6 Ekim 2021 Çarşamba

Medyen ve Leyke (3) "Kara, Karanlık Günler"

 

Eyke-Leyke veya ‘Aynûna, Qidâr Krallığı “مملكة قيدار” (MÖ 800-300), Lihyan “لحيان” (MÖ. 600-100), Nebatî Krallığı “المملكة النبطية” (MÖ.400 MS.106) altındadır.




Tevrât’ta hem Nebatîlere hem Qidârlılara işaret edilir;

“Doğum sırasına göre İsmail'in oğullarının adları şunlardır: İlk oğlu Nevayot (נבית/نَبَايُوتُ). Sonra Kedar (קדר/قِيدَارُ), Adbeel, Mivsam” (Tevrât, Yaradılış: 25:13).

Medyen Mûsâ, Yitro, Şu'ayb:

1. Bir Mısırlıyı öldürdükten sonra, Musa Mısır'dan kaçtı ve Midyan (מדין)'a gitti (Çıkış 2: 14-15).

2. Musa, kızlarını bir kuyuda kurtardıktan sonra Midyan rahibi Reuel (רעואל) ile birlikte yaşamaya başladı (Exodus 2: 16-22).

3. “Musa kayınbabası Yitro'nun yanına döndü. Ona, "İzin ver, Mısır'daki soydaşlarımın yanına döneyim" dedi, "Bakayım, hâlâ yaşıyorlar mı?" Yitro, "Esenlikle git" diye karşılık verdi. “ (Tevrât, Çıkış: 4:18).

Yitro mu? Reuel mi?

Reuel (el/Tanrı'nın arkadaş) anlamındadır. Yitro’nun adı başka bir bağlamda Hobab “חֹבָב” "sevgili" anlamındadır. Yitro “יתרו” "onun bolluğu" anlamına gelmektedir.

 

“Musa, kayınbabası Midyanlı (המדיני) Reuel oğlu Hovav'a, (לחבב בן־רעואל) “RAB'bin, “Size vereceğim dediği yere gidiyoruz” dedi, “Bizimle gel, sana iyi davranırız. Çünkü RAB İsrail'e iyilik edeceğine söz verdi.” ” (Tevrât, Çölde Sayım: 10:29).

“Sonra kızlar babaları Reuel'in (אל־רעואל אביהן) yanına döndüler. Reuel, "Nasıl oldu da bugün böyle tez geldiniz?" diye sordu. ” (Tevrât, Çıkış: 2:18).

“Musa Reuel (רעואל)'in yanında kalmayı kabul etti. Reuel de kızı Sippora'yı onunla evlendirdi. ”  (Tevrât, Çıkış: 2:21).

“Babalar Reuel – Bir açıklamaya göre Reuel, kızların büyükbabası, Yitro’nun babasıdır (krş. Bamidbar 10:29; Targum Yonatan; Raşbam; İbn Ezra; Radak, şeraŞim, Hatan k.b.). Pasukta “babaları” denmesinin sebebi, çocukların büyükbabalarına da “baba” diye hitap etmesinin normal oluşudur (Sifri). Bu genel bir kullanımdır ve “ataları” şeklinde anlaşılabilir. Diğer yandan Reuel’in bizzat Yitro olduðunu söyleyenler de vardır (bkz. 3:1; Mehilta; 18:1, Raşi o.a.; Josephus Flavius 2:12:1; Bamidbar 10:29, Sifri o.a.). Mehilta’ya göre bu, Yitro’nun 7 isminden biridir (bkz. 4:18, Raşi o.a.). Reuel ismi Bereşit 36:4’te de başka bir kişinin ismi olarak geçmektedir”

Ayrıca Yitro’dan Kenli olarakta bahsedilir:

Kenliler'den Hever, Musa'nın kayınbiraderi (חתן) Hovav'ın (חבב) torunlarından, yani Kenliler'den ayrılmış, çadırını Kedeş yakınında Saanannim'deki meşe ağacının yanına kurmuştu.” (Tevrât, Hakimler: 4:11).

 

Medyen Kâhini Yitro ile Şu’ayb arasında bir ilişki kurulmuştur. Mûsâ’nın kayın pederi Yitro Şuâyb’dır denmiştir. Tevrât’ta bunu işaret eden bir şey yoktur.

