29 Eylül 2024 Pazar

19 İddiasını test (9) 1974 ?!

 

İddia 9

 

1974

 

“Hele Tanrısal bir zamanlamayla, Kuran'ın inişinden tam 1406 (19x74) yıl sonra 1974 yılında keşfedilen bu 19 kodunun gizlendiği 74. Surede matematiksel sistemin amacı ve niteliği detaylı olarak bildirildikten sonra ve hele o bildirilenlerin aynen gerçekleştiğini gördükten sonra, Tanrı'nın, kontrol edemediği bir çıkarım işlemine izin vereceğine inanmak olanaksızdır.”

1974 yılında Kur'an'da 19 sayısı ve katları üzerine kurulu bir matematiksel sistemin mevcut olduğu iddiasını ortaya koydu.”

Ara iddia; “Kuran'ın 19 kodlu matematiksel sistemine tanık olmanız için diliniz veya kültürünüz, renginiz veya ırkınız bir engel oluşturmaz. Hatta eğitim düzeyiniz bile bir sorun olmaz. Matematiksel sistemi görebilmeniz, dokunmanız ve kontrol etmeniz için Arapça'yı öğrenmeniz de gerekmez. Önceden sahip olmanız gereken şeyler yalnızca, görmek için gözler ve en az 19'a (10+9) kadar sayabilmek. Yüksek öğrenim görmüş olmanız veya Arapça'yı bilmeniz, olaya sadece daha renkli ve boyutlu bir monitörde tanık olmanızı sağlayabilir. Kısacası, gökten sofra indirilmesine veya ölülerin diriltilmesine denk bir mucizeye tanık olmanız için sunduğumuz delilleri objektif olarak sınayıp değerlendirmeniz yeterlidir.”

 

Test 9

 

Miladi 610 yılı Hicri -11 olarak anlaşılmalı,

Miladi 622 yılı Hicri 1. Yıl olarak anlaşılmalı



 

İddia edildiği gibi 1974 Miladi yılı, hicri 1394 yılına denk gelmektedir. 1406 hicri yılı ise Miladi 1985 yılına denk gelmektedir. Reşad halifenin öldürülmesi 1990 miladi yılana denk gelmekte, hicri olarak 1410 yılıdır.

https://ttk.gov.tr/tarih-cevirme-kilavuzu/







Tekrar teyit

https://hicrimiladi.com/




 


Sonuç 9

İddia şuydu;

“Bizim burada, sadece herkesin gören gözleri ve sayma yeteneği ile doğrulayabileceği fiziksel gerçeklerle ilgilendiğimizin farkına varacaksınız. Herkes bu MUCİZEYİ şahsen sınayabilir ve Kuran'ı Kerim'in insan yapısı olmadığına tanıklık edebilir. Bu müthiş gerçeğe tanık olmanız için Arapça'yı bilmeniz gerekmeyecektir.”

“Önceden sahip olmanız gereken şeyler yalnızca, görmek için gözler ve en az 19'a (10+9) kadar sayabilmek.”

1406 (19x74) yıl sonra 1974 yılında keşfedilen

1393/1394=1974

Yıllarında denk geldiğinin tekrar altını çizelim.

Hicri takvim, Ömer'in halifeliği zamanında hicretten 17 sene sonra, Miladi 639'da toplanan bir meclis tarafından kabul edldiği aktarılmaktadır. Hicretin gerçekleştiği yıl (622) 1 yıl kabul edilmiştir.

Bundan önce Tevbe 9/36-37 Nesî uygulamasının yasaklandığını öğreniyoruz. 610-632 yıllarında ne kadar nesî yapıldığını bilmiyoruz. Nesî işlemi sonucunda kamerî ayların sayısı on üçe çıkarılmaktaydı. 

       

      Genel ağırlık 1974 yılının Kameri takvime dönüşümü 1393'tür  13 eklendiğinde 1406 sayısını vermektedir. 


                 
                

          Daha açık bir iddia şöyledir;      

         "Kuran’ın ortak paydasının ‘’19’’ oluşunun önemli keşfi, H.S. Zilhicce 1393 yılına denk gelen Ocak 1974’te gerçekleşti. Kuran, H.Ö. (Hicretten Önce) 13’te vahyedildi. Bu, Kuran’ın vahyinden mucizesinin vahyine kadar olan yıl sayısını 1393 + 13 = 1406 = 19x74 yapar.  Yukarıda belirtildiği gibi, mucizenin ortaya çıkışı Ocak 1974’te gerçekleşti. 19x74 ay yılı ile 1974 güneş yılı arasındaki korelasyon dikkatten kaçamazdı. Bu, ‘’19’’un 74. surede bahsedildiği gerçeğinden dolayı özellikle esrarengizdir." 

