20 Haziran 2021 Pazar

 TEMİRKAPIG (7)

Büyük İskender hakkında iki tanıklık
"Guzastag aleksander (Lanetli İskender)". "Cehenneme Gitti"
Ardavirafname ve Makabeler
Büyük İskender, MÖ. 334 yılında 40 bin kişilik ordusuyla Hindistan seferine çıktı ve ertesi yıl Akamenid kralı III. Darius’un ordusunu yendi. İran’ı işgal etti ve dönemin en güzel şehri olan Persepolis’i yakıp yıktı.

1. Ardaviraf:

“1. They say that, once upon a time, the pious Zartosht made the religion, which he had received, current in the world; (2) and till the completion of 300 years, the religion was in purity, and men were without doubts. 3. But afterward, the accursed evil spirit, the wicked one, in order to made men doubtful of this religion, (4) instigated the accursed Alexander, the Roman, who was dwelling in Egypt, so that he came to the country of Iran with severe cruelty and war and devastation; (5) he also slew the ruler of Iran, (6) and destroyed the metropolis and empire, and made them desolate.
7. And this religion, namely, all the Avesta and Zand, written upon prepared cow-skins, and with gold ink, was deposited in the archives, in Stakhar Papakan, ((8) and the hostility of the evil-destined, wicked Ashemok, the evil-doer, brought onward Alexander, the Roman, who was dwelling in Egypt, and he burned them up. (9) And he killed several Dasturs and judges and Herbads and Mobads and upholders of the religion, and the competent and wise of the country of Iran. (10) And he cast hatred and strife, one with the other, amongst the nobles and householders of the country of Iran; (11) and self-destroyed, he fled to hell”.
“Büyük İskender’in İran’a saldırısının ardından, özellikle Zerdüşt dinsel kaynakları ve din adamlarının sayısının hissedilir ölçüde azalması yüzünden Zerdüşt inanışında baş gösteren zayıflama ve güç kaybını durdurmak, dinin asıl şeklini kaybolmaktan kurtarıp gerçek dinsel inanışları güçlendirerek toplumdaki dinsel kargaşaya son vermek amacıyla din adamlarının önderliğinde bir dizi toplantı yapılmıştır” (Ardâvîrâfnâme, Prof. Dr. Nimet Yıldırım, Pinhan, 2011, s.20).
“Büyük İskender Avesta ve Zend’i yakarak ortadan kaldırdıktan sonra İranşehr halkı artık temel dinsel kaynaklarını kaybettiği için dinsel konulardaki sorularına cevap alamayınca, dinsel… "(Ardâvîrâfnâme, Prof. Dr. Nimet Yıldırım, Pinhan, 2011, s.25)
“İzed’in adıyla.
[1] Şöyle anlatırlar: Günahlardan sakınan Kutlu Zerdüşt dini kabul edip yeryüzünde insanlar arasında yaydı. [2] Üç yüz yıl boyunca din arılığını ve kutsallığını korudu, insanlar da şüphe ve vesveselerden uzak bir şekilde o dine bağlılıklarını sürdürdüler. [3]
Daha sonra lanetli, bozguncu ve küstah Ehrimen insanlar bu dinde şüpheye düşsünler ve dinden uzaklaşsınlar diye, Mısır’da ikamet eden lanetli Yunan İskender’i aldatarak yoldan çıkardı. İskender’i beraberinde ağır zulümler, yıkıcı savaşlar ve şiddetli işkenceleriyle birlikte İranşehr’e gönderdi. [4] O İranlı hükümdarlan, yönetim makamlarındaki bütün idarecileri ve değerli kişileri öldürdü. Sarayı ve hükümdarlık makamını yerle bir etti. [5] Bütün bunlarla yetinmeyerek özel süslemeli sığır derilerinin üstüne altın suyuyla çok güzel bir biçimde yazılmış ve Pâbekân hükümetinin yönetim merkezi İstahr şehrinde, Dijnibişt adındaki resmi devlet arşivinde özel bir bölümde son derece özenle korunan kutsal Avesta nüshasını ve Zend’i ele geçirdi. [6] Bu lanet olası, düzenbaz, kötü, yıkıcı, Mısır’da oturan Yunan İskender onları getirtti ve yaktı. [7] O destûrlar, dâverler, hîrbedler, mûbedler, din adamları ve İranşehr’in bilginlerinin çoğunu öldürdü. İranşehr’in bilgeleri, reisleri ve önde gelen kişileri arasına kin ve nefret tohumları saçtı, onları anlaşmazlıklara düşürdü. Daha sonra da kendisi öldü ve cehenneme gitti.” (Ardâvîrâfnâme, Prof. Dr. Nimet Yıldırım, Pinhan, 2011, s.75,76).
2. Makabeler:
“Filip'in oğlu Makedonya'lı İskender Kittim bölgesinden gelip Persler'in ve Medler'in Kralı Darius'u yenmiştir. Önceden Yunanistan Kralı olan İskender Kral Darius'un yerini aldı (1). Birçok savaşa girişti, birçok kaleyi ele geçirdi ve oradaki kralları öldürttü (2). Böylece dünyanın uçlarına dek ilerledi, ulusları birbiri ardına yağma etti. Onun karşısında dünya susunca tutku dolu yüreği sevinçle doldu (3). Büyük kuvvetler topladı, iller, uluslar ve prensler ona boyun eğip vergi vermeye başladı (4). Ama zamanı gelince, İskender yatağa düştü, öleceğini biliyordu (5). Gençliğinden beri birlikte büyüdüğü soyluları çağırdı, onlar arkadaşıydı. Sağken krallığını onların arasında böldü (6). İskender on iki yıl yöneticilik yaptıktan sonra öldü. Arkadaşları kendilerine düşen toprakları yönetmeye başladılar (7). İskender öldükten sonra onlar taç giydiler. Mirasçıları da yıllarca aynı şeyi yaptı ve dünyada gittikçe artan kötülüklere neden oldular (8).” (1. Makabeler: 1:1-8).