Şu’ayb (شعيب) isminin “şa‘b (شعب)” (boy, halk, bölme, kesme, dağılma, ayrılma) çoğulu “شعوب”tır, شُعُوبًا وَقَبَائِلَ” (49:13) “qabileler” kelimesiyle birlikte geçmektedir. شعبة”(dal, bölüm) ثَلٰثِ شُعَبٍ” (77:13) de aynı köktendir veya “şi‘b (شعب)” (vadi, dağ yolu, yol yarık, dar yol, su yolu) çoğulu “شعاب”dir. kelimesinin küçültme şekli  olduğuna dair görüşler bulunmaktadır.

İbranca “מִדְיָן” Midyan “çekişme” anlamına gelen bir kelimedir. 


Eyke-Leyke’lilerin yok oluşu şöyle anlatılır;

فَكَذَّبُوهُ فَاَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ الظُّلَّةِ اِنَّهُ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظٖيمٍ” (26:189).

فَاَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَاَصْبَحُوا فٖى دَارِهِمْ جَاثِمٖينَ” (7:91).

 

“Gölgelik günü” ve “Sarsıntı” bir volkan püskürmesine işaret ediyor olabilir. Bölge buna uygundur;

 





https://archive.aramcoworld.com/issue/200602/volcanic.arabia.htm


 

 


Bu çöküşe veya yıkılışa giden neden Kur’an’a göre “Ekonomik”tir;


فَاَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْمٖيزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ اَشْيَاءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا فِى الْاَرْضِ بَعْدَ اِصْلَاحِهَا ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنٖينَ” (7:85).

وَيَا قَوْمِ اَوْفُوا الْمِكْيَالَ وَالْمٖيزَانَ بِالْقِسْطِ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ اَشْيَاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِى الْاَرْضِ مُفْسِدٖينَ” (11:85).

Ölçek, Ölçü ve İktisadi Paylaşımda bozukluk, Ucuza kapma Pahalıya satma, sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, Fiyat ve Para hareketlerinden spekülasyon, “Rantçılar” ve “Rant ekonomisi”nin sürdürülebilir bir yönü yoktur.

Kur’an’a göre ve iktisad kurallarına göre, bunlar belli bir sınıfın toplumu götürdüğü çöküşün işaretleridir.

Kur'an'daki yapılanlara karşı verilen "karşılığı" mecazi olarak anlarsak, "Kara Günler"in nedeni, İktisadi ve Siyasi yozlaşma ve çürümedir.

5 Ekim 2021 Salı

Medyen ve Leyke (2). Eyke-Leyke-Leuke Kome

 

Ashâbu’l-Eyke

"كَذَّبَ أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ الْمُرْسَلِينَ (176) إِذْ قَالَ لَهُمْ شُعَيْبٌ أَلَا تَتَّقُونَ (177)

Ashâbu’l-Eyke’den Şu’ayb’ın kardeşleri olarak konu edinilir, Eyke kelimesinin “sedir ağacı, sık ve bol ağaçlıklı yer” anlamına geldiği, kelimenin Leyke şeklinde de okunduğu, bu takdirde şehrin adı olduğu, Medyen halkına çok ağaçlı bir bölgede yaşadıkları için bu adın verildiği de ifade edilmektedir (T.D.V.İslam Ansiklopedisi).

Eyke ve Leyke mushaf’ta şöyle imla edilmiştir;

اَصْحَابُ الْاَيْكَةِ” (15:78).

وَإِنْ كَانَ أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ لَظَالِمِينَ



وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ

وَاَصْحَابُ الْاَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعٖيدِ” (50:14).



وَاَصْحَابُ الْئَيْكَةِ” (38:13).

وَثَمُودُ وَقَوْمُ لُوطٍ وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ أُولَئِكَ الْأَحْزَابُ



وَثَمُودُ وَقَوۡمُ لُوطٍۢ وَأَصۡحَٰبُ لۡـَٔيۡكَةِۚ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلۡأَحۡزَابُ

veya

لْپَيْكَةِ  كَذَّبَ اَصْحَابُ لْپَيْكَةِ الْمُرْسَلٖينَ” (26:176).





