27 Temmuz 2021 Salı

Nûh ve Büyük Su Baskını (7a).

                                               Nûh Halkının İlahları (7a).


وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا (71:23).

“Ve dediler; Siz bırakmayın İlahlarınızı ve bırakmayın Vedd’i ve ne Sûvâ’’yı ve ne Yegûs’u ve ye’ûq’u ve Nesr’i”

Kimdir bu ilahlar?

İbni Kelbi (h.120 M.738) bu ilahlarla ilgili şunları söylemektedir;

 {وَقَالُواْ} أي قال السادة والأغنياء؛ للضعفاء والفقراء {لاَ تَذَرُنَّ} لا تتركن {آلِهَتَكُمْ} التي تعبدونها {وَلاَ تَذَرُنَّ وَدّاً وَلاَ سُوَاعاً وَلاَ يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْراً} هي أسماء أصنام كانوا يعبدونها؛ وكان «وداً» على صورة رجل، و «سواعاً» على صورة امرأة «ويغوث» على صورة أسد و «يعوق» على صورة فرس و «نسراً» على صورة نسر. لعنهم الله تعالى أنى يؤفكون {وَلاَ تَزِدِ الظَّالِمِينَ}  (كتاب الأصنام,ابن السائب الكلبي)



 






 










Mufessir Râzî (H.543 M.1149)’de şöyle demekte;

Vedd, Kelb'in; Suvê', Hamedân; Yeğûs, Müzhac'ın; Ye'uk, Muradın; Nesr de, Himyer'in putu oldu.. İşte bu sebeple Araplar, Abd-i Vedd: Vedd'in kulu, ve Abd-i Yeğûs" diye adlandırıldı (Razi).

 

Bu ayet-i kerîmenin tefsirinde Râzî çok ilginç bir soru sormakta;

 

الْمَسْأَلَةُ السَّادِسَةُ: هَذِهِ الْأَصْنَامُ الْخَمْسَةُ كَانَتْ أَكْبَرَ أَصْنَامِهِمْ، ثُمَّ إِنَّهَا انْتَقَلَتْ عَنْ قَوْمِ نُوحٍ إِلَى الْعَرَبِ، فَكَانَ وَدٌّ لِكَلْبٍ، وَسُوَاعٌ لِهَمْدَانَ، وَيَغُوثُ لِمَذْحِجٍ، وَيَعُوقُ لِمُرَادٍ، وَنَسْرٌ لِحِمْيَرَ وَلِذَلِكَ سَمَّتِ الْعَرَبُ بِعَبْدِ وَدٍّ، وَعَبْدِ يَغُوثَ، هَكَذَا قِيلَ فِي الْكُتُبِ، وَفِيهِ إِشْكَالٌ لِأَنَّ الدُّنْيَا قَدْ خَرِبَتْ فِي زَمَانِ الطُّوفَانِ، فَكَيْفَ بَقِيَتْ تِلْكَ الْأَصْنَامُ، وَكَيْفَ انْتَقَلَتْ إِلَى الْعَرَبِ، وَلَا يُمْكِنُ أَنْ يُقَالَ: إِنَّ نُوحًا عَلَيْهِ السَّلَامُ وَضَعَهَا فِي السَّفِينَةِ وَأَمْسَكَهَا لِأَنَّهُ عَلَيْهِ السَّلَامُ إِنَّمَا جَاءَ لِنَفْيِهَا وَكَسْرِهَا فَكَيْفَ يُمْكِنُ أَنْ يُقَالَ إِنَّهُ وَضَعَهَا فِي السَّفِينَةِ سَعْيًا مِنْهُ فِي حِفْظِهَا.

 

Nûh halkının ilahları ve onların putları “Büyük Su Baskını”ndan nasıl kurtuldu?

 

Nûh’un bunları gemiye aldığı düşünülemez, sular altında kalıp yok olmaları gerekirdi. O halde Araplara nasıl intikal etti? Nuh bunları yok etmek için gelmişti. Bunları nasıl gemiye aldığı söylenebilir?