TEMİRKAPIG (6)

 "Çift Boynuzlu"lar, Antik Pers-Sâsâni Paraları ve eserlerinde "Çift Boynuz" Sembolü...

















19 Haziran 2021 Cumartesi

 TEMİRKAPIG (5)


Zu’l-qarneyn, Kuruş mu?


Adı ile ilgili ihtimaller:
“وَيَسْأَلُونَكَ عَنْ ذِي الْقَرْنَيْنِ” (18:83).

“Gördüğün iki boynuzlu koç Med ve Pers krallarını simgeler” (Daniel: 8:20).
“הקרנים מלכי מדי ופרס” (HOT).

“أَمَّا الْكَبْشُ الَّذِي رَأَيْتَهُ ذَا الْقَرْنَيْنِ فَهُوَ مُلُوكُ مَادِي وَفَارِسَ” (ASVD).

“The ram which thou sawest having two horns are the kings of Media and Persia.” (KJV).

“Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu (ܩܰܪܢܳܢ) vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu. ” (İncîl, Vahiy:13:11).

“Pers Kralı Koreş'in krallığının üçüncü yılında Belteşassar diye çağrılan Daniel'e bir giz açıklandı. Büyük bir savaşla ilgili olan bu giz gerçekti. Daniel görümde kendisine açıklanan gizi anladı.” (Daniel: 10:1).

“כורשׁ”, “ܟܘܪܫ”, “كُورَشَ”, “Cyrus”, “ 𐎤𐎢𐎽𐎢𐏁 ( ku-u-ru-u-š / Kuruş /)” “کوروش” bir varsayıma göre “çoban, ihsan bakımı, koruyucu ”, greekçe κύριος kúrios “efendi” anlamında.