 

أيك ”; “Çalılık”, “Çalılık korusu”, “Palmiye Ağaçları” ile dolu bahçe, “Meyve Bahçesi”, “orman” anlamına gelen bir kelime.

Laika (لْپَيْكَةِ)-Leuke (Λευκή) ile ses benzerliği dışında, konum olarak ta ilişki kurulmuştur. Leuke Arabistan'ın kuzeybatısında olmalı,

λευκή κώμη: Leuke Kome (لوكا كوم), Leuce Come (وادي عينونة) şeklindedir, “beyaz köy” anlamına gelir, Aelius Gallus, Pliny, Ptolemy, Strabon (Leuke Kome, large emporium), Periplus (Leuke Kome) Tarafından bilinir.

Leuke Kome, Kızıldeniz'deki ana ticaret merkezlerinden biriydi

Strabon, Roma'nın Arabistan'ı ele geçirme girişimiyle ilgili anlatımında Leuce Come'den bahseder (XVI.iv.24)

Leuke Kome ile ilgili en son kaynak “Monumentum Adulitanum”dur:

https://en.wikipedia.org/wiki/Monumentum_Adulitanum 

https://web.archive.org/web/20060220055737/http://users.vnet.net/alight/aksum/mhak4.html 

 



    Leuke Kome , Petra için Nebatî liman kentiydi. Güney Arabistan ve Hindistan'dan gelen mallar gemiyle gelir ve boşaltılırdı. Strabon, malların Arabistan'dan Ain Ounah'taki (Aynuna) liman kenti Leuke Kome'ye oradan Petra'ya, ardından Rhinocolura (Ῥινοκόρουρα: Eski Mısır ve İsrail Toprakları arasındaki sınırda bir yer)'ya nasıl taşındığını anlatır.

    










Şu anda Aynuna ( Arapça : وادي عينونة) olarak adlandırılan bir yerin yakınında olabilir,

https://depot.ceon.pl/handle/123456789/19983 




Burada liman kenti “الخريبة” ve “وادي عينونة” bulunur.



Ptolemy, Akabe yakınlarındaki Onne veya Omne adında bir yerden bahseder, bu da “عينونة”ya tekabül edebilir.











 

1 Ekim 2021 Cuma

Medyen ve Leyke (1).

 

        أَصْحَابِ مَدْيَنَ” (9:70)

 

Tevrât ve İncîl’de Medyen

Midyan (מדין, مِدْيَانَ, ܡܕܝܢ, Midian, Μαδιάμ, Madian)

İbrahim bir kadınla daha evlendi. Kadının adı Ketura'ydı (1). Ondan Zimran, Yokşan, Medan, Midyan (מדין), Yişbak, Şuah adlı çocukları oldu (2). ” (Tevrât, Yaradılış: 25:1,2, Bak 25:4). 

Midyanlı tüccarlar oradan geçerken, kardeşleri Yusuf'u kuyudan çekip çıkardılar, yirmi gümüşe İsmaililer'e sattılar. İsmaililer Yusuf'u Mısır'a götürdüler. ” (Tevrât, Yaradılış: 37:28).

“Ertesi gün Musa, kavga eden iki İbrani'yle karşılaşınca onları barıştırmak istedi. 'Efendiler' dedi, 'Siz kardeşsiniz. Niye birbirinize haksızlık ediyorsunuz?' (26). "Ne var ki, soydaşına haksızlık eden kişi Musa'yı yana iterek, 'Kim seni başımıza yönetici ve yargıç atadı?' dedi (27). 'Yoksa dün Mısırlı'yı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun?' (28). Bu söz üzerine Musa Midyan ülkesine kaçtı. Orada gurbette yaşadı ve iki oğul babası oldu (29).” (İncîl, İşler: 7:26-29).

Firavun olayı duyunca Musa'yı öldürtmek istedi. Ancak Musa ondan kaçıp Midyan yöresine gitti. Bir kuyunun başında otururken (15). Midyanlı bir kâhinin yedi kızı su çekmeye geldi. Babalarının sürüsünü suvarmak için yalakları dolduruyorlardı (16)” (Tevrât, Çıkış: 2:15).

