Terah,
Athar, Azer
“وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ لِأَبِيهِ آزَرَ أَتَتَّخِذُ
أَصْنَامًا آلِهَةً إِنِّي أَرَاكَ وَقَوْمَكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ” (6:74).
İbrâhîm’in babasının putlarla ilgi tartışması Habeşistan
kökenli Jübileler (መጽሐፈ ኩፋሌ Mets'hafe Kufale)’de anlatılanlarla
Kur’an’da anlatılanlarla benzeşir.
“Avram babası
Terah'a (אברם אל תרח אביו ),
"Baba!" dedi. Ve dedi ki, "İşte buradayım oğlum. Ve dedi ki:
"Senin taptığın ve önünde secde ettiğin o putlardan bize ne fayda ve fayda
var? Çünkü onlarda ruh yoktur, çünkü onlar dilsiz suretlerdir ve kalbe
saptırıcıdırlar. Onlara tapmayın: Yeryüzüne yağmuru ve çiyi indiren,
yeryüzündeki her şeyi yapan, her şeyi sözüyle yaratan ve her canlı O'nun
yüzünün önünden olan göklerin Tanrısına kulluk edin. Ruhu olmayan şeylere niçin tapıyorsunuz? Çünkü
onlar (insanların) ellerinin eseridir ve onları omuzlarınızda taşırsınız.
Ve onlardan size bir yardımı yoktur.”
https://www.sefaria.org/Book_of_Jubilees.11.8?lang=bi&with=all&lang2=en
Jübileler Kitabında olduğu gibi, Tevrât’tada
İbrâhîm’in babası Terah (תרח) adıyla anılır;
“Yetmiş
yaşından sonra Terah (תרח)'ın Avram, Nahor ve Haran adlı oğulları oldu (26). Terah soyunun
öyküsü: Terah Avram, Nahor ve Haran'ın babasıydı. Haran'ın
Lut adlı bir oğlu oldu (27).” (Tevrât,
Yaradılış: 11:26,27).
Sayılan adların antik yerleşim
yerlerinin de adları olması ilginçtir;
Harran
(חָרָן, ܚܪܐܢ, حران)'ın
en eski kayıtları Ebla tabletlerinden (MÖ 3. binyılın sonları)
gelmektedir, yine İbrahîm’in atası olan Sarugi/Suruç
(שְׂרוּג,ܣܪܘܓ,
سروج) MÖ yedinci yüzyıla ait Asur yazıtlarındaki Sarugi
yer adına karşılık gelmektedir, Nahor MÖ 19.-18.
yüzyıllara ait Mari ve Kapadokya metinlerinde ve MÖ 14. yüzyıla ait Asur
yazıtlarında bahsedilmektedir. MÖ yedinci yüzyıla ait daha sonraki Asur
kayıtlarında Til-Nakhiri (Nakhir),
Terah MÖ dokuzuncu yüzyıla ait Asur metinlerinde,
Haran'ın kuzeyinde Balikh nehri üzerinde olduğu şeklinde bahsedilir (Til‐Turakhi).
M.Ö. III. Bin yıllarına Lagaş metinlerine göre, "Bilak" adında bir kentten (muhtemelen Harran'dan geçen Belih nehri üzerinde) şarap temin ediliyordu. Yine kaynaklara göre, Babil Krallığı'nın sonunda Nabupolassar tarafından zapted ilmiş kentler arasında Belih üzerindeki Harran'a bağlı "Ballihu " kenti de bulunuyordu.
Adlardan yola çıkarsak konum tahminen şöyledir;
תרח: Terah (تَارَحَ) İbranca yaşlı adam anlamında bir kelime Tevrât’ta bir yer adı
olarak ta geçmekte;
“Tahat'tan ayrılıp Terah'ta(בתרח) konakladılar (27). Terah(מתרח)'tan ayrılıp Mitka'da konakladılar
(28). ” (Tevrât, Çölde Sayım: 33:27,28).
Terah, Hor Dağıyla (הֹר הָהָר) aynı yerdir.
Terah’ın durumu Jübileler, Tevrât ve Kur’an’da anlatıldığı gibidir;
“Yeşu bütün halka, “İsrail'in Tanrısı RAB
şöyle diyor" diye söze başladı, “İbrahim'in ve
Nahor'un babası Terah ve öbür atalarınız eski çağlarda Fırat Irmağı'nın
ötesinde yaşar, başka ilahlara kulluk ederlerdi.” (Tevrât,
Yeşu: 24:2).
İbrâhîm’in Tevrât’tan anladığımız kadarıyla
iki erkek kardeşi daha vardır. Bunlardan Nahor Lût’un babasıdır.
İncîl’de de İbrâhîm’in babası Terah
olarak anılır;
“Yakup oğlu, İshak oğlu, İbrahim oğlu, Terah
oğlu, Nahor oğlu.” (Luka’ya Göre İncîl 3:34).