Genel bilgiler:

 

Babil çivi yazılı tabletleri, Eski Ahit metinleri ve antik kaynakların bütününde Kyros’un
olumlu bir portresi çizilmektedir. Sippar Silindiri’nde: Tanrı Marduk’un ağzından Med krallığını devirecek ve birçok beylikleri dize getirecek güçlü bir kral olarak betimlenir. Nabonidos Kroniği’nde: Astyages’i yenip Med krallığının başkenti Ekbatana’yı yağmalatan ve ganimeti kendi ülkesi Anša’ya taşıtan bir fatih olarak zikredilir. Pers kralının başarı anlatımı ve hükümdarlığının meşrulaştırma çabası olarak değerlendirilen Kyros Silindiri’nde: Dindarlığı, adilliği, dürüstlüğü nedeniyle Marduk’un Kyros’u Babil kralı seçtiği; tanrının inayeti ve teşvikiyle Babil üzerine sefere çıkan; savaşmadan ve kan dökmeden kenti ele geçiren; yaptığı tadilat ve düzenlemeyle kentin refahını sağlayan barışçıl bir hükümdar şeklinde tasvir edilir.

 

Eski Ahit metinlerinde Ezra ve Nehemya kitaplarında Kudüs Tapınağı’nın restore edip, Yahudi sürgünleri geri getiren, ümitle gelmesi beklenilen bir kurtarıcı olarak tanıtılır. Bir tek, Opis’te Babil ordusunu mağlup ettikten sonra kenti yağma edip esir alınanları katlettiği kaydedilen bir çivi tabletinde Kyros’un olumsuz bir özelliği vurgulanmaktadır. Antik yazarlar ise, Pers kralları arasından yalnızca Kyros’u alçak gönüllüğü, basireti ve kahramanlıklarıyla uyrukları tarafından “baba” diye adlandırılan askeri, siyasi-idari stratejisi, becerisi ve yüce gönüllülüğüyle, Astyages ve Kroisos gibi düşmanlarına dostluk, cömertlik, insaf ve şefkat gösteren biri olarak tasvir ederler. Bu yönüyle Kyros zamanla tarihsel gerçeklere hizmet etmek yerine, ideal bir devlet adamında olması gereken özellikleri kendi vasfında toplayan örnek bir kral ya da imparatorun timsali haline getirilir (Babil Kuneiform Tabletleri ile Antik Kaynaklar Işığında Media, Lydia ve Küçük Asya Fatihi Büyük Kyros, Sevgi SARIKAYA, Mediterranean Journal of Humanities mjh.akdeniz.edu.tr, I/2, 2011, 195-211 )



Konum:

Konum tespiti Filistin’e göre;

“Halkımı doğudaki (Mısır), batıdaki (Babil) ülkelerden kurtarıp geri getireceğim. Yeruşalim'de (Filistin) yaşayacak, halkım olacaklar; ben de onların sadık ve adil Tanrısı olacağım.” Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB. ” (Tevrât, Zekeriya: 8:7).

Kûruş’un konumu “Susa”ya göre;
Anadolu seferi BATI, Asya seferi DOĞU
Bir açık hava ve anıt görseli olabilir
Beğen
Yorum Yap
Paylaş



16 Haziran 2021 Çarşamba

TEMİRKAPIG (4)

 Temirkapıg 4.

Büyük Kurûş'un ve Büyük İskenderin Seferleri
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْمًا
قُلْنَا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْنًا (86)
Büyük İskenderin "Batı"ya seferi bilinmemektedir.
Oysa Büyük Kurûş'un "Batı"ya seferi söz konusudur. Bugünkü İzmir'e kadar gelmiştir.
Bu bilgiler değişik kaynaklardan teyit edilebilir.
İki Büyük Kralın Seferlerinin karşılaştırılması (resimler).
Kurûş, İskendere nazaran övgüyü hak eden Adil bir kraldır.
"Büyük Kiros'un bildirisi, temel olarak Babilli kölelerin serbest ve özgür olması gerektiğinden bahsettiği için, bazen "ilk insan hakları bildirgesi" olarak da kabul edilmektedir"




TEMİRKAPIG (3)

 Temirkapıg 3.