Musa kayınbabası Midyanlı Kâhin Yitro'nun sürüsünü güdüyordu. Sürüyü çölün batısına sürdü ve Tanrı Dağı'na, Horev'e vardı.  (Tevrât, Çıkış: 3:1).

Moav ve Midyan ileri gelenleri falcılık ücretini alıp gittiler. Balam'a varınca Balak'ın bildirisini ona ilettiler. ” (Tevrât, Çölde Sayım: 22:7).

“Ekin ektikleri vakit, Midyanlılar, Amalekliler (עֲמָלֵק,عماليق) ve öbür doğulu halklar topraklarına girip ” (Tevrât, Hakimler: 6:3).

“Deve sürüleri, Midyan'ın ve Efa'nın deve yavruları Senin topraklarını dolduracak. Bütün Saba halkı geliyor, Altın ve günnük getiriyor, RAB'bin erdemlerini ilan ediyorlar. ” (Tevrât, Yeşaya: 60:6).

Tevrât ve İncîl’de Medyen ve Mûsâ arasında ilişki vurgulanır.

Kur’an’da ise hem Mûsâ ve hem  Şu’ayb ile ilgilidir Medyen;

Şu’ayb:

وَاِلٰى مَدْيَنَ اَخَاهُمْ شُعَيْبًا” (7:85, 11:84, 29:36).

Mûsâ:

وَاَصْحَابُ مَدْيَنَ وَكُذِّبَ مُوسٰى فَاَمْلَيْتُ لِلْكَافِرٖينَ ثُمَّ اَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكٖيرِ” (22:44).

وَلَمَّا تَوَجَّهَ تِلْقَاءَ مَدْيَنَ قَالَ عَسٰى رَبّٖى اَنْ يَهْدِيَنٖى سَوَاءَ السَّبٖيلِ” (28:22).

اِذْ تَمْشٖى اُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ اِلٰى اُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنٖينَ فٖى اَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلٰى قَدَرٍ يَا مُوسٰى” (20:40).

وَلَمَّا وَرَدَ مَاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ اُمَّةً مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِنْ دُونِهِمُ امْرَاَتَيْنِ تَذُودَانِ قَالَ مَا خَطْبُكُمَا قَالَتَا لَا نَسْقٖى حَتّٰى يُصْدِرَ الرِّعَاءُ وَاَبُونَا شَيْخٌ كَبٖيرٌ” (28:23).

وَلٰكِنَّا اَنْشَاْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ وَمَا كُنْتَ ثَاوِیًا فٖى اَهْلِ مَدْيَنَ تَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِنَا وَلٰكِنَّا كُنَّا مُرْسِلٖينَ” (28:45).

Ptolemy’de “Modiana” ve “Madiana” (VI. 7, 27) şeklinde geçen iki yer vardır, “Modiana”nın “Meyden” olma ihtimali daha yüksektir.













 

Josephus’ta Medyen’den bahseder;

“And when he came to the city of Midian, which lay upon the Red Sea” (Antik. II. xi. 1).

http://penelope.uchicago.edu/josephus/ant-2.html

https://www.gutenberg.org/files/2848/2848-h/2848-h.htm#link22HCH0011

Josephus'un bahsettiği Medyen, Kızıldeniz kıyısındadır, Ptolemy’de geçen yere konum olarak uymaktadır.

Ptolemy ve Josephus’un bahsettiği yer bugün aşağıdaki gibi gösterilebilir;



el-Bed’a (البدع), Mango ve diğer meyve ağaçlarıyla çevrili, sığ kuyulardan kolayca su elde edilen bir bölgede yer alan oldukça büyük bir vahadır.

el-Bed’a , Suudi Arabistan'ın Tebük Bölgesi'nde bulunan bir şehirdir. Batıda Tebuk’le Kızıl Deniz arasında bir yerdir.



Antik Medyen kalıntılarının bulunduğu yer Tayyîb el-ism (

وادي طيب إسم) vadisidir.



Bol su kuyularının bulunduğu bir yerdir.





29 Eylül 2021 Çarşamba

şu-Dinlenceyi (İş durdurmayı) kimler deldi? (4) Toplumca Red edilen Aç gözlü Düzenbazlar

مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلَا نَصْرَانِيًّا وَلَكِنْ كَانَ حَنِيفًا مُسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ (3:67).

