12 Ağustos 2021 Perşembe

İKİ ADEM OĞLU (1) - EMEŞ İLE ENTEN

 

EMEŞ (YAZ) ile ENTEN (KIŞ) Tartışması

En.lil Çiftçi Tanrıyı Seçer



Kış

𒂗𒋼𒂗 en-te-en-na(-/ak/): the cold season, wintertime ('time' + 'cold' + genitive).

http://oracc.museum.upenn.edu/epsd2/o0027097 

(Enten يينتين)

الشتاء

Yaz

𒂍𒈨𒌍

http://oracc.museum.upenn.edu/epsd2/cbd/sux/o0026926.html  

(Emeš ييميش)

الصيف

é-me-eš: summer ('houses' + 'are' + 'many').



Bu mit, kutsal kitaptaki Habil - Kabil öyküsünün günümüze ulaşmış en yakın Sümer karşılığıdır, buna karşın cinayetle değil, uzlaşma ile sonuçlanır. Üç binden fazla dizeden oluşan mitin yalnızca yarısına yakını tamamlanmıştır, sayısız kırık nedeniyle metnin anlamını kavramak çoğu yerde güçtür. Şiirin içeriği şimdilik şöyle açıklanabilir;

Hava tanrısı En.lil, her tür ağaç ve bitkiyi filizlendirmeyi ve ülkeye bolluk ve refahı getirmeyi aklına koyar. Bu amaçla iki kültürel varlık olan Emeş ve Enten kardeşleri yaratır ve her birine özel görevler verir. Metin bu noktada fena halde hasar gördüğünden, bu görevlerin kesin niteliklerini çıkarmak olanaksızdır. Aşağıdaki kısa bölüm en azından genel yönelimleri konusunda bir fikir verebilir;

“Enten dişi koyunlara kuzular, dişi keçilere oğlaklar doğurttu,

İnek ve buzağıyı, kaymağı ve sütü bollaştırdı,

Ovada yaban keçisini, koyunu ve eşeği sevindirdi,

Gökyüzünün kuşlarına engin yeryüzünde yuva kurdurdu,

Denizin balıklarına, bataklıklara yumurtalarını koydurdu,

Hurma bahçelerinde ve bağlarda balı ve şarabı bolattı,

Yetiştikleri her yerde ağaçlara meyve verdirtti,

Karıklar ...,

Tahıl ve üzümleri çoğalttı,

İyi huylu bakire Aşnan gibi (tahıl tanrıçası) gürbüzlerini sağladı,

 

Emeş ağaçları ve tarlaları var etti, ahırları ve ağılları genişletti,

Çiftliklerde ürünleri çoğalttı,

.... toprağı kapladı,

Evlere bol ürün girmesini, ambarlara tepeleme yığılmasını sağladı.”

 

Ama esas görevlerinin niteliği neyse iki kardeşin arasında şiddetli bir kavga çıkar. Tartışmalar yaşanır ve sonunda Emeş, Enten'in tanrıların çiftçisi olma iddiasına meydan okur. Böylece En.lil'in önünde durumlarını ifade ettikleri Nippur'a giderler. Enten, En.lil'e şöyle yakınır;

 

Ey En.lil baba, bana bilgi verdin, bol su getirdim,

Çiftlik üstüne çiftlik koydum, ambarları tepeleme doldurdum,

İyi huylu bakire, Aşnan gibi, gürbüzleşmelerini sağladım;

Şimdi ...., küstah, tarlalardan bi'haber olan Emeş,

Benim baş kudretime, baş kuvvetime el uzatıyor;

Kralın sarayında..."

 

Kurnazlıkla, En.lil'in lütfunu kazanmak için dalkavukça cümlelerle söze girişen Emeş'in kavgaya ilişkin söyledikleri kısadır, ancak henüz anlaşılmamıştır. Bundan sonra:

 “En.lil Emeş ve Enten'e yanıt verir:

"Bütün ülkelere yaşam veren sular, Enten'den sorulur,

Tanrıların çiftçisi olarak, her şeyi o üretir,

Emeş, oğlum, kendini kardeşin Enten'le nasıl bir tutarsın?"

En.lil'in derin anlamlı, yüce sözleri,

Verilen karar değişmez, karşı çıkmak kimin haddine!

