Epiphanius
ne demiş?
“Derviş
Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni
sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir...”
İlmi Ahlak (Bilimsel Etik) kuralları,
yaptığınız alıntının Kitab adı, sayfa numarası, varsa dipnot bilgilerinin
verilmesi, herkes tarafından bunun şeffaflıkla tetkik etmesini sağlamak
amaçlıdır. Kontol etmediğiniz bir bilgiyi paylaşmak ise sizi bazen mahcub eder.
Burhan
Oğuz ve Epiphanius’tan alıntısı:
Burhan oğuz Epiphanius'tan alıntı yapıyor (Dipnot yok), ve şunu söylüyor
"Grek ve Romalılar aslanlı tanrıçanın Küçük
Asya’lı olduğuna her zaman inanmışlardır; onun en önemli tapınma merkezleri
olarak Pessinus (Ankara-Eskişehir-Afyonkarahisar karayolunun Sivrihisar kavşağının
16 km Güney’inde Ballıhisar) ve Sardis kentleri zikredilir. Bununla birlikte
adı, çeşitli şekillerde kaydedilmiştir: Κυβέλη, κυβήβη, κυβήχη, κύβηλις.
Bunların hepsinde müşterek bir Kube ya da Kuba kökü bulunuyor. Bu konuda
Bizanslı bilgin Lydus (Lydia, takr. 490-Byzantion, takr. 565) keyfiyeti,
tanrıçanın bir meteorit şeklinde tazim edilmesi itibariyle adının “mik’âb-küp”e
bağlı bulunduğu şeklinde tefsir ediyor. Buna göre de bu taşın bir oyun zarı
(πεσός) şeklinde olduğuna dair bir genel inancın bulunmuş olması muhtemel olup
tanrıçanın ana tapınağının bulunduğu Pessinus kentinin adının bundan türemiş
olduğu sanılır. Bu aynı doğrultuda olmak üzere R. Eisler (Kuba–Kybele, in
Philologus-1909) Mekke’deki Ka’aba ile Arap kenti Petra’yı (Lâtince “taş”) (Al-Batrâ,
Lût gölüyle Kızıldeniz arasında ve M.Ö. VI. yy.dan M. II. yy.a dek Nabatîlerin
başkenti) kıyaslıyor. Bu sonuncu Samî kentinde de dört kenarlı ve herhangi bir
şeyi temsil etmeyen bir siyah taşa tapınılırdı. M.S. V. yy.da yazan Epiphanius,
tanrıçanın Xααβοṽ adını Κόβη veya Παρθένος = “bakire” şeklinde tercüme ediyor.
Burada dikkati çeken husus, aynı tek tanrıçanın hem ana, hem de bakire oluşu ki
bu da ancak bir kutsal izdivaç, yani bir hieros gamos ile izah edilir.
Bu Kuba-Kybele
ile Ka’aba yakınlığı Toprak Ana Gaia ile Gayya (kuyusu) arasında muhtemel bir
semantic ilişkiyi akla getiriyor; bilindiği gibi Arapça gayy, yanlış yola sevk
etmek, cezp etmek, ayartmak, ifsat etmek demek olup Toprak Ana’nın başına,
güzden itibaren, bu gibi işler gelip kendisi yerin dibine çekiliyor. Gayya
(kuyusu), tıpkı Ka’aba’da olduğu gibi, zamanla bir İslâmî manaya bürünmüş
olabilir. "
Buradan kontrol edebilirsiniz.
Epiphanius’un Yunanca bu konuyu bahsettiği bölümü:
“ τοῦτο δὲ καὶ ἐν Πέτρᾳ τῇ πόλει (μητρόπολις δέ
ἐστι τῆς Ἀραβίας, ἥτις ἐστὶν Ἐδὼμ ἡ ἐν ταῖς γραφαῖς γεγραμμένη) ἐν τῷ ἐκεῖσε εἰδωλείῳ
οὕτως γίνεται, καὶ Ἀραβικῇ διαλέκτῳ ἐξυμνοῦσι τὴν παρθένον, καλοῦντες αὐτὴν Ἀραβιστὶ Χααμοῦ τουτέστιν Κόρην εἴτ' οὖν παρθένον καὶ
τὸν ἐξ αὐτῆς γεγεννημένον Δουσάρην τουτέστιν μονογενῆ τοῦ δεσπότου. τοῦτο δὲ καὶ
ἐν Ἐλούσῃ γίνεται τῇ πόλει κατ' ἐκείνην τὴν νύκτα, ὡς ἐκεῖ ἐν τῇ Πέτρᾳ καὶ ἐν Ἀλεξανδρείᾳ.”
(Ἐπιφάνιος, 22).
Kontrol için;
Πέτρᾳ:
Petra
Ἀραβίας:
Arabistan
Κόρην: Kore, Çekirdek
παρθένον: Bakire
Ἀραβιστὶ
Χααμοῦ: Arabça Khaamon (Xααβοṽ değil)
Δουσάρην:
Duşara
Oysa
Metinde “Xααβοṽ” geçmiyor “Χααμοῦ” geçiyor.
Efiyanus’un
“Panarion” kitabının İngilizce (Tercüme) baskısı da var, ilgili kısmı aşağıda;