Şabat, İbrâhîm’den sonra Mûsâ ile başlayan yasakların olduğu bir gündür, İbrâhîm ne Yehûdî ve nede Hristiyandır.

Tevrât’ta uygulama olarak çıkış sonrası emredilmiştir, bu uygulamaya İlk defa Çıkış Kitâbında işaret edilir (16:23);

 “Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa” (Tevrât, Çıkış: 20:8).

“O gün Şabat'tır, sizin için dinlenme günüdür. İsteklerinizi denetleyeceksiniz. Bu sürekli bir yasadır.” (Tevrât, Levililer: 16:31).

“Ama yedinci yıl toprak dinlenecek. O yıl Şabat Yılı olacak, RAB'be adanacak. Tarlanı ekmemeli, bağını budamamalısın.” (Tevrât, Levililer: 25:4).

Tevrât, Şabat’ın İsrail Oğullarının arasında delinen bir yasak olduğuna, onların tekrar tekrar Şabat yasaklarına uymaları konusunda uyarıldığını anlatır;

 “Halka de ki, 'Ey Yahuda kralları, Yahuda halkı, Yeruşalim'de oturup bu kapılardan girenler, RAB'bin sözünü dinleyin!” (20). RAB diyor ki, Şabat Günü (ביום השׁבת) yük taşımamaya, Yeruşalim kapılarından içeri bir şey sokmamaya dikkat edin (21). Şabat Günü evinizden yük çıkarmayın, hiç iş yapmayın. Atalarınıza buyurduğum gibi Şabat Günü (ביום השׁבת) 'nü kutsal sayacaksınız (22). Ne var ki, onlar sözümü dinlemediler, kulak asmadılar. Dikbaşlılık ederek beni dinlemediler, yola gelmek istemediler (23).” (Tevrât, Yeremya: 17:20-23). 

“Kâhinleri yasamı hiçe saydılar, kutsal eşyalarımı kirlettiler, kutsalla bayağı arasındaki ayrımı yapmadılar, kirliyle temiz arasındaki farkı öğretmediler, Şabat günlerimden gözlerini çevirdiler. Kutsallığımı önemsemediler.” (Tevrât, Hezekiel: 22:26).

“Diyorsunuz ki, "Yeni Ay Töreni geçse de tahılımızı satsak, Şabat  geçse de buğdayımızı satışa çıkarsak. Ölçeği küçültüp fiyatı yükseltsek, Hileli tartı kullanıp (5) Yoksulları gümüş, Mazlumları bir çift çarık karşılığında satın alsak. Buğday yerine süprüntüsünü satsak." ” (Tevrât, Amos: 8:5,6).

 

Şabat, İsa döneminde Yehûdîlerle sorunlaşır. İncîl’de Şabat yasaklarının içeriğine eleştiri vardır;

“İnsan koyundan çok daha değerlidir! Demek ki, Şabat Günü iyilik yapmak Yasa'ya uygundur.” (İncîl, Matta’ya Göre: 12:12).

“Sonra onlara, "İnsan Şabat için değil, Şabat insan için yaratıldı" dedi.” (İncîl, Markos’a Göre: 2:27).

“O sıralarda, bir Şabat’ta (ܒ݁ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ/ σαββασιν/the sabbath day) İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri acıkınca başakları koparıp yemeye başladılar (1). Bunu gören Ferisiler İsa'ya, "Bak, öğrencilerin Şabatta yasak olanı yapıyor" dediler (2). İsa onlara, "Davut'la yanındakiler acıkınca Davut'un ne yaptığını okumadınız mı?" diye sordu (3). "Tanrı'nın evine girdi, kendisinin ve yanındakilerin yemesi yasak olan, ancak kâhinlerin yiyebileceği adak ekmeklerini yedi (4). Ayrıca kâhinlerin her hafta tapınakta Şabatla ilgili buyruğu çiğnedikleri halde suçlu sayılmadıklarını Kutsal Yasa'da okumadınız mı? (5). ” (İncîl, Matta’ya Göre: 12:1-5, Markos’a Göre: 2:23-28).