Emeş, Enten'in önünde diz çöktü,

Evine ... şarap, hurma getirdi,

Emeş, Enten'e altın, gümüş ve lacivert taşı armağan etti,

Kardeşlik ve dostlukla, neşeyle içki saçtılar,

Birlikte akıllıca ve iyi davranmayı karşılaştırdılar.

Emeş ile Enten arasındaki kavgada,

Tanrıların sadık çiftçisi Enten, Emeş'den üstün olduğunu kanıtlar,

.... Ey En.lil baba, şükürler olsun sana! “

(Sümer Mitolojisi,  Samuel Noah Kramer, Çeviren: Hamide Koyukan, Kabalcı, Birinci Basım 1999, s.98-100).


https://etcsl.orinst.ox.ac.uk/edition2/etcslgloss.php?lookup=c533.166&charenc=gcirc 


4 Ağustos 2021 Çarşamba

Nûh ve Büyük Su Baskını (8) Gökteki Görsellerin Birleştirilmiş Hikayesi.

        Gökteki Görsellerin Birleştirilmiş Hikayesi,

Adam, (zincirlenmiş) Kadın, Aslan (baş), (kanatlı) At, Kartal

 

Perseus, Odysseus’un ölülerin ruhlarını çağırdığı yer olan Okeanos Nehrine kadar uçarak gider. Orada Gorgonları yatmış uyurken bulur. Etraf, onlara fazla yaklaşan fanilerin taşlaşmış bedenleriyle doludur. Gorgonlarla doğrudan göz teması kurmak kesin ölüm demek olduğundan Perseus cilalı kalkanının arkasına saklanarak, Stheno ile Euryale’nin yanından sürünerek geçer ve Medusa’nın başını kesip alır. Medusa Poseidon’a hamiledir. Kafası gövdesinden ayrıldığı anda boynundan kanatlı at Pegasus fırlar (Pegasus adı, Greekçe “su pınarı” anlamına gelen pegal sözcüğünden gelir, çünkü atın toynağını vurduğu yerde hemen bir pınar doğar).” (Klasik Mitoloji, Barry B. Powell, Bilge Kültür Sanat, Çeviri Sinan Okan Çavuş, 1. Basım Mart 2018/384).

 “Andromeda adındaki kızın babası Kepheus annesi Kassiepeia idi. Kibirli kraliçe, Nereidlerden daha güzel olduğunu iddia etmiş; onlar Poseidon’a bunu şikayet edince, deniz tanrısı ülkeyi mahvetmek için sel ve bir deniz canavarı göndermişti. Felaketten kurtulmanın ancak Andromeda’nın canavara verilmesiyle mümkün olacağı yolundaki bir kehanet üzerine, halkın baskısıyla Kepheus kızını zincirlemek ve canavarın yutması için bırakmak zorunda kalmıştı. İşte bu vahim noktada, Andromeda canavarın gelişini beklerken Perseus kanatlı sandaletleriyle çıka geldi. Andromeda’ya ilk görüşte âşık oldu ve babasına onu kurtaracağını vaat etti; fakat onunla evlenmek istediğini de söyledi.” (Klasik Mitler, Jenny March, Çeviren Semih Lim, İletişim, 1.Baskı 2014, İstanbul, s.178-179.)





Perseus’un hikayesini Güney Arabistan’da yazılı olarak bulamasak ta acaba Greekler ile Sebelilerin etkileşimi olmuş mudur?

Bunların kanıtları var mı?


Herakles'in bronz heykelciği, Qaryat al-Faw, MS 1.–3. Yüzyıl, Yunan kahramanı Herakles/Herkül



Athena'yı temsil eden Güney Arap bronz büstü. Tanrıça, miğfer ve kalkanın klasik motifleriyle süslenmiş bir tunik giyer: yılanlar ve bir Gorgon başı. Jebel el-Awd, Yemen. Göğüsteki portre Medusa.




Harpocrates (Eski Yunanca: Ἁρποκράτης) İskenderiye'de görülen Helenistik dindeki sessizliğin, sırların ve mahremiyetin tanrısıydı (MS 1./3. yüzyıl). Qaryat al-Faw'dan (Arkeoloji Müzesi Bölümü, King Saud Üniversitesi, Riyad).

***

Gemi, Kuzgun, Güvercin ve Tûfan

Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı (6). Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu (7).” (Tevrât, Yaradılış: 8:6,7). Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi (8). Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı (9). Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı (10). Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı (11).”  (Tevrât, Yaradılış: 8:8-11). 

 

“Yedinci gün geldiğinde,

Bir güvercin alıp saldım.

Güvercin gidip geri geldi;

Konabileceği hiçbir şey görmediğinden, geri dönmüştü.

Sonra bir kırlangıç alıp saldım:

Kırlangıç gidip geri geldi;

Konabileceği hiçbir şey görmediğinden, geri dönmüştü;

Sonra bir karga alıp saldım.

Karga uçtu,

Ama suların çekildiği yeri fark edince

Yemlendi, gakladı (?), silkelendi Ama geri dönmedi” (JEAN BOTTERO SAMUEL NOAH KRAMER MEZOPOTAMYA MİTOLOJİSİ, TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI, I. BASIM: MART 2017/655, İSTANBUL).

Gemi, Kuzgun, Güvercin, En.ki (ea) veya Kova Takımyıldızı, Adam, (zincirli) Kadın, Aslan(baş), (kanatlı) At ve Kartal'ın birleştirilmiş gökteki iz düşümü








2 Ağustos 2021 Pazartesi

Nûh ve Büyük Su Baskını (7f). Nûh Halkının İlahları (7f).

 

(وَنَسْرًا):

 

 


 

Yunan mitolojisinde Aquila, Zeus'un yıldırımlarını taşıyan kartal olarak tanımlanır. Kartal’ın hemen yanında “bir ok” olması sahneyi tamamlar. Bu “Ok” parlak yıldız içermemesine rağmen, bir oku andıran şekli Persler, İbraniler, Yunanlılar, Romalılar gbi bir çok kültürde aynı biçimde yer bulur.

 


 

Belki Zeus’un yıldırımları bir ok gibi atması bundandır. Arapça “سهم” dir.

 

     Akadça: 𒈾𒀾𒊒 našru

     Ugarit:  𐎐𐎌𐎗 nšr

     Aramca: נִשְׁרָא nišrā

     İbranca: נֶשֶׁר‏  néšer

     Suryanca: ܢܫܪܐ nišrā

     Habeş: ንስር  nəsr

     Güney Arabça:  𐩬𐩪𐩧

     Arabça: نَسْر nesr

     Koptik: ⲛⲟϣ noshr ⲛⲟϣⲉⲣ nosher

     Türkçe: kara tal/tar, Kara kuş

    

İbn Kelbi Nesr’in Himyeriler tarafından edinildiğini söyler, Modern Kazılarda bulunan yazıtlarda İbn Kelbi’nin bilgisini teyit eder. Himyeriler Güneydedir.

 




                 Nesr, “Kartal” anlamındadır.










 

    





                    Adam, Kadın, Aslan(başı), (kanatlı) At, Kartal'ı İbn Kelbinin yazdığı şekilde Yerde (Güney Arabistan) bulunduğumuz gibi Gökte'de bulmuş gibiyiz. 

                    Bu ilahların gökteki formları yere taşınarak aynı formları yapılmış olabilir.

                    Gökteki bu formları Nûh gemiye alamasa da Yer'deki iz düşümlerini gemiye aldığı söylenemez, Nûh halkının Güney Arabistan'da kanıtlarını bulduğumuz ilahlarıyla "Hicretten Önce" inmiş bir sure arasında nasıl bir ilinti vardır?

                    

 

 

 

Nûh ve Büyük Su Baskını (7e). Nûh Halkının İlahları (7e).

 

(وَيَعُوقَ): 71:23 (𐩺𐩲𐩤)





             http://dasi.cnr.it/index.php?id=79&prjId=1&corId=27&colId=0&navId=64024449&recId=2456


Ya'uq, Sana ve MKRB

İbn Kelbi Ya’uq’un Sana’da olduğunun bilgisini verir 

Ya'ūq

يعوق : 𐩺𐩲𐩤  

***

Mkrbn: 𐩣𐩫𐩧𐩨𐩬 (Tapınak, Sinagog) anlamındadır.

