QUREYŞ’İN İZİ
Qureyş Sûresinin Mekki olduğunda hem fikir olunmuştur,
bağlamda bunu teyit etmektedir.
Zecâc, Qureyş kelimesiyle ilgili söylenenleri
özetler;
Qureyş kelimenin türetmesinde (iştiqaq)
ayrılıklar vardır. “التَّقَرُّشِ” tan türediğini
söyleyenler “التجمُّعُ” “Toplanmak”, “bir
araya gelmek” anlamında olduğunu
söylemişlerdir. “القَرْشِ”ten olduğunu söyleyenler
“Köpek Balığı” ve “دابةٍ في البحرِ” denizde yaşadığını söylemişler veya “Kazanç”
anlamını tercih etmişler.
“وهو الكَسْبُ. وكانت
قريشٌ تُجَّاراً” “Qureyş Tüccârdı” denmiştir.
“يقال: قَرَشَ
يَقْرِشُ أي: اكتسب”.
Üçüncü görüş “قَرَّشَ
يُقَرِّشُ”dan
“التفتيش”
yani “denetleme” anlamına almıştır.
Zecâc Qureyş’i “فِهْرِ
بن مالك” Fihr bin Mâlik ile ilişkilendirir, “فَمَنْ لم يَلِدْه فِهْرٌ فليس بقُرَشيٍّ”
Fihr ile bağlantısı olmayanın Qureyşli olmayacağını söylendiğini aktarır.
(Bknz. Qureyş Sûresi, الزَّجَّاج,
معاني القرآن وإعرابه)
İslam Ansiklopedisi
de buna benzer şeylere vurgu yapar;
“Kureyş kelimesi “toplanmak,
bir araya gelmek; ticaret yapmak” anlamındaki takarruş kökünden
gelmekte ve Fihr b. Mâlik’in soyunun, Kusay b.
Kilâb liderliğinde Mekke ve çevresinde ikamet etmek üzere bir araya toplanmış
olması veya ticaret yapması sebebiyle böyle adlandırıldığı kaydedilmektedir.
Diğer bir görüşe göre ise Kureyş, Kelb ve Esed kabilelerinde olduğu gibi bir
hayvan isminden hareketle “köpek balığı”
mânasındaki kırş kelimesinden türetilmekte ve köpek balığının denizdeki diğer
balıklar karşısında güçlü olması gibi Kureyş’in de diğer kabilelere karşı
üstünlüğünü ifade etmektedir. Öte yandan Fihr b. Mâlik’in çocuklarının hac için
Mekke’ye gelenler arasında korunmaya muhtaç olanları, fakir ve ihtiyaç
sahiplerini tesbit edip sıkıntılarını gidermeye çalıştıkları için “araştırmak, teftiş etmek” anlamındaki takrîş
kelimesinden hareketle veya Fihr b. Mâlik’in torunlarından olup kabilenin
kervanlarına rehberlik eden Kureyş b. Mahled’e izâfetle bu ismin verildiği
zikredilir.” (T.D.V.İslam Ansiklopedisi).
Buna göre Kureyş kelimesine (1) toplanmak,
bir araya gelmek; ticaret yapmak; (2) köpek balığı ve (3) araştırmak, teftiş
etmek, (4) Fihri bin Malik’in lakabı anlamlarının verildiğini görüyoruz.
Kelimenin diğer Semitik kullanımlarını
yokladığımızda;
(קריש) Aramca Karşâ, Arabça (قِرْش )
(כָּרִישׁ), karíş(כְּרִישִׁים ) ,
Antik Yunanca: καρχαρίας, κάρχαρος
“Köpek Balığı”
anlamındadır.
Jastrow’da Köpek Balığı anlamına
geldiği teyit eder;
“כָּרֵישׁ,
כָּרֵישָׁא
I (כרש,
cmp. כְּרוֹשְׁיָיתָא)
name of a fish, prob. shark. B. Bath. 74ᵃ bot. כריש Ms. M. (ed. כרישא, Ar. כרשא)”
Yine Aramca bir sözlükte aynı anlamın
verildiğini görürüz;
“מינא דכוורא
דשמיה כרשי”
To judge by the Arabic equivalent, "shark."
http://cal.huc.edu/oneentry.php?lemma=kr%24%232+N&cits=all
Talmud’da Rabbi Yohanan’ın
anlatımında “sharks” yani “Köpek Balıkları” şeklinde geçer, metin şöyledir;
רבי יוחנן משתעי
זימנא חדא הוה קא אזלינן בספינתא וחזינן ההיא קרטליתא דהוו קא מקבעי בה אבנים
טובות ומרגליות והדרי לה מיני דכוורי דמקרי כרשא נחית
“Rabbi Yoḥanan relates: Once we were traveling on a ship and we saw a
certain crate [kartalita] in which precious stones and pearls were set, and a
species of fish called sharks (כרשא) encircled it. He descended,”
https://www.sefaria.org/Bava_Batra.74b.8?lang=bi&with=all&lang2=en
Qureyş bu adı ne şekilde
almış olabilir?
Kelimenin “Köpek Balığı”
anlamı tercih edildiğinde, Fihr’in lakabının “Köpek Balığı” olma olasılığı
vardır. Bu Oğuz Ata’nın oğlu
Kayı(Kayıhan)’nın boy’a verilen adı gibi düşünülebilir, Kayı “güç, kuvvet ve
kudret sahibi” anlamındadır.
Yine Kelb (Köpek), Esed (Aslan), Nemr (Kaplan), Zıbhe (Kertenkele),
Dail (Çakal), Beldel (Sırtlan), Sa’lebe (Tilki) vb. klanın atasının lakabı,
klanın sembolü olma olasılığı yüksektir.
On iki İsrâil Kabilesinin Sembolleri
gibi