      Başka bir iddia ise şöyle;


Kur’ân vahyinin nüzûl süresiyle ilgili 10 ya da 13 yılı Mekke’de olmak üzere toplam 20 veya 23 yıl boyunca sürdüğü   tarihi bilgiler arasında zikredilmektedir. Bu süresin 23 sürdüğü yine genel kabuldür. 

Muhammed Nebiye ilk vahyin 40 yaşında geldiğini söyleyenler olduğu gibi bu hadisenin 43 yaşında gerçekleştiğini zikredenler de vardır. Dolayısıyla söz konusu rivayetlerden 40’ı tercih edenler Muhammed Nebiye 13 sene Mekke’de 10 sene de Medine’de olmak üzere toplam 23 sene boyunca, 43’ü tercih edenler ise 10 yıl Mekke’de 10 yıl da Medine’de olmak üzere toplam 20 yıl boyunca vahiy geldiğini kabul etmektedir. 

      Hesaplamalar şöyledir;

                 622-610=12 yıl 

                632-610=22 yıl (23 yıl?)

                23 Sene  genel kabul,

                20 Sene görüşü var, 

                 632-610=22 yıl. 

                13 Sene Mekke, 10 Sene Medine=23

                10 Sene Mekke, 10 Sene Medine=20 

                1393+13= 1406  13 Sene Mekke

               1394+13=1407   13 Sene Mekke

                393+10= 1403  10 Sene Mekke

               1394+10=1404   10 Sene Mekke 

                1393+13= 1406 sonucu 13 eklenerek te bulunmaktadır.

                Sonuç olarak;

                1393+13= 1406  

               Test edelim; 

               Hicri yılı 33'e bölünüz

               1406/33= 42.6 (43)

               1406-43= 1363 (1.sayı)

               1363+6101973

              1406/33= 42.6 (42)

               1406-42= 1364 (1.sayı)

               1364+6101974  

               Miladi Yılın Hicri Yıla çevrilmesi;

               1974-621=1353 (2.Sayı) 

               1353/33=41

               1353+41= 1394+13=1407

https://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/Sayfalar/13881397.aspx 

          ""Kuran’ın ortak paydasının ‘’19’’ oluşunun önemli keşfi, H.S. Zilhicce 1393 yılına denk gelen Ocak 1974’te gerçekleşti." 




     Hicri takvimleri Miladi takvime çevirme işi ile ilgili ileri okuma;



             Hicri takvimi Miladi takvime dönüştürme işi, toplama, çıkarma yapılamayacak bir iş olsa gerek. 1391/1393/1394 arasında verilecek bir karar ve 10, 12, 13 Mekke yılının kabulü hesapları değiştirmektedir. Ama ne hikmetse 1406 yılı hep tutmaktadır. 1974 Miladi yılının kabul edilmesi ise ayrı bir test konusudur. 



               



  

      


 

 

 

19 İddiasını test (8) Gök Cisimleri ve Olasılık

 

Gök Cisimleri

 

İddia 8

 

Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27 gün 7 saatte tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.

Kamerî takvim veya Ay takvimi, Dünya'nın Güneş çevresindeki hareketleri yerine Ay'ın tam devrelerini (sinodik ayları) temel alan takvim. "Mevsim yılı" da denilen bir Güneş yılında 12.37 sinodik ay bulunur, yani ay senesi daha çabuk tamamlanır. Bu nedenle Ay takvimlerini Güneş takvimine çevirirken, belirli bir sürenin ilave edilmesi (periyodik interkalasyon) gerekir.

Ayın başlangıcı takvimden takvime değişir. Bazı takvimlere göre devre yeni ay, dolunay veya hilal ile başlar. Bazı takvimlerde ise detaylı hesap kullanılır.

Aylar 29 veya 30 gündür. Artık yıl ve aylarla Güneş takvimine uyarlanır.

Çok ilginç şekilde tüm Kuran’da (قمر) Kamer (Ay-Moon) kelimesi 27 defa geçmektedir. Ay'ın dünyamız etrafında bir tur dönmesi tam 27.32 günde olmaktadır. Buna “sidereal” orbit denir. Ay'ın kendi etrafında dönmesi de çok ilginç şekilde 27 gün sürer. Bu nedenle biz Ay'ın tek bir yüzünü görürüz. Ay'ın arka kısmını göremeyiz.