“ܐܰܒ݂ܪܳܗܳܡ ܒ݁ܰܪ ܬ݁ܰܪܰܚ”
ᵓaḇrāhām bar tarraḥ (Peşhitta).
“αβρααμ του θαρα” (Textus Receptus)
“إِبْرَاهِيمَ بْنِ تَارَحَ”
(ASVD)
İbrâhîm’in babası Terah bir “עבודה זרה” abadah Zarah’tır. “Avoda zara” Putperestlik anlamındadır.
Kur’an’da ise İbrâhîm’in babasının
adı Âzer/آزَرَ (6:74)’dir.
“Çeşitli Talmudik hikayelerde ona Zarah (زَراه) denirken, Eusebius
Pamphili (Hıristiyanlık döneminin üçüncü ve dördüncü yüzyılının
sonlarına doğru yaşayan kilise tarihçisi) adını Athar
olarak verir.”
“Azar (fire) was the name of Abraham’s father
whom Eusebius calls “Athar ('Αθαρ, αθαρ, آذر).”
Eusebius (MS 339) Terah’ı “αθαρ (آذر)” olarak
andığına göre adı onun döneminde bu şekilde de bilindiğini gösterir.
Αθαρ/Azer (آذر)
Farsça Ateş “آتش” anlamına gelen bir kelimedir;
Hint: आज़र
Eski Persçe: 𐎠𐎫𐎼 (a-t-r /ātar-/), 𐎠𐎫𐎼 (a-t-r /ātr-/),
𐭭𐭥𐭥𐭠 (Atar). Zerdüştlükte kutsal ateş
𐭭𐭥𐭥𐭠 (ādur,
ādar) Ateş,
Aramca: 𐡍𐡅𐡓𐡀 nūrāʾ
"Āzar" (Farsça: آذر) Ateş, baycan veya orijinal olarak
bilinen haliyle "Pāyegān" (Farsça: پایگان) Muhafız/Koruyucu
Āzar Pāyegān = "Ateş Muhafızları"
anlamına gelir.
https://en.wiktionary.org/wiki/Reconstruction:Proto-Iranian/%C4%81tr-
Sonuç bir
İbrâhîm’in babası Farsça “Ateş”
anlamındadır.
Tevrât’ta
İbrâhîm’in Ur Kaşdim’de doğduğu ve oradan ayrıldığı anlatılır;
“Tanrı Avram'a,
"Bu toprakları sana miras olarak vermek için Ur kaşdim’den/ אור כשׂדים seni
çıkaran RAB benim" dedi. ”
(Tevrât, Yaradılış: 15:7).
“مِنْ أُورِ
الْكِلْدَانِيِّينَ” (SVD)
“Ya RAB, Avram'ı seçen, onu Ur Kaşdim’den/ אור כשׂדים çıkaran, ona İbrahim adını veren Tanrı sensin.” (Tevrât,
Nehemya: 9:7).
“İstefanos şöyle
karşılık verdi: “Kardeşler ve babalar,
beni dinleyin. Atamız İbrahim daha Mezopotamya'dayken/ܒ݁ܶܝܬ݂ܢܰܗܪܺܝܢ / بِيتنَهرِين, Harran'a/ܒ݁ܚܳܪܳܢ /بخَارَان
yerleşmeden önce, yüce Tanrı ona görünüp şöyle dedi: 'Ülkeni, akrabalarını
bırak, sana göstereceğim ülkeye git.
(2-3). “Bunun üzerine İbrahim Kildaniler'in/ܡܶܢ ܐܰܪܥܳܐ ܕ݁ܟ݂ܰܠܕ݂ܳܝܶܐ /مِن اَرعَا دكَلدَايِا / مِنْ أَرْضِ الْكَلْدَانِيِّينَ ülkesini
bırakıp Harran'a yerleşti. Babasının ölümünden sonra da Tanrı onu oradan alıp
şimdi sizin yaşadığınız bu ülkeye getirdi
“. (İncîl, Elçilerin İşleri: 7:2).
Jübileler Kitabı’da buna işaret
eder;
“ואור
בן כשד בנה
את העיר אור
כשדים ויקרא לה בשמו ובשם אביו”
“And 'Ur, the son of Kesed, built the city of 'Ara of the Chaldees, and called its name after
his own name and the name of his father” (Jubilees 11:3)
“Ve Kesed'in oğlu Ur, Kildaniler'in Ara şehrini
inşa etti ve adını kendi ve babasının adından aldı (7). Ve kendilerine erimiş
putlar yaptılar ve her birine, kendileri için yaptıkları erimiş puta, puta
taptılar (8).” (Jübileler: 11:7,8).