 

Râzî çok yerinde bir soru sormaktadır. Bu ilahların ibn kelbi’nin ve diğer bir çok kişinin verdiği bilgileri teyit edecek kanıtları bulunmaktadır.

 

Nasıl intikal etmiş olabilir?

 

 

Bizce cevap şunu gibidir;

Kur’an’da geçen bu tür metinlerde güncel muhataplar önemli karakterlerle bir olmaya çağrılır. Kıssalarda geçmiş şimdiki zamana çağrılır ve muhataplar kıssalardaki karakterle bir olmaya davet edilir. Kıssalardaki karşıt karakterler şimdide sizin işittiklerinizdir.

Nuh gemiye binerken onla birliktesinizdir, Nûh karşıtlarıyla tartışırken kalabalığın içinde Nûh’u izleyen birisinizdir, Nûh’a karşı çıkanların sözleri şimdide Muhammed karşı çıkanları sözleridir.  

Ana amaç şimdiki mücadeleyi geçmişle birlemek, birleştirmektir.

Asıl önemli olan sizin o karakterle ortak bir ideale sahip olup O’nunla O olmanızdır.

Devam edecek…

26 Temmuz 2021 Pazartesi

Nûh ve Büyük Su Baskını (6).

 

Tevrât ve Kur’an’da Nûh ve Büyük Su Baskını

Benzeşenler ve Ayrışanlar

Tevrât ve Kur’an’da: Nûh, Büyük Su Baskını, Gemi benzeşir (muteşâbih).

Gemi’nin yapımı Tevrât’ta detaylıdır. Kur’an’da ise “Levhalar ve Tıkaçlar”dan bahsedilir (54:13).

Tevrât’ta yine Nûh ile ilgili soy ağacı, ömürler ve tarihler verilmekte, Kur’an’da ise bunlar yer almamaktadır.

Kurtulanlar Tevrât ve İncîl’e göre “sekiz kişi”dir.

Bir zamanlar, Nuh'un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı'nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu.” (İncîl, 1. Petrus, 3:20).

Tanrı eski dünyayı da esirgemedi. Ama tanrısızların dünyasına tufanı gönderdiğinde, doğruluk yolunu bildiren Nuh'u ve yedi kişiyi daha korudu” (İncîl, 1. Petrus, 3:5).

Tevrât’ı-Şerif’te Nûh’un üç oğlundan bahseder;

Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü (9). Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet (10).” (Tevrât, Yaradılış: 6:9,10).

 Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.” (Tevrât, Yaradılış: 7:7).

Kur’an’ı Kerîm’de bu “üç oğul”dan hiç bahsedilmez, özellikle “bir oğul”, “Gemi” ye binmeyi reddetmiştir. (Hûd: 42-49)

 

Kur’an’da Nûh’un karısından bir defa bahsedilmekte ve olumlu değildir.

ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا لِلَّذٖينَ كَفَرُوا امْرَاَتَ نُوحٍ وَامْرَاَتَ لُوطٍ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِیَا عَنْهُمَا مِنَ اللّٰهِ شَيْپًا وَقٖيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلٖينَ” (66:10).

Jubileler Kitabına göre Nûh’un Karısının adı Emzara’dır (Jübileler: 4:33).

Kur’an’da “az” kişiye işaret eder:

وَمَنْ اٰمَنَ وَمَا اٰمَنَ مَعَهُ اِلَّا قَلٖيلٌ (11:40).

Nûh’un Oğlu ve Karısı bu sayının içinde olmamalıdır.

Tevrât’ta göre büyük su baskınından gemidekiler hariç kimse kurtulmamıştır;

Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.” (Tevrât, Yaradılış: 6:17).

Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.” (Tevrât, Yaradılış: 7:21).

İncîl’de de Büyük Su Baskını İnsanlarının yok olduğunu söylemektedir;

Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti. ” (Luka’ya Göre İncîl, 17:27).

Kur’an’da ise Büyük Su Baskının yerel olabileceğine işaretler vardır;

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا نُوحًا اِلٰى قَوْمِهٖ” (29:14).

Kur’an’da gemi “Cûdî” üzerine oturmuştur. Bu yer “Kardu”larla ilişkilendirilmiştir.

