31 Temmuz 2021 Cumartesi

Nûh ve Büyük Su Baskını (7b). Nûh Halkının İlahları (7b).

 Nûh Halkının İlahları (7b)

 

وَكَانُوا يتخذون كل طلسم على شكل موافق لكواكب خاص عَلَى صُورَةِ فَرَسٍ، وَنَسْرٌ عَلَى صُورَةِ نَسْرٍ ( الرَّازي).

“Böylece de, her tılsım, hususi bir yıldız ve hususi bir burca uygun şekil üzere öğreniyorlar, uyguluyorlardı. İşte bu sebeple, Vedd'in, erkek suretinde; Suvâ'ın, kadın; Yeğûs'un, aslan; Ye'ûk'un, at; Nesrin de Nesr suretinde olduğu söylenmiştir”

صورة رجل: Erkek,

صورة امرأة: Kadın,

صورة أسد: Aslan (baş)

صورة فرس: At,

صورة نسر: Kartal.

Vedd:  وُدًّا” (19:96), “وَدًّا” (71:23). Sevgi, seven anlamındadır.

 

“Yine İbnü’l-Kelbî tarafından verilen bilgiye göre Vedd kılıç kuşanmış, omuzunda yay, elinde mızrak ve ok taşıyan heybetli bir erkek şeklinde tasvir edilmiştir” (İbnü’l Kelbi, Kitabu’l-Esnâm, Putlar Kitabı, çev. Beyza Düşüngen, Ankara Okulu, 2016, S.48).

Putlar Kitabından:

Onlar Suvâ’ı put edindiler. Put, Yenbu' bölgesinin Ruhât yöresinde bulunuyordu. Yenbu’ Medine çevresindedir. Bekçisi Lihyân oğullarıydı. Ben Huzeyl’in şiirlerinden onunla ilgili bir şey işitmedim, sadece Yemenli bir adamın şiirini işittim

“Kelb kabilesi, Dûmat el-Cendel'deki Vedd'i put edindi.

Mezhic kabilesi ve Curaş halkı Yagûs'u put edindiler. Şair şöyle dedi:        

Yaşa (Mutlu ol) Vedd, çünkü artık bize helal değildir

Kadınlarla, oynaşmak, din işi ciddiye aldı.

Bir başkası şöyle dedi:

Yağûs yürüttü bizi Murâd'a doğru,

Tan atmadan saldırdık onlara!

Hayvân kabilesi Ya'uq'u put edindi. O, San’â’ya Mekke yönünde iki gecelik uzaklıkta bulunan Hayvan isimli bir köyde bulunuyordu. Hemdân’ın veya diğer Arapların onunla isimlendiklerini işitmedim; onların veya diğerlerinin onunla ilgili şiirlerine de rastlamadım. Zannediyorum bunun sebebi, onların San’â’ya yakın bulunuşları, Himyerlilerle karışmış olmaları ve Zû Nuvâs yahudi olduğunda, onlar yahudi olurken birlikte yahudi oluşlarıdır.

Himyerliler Nesr'i put edindiler.

Onlar ona, Belha’ isimli bir bölgede tapıyorlardı. Himyerlilerden onunla isimlenmiş birisini duymadım, onların veya diğer Araplardan birinin şiirinde de onun anıldığına rastlamadım. Bunun sebebi herhalde, Himyerlilerin Tubba’ zamanında putlara tapmaktan vazgeçip Yahudiliğe girmiş olmalarıdır.

Bunlar Nuh kavminin taptığı beş puttur, Allah (şan yücedir) peygamberine (Allahtan ona selâm olsun) indirdiği Kitabında(Kur'an) onları andı : [Nuh dedi ki:-Ya Rabbi, onlar bana isyan ettiler, mallarının ve evlatlarmın kendilerine büyük ziyandan başka bir şey getirmediği kişilere uydular, büyük bir hile düzdüler ve dediler ki:-Putlarınızı sakın bırakmayın, Vedd'i, Suvâ’ı, Yeğûs’u, Ya’ûq'u ve Nesr’ terketmeyin. Onlar çok sapıttılar, zalimlerin sapıklıklarından başka bir şeyini arttırma”

‘Amr b. Luheyy putçuluğu yayınca Araplar da putlara taptılar ve onları ilah edindiler.

Vedd, Suvâ’, Yegûs, Yeûq ve Nesr, dindar, iyi kişilerdi, hepsi de aynı ayda öldüler. Akrabaları çok üzüldüler. Kabil oğullarından biri dedi ki: “Ey hemşehrilerim, size onların şeklinde beş put yapayım mı? Yalnız ruhlarını veremem?” –Yap! dediler. O da tıpkı onlar gibi beş put yapıp dikti.(İbnü’l Kelbi, Kitabu’l-Esnâm (çev. Beyza Düşüngen, Putlar Kitabı) Ankara Okulu, 2016, S.41-44).

İbn Kelbi’nin anlattıklarını teyit edebileceğimiz “dış kanıtlar”ın izini sürdüğümüzde ilk önce Vedd’en başlayalım;

Antik Güney Yazıtlarında bu ada rastlıyoruz.

(𐩥𐩵) Veddum ve Vedd'eb (𐩥𐩵 𐩱𐩨) “Seven baba” anlamına gelir “Minaeanların

Mısırlıların Wadjet wꜢḏyt “Yeşil biri” olması olanaklıdır.







http://dasi.cnr.it/index.php?id=79&prjId=1&corId=13&colId=0&navId=113562579&recId=4253

http://dasi.cnr.it/index.php?id=dasi_prj_obj&prjId=1&corId=0&colId=0&navId=868264483&recId=4261



Sebe dilindeki eski yazıtlar, aşk ve dostluk tanrısı Wedd'in Yemenliler tarafından “baba” olarak adlandırıldığını gösteriyor. Yazıtta Vedd'eb (𐩥𐩵 𐩱𐩨) “Seven baba” yazmaktadır.

 


 


Vedd’in yerdeki izdüşümleri birkaç örnekte yazıtlarda bulunmaktadır.

Acaba Vedd’in Göktede bir naqş’ı söz konusu mu?

 

“Vedd kılıç kuşanmış, omuzunda yay, elinde mızrak ve ok taşıyan heybetli bir erkek şeklinde tasvir edilmiştir” (İbnü’l Kelbi, Kitabu’l-Esnâm, Putlar Kitabı, çev. Beyza Düşüngen, Ankara Okulu, 2016, S.48).

İbn Kelbinin bahsettiği olasıdır ki; “The Old Man”, “Enmesharra” (Perseus), kahraman takım yıldızıdır.

Sümer ve Akad mitolojidinde Enmesharra veya Enmešarra yeraltı ilişkili bir figürdür. “Baba” rolündedir.

Yunan’da “Perseus”tur. Türkçe “Kahraman TakımYıldızı”dır.






27 Temmuz 2021 Salı

Nûh ve Büyük Su Baskını (7a).

                                               Nûh Halkının İlahları (7a).


وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ آلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًا (71:23).

“Ve dediler; Siz bırakmayın İlahlarınızı ve bırakmayın Vedd’i ve ne Sûvâ’’yı ve ne Yegûs’u ve ye’ûq’u ve Nesr’i”

Kimdir bu ilahlar?

İbni Kelbi (h.120 M.738) bu ilahlarla ilgili şunları söylemektedir;

 {وَقَالُواْ} أي قال السادة والأغنياء؛ للضعفاء والفقراء {لاَ تَذَرُنَّ} لا تتركن {آلِهَتَكُمْ} التي تعبدونها {وَلاَ تَذَرُنَّ وَدّاً وَلاَ سُوَاعاً وَلاَ يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْراً} هي أسماء أصنام كانوا يعبدونها؛ وكان «وداً» على صورة رجل، و «سواعاً» على صورة امرأة «ويغوث» على صورة أسد و «يعوق» على صورة فرس و «نسراً» على صورة نسر. لعنهم الله تعالى أنى يؤفكون {وَلاَ تَزِدِ الظَّالِمِينَ}  (كتاب الأصنام,ابن السائب الكلبي)



 






 










Mufessir Râzî (H.543 M.1149)’de şöyle demekte;

Vedd, Kelb'in; Suvê', Hamedân; Yeğûs, Müzhac'ın; Ye'uk, Muradın; Nesr de, Himyer'in putu oldu.. İşte bu sebeple Araplar, Abd-i Vedd: Vedd'in kulu, ve Abd-i Yeğûs" diye adlandırıldı (Razi).

 

Bu ayet-i kerîmenin tefsirinde Râzî çok ilginç bir soru sormakta;

 

الْمَسْأَلَةُ السَّادِسَةُ: هَذِهِ الْأَصْنَامُ الْخَمْسَةُ كَانَتْ أَكْبَرَ أَصْنَامِهِمْ، ثُمَّ إِنَّهَا انْتَقَلَتْ عَنْ قَوْمِ نُوحٍ إِلَى الْعَرَبِ، فَكَانَ وَدٌّ لِكَلْبٍ، وَسُوَاعٌ لِهَمْدَانَ، وَيَغُوثُ لِمَذْحِجٍ، وَيَعُوقُ لِمُرَادٍ، وَنَسْرٌ لِحِمْيَرَ وَلِذَلِكَ سَمَّتِ الْعَرَبُ بِعَبْدِ وَدٍّ، وَعَبْدِ يَغُوثَ، هَكَذَا قِيلَ فِي الْكُتُبِ، وَفِيهِ إِشْكَالٌ لِأَنَّ الدُّنْيَا قَدْ خَرِبَتْ فِي زَمَانِ الطُّوفَانِ، فَكَيْفَ بَقِيَتْ تِلْكَ الْأَصْنَامُ، وَكَيْفَ انْتَقَلَتْ إِلَى الْعَرَبِ، وَلَا يُمْكِنُ أَنْ يُقَالَ: إِنَّ نُوحًا عَلَيْهِ السَّلَامُ وَضَعَهَا فِي السَّفِينَةِ وَأَمْسَكَهَا لِأَنَّهُ عَلَيْهِ السَّلَامُ إِنَّمَا جَاءَ لِنَفْيِهَا وَكَسْرِهَا فَكَيْفَ يُمْكِنُ أَنْ يُقَالَ إِنَّهُ وَضَعَهَا فِي السَّفِينَةِ سَعْيًا مِنْهُ فِي حِفْظِهَا.

 

Nûh halkının ilahları ve onların putları “Büyük Su Baskını”ndan nasıl kurtuldu?

 

Nûh’un bunları gemiye aldığı düşünülemez, sular altında kalıp yok olmaları gerekirdi. O halde Araplara nasıl intikal etti? Nuh bunları yok etmek için gelmişti. Bunları nasıl gemiye aldığı söylenebilir?

 

Râzî çok yerinde bir soru sormaktadır. Bu ilahların ibn kelbi’nin ve diğer bir çok kişinin verdiği bilgileri teyit edecek kanıtları bulunmaktadır.

 

Nasıl intikal etmiş olabilir?

 

 

Bizce cevap şunu gibidir;

Kur’an’da geçen bu tür metinlerde güncel muhataplar önemli karakterlerle bir olmaya çağrılır. Kıssalarda geçmiş şimdiki zamana çağrılır ve muhataplar kıssalardaki karakterle bir olmaya davet edilir. Kıssalardaki karşıt karakterler şimdide sizin işittiklerinizdir.

Nuh gemiye binerken onla birliktesinizdir, Nûh karşıtlarıyla tartışırken kalabalığın içinde Nûh’u izleyen birisinizdir, Nûh’a karşı çıkanların sözleri şimdide Muhammed karşı çıkanları sözleridir.  

Ana amaç şimdiki mücadeleyi geçmişle birlemek, birleştirmektir.

Asıl önemli olan sizin o karakterle ortak bir ideale sahip olup O’nunla O olmanızdır.

Devam edecek…

26 Temmuz 2021 Pazartesi

Nûh ve Büyük Su Baskını (6).

 

Tevrât ve Kur’an’da Nûh ve Büyük Su Baskını

Benzeşenler ve Ayrışanlar

Tevrât ve Kur’an’da: Nûh, Büyük Su Baskını, Gemi benzeşir (muteşâbih).

Gemi’nin yapımı Tevrât’ta detaylıdır. Kur’an’da ise “Levhalar ve Tıkaçlar”dan bahsedilir (54:13).

Tevrât’ta yine Nûh ile ilgili soy ağacı, ömürler ve tarihler verilmekte, Kur’an’da ise bunlar yer almamaktadır.

Kurtulanlar Tevrât ve İncîl’e göre “sekiz kişi”dir.

Bir zamanlar, Nuh'un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı'nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu.” (İncîl, 1. Petrus, 3:20).

Tanrı eski dünyayı da esirgemedi. Ama tanrısızların dünyasına tufanı gönderdiğinde, doğruluk yolunu bildiren Nuh'u ve yedi kişiyi daha korudu” (İncîl, 1. Petrus, 3:5).

Tevrât’ı-Şerif’te Nûh’un üç oğlundan bahseder;

Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü (9). Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet (10).” (Tevrât, Yaradılış: 6:9,10).

 Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.” (Tevrât, Yaradılış: 7:7).

Kur’an’ı Kerîm’de bu “üç oğul”dan hiç bahsedilmez, özellikle “bir oğul”, “Gemi” ye binmeyi reddetmiştir. (Hûd: 42-49)

 

Kur’an’da Nûh’un karısından bir defa bahsedilmekte ve olumlu değildir.

ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا لِلَّذٖينَ كَفَرُوا امْرَاَتَ نُوحٍ وَامْرَاَتَ لُوطٍ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِیَا عَنْهُمَا مِنَ اللّٰهِ شَيْپًا وَقٖيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلٖينَ” (66:10).

Jubileler Kitabına göre Nûh’un Karısının adı Emzara’dır (Jübileler: 4:33).

Kur’an’da “az” kişiye işaret eder:

وَمَنْ اٰمَنَ وَمَا اٰمَنَ مَعَهُ اِلَّا قَلٖيلٌ (11:40).