“Avram
babası Terah'a, "Baba!" dedi. Ve dedi ki, "İşte buradayım oğlum.
Ve dedi ki: "Senin taptığın ve önünde secde ettiğin o putlardan bize ne
fayda ve fayda var? Çünkü onlarda ruh yoktur, çünkü onlar dilsiz suretlerdir ve
kalbe saptırıcıdırlar. Onlara tapmayın: Yeryüzüne yağmuru ve çiyi indiren, yeryüzündeki
her şeyi yapan, her şeyi sözüyle yaratan ve her canlı O'nun yüzünün önünden
olan göklerin Tanrısına kulluk edin. Ruhu olmayan şeylere niçin
tapıyorsunuz? Çünkü onlar (insanların) ellerinin eseridir ve onları
omuzlarınızda taşırsınız. Ve onlardan size bir yardımı yoktur.”
https://www.sefaria.org/Book_of_Jubilees.11.8?lang=bi&with=all&lang2=en
Kaşdim Kelimesi ve Çözümü:
"Kesed"(כשד)’den “אור כשׂדים” “Ur Kaşdim” (Tevrât), “ܟ݂ܰܠܕ݂ܳܝܶܐ” “Kaldâyê”
İbranca: כשדים, כַּשְׂדִּי (kaśdī)
Aramca: ܟܠܕܘ Kaldo, כַּשְׂדָּי (kaśdāy)
Yunanca: Χαλδαία Khaldaía
Akadca: 𒆳𒆗𒁺 (Kaldu), veya 𒅗𒃻𒁺 (Kašdu) kašdu (Başarılı, ulaşıldı, feth
edildi) veya kaldu
כַּשְׂדִּימָה , kassitler (M.Ö.1595).
“Keldani"
daha geniş bir anlamda, genel olarak Mezopotamya'da, Keldanilerin MÖ
608-557'deki yükselişini takiben kullanılmaya başlandı.
Ur:
Sümerce:
Urim (Şehir), 𒌶𒆠, URI5KI, 𒋀𒀕𒆠,
URIM2KI ya da 𒋀𒀊𒆠 URIM5KI,
Urim2
= ŠEŠ.ABgunu = ŠEŠ.UNUG (𒋀𒀕) ve Urim5 = ŠEŠ.AB (𒋀𒀊),
ŠEŠ=URI3
UNUG.KI
(Ur.uk) kelimenin tam anlamıyla "Nanna'nın meskeni (UNUG) anlamına gelir. Babil
ve Asur'da Ay tanrısı olarak tapılan Sin, Sümer mitolojisindeki Nannanın
karşılığıdır. Kaderin tanrısı olarak da anılan Nanna, Enlil ve Ninlil'in
oğludur. Nanna Sümerce "ışık" veya "aydınlatıcı"
mânâsına gelir.
Akadca:
Uru; Arapça: أور; İbranice: אור)
Akadça:
urru, ışık,
gün
İbranca:
אוּר: ur, fire/ateş
(4), light/ışık (1).
"Asur Kralı dehşet içinde kaçacak, Önderleri sancağı
görünce dehşete kapılacak. Siyon'da ateşi/אור לו בציון/نَارٌ فِي
صِهْيَوْنَ ,
Yeruşalim'de ocağı bulunan RAB söylüyor bunları.” (Tevrât,
Yeşaya: 31:9).
“Odunun bir
kısmını yakar/שׂרף,
Ateşinde et kızartıp karnını doyurur. Isınınca bir oh çeker, “Isındım, ateşin/אור sıcaklığını duyuyorum” der. ” (Tevrât, Yeşaya: 44:16).
““Bak, hepsi anızdan farksız, Ateş/אשׁ yakacak onları/שׂרפתם. Canlarını alevden
kurtaramayacaklar. Ne ısınmak için kor, Ne de karşısında oturulacak ateş/אור olacak. ”
(Tevrât, Yeşaya: 47:14).
“אוֹר” parlak olmak,
şanlı, tutuşturmak, ışık, ateşe vermek, parlamak.
“אוּרִים” ışıklar; Urim,
baş Kohen’in göğüs zırhındaki figürler: - Urim.
“Ateş Fırınının konu edildiği söylence, “Kildanilerin ateş ocağı” anlamına gelen “Ur Kasdim”in midraş yorumunu güçlendirmek için ya da ona dayanak olabilmesi için anlatılmıştır.” (İbrani Mitleri, Say, s.203, 1.Baskı 2009).
İbrâhîm’in
doğduğu yer “Kasdim ateşi/alevi” anlamına gelen bir kelimedir.
Sonuç Üç
Terah, Athar, Azer, Ur Kaşdim’in “Ateş” ve “Ateş
kültüyle” ilgisi kurulabilir. Bu akla Mecusiliği getirmektedir.
Ek: