“İsa'nın gelişinden önce Yahya (ιωαννου/Iohanne), bütün İsrail halkını, tövbe edip vaftiz olmaya çağırdı.” (İncîl, İşler: 13:24).
“Şöyle ki, Yahya (ιωαννης/Iohannes)
suyla vaftiz etti, ama sizler birkaç güne
kadar Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.” (İncîl, İşler: 1:5).
“Apollos Korint'teyken
Pavlus, iç bölgelerden geçerek Efes'e geldi.
Orada bazı öğrencileri bularak onlara, “İman ettiğiniz zaman Kutsal Ruh'u
aldınız mı?” diye sordu. “Kutsal Ruh'un varlığından haberimiz yok ki!” dediler
(1-2). “Öyleyse neye dayanarak vaftiz oldunuz?” diye sordu. “Yahya (ιωαννου)'nın öğretisine dayanarak vaftiz olduk” dediler (3).
Pavlus, “Yahya (ιωαννης)'nın yaptığı vaftiz, tövbeyle ilgili bir vaftizdi” dedi. “Halka,
kendisinden sonra gelecek Olan'a, yani İsa'ya inanmalarını söyledi.” (4). Onlar bunu duyunca, Rab İsa'nın
adıyla vaftiz oldular (5). Pavlus ellerini onların üzerine koyunca Kutsal Ruh
üzerlerine indi ve bilmedikleri dillerle konuşup peygamberlik etmeye başladılar
(6). Aşağı yukarı on iki kişiydiler (7). Havraya giren Pavlus cesaretle
konuşmaya başladı. Üç ay boyunca oradakilerle tartışıp durdu, onları Tanrı'nın
Egemenliği konusunda ikna etmeye çalıştı (8). Ne var ki, bazıları sert bir
tutum takınıp ikna olmamakta direndiler ve İsa'nın yolunu halkın önünde
kötülemeye başladılar. Bunun üzerine Pavlus onlardan ayrıldı. Öğrencilerini de
alıp götürdü ve Tiranus'un dershanesinde her gün tartışmalarını sürdürdü (9).
Bu durum iki yıl sürdü. Sonunda Yahudi olsun Grek olsun, Asya İli'nde yaşayan
herkes Rab'bin sözünü işitti (10).” (İncîl, Elçilerin İşleri: 19:1-10).
Yahyâ adı:
İbranca “יוחנן” yohanan (HNT),
Suryanca: “ܝܽܘܚܰܢܳܢ”
yūḥannān (Peşhitta),
Yunanca: “Ιωάννης” (Textus Receptus),
Latinca: “Ioannis”,
“Iohannis” (Vulgate),
Kopt: “ⲓⲱⲁⲛⲛⲏⲥ”
Arabça: “يُوخَنَان” veya “يُوحَنَّا”
(ASVD),
İngilizce: John,
Habeş: “መጥምቁ”
Qur’an’ı Kerîm’de “يَحْيَى”
Ad Tevrât’ta “יוּחַנָן/YOHāNāN” şeklinde geçmektedir.
Adın İbranca “ח-נ-נ”da
türediği söylenmiştir (حَنُون, ح ن ن),
(ܚ-ܢ-ܢ ḥ-n-n).
“יהוה (YHVH) + חנון (Hanon)” birleşimidir.
İlginç bir
şekilde Meryem Sûresinde;
“يَايَحْيَى خُذِ
الْكِتَابَ بِقُوَّةٍ وَآتَيْنَاهُ الْحُكْمَ صَبِيًّا (12) وَحَنَانًا مِنْ
لَدُنَّا وَزَكَاةً وَكَانَ تَقِيًّا (13)”
“Gidin de, 'Ben kurban değil, merhamet (ܚܢܳܢܳܐ) isterim' sözünün anlamını
öğrenin. Çünkü ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim (13). Bu
arada Yûhannân (ܕ݁ܝܽܘܚܰܢܳܢ)'nın
öğrencileri gelip İsa'ya, "Neden biz ve Ferisiler oruç tutuyoruz da senin
öğrencilerin tutmuyor?" diye sordular. ” (İncîl, Matta’ya Göre:
9:13,14).
Son olarak adı konusunu nasıl
yorumladığımızla bitirelim;
“يَازَكَرِيَّا
إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ اسْمُهُ يَحْيَى لَمْ نَجْعَلْ لَهُ مِنْ قَبْلُ سَمِيًّا ”
“Ey Zekeriyya!
“Gerçekten müjdeliyoruz sana bir genç oğul” O’nun adı
“Yaşar/Yaşayacak”, vermedik önceden ona bir adaş ” (19:7).
O'nun adı hep "Yaşayacak"!