“Bir Şabat’ta (ܒ݁ܝܰܘܡܳܐ ܕ݁ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ/) İsa Ferisiler'in ileri gelenlerinden birinin evine yemek yemeye gitti. Herkes O'nu dikkatle gözlüyordu (1). Önünde, vücudu su toplamış bir adam vardı (2). İsa, Kutsal Yasa uzmanlarına ve Ferisiler'e, "Şabat’ta bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur, değil midir?" diye sordu (3). Onlar ses çıkarmadılar. İsa adamı tutup iyileştirdi, sonra eve gönderdi (4). İsa onlara şöyle dedi: "Hanginiz oğlu ya da öküzü Şabat  günü (ܒ݁ܝܰܘܡܳܐ ܕ݁ܫܰܒ݁ܬ݂ܳܐ/فِي يَوْمِ السَّبْتِ) kuyuya düşer de hemen çıkarmaz?" (5). Onlar buna hiçbir karşılık veremediler (6). ” (İncîl, Luka’ya Göre: 14:1-6).

 “İsa'nın hastayı Şabat’ta iyileştirmesine kızan havra yöneticisi kalabalığa seslenerek, "Çalışmak için altı gün vardır" dedi. "O günler gelip iyileşin, Şabat Günü değil.” (İncîl, Luka’ya Göre: 13:14).

“Bu yüzden Yahudi yetkililer iyileşen adama, "Bugün Şabat Günü" dediler, "Şilteni toplaman yasaktır.” (İncîl, Yuhanna’ya Göre: 5:10).

Şabat’ta böyle şeyler yaptığı için İsa'ya zulmetmeye başladılar.” (İncîl, Yuhanna’ya Göre: 5:16).

“İşte bu nedenle Yahudi yetkililer O'nu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Şabat Günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılmıştı. ” (İncîl, Yuhanna’ya Göre: 5:18).

“Bunun üzerine Ferisiler'in bazıları, "Bu adam Tanrı'dan değildir" dediler. "Çünkü Şabat Günü'nü tutmuyor." Ama başkaları, "Günahkâr bir adam nasıl bu tür belirtiler gerçekleştirebilir?" dediler. Böylece aralarında ayrılık doğdu” (İncîl, Yuhanna’ya Göre: 9:16).

Pavlus’ta Şabat konusunda şunu söyler;

“Bu nedenle kimse yiyecek içecek, bayram, yeni ay ya da Şabat (σαββατων/ܘܰܕ݂ܫܰܒ݁ܶܐ) konusunda sizi yargılamasın. ” (İncîl, Koloseliler: 2:16).

Kur’an’da ise;

ثُمَّ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ أَنِ اتَّبِعْ مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ (123) إِنَّمَا جُعِلَ السَّبْتُ عَلَى الَّذِينَ اخْتَلَفُوا فِيهِ وَإِنَّ رَبَّكَ لَيَحْكُمُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ (124)” (16:123,124).

İbrâhîm’in takipçileri olduğunu söyleyenlere, İbrâhîm’de Şabat yoktu denmektedir;

قَوْلُهُ تَعَالَى: إِنَّما جُعِلَ السَّبْتُ عَلَى الَّذِينَ اخْتَلَفُوا فِيهِ أَيْ لَمْ يَكُنْ فِي شَرْعِ إِبْرَاهِيمَ وَلَا فِي دِينِهِ” (Qurtubî).

 

“Sebt, sırf onda ihtilâf edenler üzerine kılındı - ya'ni Cumartesi İbrahimin dininden değil, onda ihtilâf eden Beni İsraîl üzerine tahrim kılındı ta'tıl yapıldı… Lâkin bizce âyetten zâhir olan sebit hakkındaki bu ıhtilâfın Yehûd ve Nesarâ arasındaki ıhtilâfa işaret olmasıdır. Zira nesarâ sebtin mensuh olduğuna kail olarak Pazarı tutarlar ve bu surette ma'nâ şu olur: Cumartesi İbrahimin dininden değil idi Beni İsraîlde yapılmıştı. Onların ise Yehûd ve Nesarâsı ıhtilâf etmektedirler (Elmalılı).”