  “... מתרגם אונקלוס: על טורי קרדו.על הרי אררט

   https://www.sefaria.org/Birkat_Asher_on_Torah%2C_Genesis.8.4.1?lang=bi&with=all&lang2=en

 

Kur’an’da Nûh ve Büyük Su Baskını dağınık halde anlatılmıştır. En geniş anlatım Hûd, Â’raf, Nûh ve Mu’minûn Surelerindedir. Bu Sureler Hicretten Öncedir. Anlatı Muhatablarına Nûh Kıssa’sı üzerinde mesaj vermektedir. Kıssa iletmek istediği mesaja uygun motifler seçmiştir. Büyük Su Baskını anlatısı Mekke ve Medine ortamına adapte edilmiştir.

قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ يَا نُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمَرْجُومٖينَ” (26:116).

Mekke’de Muşriklerle artık birlikte yaşamak gittikçe zorlaşmakta, inananlar emniyet içinde değillerdir, tehditler, horlanmalar, alaylar, işkenceler söz konusudur, mücadele için birlikte bir emniyetli sığınak, barınak bulma arayışı başlamış gözükmektedir. Bu birlikte, bir arada gerçekleştirilebilecek bir iştir. Ve sabır gerektirir.

24 Temmuz 2021 Cumartesi

Nûh ve Büyük Su Baskını (5).

 

Büyük Su Baskını Varsayımlar ve Semboller

 

Büyük Su Baskını (Tûfân) hakkında üç varsayım bulunmakta;

1.      Akdeniz (Zanclean sel)


 

 

2.      Karadeniz, (Karadeniz tufanı hipotezi)


 

3.      Pers denizi (Holosen taşkınları)

 

 


 

Bir önceki paylaşımda Büyük Su Baskının (Tûfân) bölgesel olabileceğini, anlatıların belli bir bölgeye işaret ettiğine değinmiştik. Olasılık olarak üçüncü varsayım bize daha makul gelmektedir.

 

 


 Motifler ve Semboller:

“Söylence” ve “Anlatılar”ın Motifleri “Tûfân” ve kurtuluş için “Gemi” odak konumundadır. Kahramanlar değişse de değişmeyen iki motiftir.

Gemi bir yolculuğun, aynı zamanda sağlam ve iyi inşa edilmiş gemi bir güvenlik ve sığınak sembolüdür.

Büyük Sel Baskınında “Gemi” içinde bulunanları akıntı, karmaşaya karşı güvende tutmaktadır.

İncîl’de Fırtınalı bir denizde tekne’nin İsa ve öğrencilerini koruduğu anlatılır.

O gün akşam olunca öğrencilerine, Karşı yakaya geçelim dedi (35). Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsa'yı, içinde bulunduğu tekneyle götürdüler. Yanında başka tekneler de vardı (36). Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu (37). İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O'nu uyandırıp, Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun? dediler (38). İsa kalkıp rüzgarı azarladı, göle, Sus, sakin ol! dedi. Rüzgar dindi, ortalık sütliman oldu (39). İsa öğrencilerine, Neden korkuyorsunuz? Hâlâ imanınız yok mu? dedi (40)”. (İncîl, Markos’a Göre: 4:35-40).

 

Büyük Su Baskını (Tûfân) ise kitlesel yıkıma, ölümlere neden olan bir felakettir. Yıkıcı olduğunda toplu değişim ve yıkımı sembolize eder.

Büyük Su Baskını (Tûfân) önüne kattığı her şeyi yok edebilecek son derece yıkıcı bir güçtür. Önüne çıkan her şeyi siler. Ama yine de, yeniden doğuşun, yeni bir başlangıcın, bir arınmanın sembolüdür.

22 Temmuz 2021 Perşembe

Nûh ve Büyük Su Baskını (4).

 

"Büyük Su Baskını"a karşı "Rahatlatacak Adam" veya Önlemini Al!

 

       


        Nûh, İbranca “נֹחַ” “dinlenme” anlamına gemektedir.

        Tevrât’ta adın verilişi şöyle anlatılır;

        RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak (ינחמנו) diyerek çocuğa Nuh adını verdi” (Tevrât, Yaradılış: 5:29).