YAKLAŞIK YEDİ YÜZ (700) YILLIK ZAMAN FARKINI NE YAPACAKSIN BİRADER?
"BARİ DİPNOT VER BİRADER"E DİPNOT BİRADER.
BÜYÜK İSKENDER MÖ 336-323.
HUNLAR M.S 370...
"Batı Hun İmparatorluğu veya Avrupa Hun İmparatorluğu, 376 yılında başlayan çeşitli akınlarla Avrupa'daki Hun etkisinin artmasının kuruluşuna zemin hazırladığı, 434 ile 469 yılları arasında hüküm süren Hun kavimlerinin birleşmesi ile oluşmuş bir bozkır konfederasyonu" (GOOGLEDEN HER HANGİ BİR YERE BAK)
"Hunların krallarının adı Agôg ve Magôg’dur. Aslan gibi kükrerler, savaşta kadınları ve çocukları esirgemezler. İskender halkın dileği neyse yerine getireceğini söyler. Onların talebi üzerine, beraberinde getirdiği Mısırlı ustalara Hunlara karşı tunç ve demirden bir set (savunma duvarı) yaptırır. Sonra duvarın üzerine bir yazıt yazdırıp, geleceğe dair kehanetlerini kaydeder." http://nisanyan1.blogspot.com/.../bari-dipnot-ver-birader...
"Süryani kilisesinin tanınmış şahsiyeti St. Efraim, az evvel Nizib'den Urfa'ya taşınmıştı, ve böylece "bu Allahsızların İsa'nın şerefine bina edilen kadın ve erkek keşiş ikametgahlarını al­çaltmak için şehrin yüksekliklerine kadar nasıl tırmandıklannı" kendi gözüyle görebilmiştir . Bu eyaletler halkı arasında Hunlar zulüm ve şiddetleriyle dehşet uyandırmışlardır. St-Efraim bunların Hazkiyal
peygamber tarafından gelecekleri önceden kehanet Buyurulan ye'cüc ve Me'cüc kavmi olduklarını keşfetmiştir.
Efraim Hunların çocuk eti yediklerini ve kadın kanı içtiklerini yazar. Haykırmaları arslanların kükremesini andırır. Küheylanları üzerinde ufukta bir fırtına gibi uçarlar. Ordulariyle bir tufan gibi kapladıkları bütün arz üzerinde dehşet uyandırmışlardır. Silahlarına karşı gelebilecek kimse mevcut değildi. Batı kaynaklarında Hunlara dair rastlanan ilk tasvir işte budur. (GYULA NEMETH, ATTiLA ve HUNLARI, ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL ve TARİH - COĞRAFYA FAKÜLTESİ YAYlNLARISAYI : 318, 1982).

TEMİRKAPIG (2)

 Temirkapıg 2.

630 yılında buradan geçen ünlü Çinli seyyah Hüen Çang’a göre, çok yüksek olan ve demir renginde iki dağ arasında olan bu boğazda iki kanatlı Demir Kapılar vardı. Fevkalade müstahkem olan bu boğazdan geçmek çok zor olduğundan yerliler tarafından buraya Demir Kapı adı verilmiştir.
Türkistan’ın güneydoğu sınırında yer alan Demir Kapı, Baysun-Dağ silsilesindeki geçit olup, Keş şehrinin 90 km. güneyinde, 12-20 m. genişliğinde ve 3 km. uzunluğundadır. Burası Belh-Semerkant, Belh-Buhara yolu üzerinde bulunuyordu.
Demir Kapı, askeri, stratejik ve ticari bakımdan çok önemli bir yerdi. Burayı geçen Türkler Toharistan’da hâkimiyet kurmuşlardır. Burası Batı Türkistan’dan Hindistan’a ve Afganistan’a geçmek için adeta bir sıçrama tahtası vazifesi görüyordu. Hindistan’ın mallarını Belh yolu ile Semerkant ve Buhara’ya getiren tüccarlar Demir Kapı’dan geçerlerdi. Demir Kapı’nın kuzeyinde bir günlük uzaklıkta Kendek’in yakınındaki yol, bir taraftan Nesef (Nahseb bugün Karşı) ile Buhara’ya diğer taraftan da Keş (Şehri-i Sebz) ile Semerkant’a doğru ikiye ayrılıyordu.
Coğrafi konumundan dolayı ticaret kervanlarının kullandığı güzergâh üzerinde olan Demir Kapı, asırlar boyu önemini korumuştur. Bilindiği üzere Demir Kapı, milattan önceki yüzyıllardan itibaren Turan (Türk)-İran memleketleri arasında tabi sınır olarak kabul edilmekteydi.