 

“Sebt (cumartesi günü) ile ilgili kısıtlamaların sadece Yahudilerle ilgili olduğu Hz. İbrahim'in (a.s) dini ile hiç bir ilgisi olmadığını söylemeye gerek yoktu, çünkü onlar da bunu biliyorlardı. Bu kısıtlamalar, Yahudiler sürekli kanunlara ve emirlere karşı geldiği için konmuştur.” (Mevdûdî).

 

Sürülen/Kovulan/tard edilen/ toplum dışına itilen Maymunlar

Kabile/klan kurallarına uymayan kişilere, kabile/klandan kovulma/sürülme cezası verilebilmekteydi.

Kabile/klandan tard edilen kişiler, genellikle kendi kabilesine olan bağlılığını sona erdirmekte, manevi ilişkisini de kesmekteydi. Kabile/klan dışına itilmekteydi.

Maymunlar (قِرَدَةً);



Suryanca: ܩܘܦܐ  (qopa) çoğul “ܩܘܦܐ

İbranca: קוֹף  (kof) çoğul “קופים”dır.

Tevrât ve İncîl’de Sebt’i deldikleri için Maymun’a benzetilenler konu edinilmez. Tevrât’ta Buyrukları çiğneyenlere çok ciddi şeyler söylenir;

“Ama Tanrınız RAB'bin sözünü dinlemez, bugün size ilettiğim buyrukların, kuralların hepsine uymazsanız, şu lanetler üzerinize gelecek ve size ulaşacak: (15).  “Kentte de tarlada da lanetli olacaksınız (16). "Sepetiniz ve hamur tekneniz lanetli olacak (17).  "Rahminizin meyvesi, toprağınızın ürünü, sığırlarınızın buzağıları, sürülerinizin kuzuları lanetli olacak (18). "İçeri girdiğinizde lanetli olacaksınız; dışarı çıktığınızda da lanetli olacaksınız (19). “RAB'be sırt çevirmekle yaptığınız kötülükler yüzünden el attığınız her işte O sizi lanete uğratacak, şaşkına çevirecek, paylayacak. Sonunda üzerinize yıkım gelecek ve çabucak yok olacaksınız (20)…

Bütün bu lanetler başınıza yağacak. Yok oluncaya dek sizi kovalayacak ve size erişecek. Çünkü Tanrınız RAB'bin sözünü dinlemediniz, size verdiği buyrukları, kuralları yerine getirmediniz (45). Bu lanetler siz ve soyunuz için sonsuza dek bir belirti, şaşılası bir olay olarak kalacak (46).

Bu uluslar arasında ne esenliğiniz ne de dinlenecek bir yeriniz olacak. Orada RAB size titreyen yürekler, umutsuzluk ve bakmaktan yorulmuş gözler verecek (65). Sürekli can kaygısı içinde yaşayacaksınız. Gece gündüz dehşet içinde olacaksınız. Yaşamınızın güvenliği olmayacak (66).  Yüreğinizi kaplayan dehşet ve gözlerinizin gördüğü olaylar yüzünden, sabah, 'Keşke akşam olsa!, akşam, 'Keşke sabah olsa! Diyeceksiniz (67).” (Tevrât, Yasanın Tekrarı: 28:15-68 ve devamı 29. Bölüm, yine bknz. Hezekiel: Bölüm 22).

Kur’an’da

وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ الَّذٖينَ اعْتَدَوْا مِنْكُمْ فِى السَّبْتِ فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِپٖينَ” (2:65).

فَلَمَّا عَتَوْا عَنْ مَا نُهُوا عَنْهُ قُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِئٖينَ” (7:166).

قُلْ هَلْ اُنَبِّئُكُمْ بِشَرٍّ مِنْ ذٰلِكَ مَثُوبَةً عِنْدَ اللّٰهِ مَنْ لَعَنَهُ اللّٰهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازٖيرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَ اُولٰئِكَ شَرٌّ مَكَانًا وَاَضَلُّ عَنْ سَوَاءِ السَّبٖيلِ” (5:60).

اللعنة” kelimeside “kovmak, uzaklaştırmak”anlamındadır. “مَلْعُون Mel‘ûn ve “لِعَان” laîn kelimeleri “kovulmuş” mânasına gelir. Araplarda Ailenin veya kabilenin dışına atılmış kişiye laîn denilirdi.