Kuran'da (قمر) Kamer (Ay-Moon) kelimesi 27 kez geçiyor ve bir sidereal dönüşü bize bildiriyordu. Synodic dönüş ile sidereal dönüş arasında  26.928 derecelik bir açı olması yani 27 derecelik bir açı da Kuran'ın bize gösterdiği bir mucizedir.

Test 8

 

1.    Ay (القَمَرُ)



2.    Güneş (الشَّمْسَ)



3.    Yıldız (النَّجْم);



4.    Kevkeb (Gezegen, Yıldız);



5.    Şihâb (Meşale, Kayan Yıldız) ;



 

6.    Burç-lar (البُرْجُ)



 

 


Sonuç 8

Olasılık hesaplama;

Olasılık teorisi ya da ihtimaliyet teorisi rastgele olayların analizi ile ilgilenen bir matematik bilim dalıdır. Olasılık teorisinin ana ögeleri rassal değişkenler, saf rassal süreçler, olaylar olarak sayılabilir.

Olasılık teorisinde ve istatistikte bir olayın lehine olan olasılıklar oranı (İngilizce "odds"), p / (1 − p) 'dir, burada p bu olayın olasılığıdır. Bu olayın aleyhine olan olasılıklar oranı da (1 − p) / p 'dir. Örneğin, haftanın rastgele bir gününü seçerken, pazar gününü seçmenin olasılıklar oranı 1/6'dır, 1/7 değil. Odds (A) = P(A) /1-P(A) 'dır.

Odds (6) = P(6) /1-P(6) 'dır.

Qur’an’da “Qamer” kelimseinin 27 kez geçtiği doğrudur.  

Fakat bunun yanında Şems, Necm, Kevkeb, Şihâb, Burç kelimeleri sayılsal bir özellik barındırsa da iddialarda bu kelimeler görmezden gelinmektedir.

0.17 Gök Cisimlerinin sayısal değerlerinin tutma olasılığı,

0.83 Gök Cisimlerinin sayısal değerlerinin tutmama olasılığı.

Bu olasılık hesabına göre sayısal değerlerin tutmama olasılığı tutma özelliğine göre daha baskındır. Yani tutulan sayı üzerinden bir mucize olduğu iddia edilmektedir. Oysa 5 seçenek tutmadığı veya bir anlam ifade etmediği için göz ardı edilmekte, sayımlarda ve seçimlerde “tutan-lar”ın öne çıkarıldığı gözlenmektedir.

 Kısaca diğer beş/5 seçenekten biri "tutsa"ydı. O seçenek öne çıkarılacak ve mucize diye anlatılacaktı. Oysa buna benzer bir çok örnek bulunabilir ve bunların "tutan"ların öne çıkarıldığı rahatça test edilebilinir. 

27 Eylül 2024 Cuma

19 İddiasını test (7) Kelime nedir?

  

 

 

İddia 7

                 "Nitekim, ilk inen beş ayetin (96:1-5) toplam 19 kelime ve 76 (19x4) harften oluştuğunu örneklerimiz arasına dahil etmiyoruz."



 

 

 

 

 

Test 7

 



 



İsm-i Mevsûl (el-ismu’l mevsûl) bir dilbilgisi terimi olarak, “bağlaç” anlamına gelir. Fakat Türkçedeki bağlaçlardan farklılık gösterir. Arapçadaki ism-i mevsûl, kendinden sonraki bir cümleyi kendinden önceki bir isme bağlayan kelimedir. Tek başına anlamları yoktur. Kendisinden sonraki cümlenin anlamını … olan, -an, -en, -dığı, -diği gibi eklerle kendisinden önceki isme bağlar. İsm-i mevsûller kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önceki ismi niteleyen bir sıfat cümlesi konumuna getirirler.

İsm-i mevsûller, özel (hâs) ve genel (müşterek) olmak üzere iki gruba ayrılırlar.

Özel İsm-i Mevsûller (Hâss İsm-i Mevsûller)

Bu gruptaki ism-i mevsûller, bağladığı ismin tekil, ikil, çoğul, eril ve dişil durumuna özgü kullanımlar olmaları dolayısıyla “özel” veya “hâs” diye adlandırılırlar. Dolayısıyla kendileri de tekil, ikil ve çoğul formda eril ve dişil olarak çeşitlilik gösterir. 

 

 



 



Bu gruptaki ism-i mevsûller, özel (hâs) olanlardan farklı olarak tekil, ikil, çoğul, eril ve dişil için tek bir lafzı olan ism-i mevsûllerdir. Bu nedenle bunlara “Müşterek”, yani ortak ism-i mevsuller de denir. Bu ism-i mevsûller daha önce soru edatı olarak gördüğümüz مَنْ ve ما edatlarıdır. مَنْ insanlar (âkil) için kullanılırken, ما diğer varlıklar, hayvan ve cansızlar (gayr-i âkil) için kullanılır. Bu ism-i mevsûller, hâs olanlardan farklı olarak cümlede hiç sıfat olarak bulunmayıp mubtedâ, haber, fâil, mefulün bih veya mecrûr isim gibi cümlenin bir ögesi olarak bulunurlar. Mebnî olduklarından irapları cümledeki yerine göre ya mahallen merfû, ya mahallen mansûb, ya da mahallen mecrûr olur.

 

Sonuç 7

 

Alaq Sûresinin ilk beş ayetinin kelime sayısı 20/yirmidir19” değildir.  

Harfi cerler ve atıf vavı sayılırsa bu sayı yirmi dört kelime olur.

Arapça’da kelime üç gruba ayrılır:

i) İsim

ii) Fiil,

iii) Edat

Alaq Sûresinde “Ve” bağlacı, “mâ” mevsulü, “lem” olumsuzluk edatı kelime sayılmamışlardır. Üstelik “mâlem” diye bir kelime türetilmiştir. Sûreyi okuyanlar şunu görecektir;


Şunu görmeyeceklerdir;



Dolayısıyla gramer kurallarına uyulmamıştır.

26 Eylül 2024 Perşembe

19 İddiasını test (6) Tâ-Sîn-Mîm’ler

 

Tâ-Sîn-Mîm’ler 

 

İddia 6

 

“H, T.H, T.S ve T.S.M. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır.”

Test 6

 



  

Tâ, Sîn, Mîm’lerin testtinde 19’a bölünen bir sayıya rastlamadık.

26., 27. Ve 28. Sûrelerde yer alan bu huruf-u muqattaa harflerinin sayısının toplamını “1313” olarak tespit ettik.

26. Sûre Tâ, Sîn ve Mîm tolamı “611”,

Tâ, Sîn, Mîm ile başlayan 26. Ve 28. Sûrelerde toplam “1192”,

Tâ, Sîn ile başlayan 27. Sûrenin muqattaa toplamı “121”,

Tâ-ha Sûresindeki Tâ’larıda sayıma katık, “28” adet “Tâ” bulunmaktadır.



1313 Tâ, Sîm, Mîm sayımlarına 28 adet “Tâ”yıda ekleyelim. Ve “bir iç içe kilitlenme sistemi”, “1341” sonucuna vardı. Bu sayı 19’a bölünememektedir. Çarpımında, çıkarmasında anlamlı sayılara ulaşamadık.

Meryem Sûresindeki “H(ه)”leride hesaba katalım 175+1341=1516

İddia şuydu;

H, T.H, T.S ve T.S.M. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır.

 H(ه)”ler “Ta (ة)”yı tenislerle birlikte sayılmakta, bunun nedenini de anlamış değiliz. Eğer görünüş, resim sayılıyorsa “ظ” neden sayılmamaktadır. Kadim Mushaflarda bu harfler nokta bulunmamaktadır, oysa bugünkü Mushaflarda “H(ه)” ile “Ta(ة)” ayrı yazılmaktadır. Yine “H(ه)” ile “Ta(ة)”ler konusunda ısrar edilecek ise;

Şîn (ش), sîn (س), sad (ص), dat (ض), ha (ح),cim (ج),kha (خ), ayn (ع), gayn (غ) de sayıma dahil edilmelidir.   

Tâ-ha (طه) daki “H”leride sayıma katalım, “251” h+t=H hesaba katılınca;

1516+251=1767 sayısına ulaştık. Oysa Taha Sûresinde  217 Kere  ه Meryem Sûresinde ise 149 kez geçmektedir, diğerleri kapalı T (ة) dir. Meryem Suresinde ة 26 kez Taha Sûresinde ise  36 kez ة geçmektedir. Toplam T (ة)'leri sayısı 62.

İddia;

Bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. Bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.

20. Tâ-hâ Sûresinde 5ظ

26. Şuara Sûresinde 17ظ

27 Neml Sûresinde 16ظ

28 Qasas Sûresinde 16  ظ”  Toplam 1645 sayısına ulaştık.

 ***

26. Şuara Sûresinde 24 ش

27 Neml Sûresinde 37 ش

28 Qasas Sûresinde 33ش  Toplam 1739 sayısına ulaştık.

 ***

26. Şuara Sûresinde 60 ج

27 Neml Sûresinde 55 ج

28 Qasas Sûresinde 72  ج     Toplam 1926 sayısına ulaştık.

İddia’yı tekrar hatırlatalım;

Bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. Bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.” 

Sonuç 6

İddia’yı tekrar hatırlatalım;

Bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. Bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.

 Bu sayı  Meryem, Taha Surelerindeki “H(ه)” ile “Ta(ة)”leri aynı şekilde ya da Ta(ة)”leri  H(ه)” saydığımızda çıkmaktadır. Arapça´da isimler cinsiyet bakımından müzekker ve müennes yani eril ve dişil olarak ikiye ayrılır. Erkek olarak kabul edilen varlığı gösteren kelimelere müzekker yani eril; dişi olarak kabul edilen varlığı gösteren kelimelere müennes yani dişil kelimeler denir. Arapça hece harflerinin üçüncüsü olan “tâ” harfinin, kelime sonundaki imlası, telaffuzu ve eklendiği kelimeye kattığı anlam yönünden diğer harflere göre farklılık arz etmektedir. En önemli ve en meşhur fonksiyonu “te’nîs alâmeti” olmasıdır. Bu yönüyle yirmi sekiz harf içerisinde nev-i şahsına münhasır bir harf denilebilir. 

Örnek olması açısından h+t sayımları üç örnek;

بِايَةٍ” kelimesi 20;47, 20;133 “t”,“h” olarak sayılmış,



اٰيَةً” kelimesi 19;10’de de durum aynıdır.


Yine örnek olarak “بُكْرَةً” 19;11 ve 62’de böyledir.





 

Örnekler çoğaltılabilir. H(ه)” ile “Ta(ة)” sayımlarında bir açıklama yapılmamasının nedeni belirtilmemektedir. 


19 İddiasını test (5) İsm ve Arş ve çifte standart

  

İddia 5 

İsm ve Arş; çifte standart

 

Tanrı için kullanılan "arş (yönetim)" kelimesi 9:128-129 hariç, Kuran'da 19 kez geçer. (12:100 ve 27:23 ayetlerindeki "arş" kelimesi "taht" için kullanılır.)

Kelime sayımlarında genelde iki türlü bir sayma metodu izliyoruz:

a. Formun bitişik zamirlerle kullanılmayan ma’rife ve nakra biçimleri. Nitekim Besmele’deki kelimelerin sayımında bu metot uygulandı. Gün kelimesinin sayımında yine bu metodun 365 sonucunu verdiğini görüyoruz. İlah, Arş kelimelerinin sayımında da aynı metot geçerli.

b. Aynı kökten türeme tüm formlar. Zamirlerle bitişik olanları dahil...

 

Test 5a

 



TEST 5b

 



 

SONUÇ 5

 

Formun bitişik zamirlerle kullanılmayan ma’rife ve nakra biçimleri.”

“Aynı kökten türeme tüm formlar. Zamirlerle bitişik olanları dahil

Bu cümleler pek anlaşılır değil, “tüm formlar” ve “aynı kökten” kelimeler ne anlamda kullanılmış olabilir?

اسْمُهُ  kelimesi zamir aldığı için sayıma girmiyor, بِاَسْمَائِهِمْ  kelimesi aynı kökten, çoğul ve zamir almış, sayıma girmiyor.

عَرْشُهُ kelimesi zamir almış sayıma girmiyor, diğer “Arş”lar Allah’a ait olmadığı için sayıma girmiyor. Oysa 


  (49;11) Sayıma dahil ediliyor.


İse açıklanan kurala uyduğu halde sayıma alınmıyor.

 

Başta belirtilen kural neden esnetiliyor?

Aynı kökten türeme tüm fromlara çoğullar neden dahil edilmiyor?

İsm” kelimesi ve “Arş” kelimesinde neden çifte standart uygulanıyor?

 

 

 

 

 

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...