TEMİRKAPIG (1)

 TemirKapıg 1.

Demirkapı veya eski varyantıyla Temir Kapıg (Göktürkçe: 𐱅𐰢𐰼𐰴𐰯𐰍 Temir Ḳapıġ) tarihî dönemde Orta Asya’nın Maveraünnehir kesiminde, bu bölge güneyinde bulunmuş olan bir meşhur geçittir. Kabul edilmiş görüşlere göre bu yer Belhkentini Semerkant'a bağlayan yol üzerinde kayalık bir geçit veya dağ boğazı idi. Sekizinci asrın ilk on yıllarından tarihlendirilen Türk runik harfli yazıtlarda Temir kapıġ (‘Demirkapı’) toponimi sık sık anılmaktadır.
En erken anılması boğazdan 630'da geçen ve yöreyi su sözlerle anlatan meşhur Çinli seyyah Hiuan-tsang'a aittir:
Güneydoğuda, dağlarda, yaklaşık iki yüz li (Ölçü birimi) kat etti ve Demir Kapı'ya girdi. Sağda ve solda olağanüstü yükseklikte, birbirine paralel iki dağ arasında bulunan boğazlara bu ad verilmiş. Dağlar çok dar ve üstelik dik uçurumlarla çevrili bir keçi yolu ile birbirinden ayrılmış. Bu dağların her iki yamacı da, demir renkli birer taş duvar görünümünde. Geçit yerine, demirle sağlamlaştırdıkları iki kanatlı bir kapı yerleştirmişler. Kapı kanatlarına da bir sürü demir çıngırak asılmış, asılması güç ve çok iyi korunmuş olduğu için bu geçide bugünkü ismini takmışlar
Demir Kapı geçidi, metinlerdeki şekliyle Temir Kapıg, Orhun Yazıtları’nın birçok yerinde geçer.
Orhun Yazıtları - Kültiğin Anıtı
G4
“𐰚𐰲𐰀: 𐱅𐰢𐰼𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢: 𐰘𐰃𐰺𐰍𐰺𐰆: 𐰘𐰼: 𐰉𐰖𐰺𐰸𐰆: 𐰘𐰃𐰼𐰃𐰭𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢: 𐰉𐰆𐰣𐰨𐰀: 𐰘𐰃𐰼𐰚𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰖𐰆𐰺𐱃𐰑𐰢: 𐰇𐱅𐰰𐰤: 𐰘𐰃𐱁𐰑𐰀: 𐰘𐰃𐰏: 𐰃𐰓𐰃: 𐰖𐰸: 𐰼𐰢𐱁: 𐰃𐰠: 𐱃𐰆𐱃𐰽𐰴: 𐰘𐰃𐰼: 𐰇𐱅𐰰𐰤: 𐰘𐰃𐱁: 𐰼𐰢𐱁: 𐰉𐰆: 𐰘𐰃𐰼𐰓𐰃: 𐰆𐰞𐰺𐰯: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰴𐰍𐰣: 𐰋𐰃𐰼𐰠𐰀”
“keçe: temirkapıgka: tegi̇: süledim: yirıgari: yir: bayırku: yi̇ri̇ŋe: tegi̇: süledim: bunça: yi̇rke: tegi̇: yorutdım: ötüken: yişda: yi̇g: i̇di̇: yok: ermiş: i̇l: tutsık: yi̇r: ötüken: yiş: ermiş: bu: yi̇rde: olurup: tabgaç: kagan: birle”
Geçip Demirkapı'ya değin süledim. Yırıda Yir Bayırku yerine değin süledim. bunca yer[ler]e değin [ordu] yürüttüm. Ötüken Yış'dan yeğ, idi yok imiş. İl tutulacak yer Ötüken Yış imiş. Bu yerde oturup Tabgaç kağanı ile
Türkiye Türkçesi: …” geçip Temir Kapıg’a kadar sefer ettim. Kuzeyde Yer Bayırkuların topraklarına kadar sefer ettim. Bu kadar yere sefer ettirdim. Ötüken dağlarından daha iyisi kesinlikle yokmuş. Ülke kurulacak topraklar Ötüken dağlarıymış. Burada hüküm sürüp Çin halkıyla”