خَسَاَ-يَخْسَا-خُسُوءًا” Fiilininde kovulmak, red edilmek, toplum dışına itilen anlamı vardır.

Tevrât’ta Şabat’tı delenler için betimlenenlere yakın bir ifadedir. Bu bağlamda “Maymunlar”, aç gözlü “Düzenbazlar”ı simgeler.

 



(Şehvet ve Açgözlülüğün simgesi zincirli maymun Albrecht Dürer, 1471-1528)

Maymunluğa dönüşümün olduğunu söyleyenler vardır, bunlar çoğunluktadır.

Mücahid’den nakledilen bir rivayete göre onların kalpleri Maymunlaşmıştır.

حدثني محمد بن عمرو قال، حدثنا أبو عاصم قال، حدثنا عيسى، عن ابن أبي نجيح، عن مجاهد في قوله: (الذين اعتدوا منكم في السبت فقلنا لهم كونوا قردة خاسئين) . قال: لم يمسخوا، إنما هو مثل ضربه الله لهم، مثل ما ضرب مثل الحمار يحمل أسفارا” (Taberî)

بن أبي نجيح، عن مجاهد: (ولقد علمتم الذين اعتدوا منكم في السبت فقلنا لهم كونوا قردة خاسئين) . قال: مسخت قلوبهم، ولم يمسخوا قردة، وإنما هو مثل ضربه الله لهم، كمثل الحمار يحمل أسفارا.” (Taberî).

قولان: أحدهما: مُسِخُوا قردةً , فصاروا لأجل اعتدائهم في السبت في صورة القردة المخلوقين من قبل , في الأيام الستة. قال ابن عباس: لم يعش مسخ قط فوق ثلاثة أيام , ولم يأكل ولم يشرب. والثاني: وهو قول مجاهد: أنهم لم يمسخوا قردة , وإنما هو مَثلَ ضربه الله لهم , كما قال تعالى: {كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارَاً} [الجمعة: 5]” (Mâverdî).

قَالَ ابْنُ أَبِي حَاتِمٍ: حَدَّثَنَا أَبِي، حَدَّثَنَا أَبُو حُذَيْفَةَ، حَدَّثَنَا شِبْلٌ، عَنِ ابْنِ أَبِي نجيح، عن مجاهد: {فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِئِينَ} قَالَ: مُسِخَتْ قُلُوبُهُمْ، وَلَمْ يُمْسَخُوا قِرَدَةً، وَإِنَّمَا هُوَ مَثَلٌ ضَرَبَهُ اللَّهُ {كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا} [الْجُمُعَةِ: 5]” (İbn Kesir).

Râzî, Mucâhid’in görüşüne katılmasa da bu şekilde bir kullanım olabileceğini söyler;

الْمَسْأَلَةُ الثَّالِثَةُ: الْمَرْوِيُّ عَنْ مُجَاهِدٍ أَنَّهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى مَسَخَ قُلُوبَهُمْ بِمَعْنَى الطَّبْعِ وَالْخَتْمِ لَا أَنَّهُ مَسَخَ صُوَرَهُمْ وَهُوَ مِثْلُ قَوْلِهِ تَعَالَى: كَمَثَلِ الْحِمارِ يَحْمِلُ أَسْفاراً [الْجُمُعَةِ: 5] وَنَظِيرُهُ أَنْ يَقُولَ الْأُسْتَاذُ للمتعلم البليد الذي لا ينجح في تَعْلِيمُهُ: كُنْ حِمَارًا” (Râzî).

لِأَنَّ الْإِنْسَانَ إِذَا أَصَرَّ عَلَى جَهَالَتِهِ بَعْدَ ظُهُورِ الْآيَاتِ وَجَلَاءِ الْبَيِّنَاتِ فَقَدْ يُقَالُ فِي الْعُرْفِ الظَّاهِرِ إِنَّهُ حِمَارٌ وَقِرْدٌ، وَإِذَا كَانَ هَذَا الْمَجَازُ مِنَ الْمَجَازَاتِ الظَّاهِرَةِ الْمَشْهُورَةِ لَمْ يَكُنْ فِي الْمَصِيرِ إِلَيْهِ مَحْذُورٌ الْبَتَّةَ” (Râzî). 

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...