Ya’ûq Tapınağı: 𐩣𐩫𐩧𐩨𐩬 𐩽 𐩺𐩲𐩤 𐩽

İbn Kelbi’nin bahsettiği gibi, Sana’da bulunan, Ry 520 şeklinde tanımlanan bir yazıtı Gonzague Ryckmans, Sebetik olarak resimleyip, şöyle kopyalıyor.


1 𐩢𐩧𐩣 𐩽 𐩱𐩥𐩦𐩫 𐩽 𐩹𐩫𐩨𐩪𐩺𐩬 𐩽 𐩥𐩹𐩥𐩵𐩬𐩣 𐩽 𐩥𐩹𐩨𐩬𐩬𐩧 𐩽 𐩥
2 𐩪𐩣𐩺𐩻𐩲 𐩽 𐩥𐩹𐩪𐩵𐩬 𐩽 𐩱𐩤𐩥𐩡 𐩽 𐩱𐩦𐩲𐩨𐩬 𐩽 𐩩𐩬𐩲𐩨𐩣 𐩽 𐩥𐩥𐩣𐩲
3 𐩣𐩽 𐩥𐩣𐩵𐩱𐩡 𐩽 𐩥𐩬𐩺𐩣𐩬 𐩽 𐩥𐩱𐩺𐩻𐩲𐩬 𐩽 𐩥𐩢𐩡𐩣𐩡𐩣 𐩽 𐩠𐩤𐩦𐩨
4 𐩥 𐩽 𐩣𐩫𐩧𐩨𐩬 𐩽 𐩺𐩲𐩤 𐩽 𐩨𐩠𐩴𐩧𐩠𐩣𐩥 𐩽 𐩨𐩡𐩲𐩣 𐩽 𐩡𐩣𐩧𐩱𐩠𐩣
5 𐩥 𐩽 𐩧𐩢𐩣𐩬𐩬 𐩽 𐩨𐩲𐩡 𐩽 𐩪𐩣𐩺𐩬 𐩽 𐩡𐩭𐩣𐩧𐩠𐩥 𐩽 𐩥𐩱𐩢𐩦𐩫𐩩
6 𐩠𐩥 𐩽 𐩥𐩥𐩡𐩵𐩠𐩥 𐩽 𐩧𐩢𐩣𐩬𐩬 𐩽 𐩢𐩺𐩺 𐩽 𐩢𐩺𐩥 𐩽 𐩮𐩵𐩤𐩣 𐩽 𐩥
7 𐩣𐩥𐩩 𐩽 𐩣𐩥𐩩 𐩽 𐩮𐩵𐩤𐩣 𐩽 𐩥𐩡𐩭𐩣𐩧𐩠𐩥 𐩽 𐩧𐩢𐩣𐩬𐩬 𐩽 𐩥𐩡𐩵
8 𐩣𐩽 𐩮𐩡𐩢𐩣 𐩽 𐩪𐩨𐩱𐩣 𐩽 𐩡𐩪𐩣𐩧𐩢𐩣𐩬𐩬 𐩽 𐩥𐩠𐩤𐩦𐩨𐩥 𐩽 𐩠𐩥
9 𐩩 𐩽 𐩣𐩫𐩧𐩨𐩬 𐩽 𐩺𐩲𐩥𐩤 𐩽 𐩨𐩬 𐩽 𐩣𐩥𐩻𐩧𐩠𐩥 𐩽 𐩲𐩵𐩺 𐩽 𐩩𐩰𐩧𐩲𐩠𐩥 𐩽 𐩥𐩣𐩯𐩥𐩵𐩠𐩥 𐩽 𐩥𐩱𐩪𐩤
10 𐩰𐩠𐩥 𐩽 𐩥𐩧𐩭𐩠𐩥 𐩽 𐩹𐩵𐩱𐩥𐩬 𐩽 𐩹𐩡𐩭𐩧𐩺𐩰𐩬 𐩽 𐩹𐩡𐩱𐩧𐩨𐩲𐩩 𐩽 𐩥𐩪𐩨𐩲𐩺 𐩽 𐩥𐩭𐩣𐩪 𐩽 𐩣𐩱𐩩𐩣