D2
“𐱅𐰇𐰼𐱅: 𐰉𐰆𐰞𐰭: 𐰴𐰆𐰯: 𐰖𐰍𐰃: 𐰼𐰢𐰾: 𐰾𐰇: 𐰾𐰇𐰠𐰯𐰤: 𐱅𐰇𐰼𐱅: 𐰉𐰆𐰞𐰭𐰑𐰴𐰃: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰍: 𐰴𐰆𐰯: 𐰞𐰢𐰾: 𐰴𐰆𐰯: 𐰉𐰕: 𐰴𐰃𐰞𐰢𐰾: 𐰉𐱁𐰞𐰍𐰍: 𐰘𐰰𐰦𐰼𐰢𐰾: 𐱅𐰃𐰕𐰠𐰏𐰏: 𐰾𐰇𐰚𐰇𐰼𐰢𐰾: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰴𐰑𐰺𐰴𐰣: 𐰘𐰃𐱁𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰚𐰃𐰼𐰇: 𐱅𐰢𐰺𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰸𐰆𐰦𐰺𐰢𐰾: 𐰚𐰃𐰤: 𐰺𐰀----:”
tört: bolıŋ: kop: yagi: ermiş: sü: sülipen: tört: boluŋdaki: bodunıg: pok: almış: kop: baz: kilmış: başlıgıg: yükündürmiş: ti̇zligig: sökürmiş: i̇lgerü: kadırkan: yi̇şka: tegi̇: ki̇rü: temirkapıgka: tegi̇: kondurmış: iki̇n: ara----:
Dört bolung hep yağı imiş, sü süleyip dört bolungdakı bodunu hep almış, hep baz kılmış. Başlıyı yükündürmüş, dizliyi çöktürmüş. İleri Kadırkan Yış'a değin, geride Demirkapı'ya değin kondurmuş. İkisi arasına----
O zamanlar dört taraf hep düşmanmış. Orduyu gönderip dört taraftaki halkları hep ele geçirmiş, hepsini teba haline getirmiş. Mağrurları kendisine secde ettirmiş, güçlülere önünde diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan dağlarına kadar, batıda Temir Kapıg geçidine kadar yerleştirmiş. Kök Türkler bu ikisinin arasındaki bölgede
D8
“𐰚𐰇𐰼𐰢𐰾: 𐰠𐰏: 𐰘𐰃𐰞: 𐰃𐰾𐰏: 𐰚𐰇𐰲𐰏: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰰𐰇𐰤: 𐱃𐰆𐰍𐰽𐰴𐰑𐰀: 𐰋𐰇𐰚𐰠𐰃: 𐰴𐰍𐰣𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰘𐰇: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐰸𐰆𐰺𐰍𐰺𐰆: 𐱅𐰢𐰼𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰘𐰇: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰴𐰍𐰣𐰴𐰀: 𐰃𐰠𐰃𐰤: 𐱅𐰇𐰼𐰇𐰾𐰃𐰤: 𐰞𐰃: 𐰋𐰃𐰼𐰢𐰾: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰴𐰺𐰀: 𐰴𐰢𐰍:”
körmiş: elig: yil: i̇şig: küçig: bi̇rmiş: i̇lgerü: kün: togsukda: bökli̇: kaganka: tegi̇: süleyü: bi̇rmiş: kurıgaru: temirkapıgka: tegi̇: süleyü: bi̇rmiş: tabgaç: kaganka: i̇li̇n: törüsi̇n: ali: bi̇rmiş: türk: kara: kamag:
görmüş, elli yıl işi gücü [Tabgaç'a] vermiş. İleri gün doğusunda Bökli kağana değin süleyi vermiş, geride Demirkapı'ya değin süleyi vermiş, Tabgaç kağanına ilini, töresini alı vermiş. Türk kara kamag