Nûh’un Oğlu ve Karısı bu sayının içinde olmamalıdır.

Tevrât’ta göre büyük su baskınından gemidekiler hariç kimse kurtulmamıştır;

Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.” (Tevrât, Yaradılış: 6:17).

Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.” (Tevrât, Yaradılış: 7:21).

İncîl’de de Büyük Su Baskını İnsanlarının yok olduğunu söylemektedir;

Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Sonra tufan gelip hepsini yok etti. ” (Luka’ya Göre İncîl, 17:27).

Kur’an’da ise Büyük Su Baskının yerel olabileceğine işaretler vardır;

وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا نُوحًا اِلٰى قَوْمِهٖ” (29:14).

Kur’an’da gemi “Cûdî” üzerine oturmuştur. Bu yer “Kardu”larla ilişkilendirilmiştir.

  “... מתרגם אונקלוס: על טורי קרדו.על הרי אררט

   https://www.sefaria.org/Birkat_Asher_on_Torah%2C_Genesis.8.4.1?lang=bi&with=all&lang2=en

 

Kur’an’da Nûh ve Büyük Su Baskını dağınık halde anlatılmıştır. En geniş anlatım Hûd, Â’raf, Nûh ve Mu’minûn Surelerindedir. Bu Sureler Hicretten Öncedir. Anlatı Muhatablarına Nûh Kıssa’sı üzerinde mesaj vermektedir. Kıssa iletmek istediği mesaja uygun motifler seçmiştir. Büyük Su Baskını anlatısı Mekke ve Medine ortamına adapte edilmiştir.

قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ يَا نُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمَرْجُومٖينَ” (26:116).

Mekke’de Muşriklerle artık birlikte yaşamak gittikçe zorlaşmakta, inananlar emniyet içinde değillerdir, tehditler, horlanmalar, alaylar, işkenceler söz konusudur, mücadele için birlikte bir emniyetli sığınak, barınak bulma arayışı başlamış gözükmektedir. Bu birlikte, bir arada gerçekleştirilebilecek bir iştir. Ve sabır gerektirir.

24 Temmuz 2021 Cumartesi

Nûh ve Büyük Su Baskını (5).

 

Büyük Su Baskını Varsayımlar ve Semboller

 

Büyük Su Baskını (Tûfân) hakkında üç varsayım bulunmakta;

1.      Akdeniz (Zanclean sel)


 

 

2.      Karadeniz, (Karadeniz tufanı hipotezi)


 

3.      Pers denizi (Holosen taşkınları)

 

 


 

Bir önceki paylaşımda Büyük Su Baskının (Tûfân) bölgesel olabileceğini, anlatıların belli bir bölgeye işaret ettiğine değinmiştik. Olasılık olarak üçüncü varsayım bize daha makul gelmektedir.

 

 


 Motifler ve Semboller:

“Söylence” ve “Anlatılar”ın Motifleri “Tûfân” ve kurtuluş için “Gemi” odak konumundadır. Kahramanlar değişse de değişmeyen iki motiftir.

Gemi bir yolculuğun, aynı zamanda sağlam ve iyi inşa edilmiş gemi bir güvenlik ve sığınak sembolüdür.

Büyük Sel Baskınında “Gemi” içinde bulunanları akıntı, karmaşaya karşı güvende tutmaktadır.

İncîl’de Fırtınalı bir denizde tekne’nin İsa ve öğrencilerini koruduğu anlatılır.

O gün akşam olunca öğrencilerine, Karşı yakaya geçelim dedi (35). Öğrenciler kalabalığı geride bırakarak İsa'yı, içinde bulunduğu tekneyle götürdüler. Yanında başka tekneler de vardı (36). Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu (37). İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O'nu uyandırıp, Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun? dediler (38). İsa kalkıp rüzgarı azarladı, göle, Sus, sakin ol! dedi. Rüzgar dindi, ortalık sütliman oldu (39). İsa öğrencilerine, Neden korkuyorsunuz? Hâlâ imanınız yok mu? dedi (40)”. (İncîl, Markos’a Göre: 4:35-40).

 

Büyük Su Baskını (Tûfân) ise kitlesel yıkıma, ölümlere neden olan bir felakettir. Yıkıcı olduğunda toplu değişim ve yıkımı sembolize eder.

Büyük Su Baskını (Tûfân) önüne kattığı her şeyi yok edebilecek son derece yıkıcı bir güçtür. Önüne çıkan her şeyi siler. Ama yine de, yeniden doğuşun, yeni bir başlangıcın, bir arınmanın sembolüdür.

Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği

                                                          Cibt ve Tâgût Kelimelerinin Habeşçe izleği   “ اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذٖينَ ا...