Nûh Halkının İlahları (7a).
“وَقَالُوا
لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا
سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ
وَنَسْرًا” (71:23).
“Ve dediler; Siz bırakmayın İlahlarınızı ve bırakmayın Vedd’i ve ne
Sûvâ’’yı ve ne Yegûs’u ve ye’ûq’u ve Nesr’i”
Kimdir bu ilahlar?
İbni Kelbi (h.120 M.738)
bu ilahlarla ilgili şunları söylemektedir;
“{وَقَالُواْ}
أي قال السادة والأغنياء؛ للضعفاء والفقراء {لاَ تَذَرُنَّ} لا تتركن
{آلِهَتَكُمْ} التي تعبدونها {وَلاَ تَذَرُنَّ وَدّاً وَلاَ سُوَاعاً وَلاَ
يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْراً} هي أسماء أصنام كانوا يعبدونها؛ وكان «وداً» على صورة رجل، و «سواعاً»
على صورة امرأة «ويغوث» على صورة
أسد و
«يعوق» على صورة فرس و «نسراً» على صورة نسر.
لعنهم الله تعالى أنى يؤفكون {وَلاَ تَزِدِ الظَّالِمِينَ}” (كتاب الأصنام,ابن السائب الكلبي)
Mufessir Râzî (H.543 M.1149)’de
şöyle demekte;
Vedd, Kelb'in; Suvê', Hamedân; Yeğûs,
Müzhac'ın; Ye'uk, Muradın; Nesr de, Himyer'in putu oldu.. İşte bu sebeple
Araplar, Abd-i Vedd: Vedd'in kulu, ve Abd-i Yeğûs" diye adlandırıldı
(Razi).
Bu ayet-i kerîmenin tefsirinde Râzî
çok ilginç bir soru sormakta;
“الْمَسْأَلَةُ
السَّادِسَةُ: هَذِهِ الْأَصْنَامُ الْخَمْسَةُ كَانَتْ أَكْبَرَ أَصْنَامِهِمْ،
ثُمَّ إِنَّهَا انْتَقَلَتْ عَنْ قَوْمِ نُوحٍ إِلَى الْعَرَبِ، فَكَانَ وَدٌّ
لِكَلْبٍ، وَسُوَاعٌ لِهَمْدَانَ، وَيَغُوثُ لِمَذْحِجٍ، وَيَعُوقُ لِمُرَادٍ،
وَنَسْرٌ لِحِمْيَرَ وَلِذَلِكَ سَمَّتِ الْعَرَبُ بِعَبْدِ وَدٍّ، وَعَبْدِ
يَغُوثَ، هَكَذَا قِيلَ فِي الْكُتُبِ، وَفِيهِ إِشْكَالٌ
لِأَنَّ الدُّنْيَا قَدْ خَرِبَتْ فِي زَمَانِ الطُّوفَانِ، فَكَيْفَ بَقِيَتْ
تِلْكَ الْأَصْنَامُ، وَكَيْفَ انْتَقَلَتْ إِلَى الْعَرَبِ، وَلَا يُمْكِنُ أَنْ
يُقَالَ: إِنَّ نُوحًا عَلَيْهِ السَّلَامُ وَضَعَهَا فِي السَّفِينَةِ
وَأَمْسَكَهَا لِأَنَّهُ عَلَيْهِ السَّلَامُ إِنَّمَا جَاءَ لِنَفْيِهَا وَكَسْرِهَا
فَكَيْفَ يُمْكِنُ أَنْ يُقَالَ إِنَّهُ وَضَعَهَا فِي السَّفِينَةِ سَعْيًا
مِنْهُ فِي حِفْظِهَا.”
Nûh halkının ilahları ve onların
putları “Büyük Su Baskını”ndan nasıl kurtuldu?
Nûh’un bunları gemiye aldığı düşünülemez,
sular altında kalıp yok olmaları gerekirdi. O halde Araplara nasıl intikal etti?
Nuh bunları yok etmek için gelmişti. Bunları nasıl gemiye aldığı söylenebilir?
Râzî çok yerinde bir soru
sormaktadır. Bu ilahların ibn kelbi’nin ve diğer bir çok kişinin verdiği
bilgileri teyit edecek kanıtları bulunmaktadır.
Nasıl intikal etmiş olabilir?
Bizce cevap şunu gibidir;
Kur’an’da geçen bu tür metinlerde güncel muhataplar önemli karakterlerle
bir olmaya çağrılır. Kıssalarda geçmiş şimdiki zamana çağrılır ve muhataplar kıssalardaki
karakterle bir olmaya davet edilir. Kıssalardaki karşıt karakterler şimdide sizin
işittiklerinizdir.
Nuh gemiye binerken onla birliktesinizdir, Nûh karşıtlarıyla tartışırken
kalabalığın içinde Nûh’u izleyen birisinizdir, Nûh’a karşı çıkanların sözleri
şimdide Muhammed karşı çıkanları sözleridir.
Ana amaç şimdiki mücadeleyi geçmişle birlemek, birleştirmektir.
Asıl önemli olan sizin o karakterle ortak bir ideale sahip olup O’nunla
O olmanızdır.