“Dinlenme” ve “Rahatlama” anlamına gelen bir adı olan kişi ile “sel getiren şiddetli yağmur, su baskını, her yeri kaplayan su” anlamına gelen Tûfân ile birlikte anılmaktadır. İbranca “מַבּוּל” sel anlamındadır. Suryanca “ܡܡܘܠܐ”’da Sel anlamındadır. "Büyük Su Baskını" ve "Rahatlatacak Adam"nın yan yana gelmesi düşündürücüdür. Sanki söylence doğal afetlere önlem alırsan/aldırırsan, sende rahat edersin der gibidir.

***

“Büyük Sel”in Konumu:

The Rocks Don’t Lie: A Geologist Investigates Noah’s Flood’da David Montgomery;

“Milyonlarca yıllık bazı kaya oluşumları, bu tür büyük ölçekli su erozyonuna dair hiçbir kanıt göstermiyor. Montgomery, böyle bir selin en iyi ihtimalle bölgesel bir olay, belki de Mezopotamya'da feci bir tufan olması gerektiğine inanıyor. Aslında, Nuh Tufanı'nın İncil'deki hikayesine çok benzer, ancak daha eski ayrıntılara sahip Mezopotamya hikayeleri var. “Dünyanız yeterince küçükse, tüm seller küreseldir” demektedir.



***

Fırat Nehri üzerindeki bir tufanı anlatan Gılgamış Destanıdır. Diğeri ise Dicle Nehri üzerinde büyük bir taşkın olan Atrahasis Destanı.




(ve) vaad etti Tufan'ın geleceğini 7. Gece(de)

Atrahasis (bu) talimatı aldı:

Kapısında topladı Eskileri

Atrahasis ağzını açtı

Eski[lere] hitap [et]ti

"Sizin tanrınızla benim tanrım [hemfikir değil]

Enki ve [Enlil] birbirine öfkeli:

[kentinizden(?)] kovuyor[lar](böylece) beni

Enki'ye [hür]met ettiğim için

Bana [bu] emri [verdi]:

***

Fırtına ve sert rüzgarlar kesilmiyordu

Başkenti yutarken Tufan.

Yedi gün ve yedi gece sonra

Tufan ülkeyi kapladığında

Ve gemi rüzgarların kucağında sularda sallandığında

Utu yeniden çıktı ortaya, yeri ve göğü aydınlattı!

Ziusudra gemide bir delik açtı

Korkusuz Utu da buradan girip bütün gemiyi aydınlattı

ve Ziusudra, Kral,

Utu'nun önünde secde etti

 Ve sayısız öküz ve koyun kurban etti. . .

 

 

KralZiusudra'yı böylece deniz aşırı bir ülkeye

 Güneşin doğduğu yerdeki Dilmun'a yerleştirdiler.

 

***

Utnapiştim Gılgamış'a açıkladı:

"Gılgamış sana bir sır vereceğim Seninle tanrıların bir sırrını paylaşacağım!

Şuruppak kentini bilirsin

Fırat'ın [kıyısında]

Tanrıların dadandığı eski bir kent.

Tanrıların orada aklına esti

Tufan'ı patlatmak:

Ey Şuruppak'ın kralı, Ubar-Tutu'nun oğlu,

Evini yık, kendine bir gemi yap;

Şuruppak Fırat Nehri kıyısında antik bir Sümer şehridir.

 


 

                  

“Büyük Su Baskını” söylencelerinin yazıya geçmiş halinde En.Ki, Utu, Dilmun, Fırat, Şuruppak belirli bir konumu işaret eder gibidir. Atrahasis, Utnapiştim, Ziusudra, Nûh bilinen bir bölgenin Kahramanlarıdır. Bütün bunlardan sonra, “Büyük Su Baskını”nın belli bir bölgeyi kapsadığını söyleyebiliriz.

Dünyanın bazı bölgelerinde - örneğin Afrika'da - sözlü geleneklerde sel hikayeleri pek bulunmaz, çünkü orada yıllık sellerin yıkım getirmekten ziyade yaşamı zorlaştıracak şeylere neden olduğu bilinmektedir

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...