Bağlanmışlar. Elli yıl hizmet edip çalışmış; doğuda, güneşin doğduğu yerlerde Bükli hakanına kadar sefer etmiş; doğuda Temir Kapıg’a kadar sefer etmiş; Çin hakanı için ülkelerini alıp yasalarını düzenlemiş. Türk halkı içerisindeki sıradan insanların”
D17
“𐰲𐰃𐰢: 𐰴𐰍𐰣: 𐰆𐰞𐰺𐱃𐰸𐰑𐰀: 𐰇𐰕𐰢: 𐱃𐰺𐰑𐰆𐱁: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰇𐰕𐰀: 𐱁𐰑: 𐰼𐱅𐰢: 𐰲𐰃𐰢: 𐰴𐰍𐰣: 𐰋𐰃𐰼𐰠𐰀: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰖𐱁𐰞: 𐰇𐰏𐰕: 𐱁𐰦𐰆𐰭: 𐰖𐰕𐰃𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕: 𐰸𐰆𐰺𐰍𐰺𐰆: 𐱅𐰢𐰼: 𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕: 𐰚𐰇𐰏𐰢𐰤: 𐱁𐰀: 𐰶𐰃𐰺𐰴𐰕: 𐰘𐰃𐰼𐰃𐰭𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕:”
eçi̇m: kagan: olurtukda: özüm: tarduş: bodun: üze: şad: ertim: eçi̇m: kagan: bi̇rle: i̇lgerü: yaşıl: ögüz: şantuŋ: yazika: tegi̇: süledimiz: kurıgaru: temir: kapıgka: tegi̇: süledimiz: kögmen: aşa: kirkız: yi̇ri̇ŋe: tegi̇: süledimiz:
Eçüm kağan oturduğunda öz'üm Tarduş bodunu üzerine şad idim. Eçüm kağan ile ileri Yeşil Ögüz Şantung yazına değin süledik. Geride Demir Kapı'ya değin süledik. Kögmeni aşıp Kırgız yerine değin süledik.
Amcam hakan tahta çıktığında ben Tarduş halkının başında Şad’dım. Amcam hakanla beraber doğuda Sarı Irmak’a, Şantung ovasına kadar sefer ettik. Batıda Temir Kapıg’a kadar sefer ettik. Kögmenleri aşıp Kırgız topraklarına kadar sefer ettik.
D39
“𐰽𐰆𐰍𐰑𐰴: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰃𐱅𐰘𐰃𐰤: 𐱅𐰃𐰘𐰤: 𐰘𐰃𐰨𐰇: 𐰇𐰚𐰇𐰕𐰏: 𐰚𐰲𐰀: 𐱅𐰢𐰼𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕: 𐰦𐰀: 𐰚𐰃𐰾𐰼𐰀: 𐰴𐰺𐰀: 𐱅𐰇𐰼𐰏𐰾: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰖𐰍𐰃: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐱁: 𐰚𐰭𐰼𐰾: 𐱃𐰯𐰀: 𐰉𐰺𐰑𐰃: 𐰋𐰃𐰕𐰭: 𐰾𐰇: 𐱃𐰃: 𐱃𐰆𐰴𐰸: 𐰕𐰆𐰴𐰃: 𐰖𐰆𐰸: 𐰼𐱅𐰃: 𐰖𐰉𐰞𐰴: 𐰴𐰃𐰾𐰃: 𐰼”
sogdak: bodun: i̇teyi̇n: ti̇yin: yi̇nçü: ögüzüg: keçe: temirkapıgka: tegi̇: süledimiz: anda: ki̇sre: kara: türgiş: bodun: yagi: bolmuş: keŋeris: tapa: bardi: bi̇ziŋ: sü: ati: toruk: azuki: yok: erti̇: yablak: ki̇şi: er----:
Soğdak bodunu edeyim diye İnci Özüğü geçip Demirkapı'ya değin süledik. andan kisre kara Türgiş bodunu yağı olmuş. Kengeris tapa vardı. Bizim sü atı toruk, azığı yok idi. Yavlak kişi er----
Soğut halkını düzene sokayım diye Sır Derya’yı geçip Temir Kapıg’a kadar sefer ettik. Daha sonra Türgeş halkı, ahalisi düşman oldu. Kengeres yönünde gittiler. Bizim ordumuzun atları zayıf, yiyecekleri ise neredeyse yoktu. Kötü kişiler …



Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...