Latinize şekli:

1 Ḥrm ʾwšk ḏ-Kbsyn w-ḏ-Wdnm w-ḏ-Bnnr w=

2 Smyṯʿ w-ḏ-Sdn ʾqwl ʾšʿbn Tnʿmm w-Wmʿ=

3 m w-Mdʾl w-Nymn w-ʾyṯʿn w-Ḥlmlm hqšb=

4 w mkrbn Yʿq b-hgr-hmw Ḍlʿm l-mrʾ-hm=

5 w Rḥmnn bʿl smyn l-ḫmr-hmw w-ʾḥškt=

6 hw w-wld-hw Rḥmnn ḥyy ḥyw ṣdqm w=

7 mwt mwt ṣdqm w-l-ḫmr-hw Rḥmnn wld=

8 m ṣlḥm sbʾm l-sm-Rḥmnn w-hqšbw hw=

9 t mkrbn Yʿwq bn mwṯr-hw ʿdy tfrʿ-hw w-mśwd-hw w-ʾsq=

10 f-hw wrḫ-hw ḏ-Dʾwn ḏ-l-ḫryfn ḏ-l-ʾrbʿt w-sbʿy w-ḫms mʾtm


mkrbn Yʿwq“ “Tapınak ya'uq

Bu yazıtta ilgi çeken “MKRB” kelimesi..

𐩣𐩫𐩧𐩨: “مكرب” mkrb “Macoraba” Ptolemy'nin Mekke'yi koordinat olarak verdiği yerin ismiyle çok benzer...






يعوق” Yeûq'la ilgili şöyle bir bilgi vardır;

           Kinâne’nin veya Murâd kabilesinin taptığı, at şeklinde tasvir edilen Yeûk’un aslında Hz. Âdem’in çocuklarından biri veya Hz. Nûh öncesinde yaşamış sâlih bir kişi olduğu, ölümünden sonra şeytanın aldatmasıyla putlaştırıldığı belirtilmektedir. Yeûk’un Sebeli Kehlân’a ait bir put olduğu, daha sonra Benî Hemdân’a intikal ettiği de nakledilmektedir (Zemahşerî, VI, 218; Kurtubî, XVIII, 307; İbn Âşûr, XIV, 208-209). Hemdânîler ile Yemenliler’den onlara komşu olanların da bu puta taptıklarını belirten İbnü’l-Kelbî, Benî Hemdân’ın ve diğer Araplar’ın Yeûk kelimesini isim olarak kullanmadıklarını, herhangi bir şiirde de bu isme rastlamadığını belirtir (İbnü’l-Kelbî, s. 8). Ancak Yeûk adının zikredildiği şiirler mevcuttur (Fahd, s. 196). Yeûk diğer dört putla birlikte merkezî Arabistan’ın en eski putlarındandır; bunlar İslâm’ın gelişine kadar varlıklarını sürdürmüştür (a.g.e., a.y.). (T.D.V.İslam Ansiklopedisi, YEÛK,  Ömer Faruk Harman, cilt: 43,  sayfa: 508.)

         Yani şöyle olabilir mi?

İbni Kelbi'nin söylediklerini tekrar hatırlayalım.

 {وَقَالُواْ} أي قال السادة والأغنياء؛ للضعفاء والفقراء {لاَ تَذَرُنَّ} لا تتركن {آلِهَتَكُمْ} التي تعبدونها {وَلاَ تَذَرُنَّ وَدّاً وَلاَ سُوَاعاً وَلاَ يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْراً} هي أسماء أصنام كانوا يعبدونها؛ وكان «وداً» على صورة رجل، و «سواعاً» على صورة امرأة «ويغوث» على صورة أسد و «يعوق» على صورة فرس و «نسراً» على صورة نسر. لعنهم الله تعالى أنى يؤفكون {وَلاَ تَزِدِ الظَّالِمِينَ}  (كتاب الأصنام,ابن السائب الكلبي)

             Adam, Kadın, Aslan (Başı), At... Babil'den beri bilinen bir At, kanatlı at...



Adam, Kadın, Aslan(başı), (kanatlı) At.. Kartal'da eklenirse...
şöyle bir şey düşünülebilinir;









Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...