz.

 

 



 

 

 

İncîl’de ise Hâbîl ve Kâbîl öyküsü bir “iman, inanç” öyküsüne evrilir.



Abel (ܗܒܝܠ/αβελ) ve Kain (ܩܐܝܢ /καιν)

Böylelikle, doğru kişi olan Habil'in kanından, tapınakla sunak arasında öldürdüğünüz Berekya oğlu Zekeriya'nın kanına kadar, yeryüzünde akıtılan her doğru kişinin kanından sorumlu tutulacaksınız.(Matta’ya göre İncîl: 23:35).

Böylece bu kuşak, Habil'in kanından tutun da, sunakla tapınak arasında öldürülen Zekeriya'nın kanına değin, dünyanın kuruluşundan beri akıtılan bütün peygamberlerin kanından sorumlu tutulacaktır. Evet, size söylüyorum, bu kuşak sorumlu tutulacaktır.(Luka’ya göre İncîl: 11:50).

Habil'in Tanrı'ya Kayin'den daha iyi bir kurban sunması iman sayesinde oldu. İmanı sayesinde doğru biri olarak Tanrı'nın beğenisini kazandı. Çünkü Tanrı onun sunduğu adakları kabul etti. Nitekim Habil ölmüş olduğu halde, iman sayesinde hâlâ konuşmaktadır(İncîl, İbranilere Mektub: 11:4).

Şeytan'a ait olup kardeşini öldüren Kayin gibi olmayalım. Kayin kardeşini neden öldürdü? Kendi yaptıkları kötü, kardeşinin yaptıkları doğru olduğu için öldürdü.(İncîl, Yuhanna’nın 1.Mektubu: 3:12).

Vay onların haline! Çünkü Kayin'in yolundan gittiler. Kazanç için kendilerini Balam'ınkine benzer bir yanılgıya kaptırdılar. Korah'ınkine benzer bir isyanda mahvoldular(İncîl, Yahuda: 1:11).

Hâbîl ve Kâbîl öyküsü fresk ve ikonalarda Tevrât’a uygun resmedilmiştir.




18 Ağustos 2021 Çarşamba

İKİ ADEM OĞLU (5b) Çobanlar (Göçebeler) ve Çiftçiler (Yerleşikler).

 

 




“Tarihi çağlardaki Filistinli çoban ve göçmenler arasında yaşanan çatışmaların bir kaydı olarak anlatılan bu efsaneyi yorumlayan din bilginleri, Kain'in neden bir göçer çoban -dolayısıyla da barışçıl çiftçileri soyup öldürmeye meyilli olan- değil de bir çiftçi, Habil'in de neden bir çoban olduğunu açıklamakta başarısız olmuşlardır.” (İbrani Mitleri, Tekvin-Yaratılış Kitabı, Robert Graves-Raphael Patai, Çev.Uğur Akpur, Say, 1. baskı: Say Yayınları, 2009/141).

“KABİL'İN HABİL'i ÖLDÜRMESİ: Burada öldürme motifi mitolojik çağın içinde değildir, fakat sonunu izler. Tüm ilkel mitosların zamanlamasının tersinedir. Dahası, düşüş motifini yineleyecek bir yapıya dönüştürülmüştür. Toprak artık, gücünü Kabil'e vermez ve Kabil dünyada serseri olmak zorunda kalır. Bu, tarımsal mitosun ürettiği ritüel ölümün tam zıddı bir sonuçtur, Mitos, İbranilerin, ülkenin eski halklarını sürgün etmelerine göre uyarlanmıştır. Kabil çiftçidir, Habil çoban, Kenan ülkesi halkları tarımcıydılar, İbraniler koyun çobanı. İbrani tanrısı bu nedenle İkinciyi tercih eder, oysa öteki daha büyüktür. Gerçekten Tekvin kitabı boyunca, genç olanlardan yana, yaşlılar karşısında ısrarlı bir tercih vardır. Yalnız Kabil'e karşı Habil değil, fakat İshak'a karşı İsmail, Esav'ya karşı Yakup, Ruben’e karşı Yusuf, Dersin aranmasına gerek yok, ortada…

Bin yıl sonra, ataerkil çöl göçebeleri geldiler ve dünyadaki gibi cennetteki tüm yargıları da tersine çevirdiler” (Batı Mitolojisi, Tanrının Maskeleri, Çeviren Kudret Emiroğlu, 3. Baskı
İMGE, Kitabevi,
102-103).


Bu çatışmanın günümüzde örnekleri Afrika’da sıklıkla yaşanmaktadır. Bu örneklerin antik zamanlarda daha fazla yaşandığı tahmin edilebilir.






https://www.aa.com.tr/tr/dunya/nijeryada-cobanlarla-ciftcilerin-catismasi-binlerce-can-aldi/1191432





https://www.aa.com.tr/tr/dunya/cadin-guneyinde-cobanlarla-ciftcilerin-catismasinda-35-kisi-oldu/2148321#

https://www.timeturk.com/cad-in-guneyinde-cobanlarla-ciftciler-catisti-35-kisi-oldu/haber-1675338

Çoban-Çiftçi çatışmasının veya Göçebe-Yerleşik çatışmasının veya İbrani-Kenan çatışmasının ipuçlarının Tevrât’ta bulabilir miyiz?

Bunu deneyelim;

Adem (אדם) karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin (קין)'i doğurdu. "RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim" dedi.” (4:1).

Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok (חנוך)'u doğurdu. ” (4:17).

Hanok'tan İrad (עירד) oldu. İrad'tan Mehuyael (מחויאל) , Mehuyael'den Metuşael (מתושׁאל), Metuşael'den Lemek (למך) oldu. ” (4:18).

Adem karısıyla yine yattı. Havva bir erkek çocuk doğurdu. "Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı" diyerek çocuğa Şit (שׁת) adını verdi (25). Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş (אנושׁ)  koydu.” (4:25,26).

Bir bölüm sonra verilen soy listesi karşılaştırıldığında ilginç bir sonuç çıkmaktadır,

Adem  (אדם) 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit (שׁת) adını verdi (3). Şit'in doğumundan sonra Adem 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu (4). Adem toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldü (5). Şit 105 yaşındayken oğlu Enoş (אנושׁ) doğdu (6). Enoş'un doğumundan sonra Şit 807 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu (7). Şit toplam 912 yıl yaşadıktan sonra öldü (8). Enoş 90 yaşındayken oğlu Kenan (קינן) doğdu (9). Kenan'ın doğumundan sonra Enoş 815 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu (10). Enoş toplam 905 yıl yaşadıktan sonra öldü (11). Kenan 70 yaşındayken oğlu Mahalalel (מהללאל) doğdu (12). Mahalalel'in doğumundan sonra Kenan 840 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu (13). Kenan toplam 910 yıl yaşadıktan sonra öldü (14). Mahalalel 65 yaşındayken oğlu Yered (ירד) doğdu (15). Yeret'in doğumundan sonra Mahalalel 830 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu (16). Mahalalel toplam 895 yıl yaşadıktan sonra öldü (17). Yeret 162 yaşındayken oğlu Hanok (חנוך) doğdu (18). Hanok'un doğumundan sonra Yeret 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu (19). Yeret toplam 962 yıl yaşadıktan sonra öldü (20). Hanok 65 yaşındayken oğlu Metuşelah (מתושׁאל) doğdu (21). Metuşelah'ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu (22). Hanok toplam 365 yıl yaşadı (23). Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı (24). Metuşelah 187 yaşındayken oğlu Lemek (למך) doğdu (25).” (5:3-25).

         4. Bölüm                                                                         5. Bölüm

        1. Adem (אדם)                                                          1.  Adem  (אדם)        

        2. Kayin (קין)                                                           2. Şit (שׁת)

        3. Hanok (חנוך)                                                        3. Enoş (אנושׁ)  

        4.  İrad (עירד)                                                           4. Kenan (קינן)  

        5. Mehuyael (מחויאל)                                               5. Mahalalel (מהללאל)

        6. Metuşael (מתושׁאל)                                               6. Yered (ירד)            

        7. Lemek (למך)                                                         7. Hanok (חנוך)                

        8. Şit (שׁת)                                                                 8. Metuşelah (מתושׁאל)

        9. Enoş (אנושׁ)                                                           9. Lemek (למך)

 

Kayin ile Kenan, İrad ile Yered, Mehuyael ile Mahalalel arasından bir ilişki kurulabilir, bu durumda sanki Kayin, İbranilerin düşmanı “kenan-lıları” düşündürmekedir.

Luka’ya göre İncîl’de soy ağacından buna benzerdir;

Kenan oğlu, Arpakşat oğlu, Sam oğlu, Nuh oğlu, Lemek oğlu, (36). Metuşelah oğlu, Hanok oğlu, Yeret oğlu, Mahalalel oğlu, Kenan oğlu, (37). Enoş oğlu, Şit oğlu, Adem oğlu, Tanrı Oğlu'ydu (38)”. (3:36-38).

En baştan sıralarsak;

Adem oğlu, Şit oğlu, Enoş oğlu, Kenan oğlu, Mahalalel oğlu, Yeret oğlu, Hanok oğlu, Metuşelah oğlu, Lemek oğlu.” Şeklinde Tevrât’ın 5. Bölümündeki sıralamayı teyit etmektedir. 4. Bölüm ise biraz karışıktır. Kenan Tevrât’ta olumlu anılan biri değildir. İbrani-Kenani çekişmesinin Tevrât’a sindiğini söylememiz yanlış olmasa gerek, Çoban (Göçebe) İbrani ve Çiftçi (Yerleşik) Kenani çekişme ve çatışmasının, siyasi nedenlere de dayandığı söylenebilir.       

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...